Türkiye’de Çocuk İstismarı Raporu -2



Yüklə 1,13 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə12/12
tarix26.08.2018
ölçüsü1,13 Mb.
#64485
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   12

31 

 

Türkiye’nin  bu  sözleşmeyi  imzalayıp  imzalamadığı

  konusunda  bilgi  oran

ı  ise


 

yarı  yarıyadır. 

%50  oranında  imzalanmış  denirken,  diğer  yarısı  imzalamadığını  ifade  etmiştir.

  (Grafik  5) 

Halbuki Birleşmiş Milletler tarafından 20 Kasım 1989 yılında benimsenen sözleşmeyi Türkiye 

de dâhil olmak üzere yaklaşık 142 ülke sözleşmeyi imzalamış ya da onay ve katılma yoluyla 

taraf  devlet  durumuna  gelmiştir.  Türkiye,  Çocuk  Hakları  Sözleşmesi’ni  2  Ekim  1995’te 

uygulamaya başlamıştır.

 

 

Grafik 5 



 

Araştırma ön sonuçlarına göre Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 0

-18 ya

ş aralığını kapsadığını 



ifade edenlerin oranı %73 iken 0

-

13 yaş aralığını ifade edenler %17’dir.



 

Çocuğun katılım hakkının ve söz söyleme fırsatı verilmesinin önemi açıktır. Dolayısıyla çocukla 

ilgili kararlar da çocuğa da danışılması gereklidir. Bu hususta

 

katılımcıların “Çocuğun Geleceği 



ile  İlgili  Önemli  Kararları  Kim  Vermelidir?”  sorusuna  büyük  ölçüde  anne

-

baba  çocuğa 



danışarak  cevabı  verilmiştir.  %68’i  bu  cevabı  verirken,  %15  anne

-

baba  birlikte  cevabını 



vermiştir. (Grafik 6)

 

 



Grafik 6 

 

50,00%

50,00%

Türkiye, BM ÇHS İmzalamış mıdır?

Evet

Hayır

68,00%


15,00%

17,00%


Çocuğun Geleceği ile İlgili Önemli Kararı Kim Vermelidir?

Anna-Baba Çocuğa Danışarak

Anne-Baba

Diğer


32 

 

Ancak, her ne 



kadar çocuğa danışarak karar alınması gerektiği öne çıkmış olsa da hem erkek 

hem  kız  çocukları  için  eşit  bir  yaklaşım  olduğu  anlamına  gelmemektedir.  “İleride  aile  reisi 



olacağı  için,  aileler  erkek  çocukların  eğitimine  daha  fazla  önem  verirler”  önermesine 

k

atılanların oranı %83’tür. %10 ise katılmadığını söylemiştir. (Grafik 7)



 

 

Grafik 7 

Açık uçlu iki soru sorulmuştur. İlki çocuk hakları ile ilgili 4 temel ilkenin

 

neler olduğu sorusudur. 

İkincisi ise Çocuk Hakkı kavramının ne çağrıştırdığı

 sorusudur. 

Bu sorulara en çok verilen 4 

cevap aşağıdaki gibidir. (Grafik 8

-9) 

 

Grafik 8 



 

Grafik 9 

83%

10%

7%

Aileler, Erkek Çocukların Eğitimine Daha Fazla Önem Verirler

Evet

Hayır

Diğer

8,00%

7,00%

5,00%

4,00%

0,00% 1,00% 2,00% 3,00% 4,00% 5,00% 6,00% 7,00% 8,00% 9,00%

Yaşam Hakkı

Birey Olmak

Eğitim Hakkı

Sağlık Hakkı

Çocuk Haklarının 4 Temel İlkesi

Çocuk Haklarının 4 Temel İlkesi

16,00%

13,00%

12,00%

9,00%

0,00% 2,00% 4,00% 6,00% 8,00% 10,00% 12,00% 14,00% 16,00% 18,00%

Çocuğun Korunması

Eğitim Hakkı

Çocuk Önemlidir

Demokrasi

Çocuk Hakkı Kavramı

Çocuk Hakkı Kavramı


33 

 

Son  olarak,  çocuk  haklarında  dair  herhangi  bir  ihlal  olduğunda  veya  yardım  istendiğinde 



aranacak bir 

yardım hattı

 

bulunmaktadır. Bu hat ALO 183’tür. Ülkemizde bulunan alo imdat 



hattının  numarası  sorulduğunda  katılımcıların  ancak  %24’ü  ALO  183  cevabını  vermişlerdir.

 

(Grafik 10) 



 

Grafik 10 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

24,00%

76,00%

ALO Yardım Hattı'nın Numarası Kaçtır?

ALO 183

Diğer seçenekler


34 

 

SUÇA  SÜRÜKLENMİŞ  ÇOCUKLARA  TOPLUMUN  BAKIŞ  AÇISI 



ARAŞTIRMASI

 

Suça sürüklenen çocuklar ülkemizde  var olan  önemli problemlerden birisidir.  Risk altındaki 

çocuklar  konusuna  bakıldığında  çocukların      ev  ve  okul      başta  olmak  üzere    yaşadıkları 

ortamlarda      önce  istismara  maruz  kaldıkları  görülmektedir.  Fiziksel  veya 

  cinsel  istismara 

maruz  kalmış  olan  çocuk    sokağa  kaçmakta  ve eve geri  dönmemektedir. Sokakta yaşayan 

çocuğun ilk öğrendiği şey  düzensiz hayat ve uyuşturucu kullanmaktır. Bu çocuklar  grup olarak 

yaşamakta  ve bir süre sonra da bir çeteye bağlanmaktadırlar. Çete  yaşamına geçtiklerinde  

suç işlemekte ve bir süre sonra bu  suçlar basit suçlardan  nitelikli suç olarak isimlendirilen  

ağır  suçlara  dönmektedir.  Arkadaşlarıyla  iken  tiner  ve  uçucu  madde  kullana  çocuk  sokak 

yaşamından  suç çetesi bireyi olarak suça sürüklenen çocuk boyutuna dönüştüğünde bu sefer  

ektazi , kokain , eroin gibi maddeleri  kullanmaya başlamaktadırlar. 

 

Her  geçen  gün  büyüyen  bu  probleme  devletin  yaklaşımının  3  boyutta  da  zayıf  kaldığı 



görülmektedir: 

 

1-



Suçun  önlenmesi  için  alınması  gereken    çocuğun  eğitim  zincirinin  içinde  kalması  

sağlanamamakta  ve  eğitimden  kopan  çocuklar  kendilerini  önce  sokakta    sonra  da  suç 

çetelerinde bulmaktadırlar. 

 

2- 



Suç  işlemiş  çocukların    rehabilitasyonu  temel  amaç  olması  gerekirken    çocukların 

erişkinlerle beraber kalmaları ve  ceza infaz kurumlarında rehabilitasyona yönelik yapılanların 

çok zayıf kalması da  çok temel sorundur. Adalet bakanlığının bu  konuda  yetersiz çalışmalar 

ve kadrolarının bulunması  belki de aşılması gereken ilk adım olarak dikkat çek

mektedir.  

3- 


Cezaevinden  çıkan  çocuğun  topluma  kazandırılması  çok  önemlidir. Bu  sağlanmadığında 

çocuğun eski çete yaşamına geri döndüğü ve suç makinasına dönüştüğü çok sayıda örnek 

bulunmaktadır. Bu konuda çalışan Çocuklara yeniden Özgürlük Vakfı  olmak üzere çok sınırlı  

sivil toplum kuruluşunun bulunduğunun da altını çizmek gerekmektedir. 

 

Tüm bunlar göstermektedir ki toplumsal olarak ya da meslek grupları olarak  suça sürüklenen 



çocuklar  konusunda    yeterli  bilgi  ve  duyarlılık  bulunmamaktadır.  Suç  işlemiş  çocuklar 

teriminden  kaçarak  suça  sürüklenen  çocuklar  ya  da  suça  itilmiş  çocuklar  olarak 

isimlendirilmelerinin      ana  nedeni  bu  çocukların  bu  duruma  isteyerek  ve  bilinçli  olarak 

düşmemiş olmalarıdır.

