VII. ULUSLARARASI TÜRK SANATI, TARİHİ ve FOLKLORU KONGRESİ/SANAT ETKİNLİKLERİ
11
Bu kumaşlar üzerinde düşürülen kalıplar hem taştan, hem de ahşapdan olurmuş.
Köylüler uzun yüzyıllar boyunca seramik ve diğer eşyalar üzerinde bulunan
desenleri bu yöntemle kumaşların üzerine salırlarmış. XVII yüzyılda bu yöntemle
oluşturulan kumaşlarda nebati desenlerle beraber hayvan, kuş, aynı zamanda
tavuzkuşu çizimleri de salırlarmış. İlk örneklerde kumaşların renkleri çeşitli yeşil,
sarı, zemini mavi renkte olurmuş (2.Соболев, s.15-16).
Reism 1. Resim 2. Resim 3.
Böylece Rus şallarının (örtülerinin) tarihi gelişimi hakkında iki lisansda -
Rusça ve İngilizce yazılan kitaptan belli oluyor ki, Rus şallarının sanatsal süs
tertibatında Avrupa, Türkiye ve Hindistan'ın naxışlarından kullanılmıştır. (3.
Макаровская, s.5-23). Bu kitapta rus şallarının sanatsal tertibatında çoğunluk
nakışların da bu ülkelere ait olduğu defalarca vurgulanıyor. Doğru, Şuşa'da
kullanılan siyah fonlu, üzerinde kırmızı güller eks edilen "Bahçede güller" ve
"Dibçəkdə güller" adlı xalçalarında rus şalları ile aynı desen olan rus xalçalarında
da bu nakışların işlendiğini mutlaka itiraf etmek gerekir. Fakat benzer nakışların
diğer ülkelerde de olması bu kompozisiyaların ilk nüshasının kime ve hangi halka
ait olduğunu söylemeye tabii ki sıkıntı yaratıyor.
Resim. 4 Resim. 5 Resim. 6
Şuşa'da dokunan bu havlı halıların benzerleri yani siyah zeminli üzerinde
gül buketleri olan makine veya el ile dokunan Rusya halı-halılarının varlığı da bizi
şüpheye düşürüyor. Vaktiyle Sentropromsovetin çalışanları tarafından halçaçılığa
ait 4 kitap: "Азербайджанские ковры", "Туркменские ковры", "Армянские ковры"
ve "Ковры РСФСР" adıyla basılmıştır. "Ковры РСФСР" adlı 4. kataloğun çapında,
renkli tabloların ve kataloğun hazırlanmasında A.A.Ahmedov, A.S.İvanov,
L.K.Zubova ve P.M.Palnikov katılmıştır. Bu katalog yazarlar tüm RSFSR, Dağıstan,
ASSC, Kuzey Kafkasya, Orta Rusya ve Batı Sibirya'nın xalçalarını özellikle havsız
VII. ULUSLARARASI TÜRK SANATI, TARİHİ ve FOLKLORU KONGRESİ/SANAT ETKİNLİKLERİ
12
kilim çizimlerini, yani tablolarını vermişlerdir. Bazen de dokunmamış halıların
resimleri eklenmiştir. Bu kitapların müeliflerinin esas amacı Sovyetler ailesinde
yaşayan halkların halı sanatının gelişiminin düzeyini göstermekten ibaretti. Hemin
bu halıların çoğunluğunun dahil Kurski, Tula, Kurgan ve Penza gibi vilayetlerinde
ve Tümenin kilim desenleri genellikle koyu siyah zeminde doğal realistik tarzda gül
buketi ya da gül demeti ile süslenmiştir. Onlar al-elvanlığı ile seçilmekle beraber
henüz o zaman sadece Rusya'da hatta tüm RSFSR-de moda olan
kompozisyonlarla düşünülüyordu. Muhtemelen Sovyet döneminde altın güllerle
oluşan kompozisyonlar sanatın çeşitli alanlarında kendine yer bulmuştur (4. Ковры
РСФСР, s.3-5). Şahsen Moskova ve Petersburg'da Rus evlerinde bu halılar olan
büyük ilgiye tanık olmuştum. Bu halılar duvar halısı gibi kullanılıyordu.
Resim. 7 Resim.8 Resim.9
XIX-XX yüzyıllarda bile siyah zemin üzerinde gül buketi resmedilmiş
desenlerle oluşan kilimler Türkiye'nin Bardız bölgesinde yaygındır. Siyah veya
kırmızı zemin üzerinde gül desteleri olan kilimler Rusya'nın "Şarköy" kilimleri -
Türkiye, Fetihye eyaleti ve Bulgar, Rumıyanın Bessorabiya Gyipsi, İran'daki
Behtiyarı, Qaşqayi boylarının havlı halılarında görülebilir. Belirtmek gerekir ki, XVIII
yüzyılda vazoda altın güller desenleri ile düzenlenmiş havlı halılar özel olarak
Kirmanda Hüseyin Kirmâni'nin firmasında da dokunmup üretilmiştir. Bu
kompozisyonun Azerbaycan'da dokunmuş variantları
yeteri kadardır. Tüm bu
getrilen ayrı-ayrı örnekler gösteriyor ki üzerinde vazo ve buketli gül olan havlı
halıların en çok dokunduğu Karabağ olmuştur ki, bunlar da havlı teknikle yerine
yetrilmişdir. Genellikle şuşalılar Karabağ'da pano karakteri taşıyan duvar halılarının
temellerini yaratmışlar söylesek yanılmarıq. Bu halılar bugün de Karabağın tüm
evlerinin duvarlarını süslerler. Bize göre Karabağ'da yayılan altın gül-çiçek
üslubunun diğer bir kaynağı vardır.
2010 yılında Türkiye'nin Atatürk Universitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
"Geleneksel Türk El Sanatları" bölümünün birkaç öğretmeni, aynı zamanda
Yardımcı Doçent Doktor Tahsin Parlak, Yadımcı Doçent Doktor Aslıhan Ergüder
"Bardız Kilimleri" adlı bir kitap yayınladılar (5.Parlaz , Aslıhan, s.25-27). Bu kitapta
özellikle Erzurum bölgesinde birkaç köyde son dönemlerde değinen kilimlərdən
bahsedilir. Kitabın konusundan anlaşılıyor ki, bu bölgeler 100 yıl Rusların
egemenliği altında olmuştur. Sadece 1918 yılında Bardız, Ardalan 40 yıllık Rus
işgali qurtarmışlar. 1920 yılından başlayarak Bardızın 14 kendi Ardalanla
birleşmiştir. Sadece 1927 yılında Bardız kendi köyleri ile beraber Sarıkamış bölgesi
ile birleşmiştir. Bardız genellikle kilimdokuma merkezi olmuştur. Eskiden buranın