13
Üçüncü sorun, çocu un giri kenli inin geli mesidir.
Dördüncü sorun, çocu un yava yava etraf ndaki medeniyeti teknolojik yönlerini
anlamaya ba lamas ve çal ma yoluyla, ö renme yoluyla bunlar kendine mal etmeye
çal mas d r.
Bu sorunlar n halledilmesi ile ergenlik ça ma gelmi bulunuyoruz. Bu ça da çözülmesi
gereken en önemli problem identite-kimlik problemidir. O zamana kadar "çocuk"
say lan kimselerin art k "çocuk" olmamas gerekmektedir. Bunun için de "büyük"lerin
alemine nas l bir ki ilikle girece ini tayin etmesi gerekir. Okul ve oyun zaman gelmi ,
toplum yap lar yla kendisini bütünle tirme zaman gelmi tir. Bir i , bir meslek seçecek,
toplumun katlar aras nda yolunu bulacakt r. Bu devre, ayn zamanda erkek li in veya
kad n l n nas l bir ki ilik yap s yla topluma takdim edilece inin çözülmesi gerekti i
zamand r. ... Tehlikelerden biri, birkaç kimlik aras nda kalan birinin, bunlardan
hangisinin gerçek kimli i oldu u üzerinde bir karara varamamas d r. Kimlik sorunlar n n
çözülmesi zor oldu u için, gençler genellikle kendilerine bir kimlik sa layan kolektif
toplum hareketlerinde erimeyi denerler. Ba ka bir çözümde, fazla dü ünmeyi icap
ettirmeyen doktrin ve ideolojilere sar l rlar.
Büyü ün çözmek zorunda kald
üç bunal m kal yor: Bunlardan birincisi, etraf ndaki
insanlarla ne gibi ba lar n kurulaca konusudur. Te ekkül etmi olan "ego"nun
"ba ka"s yla kar la mas . Bu sorun çözülmezse sonuç yaln zl k (isolation) ve
ba kalar n n insan n yaln zl na halel getirecek, güvenli ini tehlikeye sokacak
dü manlar say lmas d r. kinci bunal m, toplum içinde bir "eser" verebilme, yarat c bir
insan olmakt r. Son bunal m insan n bütün bu bunal mlardan sonra kendisini toplumun
yüzeyinde tutacak bir ego bütününe sahip olup olmad , dünya ile al veri ini
düzenleyecek iç düzene kavu up kavu mad d r. Bütün toplumlarda benzerleri bulunan
bunal mlar n çözümleri her toplumda ba ka ekiller al r. Toplumsal yap ve kültür bu
çözüm çarelerine ekil verir. Ki iye de i ik imkanlar sa lar.
Çocuklu un birinci bunal m bak m ndan slami toplumlarla Bat Avrupa toplumu
aras nda
çok büyük farkl l k olmamas , muhtemeldir. Her iki toplumda da otoriter baba
ayn genel artlar yaratmaktad r. Yaln z, erkek çocu un belki burada güven
bak m ndan ayr cal kl bir durumda oldu unu söyleyebiliriz.
Utanç ve üphe duygular na gelince, burada önemli bir fark n ortaya ç kmas
muhtemeldir. slam toplumu, biraz önce gördü ümüz üzere, bir normlar toplumud ur.
Bu normlar ise, ah sta (utanc ) çok özel ekilde ortaya ç kar r. Burada, "utanç" insan n
kendi yapt klar ndan utanmas de il, toplumun be enmedi i bir hareketi yapm olmas
dolay s yla toplumun gazab na u rayaca korkusu eklinde belirir. Bunun slami bir
görüntüsü olan "Takiy ye" (kendini sak nma) ö retisini yarg m kan tlamak için ileri
sürmek istiyorum.
slami inançlardan biri, insan , bask ile kar kar ya kald zaman, kendi inançlar n
saklayabilmek için bask ya uymas nda bir sak nca olmad kan s d r. Bu özelli i Nikki
Keddie öyle ifade etmi tir: ... Ortodoks veya heterodoks olsun muhtelif okullara
mensup Müslüman dü ünürleri, toplumun, zorunlu olar ak gerçe in tümünü anlayan bir
seçkinler tabakas ile bu hakikati anlamaktan aciz bir ço unlu a bölündü ünü
14
san yorlard . Bunlar için, gerçe i ö renmek faydadan çok zarar getirebilirdi. Bu gibi
temel kavramlardan hareket eden ayd nlar veya mezhep önderleri, kamunun kar s na
gerçekte inand klar ndan bamba ka inançlar1a ç kmaktan çekinmemi lerdir. Zira,
gerçek inançlar n n ilan edilmesi ço unlu un kafas n kar t racak ve inançlar
heterodoks ise, onlar n kovu turulmas na yol açacakt r
Söz konusu etti imiz safhada, önemli bir olay "özde le tirme"dir (identiIication).
Çocu un, toplumun normlar n alg lamakta kulland mekanizmalardan biri, çok sayg s
veya sevgisi olan birini örnek seçip onun gibi hareket etmek i stemesidir. ... Çocuk,
slami hayat n gerekleri hakk nda bilgilerinin büyük bir k sm n bu özde le tirme
mekanizmas ndan alacakt r.
Çocu un toplumun de erlerini al rken bunlar be endi i kimselerden almas na
özde le tirme demi tik, buna olumlu özde le tirme de denebilir. ... Baz kimseler veya
gruplar o olumsuz de erleri ta yan gruplar olarak tan mlan r ve çocuk onlar bu
olumsuzlu un sembolü olarak hat rlar.
Osmanl mparatorlu u'nda, yukarda üzerinde durdu umuz çe itli nedenlerden dolay ,
memur, kap kulu k rsal topluluklar n bir olumsuz öz de le tirme noktas d r. Bunun
asl nda dinle ilgisi yoktur, fakat modern zamanlarda böyle bir ili ki ortaya ç km t r. O
da ttihat ve Terakki ile gelen "gavur" memur ve subay imaj na ba lanabilir. Daha
sonralar , tek parti devrinde devlet temsilcilerinin k rsal topluluklara olan uzakl
, ba ta
dinsel olmayan bu ayr l n dinsel bir kisveye girdikten sonra daha da kuvvetle nmesini
sa lad .
Bilhassa esnafa ç rak olan bir çocu un mesleki hareketlerinin ço unda slami bir anlam
olacakt r.
slami etkilerin en çok görüldü ü yerlerden biri, e itimdir. E itimin amac çocu u iyi bir
Müslüman olarak yeti tirmek oldu u derecede din yap s bir daha do rulanacakt r.
Di er taraftan e itimin doktriner niteli i otorite yap s n peki tirici bir yönde çal t
derecede, slam' n otoriteye dayanan y önünü kuvvetlendirecektir.
slam, bir hayat tarz oldu u derecede çocu un kimlik sorununun çözülmesine yard m
etmi tir. Çocu un ülküsü, etraf ndakilere benzer, onlar gibi inançl ve onlar gibi
zaman n geçiren iyi bir Müslüman olmakt r.
Di er taraftan, ergenlik ça ma varm genç için toplumla bütün le mek sorunu, slami
inanc hangi kal plar ile kabul edece i konusuna indirgenmi tir. Önceleri
kendisine
ö retilen oldukça basit, tümcü slami inanc n, asl nda, çok çapra k meseleler ortaya
ç kard n anlad anda, bu sorun ortaya ç kmaktad r. Kimlik bunal m n çözemeyenler,
selameti, slamiyet in kendisine sa lad , alternatif imkanlarda, yani, gene dini
gruplarda, tarikatlarda veya onlara benzer dinsel topluluklarda arayacakt r.
Ba kalar ile olan ili kilerindeki sorunu çözmeye gelince, burada ümmet yap s n n çok
etkili olmas muhtemeldir. ... Konukseverlik, e dostla
iyi geçinme, dinsel bayramlarda
ba kalar n n yapt klar kötülükleri ba
lama, sert ili kiler kurmamaya çal mak, bütün
bunlar, slami inanc n tam anlam yla ideolojik yönünü olu turan ümmet hissinin telkin