 

ASUMA  ve  İMDAT  tarafından  yapılan



  ve 

696  kişiye  u

ygulanan 

çalışmada,  katılımcılara 

birtakım  ifadeler  yöneltilmiş  ve  katılıp  katılmadıkları,  destekleyip  desteklemedikleri 

sorulmuştur. Katılımcıların %42,5 

erkek 

iken %57,5’i kadındır



. (Grafik 11) 

Buna göre;

 

 



35 

 

 



Grafik 11 

Ortaya  çıkan  en  belirgin  sonuçlardan  bir  tanesi,  Türkiye’de  bulunan  adalet  sisteminin  suça 



sürüklenmiş çocukların geri kazanılmasında

 

yardımcı olmadığıdır. (Grafik 12)



 

 

Grafik 12 

 

Bir 


çocuğun hırsızlık yapması durumu

 

ile ilgili kısa bir olay verilmiş ve adli yargılama olmadan 



önce başka çözüm yolları aranması gerekip gerekmediği sorulmuştur. Gelen cevapların çoğu 

küçük yaşta bu tarz davranışların olabileceği ve bunun yanlış olduğunun çocuğa anlatılması 

ile ilgilidir. (Grafik 13) 

42,50%

57,50%

Cinsiyet

Erkek

Kadın

11,00%

89,00%

Ülkemizde bulunan ceza adalet sistemimiz suça itilmiş 

çocukların geri kazanılmasına yardımcı oluyor mu?

Evet, oluyor

Hayır, olmuyor



36 

 

 



Grafik 13 

 

Katılımcıların çoğunluğu suça sürüklenmiş çocukların her çocuğun

 

onarıcı hukuk sistemi ile 



topluma  kazandırılmasının  mümkün  görmektedir.  %85,5  oranında  “Suça  sürüklenmiş  her 

çocuğun olumlu bakış  açısıyla (Cezalandırılmaksızın,  onarıcı  hukuk sistemine  uygun olarak 

eğitici, öğretici müdahale programları ile) topluma kazandırılması mümkün müdür?” sorusuna 

evet cevabı verilmiştir. (

Grafik 14) 

 

Grafik 14 

 

62,60%

34,30%

2,90%

12 yaşındaki A, komşusunun evindeki değerli bir eşyayı çalıyor. Sizce A için 

yargılama sürecine geçilmeden önce başka çözüm yollarının araştırılması 

gerekir midir?

Evet, çocuklar küçük yaşta böyle davranışlar sergilemeye meyillidir. Bu davranışın ne kadar yanlış

olduğu ona anlatılmalıdır.

Kısmen katılıyorum, öncelikle çocuğun hayat şartları ele alınmalıdır

Katılmıyorum, A işlediği suçtan sorumlu tutulmalıdır.

85,50%

14,50%

Çocuğun Onarıcı Hukuk ile Topluma Kazandırılması

Mümkün mü?

Evet

Hayır



37 

 

Katılımcıların 2/3’ü sosyal yaşantılarında ilişki kurdukları bir kişinin çocukken bir suç işlemiş 



olmasının, o kişiye karşı bakış açılarının değiştirmeyeceği

 

görüşündedir. (Grafik 1



5) 

 

Grafik 15 

 

Ancak,  katılımcıların  işveren  konumunda



 

olduklarında,  çocuk  yaşta  hırsızlı

k  vb. 

suça 


sürüklenmiş bir birey

i, 


dükkan, ofis vb. işyerlerinde çalıştırmaları durumunda kısmen huzursuz 

olacaklarını göstermektedir. (Grafik 1

6) 

 

Grafik 16 



 

Benzer  bir  soru  bu  sefer  bir  işveren  konumunda  değil  ancak  bir  müdür  pozisyonunda

 

olunsaydı, işe alınma sürecinde çocukken suça sürüklenmiş bir bireyin değerlendirilmesinde 



bu durumun ön planda tutulup tutulmayacağı için sorulmuştur. Kişisel hayatta olumsuz yönde 

değiştirmez  diyenler  ile,  işveren  konumunda  kısmen  huzursuz  eder  seçenekleri  ön  plana 



34,00%

66,00%

Sosyal yaşantınızda ilişki içerisinde bulunacağınız bir kişinin çocuk 

yaştayken suç işlemiş ve bu sebepten yargılanmış olması o kişiye 

olan bakış açınızı değiştirir mi?

