Skeç-1: at hirsizi


Adam:aa manyak mı ne? Kendi kendine konuşuyor kafası iyi herhalde Mülayim



Yüklə 445,1 Kb.
səhifə3/6
tarix21.06.2018
ölçüsü445,1 Kb.
#50566
1   2   3   4   5   6

Adam:aa manyak mı ne? Kendi kendine konuşuyor kafası iyi herhalde

Mülayim:size de merhabalar efendim.evet sizinle konuştuğum zaman bana deli diyorlar çünkü insanoğlu birisiyle konuştuğu zaman karşı taraf cevap vermiyorsa sizi gören insanlar ya sizi deli zanneder yada karşı taraftaki konuşmayanı.

Ne demiştik işte ben doymak nedir deli olduğumu anladığım an herşeye doyduğumda akıl denilen servetimi yitirmiştim.ama başka bir akıl vermişti bana cenab-ı hak eskiden kafam hep paraya çalışırken para diye geberirken şimdi hayatın başka manevi güzelliklerine çalışıyor eskiden para deyince kendimi rahatsız hissederdim,huzursuz olurdum hep benim olmasını isterdim şimdi doyabileceğim kadar parayla daha mutlu olunacağını öğrendim.ama ben bunları zenginken göremedim(içeri bir adam girer)



Seyfi:ne konuşuyorsun kendi kendine be adam off bittim ben bittim

Mülayim:size de merhabalar efendim neden bittiniz hayrola

Seyfi:yakalandım polis her yerde beni arıyor

Mülayim:neden arıyor?

Seyfi:hortumculuk,vergi kaçakçılığı,ihaleye fesat karıştırma

Mülayim:muhteşem üçlü yani,çünkü bu vakaların birini yapan geriye kalan ikisini de yapıyor muhakkak

Seyfi:bari  şöyle 2-3 yıl verseler de kurtulsam

Mülayim:merak etme kurtulursun zaten bu ülkede kim kurtulmamış ki sen kurtulamayasın ama kurtulmak dediğin zengin olup ve hırs yapmaksa bu bir kurtuluş mudur onu da bilemem

Seyfi:ne diyorsun be adam zaten bitmişim ben hem sen kimsin

Mülayim:ben arka mahalledeki tımarhaneden firar etmiş bulunan mülayim bakan..

Seyfi:hey Allah ım bizde derdimizi kime anlatıyoruz....

Mülayim:anlatmaktan utanmamalıdır insan.her zaman anlatmalıdır içindekini.eğer içine atarsa kendi kendini parçalar.insan anlatmakla bir şeyleri paylaşır derdini sevgisini anlatarak paylaşmalıdır ki bunu için verilmiştir ona anlatma yeteneği eğer anlatacaklarını içine atarsa neye yarar insan olmanın önemi.biz derdimizi anlattıkça o kadar rahatlarız ki  bazen ağlarız bazen güleriz anlattıkça .aşık olmakta böyledir işte içindekini sevdiğine anlatmak ve her sevgi anlattıkça alevlenir aslında aşk rahat durmaz tek kişide o hep paylaşılmak ister derdinizi anlatın ki derman bulun derman buldukça kamçılanır insanın yaşama umudu.

(içerden genç bir adam girer)



Kemal(sessizce oturur):offfffff

Mülayim:size de merhabalar

Kemal:ne diyorsun yaa

Mülayim:ne oldu? Yoksa sevgilinden mi ayrıldın?

Kemal:aynen öyle Allah Allah!! Sen kimsin hemşehrim yavv

Mülayim:ben arka mahalledeki tımarhaneden kaçan mülayim bakan!!

Kemal:anlıyorum!

Mülayim:deli olduktan sonra en çok duyduğum laf!ee neden ayrıldın

Kemal:kimden!

