129
koymaktadır. S.T’nin annesi H.I kızının yapmı oldu u iki evlili i ve ikinci
evlili in nedenlerini u ekilde de erlendirmektedir:
“S.T çok çekmi bir insan, sevdi i vardı. Onunla evlendi, çocuk kaçırdı
bunu. ki tane çocu u oldu. Sonra kocası trafik kazası geçirdi. Kız
ortada kaldı tabii ki, en sonunda getirdim yanıma. Eski damadın en
küçük karde i geldi, ona verdik. Kim ona bakacak de il mi mecbur kaldı
yani. Biz de mecbur kaldık. Mardin’e götürdüler. ki sene bizim
yanımızda kaldı. Çok üzüldü kaynanası, hepsi üzüldüler. Allah var
kaynanası kayınpederi kızı çok sevdi. En sonunda imdi onlar
Mardin’de oturuyorlar. Kocası çocuklara iyi bakıyor, onlar mutludur,
rahattır. Allah’a ükür. Namuslu gururlu bir ailedir. Ama dul bir
kadın kocası öldü. Götürmek zorundayım di mi? O benim hakkımdır.
Ben de götürdüm. Onlarda soruyorlar. Kendi çocukları için soruyorlar.
Senin karde in öldü yengenle evlen. Biz de dü ündük, ta ındık nasıl
olsun? Amcasıdır. Çocukların amcası, bakmak zorundadır. Kimse
onlara bakamaz. Çok insan da geldi bizim üstümüze. Dediler ‘Bu kız
onların hakkıdır, onların gelinidir’. Biz onlara hak verdik artık. Kızı
onlara verdik. S.T evlenmek zorunda çünkü bizim törenimiz böyledir.
Karde i dururken ba ka bir yere gitmek için izin vermiyorlar. Bunlar
da onların namusu oldu. ‘Bekârımız vardır, gene bizim gelinimiz
olsun’. Bizim törenimiz öyledir. Güneydo uda herkes yapar. Namus
meselesi için ben çok dü künüm ondan verdim kızı. Namusuyla
erefiyle bir aile tanıdık.”
S.T’nin dayısı M.Y ise unları belirtmi tir:
“S.T ilk e ine kaçtı ında, ben bir gün aradım ‘S.T nasıl’ diye sordum.
Karde imin e i bana dedi ki ‘ba ın sa olsun’. Ben de dedim ki
‘Hayırdır’? Onun için ölmü tü babası için. Çünkü örf ve adetlerimizde
kocaya kaçmak son derece sakıncalı ve tehlikeli bir durum. Örf ve
adetlerimizde kaçan bir kızın davasını yaparlar ama biz o davaya
gitmek istemedik ne karde leri ne annesi ne babası. S.T’nin hayatında
iki tane ba sa lı ı aldım. Bir tanesi kaçı ında, bir tanesi kocası
öldü ünde. Kocası ölünce, kız güzel insanlar istemek için cesaret
arıyordu. Yıkılması gereken çok a ır bir kural: töre kuralı biz S.T’yi
evlendirecektik. ki tane çocu u vardı. Ben bizzat törelerin uyguladı ı
bu kurallara çok kar ı olmama ra men maalesef ben de boyun e mek
zorunda kaldım. ‘S.T’yi kaynına verece iz’. Bizim için bir ölümdü.
S.T’nin tekrar kaçı ına benzer bir durumdu ve biz AB’ye müracaat
etmi bir ülkeyiz. Biz iki tane ülke ya ıyoruz bu ülkede: Biri do u ve
güneydo u’nun a alık devri ve bir tanesi de normal kültürlü okumu
bir Türkiye. lk önce bizim yapmamız gereken bazı eyler var. Do u ve
130
Güneydo uda ya anan töre cinayetlerini, insanlı a aykırı örf ve
adetleri ortadan kaldırmamız gerekir. Bu karar verildikten sonra, yani
S.T kaynı ile evlenecek kararı, ben ve ailesi oturduk dü ündük. Dayısı
olarak, annesi ve babası çıkı yolunu bulamadık muhakkak bu i in
gerçekle mesi lazımdı. Çünkü hem çocukları kendi amcalarının
yanında olacak korunacaklar hem de S.T ayrıldı ı eve tekrar geri
gidecek. O da diyor ki dayı, ben çocuklarımı çok seviyorum. Kocamı da
çok seviyordum kocam öldü ama bunun bir çıkı ı vardır. Ben kaynımla
evlenmek zorundayım çocuklarım adına. Ben bunu kabul etmek
zorundayım. Bu ekil bir baskı sonucu biz S.T’yi vermek zorunda
kaldık.”
Levirat evlili inin ekonomik nedenlerine baktı ımızda ise taygeldi
ile benzer özellikler kar ımıza çıkmaktadır. Levirat tipi evlilik, aileye ait
toprak ve malın bölünmemesi, aile içinde kalmasını sa lamakta; aile i gücü
kaybı ya amamakta, aileyi bekâr o ulları için yeniden ba lık parası
vermekten kurtarmakta ve böylece geline verilen ba lıkta bo yere
gitmemektedir.
3.3. Kan Bedeli Evlili i
Kan bedeli evlili i, levirat gibi törenin ekillendirdi i evlilik
çe itlerinden birisidir. Ülkemizde daha çok Do u ve Güneydo u
bölgemizde uygulanmaktadır. Kan davası evlili i için Urfa’dan seçti imiz
örne imizde, iki aileyi de yakından tanıyan bir ki inin araya girerek aileleri
barı tırmak istemesiyle birlikte, çiftimiz evlenmi , böylece aileler arası
devam eden kan davası sonlanmı tır. Kan bedeli evlili i yapan H.K, iki aile
arasında kan davasını ba latan olayı u ekilde anlatmaktadır:
“1950’de babam arkada larıyla bizim çiftli imizde oturup sohbet
ederken biti ik köydeki bir kom umuzla aralarında bir hayvandan
dolayı bir olay çıkmı . Babam vuruluyor o köyde. Olay olduktan sonra
en büyük a abeyimiz babamızın intikamı olarak kan davasına ba lıyor
ve kan davasıyla 8,5 sene mahkûm geziyor da larda, ta larda. Kar ı
tarafımızda kan davası olanlardan intikam almak için. Burada 5-10 ki i
derken adam ölüyor, 8,5 sene sonra abim 1960’da idam oldu Adana’da.
Ondan sonra 25-30 sene bizim davamız devam etti. Bizim aile
büyüklerimizden 3 tane karde im vefat etmi , biri idam olmu , bir
karde im sürgün olmu . Bunu bitirmek kolay bir ey de il. Urfa’nın
ileri gelen adamları bu olaya artık bir son verilmesi gerekti ini
söylediler ve ailemizin büyükleri bunun ileri gidip daha kötü neticeler
vermemesi için böyle bir barı kararı aldılar. Barı ımız araya girenlerle
sa landı.”