Evet olumsuz yönde değiştirir

Hayır, Değiştirmez

11,60%

63,70%

24,70%

İşveren olsaydınız çocuk yaşta hırsızlık suçuna sürüklenmiş birini 

yanınızda, dükkanınızda ya da ofisinizde çalıştırmak sizi huzursuz 

eder miydi? 

Evet, huzursuz ederdi

Kısmen, huzursuz ederdi

Hayır, huzursuz etmezdi


38 

 

çıkmışken,  işveren  değil  de  bir  müdür  pozisyonunda  olunduğunda  oranlar  birbirlerine 



yaklaşmaktadır. (Grafik 1

7) 


 

Grafik 17 

 

Ülkemizde son zamanlarda sıkça tartışılmaya başlanan idam cezası



 

hakkında ise katılımcıların 

yaklaşık 2/3’sü istemediğini dile getirmiştir. (Grafik 18) Aynı soru çocuk üzerinden bir örnek ile 

de sorulmuştur. Örneğe göre yurtdışında yaşayan 1

yaşındaki G.S



., 

11 ve 8 yaşındaki iki kız 

arkadaşının kafasını demirle ezerek öldürüyor ve idam cezasına çarptırılıyor.

 

Katılımcıla



ra bu, 

bu  yaştaki bir  çocuk  için  uygun bir  ceza  olup olmadığı  sorulmuştur.  Katılımcıların  büyük  bir 

çoğunluğu (%85’i) uygun olmadığını ifade etmiştir. (Grafik 19)

 

 



Grafik 18 

 

 

44,80%



55,20%

Kurumsal bir şirkette müdürsünüz , çocukluk döneminde suça 

sürüklenmiş bir bireyi işe alırken işlemiş olduğu suçu ön 

planda tutar mısınız ?

Evet, ön planda tutarım

Hayır, ön planda tutmam

38,40%

61,60%

İdam cezasının ülkemizde uygulanmasını ister miydiniz?

Evet, isterdim

Hayır, istemezdim



39 

 

 



Grafik 19 

 

S



on  olarak,  çocuğun  arkadaş  çevresi  ve  ikamet  edilen  semtin

 

özelliği,  çocuğun  suça 

sürüklenmesindeki etkisi

 

fazla bulunmuştur. (Grafik 20)



  

 

Grafik 20 



(1 en az 5 en çok anlamındadır)

 

 

 



 

 

 



 

15,00%

85,00%

Yurtdışında yaşayan 13 yaşındaki G.S 11 ve 8 yaşındaki iki kız 

arkadaşının kafasını demirle ezerek öldürüyor ve idam cezasına 

çarptırılıyor. Sizce bu, bu yaştaki bir çocuk için uygun bir ceza mıdır?

Evet

Hayır

3,40%

3,50%

16,00%

30,00%

47,10%

0,00%

5,00%

10,00%

15,00%

20,00%

25,00%

30,00%

35,00%

40,00%

45,00%

50,00%

1

2

3

4

5

Arkadaş çevresi ve ikamet edilen semtin, çocuğun suça 

sürüklenmesindeki etkisini derecelendiriniz. 

Arkadaş çevresi ve ikamet edilen semtin, çocuğun suça sürüklenmesindeki etkisini

derecelendiriniz.


40 

 

 



i  

Sexual Offences Act 2003, Article 5-6 

https://www.legislation.gov.uk/ukpga/2003/42/section/5

 

(Son Erişim Tarihi: 14.04.2018)



 

ii  


Feridun Y, Gottfried P

.

 Alman Ceza Kanunu, 2015. 



iii  

Criminal  Code  of  the  French  Republic

    Article  227-25,  26

.

   



http://www.legislationline.org/documents/  section/criminal-

codes/country/30

 

(Son Erişim Tarihi: 14.04.2018)



 

iv  


U.S.  Code  Chapter  109A,  Article  2241-2245. 

https://www.law.cornell.edu/uscode/text/18/2241

   

(Son  Erişim  Tarihi: 



14.04.2018) 

v  


İMDAT, Çocuk İstismarına Yönelik Rapor, 2016. 

 

vi  



http://www.journalagent.com/adlitip/pdfs/ADLITIP_25_1_11_24.pdf

 

(Son Erişim Tarihi: 14.04.2018) 



                                                             

Yüklə 1,13 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   12




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə