Yargısal Aktivizm ve Yasama Erkinin Gaspı / Şerife Gül Arıman
81
1982 Anayasasında siyasi partilerle ilgili
hükümler 1961 Anayasasına göre daha dağı-
nık ve sınırlayıcıdır. Siyasi partilerin kurumsal
güvencesini bertaraf eden hükümler 1961
Anayasasına oranla 1982 Anayasasında çok
daha fazladır.
40
1982 Anayasası’nın 68/4 fıkrası
“siyasi
partilerin tüzük ve programlarıyla eylemleri…
Milletin egemenliğine aykırı olamaz diyerek.”
diyerek bu yasağa aykırılığı kapatma nedeni
olarak belirlemiştir. Diğer bir kapatma sebebi
ise devletin ülkesi ile bütünlüğüne aykırı hare-
ketlerdir. Siyasi Partiler Kanununa göre
“siyasi
partiler devletin tekliği ilkesini değiştirme
amacı güdemezler ve bu amaca yönelik faali-
yette bulunamazlar.”
Bunun dışında Siyasi
Partiler Kanunu’nda bağımsızlığın korunması
ile ilgili benzer ve somutlaştırılması zor ka-
patma nedenleri vardır. Görüldüğü üzere,
esasında bu hükümler de müphem ve geniş
tanımlar içermekte olduğundan yargısal akti-
vizme müsaade etmektedirler.
AYM, siyasî partilerin kapatılması konu-
sunda da tipik bir jüristokratik yaklaşımla
‘yargıçlar hükümeti’ni ilân etmiştir. 1986’da
3270 sayılı Kanunla değiştirilen Siyasî Partiler
Kanunu’nun 103. ve 101. maddelerine göre,
parti kapatma yoluna gidilebilmesi için, önce
parti yasaklarına aykırı eylemlerde bulunan
kişilerin bu eylemlerinden dolayı hüküm giy-
meleri ve Başsavcının istemine rağmen parti-
den çıkarılmamaları gerekiyordu.
41
Anayasa Mahkemesi, RP’nin kapatılması
davasında, önce bu kanun hükmünü
önmesele olarak incelemiş, iptal etmiş, daha
sonra da bu iptal hükmüne dayanarak kapat-
ma kararı vermiştir. Bu karar Mahkemeye, bir
siyasî partinin Anayasaya aykırı eylemlerin
işlendiği odak haline gelmiş olup olmadığını
kanunla belirlenmiş herhangi bir ölçüte bağlı
kalmadan doğrudan doğruya Anayasaya da-
yanarak serbestçe takdir etme imkânı vermiş-
tir.
TBMM Anayasa Mahkemesi’ni sınırlandır-
mak üzere, Kanunla, Siyasî Partiler Kanunu-
nun 101 ve 103’üncü maddelerinde değişik-
40
Kasım Aksoy, “1982 Anayasası
“1982 Anayasası
“1982 Anayasası
“1982 Anayasası’nda Siyasi Parti Y
’nda Siyasi Parti Y
’nda Siyasi Parti Y
’nda Siyasi Parti Ya-
a-
a-
a-
sa
sa
sa
sakkkkları”
ları”
ları”
ları”,
Birikimler – I, s. 176.
41
Özbudun, a.g.m., s. 262.
likler yapılmıştır. Bu değişiklikle, odak olma
durumu şu şekilde tanımlanmıştır:
“Bir siyasî parti, birinci fıkrada yazılı fiiller o
partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlen-
diği ve bu durum o partinin büyük kongre,
merkez karar ve yönetim kurulu veya Türki-
ye Büyük Millet Meclisi’ndeki grup genel
kurulu veya grup yönetim kurulunca zımnen
veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller
doğrudan doğruya anılan parti organlarınca
kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz konu-
su fiillerin odağı haline gelmiş sayılır.”
Ardından Anayasa Mahkemesi Fazilet Par-
tisi’ni kapatmak için Siyasî Partiler Kanununun
değişik 103. maddesinin Anayasaya uygunlu-
ğunu önmesele olarak incelemiş ve nihaye-
tinde maddeyi iptal etmiş, kapatma kararını
vermiştir.
Bu karara karşı TBMM’nin nihaî tepkisi,
2001 anayasa değişikliği ile iptal edilen 103.
maddenin ikinci fıkrasının hemen hemen aynı
şekilde Anayasanın 69. maddesine monte
edilmiş olmasıdır. Đptal edilen hükümle yeni
Anayasa hükmü arasındaki tek fark, yeni me-
tinde genel başkanın da ilgili parti organları
arasında sayılmış olmasıdır. Böylece, Anaya-
sanın 69’uncu maddesinin altıncı fıkrası şu
şekli almıştır:
“Bir siyasî partinin 68’inci maddenin dördün-
cü fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden
ötürü temelli kapatılmasına, ancak, onun bu
nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline
geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespit
edilmesi halinde karar verilir. Bir siyasî parti,
bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yo-
ğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o parti-
nin büyük kongre veya genel başkan veya
merkez karar veya yönetim organları veya
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki grup genel
kurulu veya grup yönetim kurulunca zımnen
veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğ-
rudan doğruya anılan parti organlarınca karar-
lılık içinde işlendiği takdirde söz konusu fiille-
rin odağı haline gelmiş sayılır.”
42
Ayrıca 149. maddede yapılan değişiklikle
parti kapatma davalarında salt çoğunluk yeri-
ne beşte üç çoğunlukla karar verilmesi şartı
getirilmiştir.
AK Parti’nin kapatma davasında AYM
jüristokratik bir formül arayışına girmemiştir.
42
Özbudun, a.g.m., s. 264.
Genç Hukukçular Hukuk Okumaları
82
Bu durum Anayasa Mahkemesi ile Yasama
arasındaki çatışmanın bir ölçüde yasama ter-
cihine göre sonuçlandığını göstermektedir.
b)
b)
b)
b) Anayasa Değişiklikler
Anayasa Değişiklikler
Anayasa Değişiklikler
Anayasa Değişiklikleriiiini Esastan
ni Esastan
ni Esastan
ni Esastan
Đnceleme M
Đnceleme M
Đnceleme M
Đnceleme Müüüüdahaleleri
dahaleleri
dahaleleri
dahaleleri
1961 Anayasası döneminde, AYM Anaya-
sa’daki boşluktan faydalanarak Anayasa deği-
şikliklerini iptal etmiş ve bu değişiklikleri gerek
şekil, gerekse esas yönünden denetleyebile-
ceği sonucuna varmıştır. 1970 yılında verdiği
bir kararda (E.1970/1, K.1970/31, 16.6.1970,
sayı 8, s. 323) AY’nın 2. maddesinde sayılan
Cumhuriyetin niteliklerinin, değiştirilemez
nitelikteki cumhuriyet ilkesine dâhil olduğunu
ileri sürerek, bir anayasa değişikliğini iptal
etmiştir.
1961 Anayasasında 9. maddede “Devletin
şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki ana-
yasa hükmü değiştirilemez ve değiştirilmesi
teklif edilemez” şeklindeki hükmü yorumlaya-
rak, Cumhuriyet sözcüğünün değil, cumhuri-
yet rejiminin kastedildiğini; cumhuriyet reji-
minin ise, başlangıçta belirtilen ilkelere, milli,
demokratik, sosyal ve laik bir hukuk devletine
işaret ettiğini belirtmiştir. Bu sebeple bu ilke-
lere aykırı olması durumunda da meclisin
yaptığı anayasa değişikliğine müdahale edebi-
leceği ve bu karara binaen de hem şekil hem
de esas yönünden denetleyebileceği sonucu-
na varmıştır.
43
1971 Anayasa değişikliklerinde Anaya-
sa’nın 145. maddesini değiştirerek, AYM’nin
anayasa değişikliklerini denetleme yetkisini,
“Anayasada gösterilen şekil şartlarına uygun-
luğunu denetler”
hükmüyle sınırlandırmıştır.
Fakat ilerleyen zamanda Anayasa Mahke-
mesi dört anayasa değişikliğini daha iptal
etmiş ve Cumhuriyetin değişmezliği kuralını
bir şekil kuralı ilan etmiştir. Anayasaya’nın
ikinci maddesi geniş kapsamı ile meclisin
çıkaracağı her yasanın iptali için elverişli ol-
duğundan seçilmişler bu konuda da bir çö-
züm arayışına gitmişler ve 1982 Anayasası ile
şekil denetiminin muhtevası tanımlanarak
sınırlandırılmıştır.
43
Özbudun, a.g.m., s. 269.
Anayasanın 148. maddesine göre bu de-
netim,
“teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle
görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı
hususları ile sınırlıdır.”
ibaresi eklenmiş ve 149. maddeye de Anaya-
sa değişikliklerinin iptaline karar verilebilmesi
için üçte iki çoğunluk şart koşulmuş olup;
2001’de bu nitelikli çoğunluk beşte üçe indi-
rilmiştir.
Ancak, başörtüsüyle ilgili son anayasa de-
ğişikliğinde, CHP’nin iptal başvurusunu yetki-
sizlik sebebiyle reddetmeyerek dosyayı esas-
tan incelemeye alan AYM’nin, yine yargısal
aktivizmini Anayasa’ya aykırı olarak devam
ettirme eğiliminde olduğu görülmüştür.
c)
c)
c)
c) 367 Kararı:
367 Kararı:
367 Kararı:
367 Kararı:
Yasamanın Doğrudan Gaspı
Yasamanın Doğrudan Gaspı
Yasamanın Doğrudan Gaspı
Yasamanın Doğrudan Gaspı
Anayasa Mahkemesi, Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nin cumhurbaşkanlığı seçimi için top-
landığı zaman, yoklama yapılıp toplantı yeter
sayısı olan 367 milletvekilinin mevcudiyetini
tespit etmesi gerektiğine karar vermiş, 27
Nisan 2007 günü yapılan birinci tur oylamada
bu sayıda milletvekilinin bulunduğunun tespit
edilmemesini bir “içtüzük” ihdası olarak kabul
edip iptal etmiştir.
Cumhurbaşkanı seçimine dair Meclis kara-
rını Anayasa Mahkemesi’nin denetleyebilmesi
mümkün değildir; parlamento kararları dene-
tim dışıdır.
44
Fakat AYM bu sınırlandırmayı
kendince şu yöntemle aşmıştır: Mahkeme’ye
göre, bir işlemin TBMM tarafından yapılan
nitelendirilmesi önemli değildir, Mahkeme
içeriğine bakarak yapılan işlemi kendisi yeni-
den nitelendirebilir. Yani, TBMM’nin bir işlem
için, kanun veya içtüzük ya da parlamento
kararı şeklinde bir nitelendirme yapması
önemli değildir; Mahkeme yapılan işlemi
yeniden nitelendirip, mesela, parlamento
kararı denilen işlemi bir içtüzük işlemi olarak
kabul edebilir demektedir.
45
Anayasa Mahkemesi, yanlış yorumunu tu-
tarlı kılabilmek için, toplantı yeter sayısını
44
Anayasa, 148. madde.
45
Şentop, a.g.m.