Mülayim:sevgilinden

Kemal:babası vermedi kızı bana         

Mülayim:ne kadar garip sanki babası evlenecek evlatlar sevdikten sonra bizlere bok düşer sözü ne kadar doğrudur  aslında bizde iki kişinin aşkına onay vermek bir adettir bazen gerçekten sevenleri ayırırız bazen de birbirlerini hiç tanımayan iki kişiyi evlendiririz bunu anlamak gerçekten mümkün değil sevmek bir insanı tanımakla başlara halbuki ama sözlerle değil yada yüz güzelliğiyle değil göz güzelliğiyle gözler birbirine aşık olduktan sonra gerisi hikayedir çünkü gözler kalbin kapısıdır oradan içeri girebildiysen görünüş hiç önemli değildir işte aşk böyle başlar sonra kalpte bir heyecan başlar ne tıppın nede bilimin bilemediği bir salgıdır bu...

daha 17 yaşındaydım babamın sürekli çıkan tayinlerinden dolayı hep memleket değiştiriyorduk bu kez tayin Diyarbakır’a vurmuştu lise son sınıfa geçmiştim.. sınıfa girdiğimde herkes bana değişik biçimlerde bakıyordu.sonra sırama geçip oturduğumda tam çaprazımda oturan bir kız gördüm o kadar güzel bakıyordu ki esmer tenine yeşil gözüne öyle yakışmış ki sonra bir müddet bakıştık daha sonra bir hanım edasıyla çevirdi yüzünü bende utanmıştım o güne kadar hiçbir kıza o kadar uzun bakmamıştım aradan kaç teneffüs kaç ders geçti...sonra ben kalem isteme bahanesiyle yanına gittim o arada hiç anlayamadığım şekilde tanıştık bu tanışma bir süre sora arkadaşlığa sonra aşka dönüştü ömrümde hiç hissetmediğim duyguları yaşıyordum.ve şiir yazmaya başlamıştım aklıma o kadar güzel şeyler geliyordu ki onunla ilgili bir gün ona gül koparıp götürmüştüm gülü vereceğim sırada öğretmen bizi gördü hem benim ailemi hem de onun ailesini çağırdı okula babamda bir araba dayak yedim o da tabii kendimden çok ona üzülmüştüm  çünkü o yeşil gözleri  çok korkunç bir hal almıştı sonra bana görüşmek istemediğini söyledi ama yalan söylüyordu bu gözlerinden anlaşılıyordu sonra gecelerce ağladım gecelerce uyuyamadım çünkü aşık olmuştum sonra onunla evlenme kararı almıştım babamın verdiği harçlıkları biriktirip ona yüzük aldım günlerce okulda aç kaldım ama olsun ona aldığım yüzüğün bol gelmesinden korkmuştum.

Sonra aileme söyledim babam o gün beni yine iyicene dövdü yüzükte dayak yerken cebimden çıktı sonra harçlıktan kesti beni..ama ben kararlıydım onu alıp kaçıracaktım

artık okulun son günleri gelmişti sonra onu yanıma çağırıp evlenmek istediğimi söyleyecektim yaptım da okulun son günü karneleri aldıktan sonra elinden tutup kaçamak bir yere götürdüm elini tuttum ve birden elinde yüzük gördüm yıkılmıştım onu çoktan nişanlamışlardı o da ağlıyordu bende  ve ağlayarak hıçkırıklarla terk ettim orayı....ama hiçte pişman olmadım çünkü aşık olduğumu hissettiğim zaman daha çok sevmiştim hayatı geleceğe daha sıkı sarılmıştım işte bu yüzden sevmelidir insan sevmek insanı kötüden şeytanlıktan saklar hayatın engellerinden daha çabuk daha zararsız geçirir insanı...



kemal:ağabey sen kiminle konuşuyorsun?

Mülayim:kendimle(Biri daha gelir,adam çok dertlidir birden koltuğa çöker)

Mülayim:ne oldu beyefendi sizin şikayetiniz nedir?

Serhat:(etrafında kilere bakar)bu adam da kim yav?sende kimsin kardeşim

Mülayim:ben arka mahalledeki tımarhane den kaçan mülayim bakan

Serhat:ee ne var

Mülayim: bugün herkesin başı dertte..yoo bir şey yok esasında sadece derdinizi merak ettim çok hüzünlü oturdunuz sadece bu yüzden

Serhat:şerefsiz ev sahibi gene kirayı artırmış memur maaşı gene azalmış evde huzur yok!oğlum okuyor para gönderemiyorum , sigaraya zam gelmiş,karım isyanlarda sanki bunların olmasını ben istemişim gibi daha ne olsun.......

Mülayim:anlıyorum kardeşim.görüyorsunuz değil mi yada anlıyor musunuz şu hayatımızı zehir eden şeye bazen yeşil oluyor, bazen sarı oluyor her dile göre isim değiştiriyor,o olmadan huzur olmuyor,o olmadan sevgi olmuyor ki buna hiç inanmıyoruz ama kendimizi kandırıyoruz,ve o olamadan hayat yaşanmıyor paradan bahsediyorum o yuvaları yakan çoğu zaman gözyaşlarını akıtan,ihanete sürükleyen,insanın aklına bin bir şeytanlık getiren  şeyden

Eksik olduğunda bize eksik kelimesinin ne demek olduğunu hatırlatan bir anlamda.siz hiç parasız kaldınız mı desem çoğunuz bir yerde bir zaman yoksul olmuşsunuzdur yada hissetmişsinizdir belki bazılarınız hissetmemiş yada olmamış olabilir ama yoksul olmak parasızlık değildir sadece çok zengin olup ta parasızda olabilirsiz çünkü fikir yoksunu bir para geleceğin en  büyük yoksuludur aynı zamanda zira az parayla mutlu olmakta bir mutluluktur.para kazanma işi biraz tanrının bize bahşettiği ama bizim kullanmaya denemdiğimiz aklı kullanmakla mümkündür aslında.düşünün sigara içmeyen bir insanın cebinde en az iki milyon kalır ve günde iki paket sigara içmeyen insanın cebinde haftalık yirmi sekiz milyon kalır bunu dört ile çarptığınız zaman ayda cebinize yüz on iki milyon kalır bunu yıl olarak hesaplarsanız bir milyar üç yüz kırk dört milyona tekabül eder ve işte bağımlılığınızın size cezası size yılda milyarla çıkıyor ve sizin verdiğiniz paralarla bu döngü dönüyor.hayatta her şey birbirine bağlı olayların devamıyla süregelmiştir virgülsüz bir cümle gibi sürekli devam eder her sebebin bir sonucu vardır ve her sonuç bir sebebe zemin hazırlar hayatta olayların etrafında  döner güneşin dünya üzerinde döndüğü gibi olaylar öyle değişir ki siz güneşin o güzel dokunuşuyla mesut iken birden kış bastırabilir.. işte hayat böyledir.. mevsimlerin hızlandırılmış halidir ama unutmayın ki her kışın sonunda bir yaz ve her yazın sonunda bir kış vardır.işte gördüğünüz gibi nereden nereye geldik bir para bizi hayatın temeline götürdü.o bize her şeyi yaptırıyor. bu dünya yalancı cennettir diye boşuna söylenmiyor çünkü  bu dünyada paran olduğu sürece cennet yaşarsın sevapların yerini para alır burada ama para dünyadan daha büyük bir yalandır çünkü sonu yoktur bir kere.para;bu dünyada sonu olmayan tek değerdir çünkü sıfır her ne kadar toplamada etkisiz eleman olsa da hayat için çok etkin bir elemandır. paranın bu yalancı hayat devam ettikçe  sonu yoktur ama bizler hayatın sonunu görecek kadar  uzun ömürlü olamayabiliriz.ve sizden son olarak şunu istiyorum(bankta oturanlara hitap ederek)her para kazanışınızda bir düşünün elinizdeki paralar kaç euro,dolar,pound sevaba denk gelecek  kaç...

Buraya neden geldiğimi belki anlamamış olabilirsiniz.bu gördünüz banka ben her ay gelirim çünkü burası çok güzel bir yerdir insanlar gelir gider..ve hepsinin bir derdi bir şikayeti vardır onları dinleyerek kendimce şeyler söylemeye çalışırım ama kendimce kendimle çünkü benim hayatta yaşamam için gerekli bir şey yok aklını kaybetmiş bir insanım ben akıl hastasıyım en kaba tabirle ama istiyorum ki benim harcadığım akıl servetimi başkaları harcamasın istiyorum cebinize sadece paralarınızı koyun aklınızı değil.

Neyse efendim beni dinlediğinizi için teşekkür ederim zira hastahanedekiler beni merak ederler son olarak aşkı hayatın olduğu her yerde engelleri, sınırları tanımazca yaşatın ama parayı sadece paranın olduğu yerde yaşatın....sizde(banktakilere) seslenir

 Hadi Allahaısmarladık.....

YILMAZ KÖYLÜ

 

Osman bey:zeki ne diyorum biliyor musun?



Zeki:ne diyorsunuz Osman bey

Osman:geçen günkü piyango bir özel okul yada ticarethane açalım gücümüze güç katalım ne dersin ha?

Zeki:gerçekten bu parayla  servet kattınız Osman bey ben sizin yerinizde olsam halka birkaç hizmet yapardım mesela okul,giyecek,yiyecek yardımı falan gibi böylelikle gelecek seçimler için bir numaralı ismi olursunuz

Osman:gurur duyuyorum seninle zeki gurur!zaten bir iki de geldikten sonra bunların iki katını yapacağız diye sallarız oh seçimden iki dakika sonra koltuktayız bravo sana zeki bunun karşılığını alacaksın

Zeki:eh bir yat alırsınız değil mi Osman bey?

Osman:ne diyorsun zeki ne yatı feribot alacam feribot(gülerler)

Zeki:çok şakacısınız

Osman:vallaha?

Zeki:Var olun Osman bey var olun!!(telefon çalar,telefonu osman açar )

Osman:ne istiyormuş kızım kov gitsin!ne gitmiyor mu korumaları mı dövdü ne polise mi gidecek?Tamam söyle gelsin!!(içeri girer)

Yılmaz:(üstünde ceket içinde kazak,kravat,gömlek altında şalvar başında kepi ile) içeri girer yahu ne manyak adamlarsınız yav bir odaya girmek için bir araba adam dövmek zorunda kaldım!(ceketinin omuzlarını silerek)adamlarını iyi eğitememişsin Osman efendi.oraya 80 kilo çuval koysan daha iyiymiş be!

Osman:adamların hepsini sen mi dövdün?

Yılmaz:ben tabi ne sandın sen şu bileği gördün mü?şu bileği alimallah seksen kişi olsa dağıtırım şerefsizim

Zeki:sende kimsin pis herif

Yılmaz:pis öyle mi? İki gün sonra oy ver diye yalvaracağın köylüyüm ben düdük!

Zeki: senden oy isteyen sen gibi olsun be!

Yılmaz:ya yemedi değil mi?ne güzel yiyecektiniz fakir fukaranın hakkını

Zeki:kimsin sen?

Yılmaz:ben aşağı yılmaz köyü kahramanı yılmaz durmaz

Zeki:kaç para istiyorsun defol git

Yılmaz:2 milyon dolar artı otobüs parası

Zeki:hıı


Yılmaz:zıtt babanın bıyığı

Zeki:ne diyorsun sen be adam

Yılmaz:vallaha dolmuşta döviz bozdurmuyorlar onun için dolmuş parasını isterim?(koltutuğa ayağını uzatarak oturur

Zeki:Allah Allah! Defol git be adam

Yılmaz:vallaha paramı almadan bir yere gitmem hem bu parayla köyün yol su elektrik masraflarını karşılayacağım

Osman:o köyde elektrik var mı?

Yılmaz: yok ama yapacağız

Osman:kim yapacak

Yılmaz:baban!tabi ki sen pinti milyoner vallaha eğer seçimi kazanıp bu köye elektrik getirmezsen ağzını burnunu kırarım belediye başkanı değil belediye palyaçosu olursun.şimdi sen bıdı bıdı yı kes şu projelerini anlat bakayım

Osman:sen kimsin be

Yılmaz:ulan ne salak adamsın be!yılmaz köyün yılmaz kahramanı yılmaz durmaz dedik ya!

Anlat vallaha bilek geliyor vallaha burnunu kırarım milyon dolar versen düzelttiremezsin vallaha anlat

Osman:bakın köye baraj yaptıracağız,parklar açacaz,stadyum yaptıracaz ,okullar açacaz.

Yılmaz:vallaha sen kesin seçimi kazanırsın

Osman:niye

Yılmaz:e kıçından sallıyorsun da ondan.vallahi bir attın ben buradan karşılayamadım.ve senin gibi i..tövbe estağfurullah   bana kötü laf ettireceksiniz  senin gibi p.... alahım sen bana mukayet ol senin gibi ş.... Allahım gittikçe çoşuyorum senin gibi insanlar kazandılar seçimi

Osman:bakın daha biz haritamızda görmüş olduğunuz yere baraj yaptıracaz,efendim şu bölgeye deniz yaptıracaz

Zeki:osman bey lütfen!orada deniz yok!

Osman:dur zeki efendim şu bölgeye olimpiyat stadı,şu bölgeye de piramit şu bölgeye cami şu bölgeye özgürlük heykeli

Zeki:osman bey iyi misiniz ayy gene krizi geldi adamın

Osman:ulan bunca sene millete ettiğiniz kriz neydi ulan tutmayın ulan beni yettim gari osman höyyyyyyt(içeri bir adam girer)

Sadık  İnanır  :Hey! Osman beyi rahat bırakın ulen ben

Osman:sen kimsin ulen

Sadık:ben aşağı yılmaz köyün sadık kahramanı sadık inanır.kadir inanırın süt kardeşiyim beni buraya  köylüler gönderdi  sevgili belediye başkanımızı rahat bırak ulen o bize baraj,park,stadyum, okul,hatta deniz yaptıracak

Zeki::gördün mü?pis köylü

yılmaz:sen nereden biliyorsun!

sadık: e daha yeni duydum sen duymadın mı?

yılmaz:yok!duymadım!! ulan tutmayın ulan beni !

 

 

UZAYLI



 

(Bir otogarın önünde iki adam konuşmaktadırlar fakat  bunlardan biri uzaylı olduğunu iddaa etmektedir.bir bankın önü sakin bir ortam)

not:Cevdet:doğu aksanıyla konuşur

      Sedat:İstanbul aksanıyla konuşur

 

Cevdet: off sonunda geldim be hey gidi taşı toprağı altın istanbul.bir avuc toprağına bile razıyım bee.havada ne kadar sıcak şöyle oturayım bakayım(bank’a oturur,oturduğu yerde bir gazete bulur)hangi enayi bırakmış bunu?(okumaya başlar)



Sedat:selamın aleyküm.

Cevdet:aleyküm selam(biraz beklereler)bak şerefsizlere yav yazık yav gencecik çocuğu öldürmüşler

Sedat:neden

Cevdet:töre yüzünden abicim yaa bizim oralarda çok oluyor böyle şeyler.

Sedat:sizin oralar

Cevdet:abi ben Mardinden geliyorum

Sedat:Neden mardin den geldiniz bence orası çok güzel bir yer

Cevdet:güzel olmasına güzel de abicim para sıkıntısı,çoluk çocuk anlarsın ya işte,mardinde işsiz sayısı çok fazla,o yüzden bizim gibilerin ekmek kapısı istanbuldur

Sedat:anlıyorum

Cevdet:Abi sen nerelisin,adın ne?

Sedat:ben skorpoa gezegeninden Sedat(elini uzatır)

Cevdet ne poa?

Sedat:skorpoa jüpiterin taa arkalarda

Cevdet:oldu bende marinden cevdet marstan sağa dönünce Allah Allah manyak mıdır nedir?kafa güzel herhalde senin dansöz arıyorsun öyle mi?kaç bardak içtin hemşehrim sen?

Sedat:ne içmesi

Cevdet:bende onu soruyorum ne içmesi?

Sedat:Allah’ım nasıl tahmin edemedim.bak seni anlıyorum şuan bana inanmayacaksın

Ama bu doğru ben her yaz gelirim buraya

Cevdet:he he bende her yaz gelirim  yazlık var az ötede gidelim mi? Allah ım yarrabim sen güneşin zararlı ışınların koru bizi yarabbim güneş kafaya vurdu senin herhalde

Sedat:yahu neden inanmıyorsun bana

Cevdet:neden inanıyım?bak bizim Mardin de adamın biride böyle uzaylıyım diye geziyordu

Sedat:ee sonra

Cevdet:sonra bir daha hiç gezemedi

Sedat(biraz çekinir ama belli etmez)bak gerçekten ben Türkiye’yi çok seviyorum çünkü gezegeninizden gezilecek en güzel yer burası ama her geldiğimde daha bir mahvolmuş ve kirlenmiş görüyorum

Cevdet:e abicim niye geliyorsun o zaman gelme

Sedat:yanlış anlama sizi karalamak yada sizi incitmek için söylemiyorum bu sözleri bu gezegene  bu ülkeye gelmemin en büyük sebebi insanlarının cana yakın olması misafirperver olması ama maalesef kendi aralarında çok acımasızlar sadece turistlere böyleler nedense ben Türkiye’ye turist gibi geliyorum herkes daha sıcak kanlı oluyor sanki,tabi alışverişlerde esnaftan kazık yiyoruz ama olsun

Cevdet:abi sen hangi takımlısın

Sedat:yoo ben takım tutmam çünkü takım tutmak savaşmak ile aynı terim içeriyor ve sizler kendinizin olmayan şeyler için bile ölmeyi göze alıyorsunuz birbirinizden neden bu kadar nefret ediyorsunuz anlamıyorum doğrusu,ama bir huyunuzu çok seviyorum vatanı için ölmeye o kadar  hazırsınız ki gerçekten bu huyunuza biz uzayda bir anlam veremiyoruz fakat öleceğinzi yerde biraz değer verseniz şuan ileri seviyeydiniz

Cevdet:abi sen kaç yaşındasın

Sedat:1100

Cevdet:bak gene sallıyorsun ben sana nasıl inanıyım ki şimdi hadi 100 200 neyse filmlerde de duyuyoruz fakat 1000 deyince benimde sana benim yaşımda 5000 ama daha yolun yarısındayım diyesim geliyor vallahi 

Sedat:ama sizin gezegeninize göre 1100 çünkü sizin gezegeniz bizim gezenimizin tam 30 katı hızla dönüyor,yani ben şuan bizim gezene göre 36 yaşındayım

Cevdet:bak beni kandırmıyorsun değil mi ben pek çarpma bölme bilmem ha ona göre.

Sedat:yok gerçekten kandırmıyorum inan bana istersen seni gezegenimize götürebilirim

Cevdet:yok ağabey aman şimdi ben orada düşer bayılırım benim astım var nefes artar.Allah muhafaza  ağabay ben şey duydum uzayda yerçekimi yok oksijen yok falan eğer öyleyse bok gibi bir hayat var demek

Sedat:yok siz bizim gezegenimizi şuandaki teknoljinizle bulamazsınız zaten sizin dünyanızdan pek bir farkı yoktur ama atmosferi biraz farklıdır buraya nazaran

Cevdet:ağabey sen evli misin?

Sedat:yok

Cevdet:yani 1100 sene de bi karı bulamadıysan bravo ağabey

Sedat:sen

Cevdet:tabi abi ben 15 yaşında evlendim 5 tane çocuk var.yani kendimi bildim bileli evliyim

Sedat:yaşın kaç?

Cevdet:20

Sedat:ilginç

Cevdet:yav ağabey senin bu dünyada tanıdıkların var mı

Sedat:tabiii dolu fatih sultan mehmet...

Cevdet:bak gene sallıyorsun ama abicim lütfen yaa sende bi salllıyorsun taa skorpoa ya gidiyor ama yapma gözünü seviyim

Sedat:yok ciddi söylüyorm oda benim uzaylı olduğu duyunca kılıcını vurup beni öldürmek istedi tabi kılıç işlemeyince inanmak zorunda kaldı

Cevdet:hakketen mi?

Sedat:siz dünyalıların algıları ne kadar birbirine benziyor aynı yapıda robotlar gibisiniz kime söylediysem bu cevabı verdi

Cevdet:eee

Sedat:daha sonra o gece öyle bir konuşttuk ki bana istanbulu aldığı günü anlattı gözleri doldu ve gözyaşları aktığında  o kadar şaşırmıştım ki duygusallık size Allahın bir lütfu.sonra bunun nedenini sordum neden ağladığını sordum?bana hz Muhammed’in(s.a.s) bir sözünü söyledi ve onun güzel komutan sözüne vakıf olduğu için ağladığını söyledi  bende o an müslüman olmak istediğimi söyledim ve ben bunu gezegenimizdeki insanlara anlattığımda  hepsi müslüman oldular.Bu dünyada müslüman olmayan insanlara şaşırıyorum.doğru ve huzur bu kadar yakınlarında olmasına rağmen göremiyorlar.sonra mevlanayla tanıştım o da size Allah’ın bir lütfu uzaylı olduğumu söyleyince hiç şaşırmadı anladım dedi gerçi yunus emre de bunu söyledi ama onun ki daha değişikti, yunus emre nin konuşması o kadar güzel ve anlamlıydı ki hayran kalmıştım...daha bir sürü insan işte einschtein,edison hatta elektirği bulmasında ona çok yardım ettim ama daha sonra uzaylı olduğumu söyleyince beni başından def etti,yavuz sultan selim,o o kadar yavuz bir insanki beni bir yumruğuyla yere yapıştıran tek insan ama sonra o da inandı oda hayran olduğum bir insandı,ve bir sürü insan işte

Cevdet:abi sen  peki  ajda pekkanı tanıyor musun?  çok çetin bir parçadır ha

Sedat:bilmem ilgimi pek çekmedi onun gibiler bizim gezengende mevcut ben daha değişik insanlarla tanışmak için geliyorum bu gezegene

Cevdet:peki sen Türkçeyi nerden öğrendin

Sedat:bizde özel dil makinelari var onu kafamıza taktığımızda istediğimiz dili öğrenebiliyoruz

Cevdet:bende takabilir miyim ağabey

Sedat:sen hangi dili öğrenmek istiyorsun

Cevdet:Türkçeyi ağabey,ilkokulda hocamdan çok dayak yedim hoca şimdi bize zamirleri öğretirdi sen bilir misin zamir ne?(kafa sallar)hah bende sana yı hep siye derdim meğersim sanaymış o sana diyor ben siye..siyeydi..biyeydi derken beni ilkokul 3 te mezun ettiler

Sedat(güler):çok ilginç

Cevdet(sigara yakar)içer misin ağabey

Sedat:yoo nedense kendinize zarar veren şeylerden zevk alıyorsunuz;uyuşturucu,eroin,tiner,sigara çok ilginç yaratıklarsınız...

Cevdet(sigarayı yakar):ağabey aslında şu söylediklerini dünya da sigara içenlere söyle katılmayacak insan yoktur ama alayı günde 2 paket sigara içer..ve de anlamadığım sigarayı üreten adam bile sigara sağlığa zaralıdır diyor.. lan madem sigarayı üretiyorsun niye  zararlıdır diyorsun-maden zararlıdır diyorsun niye üretirsin..bu soruya yıllardır takıldım kaldım yaptığın işten utanmaktır bunun başka anlamı yok.. bak işte madem utanıyorsun niye üretiyorsun-madem üretiyorsun niye ütanıyorsun çok garip..! neyse senide sıkmayalım.demek kafanı fatih sultan mehmet bile kesemedi ha vay anasını ne kafaymış beee!!.ee abi şimdi sen neden geldin buraya?

Sedat:dedim ya burayı özlüyorum eski günleri yad ediyorum,fatih’in mevlanın yavuzun ve birsürü arkadaşımın mezarına ziyarete geliyorum.bunu da sizden öğrendim dünyalı dostum vefa yı mertliği dürüstlüğü,temizliği,sıcakkanlılğı,şakacılığı,espirtüelliği...

Cevdet:sen cem yılmazı tanırsın o zaman?çok severim kendisini bir tanedir yav

Sedat:evet birkaç sefer konuşamaya çalıştım bizimle çok alay ediyor ama ne yalan söylüyüm çok komik bir adam bir gün stand-up şovunda sonra konuşmayı denedim  sonra uzaylı olduğumu söyleyince gülme krizine girdi anlattıkça gülüyordu  herhalde tek inandıramaycağım insan  o .sonra size özel bir tabirle kovdu beni

Cevdet:siktir git ulan!!!yav ağabeycim sen niye her yerde uzaylıyım diyorsun manyak mısın? Sedat:yoo hiçbir zaman çekinmem çünkü benim yine sizden öğrendiğim bir şey var.bir doğduğun yeri birde ne olduğunu unutmayacaksın her zaman.(ayağa kalkar)sizden o kadar şey öğrendim ki ama sadce sizden türklerden başka kimse dikkatimi çekmedi sizin kadar,çünkü bu dünya zaten herşeyi sizden öğrendi daha ben ergenlik yaşındayken avrupa tuvalet nedir bilmiyordu,birbirlerini öldürüyorlardı inandıkları saçma sapan hurafeler yüzünden,dünyanın şeklini şemalini bilmeden ahkam kesiyorlardı,menfaatleri için ruhlerını satan papazların elindeydi avrupa ve onların beyinlerine vurduğu köle mührüyle yaşıyorlardı taa ki sizle savaşana kadar.yaptıkları savaşın adı belki haçlıydı ama öğrendikleri hilal di,doğruydu,dürüstlüktü ve yıllar geçti siz bildiklerinizi onlara sattınız,onlar bildiklerini size sattılar ve bunun cezasını ödüyorsunuz ve şimdi siz onların kurduğu birliğin içerisine girmeye çalışıyorsunuz çok üzülüyorum sizin bu halinizi gördükçe emin ol üzülüyorum bu halinizi gördükçe çünkü bunu haketmiyordu yavuz,fatih,mevlana, yunus emre,ve Mustafa Kemal,en çokta o hak etmedi çünkü onunla konuştuğumuzda  öyle bir bakıyordu gözlerimin içine vahdettin ülkeyi satarken bu ülkeyi kurtaracağını öyle bir söylüyorduki....bütün dünya türk kelimesini kafasında bitirmişken o türküm diye basbasbağırıyordu .şimdi diyorsun ya neden her yerde söylüyorsun uzaylı olduğunu işte onunla pekiştirdim bu düşüncemi,ordunuz öyle bir savaşıyordu ki çanakkale de ben bile ağladım öyle bir ağladım ki içimden seller aktı kalbim buruştu sanki izledikçe ağladım izledikçe ağladım...nasıl savaşıyorlardı çoluk çocuk yaşlı ihtiyar,herkes birşeyle saldırıyordu düşmana,düşmanın kurşunları işlemiyordu sanki,binlerce insan ölümle savaşıyordu sanki bir haykırışı vardı mustafa kemalin savaşın ortasında akdenizi işaret ediyordu bir eliyle sesini yırtarcasına bağırıyordu ordusuna size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum diye izmirde  ahmet tahsini  nasıl unuturum binlerce yunan askerinin arasında silahını çekip saldırmış, nasıl unuturum,kastamonu da şerife bacıyı,maraşta sütçü imamı ve daha adını sayamadığım binlerce binlerce kahramanı  ve o gün anladım fatih sultan mehmed in neden ağladığın eğer siz o günleri görseydiniz sağ,sol meselesi yapmazdınız memleketi,ihtilale mecbur bırakmazdınız...sizin en büyük kaybınız kaybettiklerinizi anlayamayışınızdı dünyalı dostum........anlayamayışınızdı......

Cevdet:yav gel sinirlenme bak şurada çay bahçesi var galiba gidelim de ben sana bir çay ısmarlayım sen niye sinirleniyorsun yavv..sen kafanı niye bozuyosun yavv baksana abi şimdi herkesi, herşeyi biliyorsunda ajda pekkanı nasıl tanımıyorsun yavv.. şaka yaptım şaka yav..koca kafalım benim.ben seni çok sevdim ağabey (giderken) ağabey bide şimdi sen konuşurken kafama takıldı ben sizin gezegene gitsem kaç yaşımda ölürüm

Sedat:ertesi günü(gülerler)


Yüklə 445,1 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə