Ün ey m im arlı



Yüklə 1,2 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə22/43
tarix18.06.2018
ölçüsü1,2 Mb.
#49336
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   43

tetik konusundaki kaygılarını bu formülle ifade 

ettiği düşünülmektedir. Basit bir matematik ku-

ralı olarak çarpanın sıfır olması, sonucun daima 

sıfır olmasını sağlar. Buna göre sanat değeri ol-

mayan yapı mimari değildir. 

organize  edilmemiştir),  sadece  hesaplamanın 

estetik göstergesidir” der (Baird, 2003, sf:72-75).

Aynı  dönemde  biçimsel  yorum  farklılıklarına 

rağmen mimarinin, özellikle fonksiyon ön pla-

na  alınarak,  işlevden  biçimlenen  saf  formlar 

üzerinden tartışıldığı görülmektedir. Alvar Aalto 

yükselen fonksiyonalist tutuma “İnşa-yapı sanatı 

hayatın formla vücut bulmuş sentezidir” sözle-

riyle vurgu yapar.

20.  yüzyılın  ilk  yarısına  ulaşıldığında,  teknoloji 

her  ne  kadar  yeni  ve  modern  mimari  için  bir 

araç  olarak  görülse  de  estetik  ve  güzellik  kav-

ramları  hâlâ  tartışılmaktaydı.  Rus  Mimar  Felix 

Novikov’a  göre  teknoloji  ne  kadar  ilerlemiş 

olursa olsun, çağdaş mimarlık sorununu tek ba-

şına çözemezdi. Bu nedenle mimarinin denkle-

minde bilim ve teknoloji bileşenlerinin değerle-

ri ne kadar yüksek olsa da sanat faktörü ortada 

bulunmadıkça  olumlu  bir  sonuca  varılamazdı 

(Özer, 1993, sf: 175). Novikov mimarlık ve sanat 

ilişkisine odaklanarak Vitrivius’un mimarinin for-

mülünü matematiksel olarak yeniden yorumlar 

(Özer, 1993, sf:175). Novikov’a göre:

Mimari = (Bilim + Teknoloji) x Sanat

Novikov’un çağının ileri düzeyde bilim ve tek-

noloji varlığına inancına rağmen mimari ve es-

ayırmak, sanat (süsleme) ile mimarinin “evliliği-

ne” son vermek gerekmektedir (İsozaki, 2006, sf: 

13). Loos mimarinin sanat (süsleme) ile bir ilgisi 

olmadığını,  bütün  fazlalık  süslemelerden  arın-

dırılarak  mimarinin  yalnızca  inşaat  olması  ge-

rektiğini öne sürmekteydi (İsozaki, 2006, sf: 13). 

Böylece mimariyi süslemeden ayırarak, modern 

kültür  ve  topluma  ulaşmak  mümkün  olabile-

cekti.  Loos  stillerin  üzerinde  olan  ve  yeni  mo-

dern  dünyayı  yansıtan  saf  mimariye  inanmak-

taydı  ve  ona  göre  süsten  arındırılmış  ürünler 

saf ve berrak düşünce ve medeniyetin yüksek 

derecede temsilcisiydi. Loos bu görüşünü şöyle 

ifade etmekteydi (Boutin, 2000): 

“Tasarım  objesinin  prensipleri  tamamen  gerçek 

olmalıdır ve objenin hizmet ettiği işlev tarafından 

belirlenmelidir.  İyi  form  nesnenin  kullanışlılığını 

ifade etme derecesine bağlı olarak kendiliğinden 

ortaya  çıkar.  Böylesi  ürünler  ‘rasyonel’dir  ve  aynı 

görevi üstlenen iki usta böylece aynı tipik nesneyi 

üretecektir.”

Bu fikir akımı sanat ve mimaride kendini göste-

rerek modern mimarinin ilk tohumlarını atmış-

tır. Almanya’da Bauhaus, Hollanda’da DeStijl gibi 

akımlarla modern mimarinin ilk örnekleri görül-

meye başlanmıştır. Ancak bu gelişmeler sadece 

mimaride  değil;  Paul  Klee,  Wassily  Kandinsky, 

Piet Mondrian gibi dönemin ünlü ressamlarını 

etkileyerek  sanatta  da  kendisini  göstermiştir. 

(Resim 1-4). 

Teknolojinin  ilerlemesi  ve  makineleşme  çağı-

nın  getirdikleri  güzellik  kavramının  sorgulan-

masına  ve  yeniden  tanımlanmasına  neden 

olmuştur. Çek sanatçı Tiege’ye göre sanat ya-

şamın bir fonksiyonudur ve işlevsel olan güzel-

dir. Makine kusursuzlaştıkça daha da güzelleşir. 

Bir makinenin güzelliği -bir otomobilin güzel-

liği-  süslerle  bezenmiş  olmaya  ihtiyaç  duy-

mayan  saf  formun  ve  gerçekliğin  güzelliğidir 

(Zusi, 2004, sf: 110).

Bu  döneme  ilişkin  genel  bir  çerçeve  çizmek 

gerekirse;  teknoloji  ve  makineleşme  modern 

olmanın  temel  unsurudur  ve  makine  estetiği 

bu dönem mimarlığının ana teması haline gel-

meye  başlamıştır.  Dönemin  endüstriyel  dilini 

mimariye  uyarlayan  Le  Corbusier  Villa  Savoye 

(1929) için “(bu) ev içinde yaşamak için makine-

dir” tanımlaması yaparken, nesnenin güzelliğini 

şöyle yorumlar (Baird, 2003, sf 74), (Resim 5-6):

“…güzellik yararlılıktan bağımsızdır, bunlar iki ayrı 

şeydir.” 

Corbusier’e göre dolu bir çöp kutusu boş ola-

na  göre  çok  daha  fazla  işlevseldir  ama  güzel 

olduğu  söylenemez.  Corbusier  bu  görüşünü 

desteklemek için Eyfel Kulesi örneğini verir ve 

“Eyfel Kulesi hiçbir şey içindir (bir fonksiyon için 

Resim 1. Piet Mondrian, 1920, Composition with Yellow Red Black 

Blue and Grey. 

Resim 3. Schröder Evi (1924) dış mekândan görünüm.

Resim 2. Paul Klee, 1922, Red Ballon.

Resim 4. Schröder Evi (1924) iç mekândan görünüm.

Resim 5. Villa Savoye (1929) dış mekândan görünüm.

Resim 6. Villa Savoye (1929) terastan görünüm.

GÜNEYMİMARLIK | EYLÜL2013 | SAYI 13 | 

31



DOSYA

Behramoğlu A., (2013); “Mimarlık Sanat Olmaktan Çıkarken,” Mimarlı-

ğın Dosyaları, Mimarlar Odası Antalya Şubesi Yayını 14/1, s: 627.

Boutin  M.,  (2000),  Richard Neutra: The Idealization of Technology in 

America, Calgary, Alberta.

Gieodion S., (2002); Space, Time and Architecture, 14. Basım, Harvard 

Uni. Press.

Gür  Ş.  Ö.,  (2013); “Estetik  Denetlenebilir  mi?,”  Mimarlığın Dosyaları, 

Mimarlar Odası Antalya Şubesi Yayını 14/1, s: 63-65.

Hasol D., (2013), “Mimarlık Sanat Değil mi?,” Mimarlığın Dosyaları, Mi-

marlar Odası Antalya Şubesi Yayını 14/1, s: 625-626.

İsozaki A., (2006); “Krizler Haritası,” Metafor Olarak Mimari, Kojin Kara-

tani, Çev. Barış Yıldırım, Metis Yayınları, s: 9-16.

Kant I., (2008), Critique of Judgement, Çev. Meredith J. C., Wilder Pub-

lications.

Özer B., (1993); Yorumlar, Kültür Sanat Mimarlık, YEM Yayın.

Rasmussen S. E., (2012); Yaşanan Mimari, Çev. Ömer Erduran, 4. Ba-

sım, Remzi Kitabevi.

Ulrich  K. T.,  (2006),  Design, Creation of Artifacts in Society,  Pontifica 

Press.


Vanlı Ş., (2006); 20. Yüzyıl Türk Mimarlığı, Cilt 1., Şevki Vanlı Mimarlık 

Vakfı Yayınları.

Vitrivius, (1993); Mimarlık Üzerine On Kitap, Çev. Suna Güven, Şevki 

Vanlı Mimarlık Vakfı Yayınları.

Zusi P. A., (2004); “The Style of the Present: Karel Teige on Constructi-

vism and Poetism,” Representations 88 (Fall 2004) s: 102-124.

* “Space is the breath of art.” F.L. Wright

GÖRSEL KAYNAKÇASI

Resim 1. http://www.pietmondrian.info/mondrian-at-a-glance/

mondrian-at-a-glance-home.html



Resim 2. http://museum.artiro.com/wp-content/uploads/images/

klee-red_balloon.jpg



Resim 3. http://www.studyblue.com/notes/note/n/pwad-ii-slide-

test-3-ch93031/deck/2819703



Resim 4. http://inhabitat.com/1920s-rietveld-schroder-house-in-

utrecht-is-a-simple-elegant-and-completely-transformable-home/

gerrit-rietveld-adaptable-rietveld-schroder-house-utrecht-9/

Resim 5. http://upload.wikimedia.org/wikipedia/en/3/3c/

VillaSavoye.jpg



Resim 6. http://www.flickr.com/photos/35873040@

N07/3318961242/sizes/o/in /photostream/



Resim 7. http://www.alvaraalto.fi/viipuri/building.htm

Resim 8. http://alvaraalto.se/wp-content/uploads/

Aaltobiblioteket-i-Viborg.jpg



Resim 9-10. http://stadiafile.com/tag/pier-luigi-nervi/

öğe olmanın yanı sıra kendinden gelen karak-

teri ile estetik bir unsur olarak yapıya anlam ka-

zandırmaktadır (Resim 9-10).

Gür  (2013,  sf:  65)  mimarlığın  sanatsal  yanını 

ifade ederken bir başka noktanın da altını çiz-

mektedir:  “Mimarlık,  diğer  güzel  sanatlar  gibi 

özerk değildir; toplumsal değerlere duyarlı olmak 

zorunda olan bir sanattır...” Bu ifadenin ışığında 

mimarlık ediminin toplumsal hayattan soyutla-

namayacağı  söylenebilir.  Toplumların  kültürü, 

beğenisi, yaşam alışkanlıkları ve dünya görüşü 

mimarinin yapısal ve mekânsal biçimlenişinde 

birer etkendir ve dolayısıyla da yapının estetik 

biçimlenişi açısından da birer faktördür.

Mimarlık  ve  sanat  ilişkisini  yorumlamaya  çalışır-

ken,  dönemlere  ait  tutumların  ve  yaklaşımların 

mimariyi  tanımlamada  ve  sanatla  ilişkisini  belir-

lemede  etkili  olduğu  görülmektedir.  Sanat  ve 

estetik  her  dönemde  mimariye  dâhil  olmuştur. 

Ancak estetik kabuller ve mimaride estetik tutum 

dönemlere göre farklılaşmıştır. Mimariye ait diğer 

unsurlarla birlikte estetik değer yapının zamansız 

olmasını sağlarken, bugün popüler mimari, tüke-

tim mimarlığı, mimaride moda gibi kavramlar tar-

tışılmaktadır. Sonuçta toplumların estetik yargıları 

değişmekte,  teknolojik,  ekonomik  ve  toplumsal 

değişimler  mimaride  estetik  kavramını  yeniden 

biçimlendirmektedir. Ancak değişmeyen şey mi-

marinin mekân yoluyla bir yaşantıyı ya da yaşantı 

içinde bir dönemi kapsadığı ve tasvir ettiğidir. 

KAYNAKLAR

Bachelard G., (1969), The Poetics of Space, 1994 Edition, Beacon Press, 

Boston.

Baird, G., 2003, The Space of Appearance, MIT Press. 



Novikov’un düşüncelerine paralel olarak Sigfri-

ed Gieodion (2002); Aalto’nun Viipuri Kütüpha-

nesi (1935) için yaptığı yorumda konferans salo-

nunun tavanında oluşturulan dalga hareketinin 

gerekçesini sadece bilimsel olarak açıklamanın 

yetersiz olduğunu öne sürmektedir (Resim 7-8):

“…Viipuri Kütüphanesi’nde tavanın mekân bo-

yunca akıp giden irrasyonel kıvrımları Miro’nun 

resimlerindeki yılankavi çizgilere benzer. Elbet-

te mimar, titiz akustik diyagramlara dayanarak, 

tavana verdiği dalgalı formun sebebini, sesin in-

san kulağına böylece daha mükemmel ulaştığı 

şeklinde açıklayabilir. Burada bilimsel muhake-

me  ve  artistik  imajinasyon  birleşerek  mimariyi 

bugün ve her zaman var olacak bir tehdit olan 

rijitlikten kurtarmıştır” (Gieodion, 2002, sf: 633).

Şevki  Vanlı  (2006)  ise  estetiğin  mimarlığın  bir 

parçası,  güzelliği  aramanın  ise  yaşamın  doğal 

bir  unsuru  olduğunu  belirtir.  Mimaride  este-

tik arayış kütlenin yanı sıra hacmin, dolayısıyla 

mekânın  da  bir  parçasıdır.  Bu  yaklaşım  mima-

ride öz ve biçim ilişkisi kapsamında ele alındı-

ğında  mekânın  biçimsel  özellikleri  ile  haz  ver-

mesinin yanında, öz karakteri oluşturan işlevsel 

gerekliliklerin  karşılanması  sırasında  beliren 

duyusal tatminden söz etmek mümkün olabilir. 

Vanlı  (2006,  sf:  14)  bu  düşüncesini  şu  sözlerle 

ifade eder:

“Güzelliğe karşı faydanın öne çıkarılması insan ya-

pısına aykırıdır, güzellik arayışı çok boyutludur ve 

mekânsaldır.” 

Yeniden  mimarinin  formülüne  dönersek  Özer 

(1993, sf: 176) Novikov’un denklemini ele alarak 

denklemde eksik olduğunu düşündüğü, mima-

rinin sebebi olan, fonksiyonu ekleyerek şu şekil-

de geliştirmiştir:

Mimari = Fonksiyon x (Strüktür + Konstrüksiyon) x 

Sanatsal Değer

Önerilen  denklemsel  ilişkide  fonksiyon 

Vitrivius’un  orijinal  denkleminde  olduğu  gibi 

yine yer almakta ve üç temel bileşen çarpanları 

oluşturmaktadır.  Özer  Novikov’un  denklemin-

de bilim ve teknoloji olarak yer alan sağlamlık 

unsurunu strüktür ve konstrüksiyon (yapı ve ya-

pım) olarak ifade etmiştir. Özer’in denklemi de 

Novikov’un  denkleminde  olduğu  gibi  yapının 

sanatsal  değerinin  sıfır  olması  durumunda  ya-

pının mimari değerini “sıfır” kılmaktadır. Bu yak-

laşım sanatsal değerin; mimari yapının işlevsel, 

sağlam  ya  da  teknolojik  olması  kadar  önemli 

olduğunu ifade etmektedir. 

Pier Liugi Nervi’nin 1957 yılında inşa edilen spor 

salonunda  (Palazzetto  Dello  Sport,  Roma),  bu 

üç öğenin dengeli birlikteliğini görmek müm-

kündür.  Kabuk  strüktürü  yapısal  ve  işlevsel  bir 

Resim 7. Viipuri Kütüphanesi (1935) konferans salonu tavan döşemesi.

Resim 9-10. Palazzetto Dello Sport (1957) kabuk strüktürü.

Resim 8. Viipuri Kütüphanesi (1935) konferans salonu.



32

 | GÜNEYMİMARLIK | EYLÜL2013 | SAYI 13




Yüklə 1,2 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   43




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə