Manas Sosyal Araştırmalar Dergisi 015 Cilt: Sayı: Manas Journal of Social Studies


İzmir ve Serbest Cumhuriyet Fırkası



Yüklə 0,83 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə2/14
tarix26.10.2018
ölçüsü0,83 Mb.
#75625
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   14

İzmir ve Serbest Cumhuriyet Fırkası 

 

411 

zenginleĢtirdi.

70

 SCF‟ye dair çalıĢmalar zaman içinde mikro ölçeğe doğru evrildiği görülüyor. 



Söz  konusu  eğilimi  dikkate  elinizdeki  makale,  muhalefetin  toplumsal  tabanına  iliĢkin  bilgi 

eksikliğini, en azından Ġzmir örneğinde doldurmayı hedefliyor.  

 

 

SCF‟nin  Mustafa  Kemal‟in  inisiyatifiyle  kurulduğu  ittifak  edilen  bir  gerçek,  ama 



dönemin Ģartlarında kim böyle bir giriĢimde bulunmaya cesaret edebilirdi ki? Çünkü yeni bir 

siyasi  oluĢumun  önünde  hiçbir  hukuki  engel  yoktu,  ancak  Terakkiperver  Cumhuriyet 

Fırkası‟nın  hazin  sonu  bu  türden  giriĢimler  için  engelleyici  bir  örnek  teĢkil  etmiĢtir.  SCF 

serüveni  elbette  birkaç  boyutta  ele  alınması  gerekir.  Yukarıda  belirtildiği  gibi,  son  yıllarda 

SCF‟ye  iliĢkin  soruların  kurumsaldan  çok  yerele  yönelmesi,  en  azından  olumlu  bir 

geliĢmedir. Ancak partinin toplumsal tabanı henüz merak edilen bir konu da değildir. SCF‟ye 

ilgisi  olan  herkes,  oluĢumun  Ġzmir‟le  birlikte  neredeyse  bir  siyam  ikizi  olduğunu  bilecektir. 

Ġzmir‟in  bir  araĢtırma  alanı  olarak  seçilmesinde  bu  birlikteliğin  etkisi  olmadığı  söylenemez. 

Günümüz koĢullarında bir siyasal hareketin toplumsal tabanı çeĢitli yöntemler ve daha sağlam 

verilerle analiz edilebilir. Ancak, 1930 Türkiyesi‟nde yapılacak böyle bir araĢtırma için yeterli 

verilerin toplanması, çok daha büyük bir çabayı gerektiriyor.  

 

Bu  makalede  Fethi  Okyar‟ın  4  Eylül 1930‟da  baĢlayan  bir  haftalık  gezisinde  bulduğu 



toplumsal desteğin yerel dinamikleri ve yankıların bir kısmı üzerinde duruluyor. Gezinin perde 

arkasını görmek, aslında yarım asırlık bir pandora kutusunun açılması anlamına geliyor. Çünkü 

Osmanlı‟nın  son  yıllarını  ve  evrensel  geliĢmeleri  dıĢlayan  bir  yaklaĢımla  bu  güçlü  muhalefet 

açıklanamaz. Metin  boyunca  dikkatinizi  çekecek  bu  türden  geri  dönüĢler,  aslında  1930 

Türkiyesi‟nin  hala  ne  kadar  imparatorluk  mirasının  belirleyiciğinde  yolunu  bulmaya  çalıĢtığını 

vurgulamayı amaçlıyor. Elinizdeki çalıĢma, akademik bir çalıĢmanın sonuçları ve iki ayı aĢkın 

bir alan araĢtırmasının bilgilerine dayanmaktadır.

71

 



 

1930: Türkiye’nin BaĢ Döndürücü Yılı 

 

Her Ģey Fethi Okyar‟ın 22 Temmuz 1930‟da ki yıllık iznini geçirmek üzere Paris‟ten 



dönüĢüyle  baĢlamıĢtır.  1929  Dünya  Ekonomik  Krizi‟nin  etkisiyle,  Cumhuriyet  Halk  Fırkası 

[CHF] içinde oluĢan, liberal/devletçi ayrıĢması ve toplumsal muhalefetin güçlenmesi iktidarı 

                                                           

70

 Bkz., (Temizer, 2014; Naskali, 2015). 



71

  2006‟da  EHESS‟in  [Ecole  des  Hautes  Etudes  en  Sciences  Sociales,  Paris,  Fransa]  Tarih  ve  Medeniyetler 

bölümünde, Menemen Olayı ve Türkiye‟de Mehdicilik adlı yüksek lisans tezi ve 2014‟te aynı okulda yapılan, Ege 

Bölgesi ve Serbest Cumhuriyet FırkasıBüyük Bir Muhalif Mobilizasyonun Politik Tarihi, [12 Ağustos-17 Kasım 

1930] baĢlıklı doktora tezi. 



Manas Journal of Social Studies 

 

412 

keskin bir yol ayrımına getirmiĢtir. Böylece parti içi muhalefetin çekirdek dıĢına atılması için 

Fethi  Okyar,  Serbest  Cumhuriyet  Fırkası‟nı  kurmaya  memur  edilmiĢtir.  Bununla  birlikte, 

siyasal  alanın  restorasyonu  ve  Türkiye‟nin  Avrupa‟da  diktatörlük  olarak  nitelenen  algısını 

değiĢtirme  isteğinin  önemini  vurgulayan  yaklaĢımları  da  dıĢlamamak  gerekir.  Ayrıca, 

açılımın Ağrı Ġsyanı ve Osmanlı borçlarının ödenmesi ile ilgili bir yönü olduğu da muhakkak.  

 

Yeni  bir  parti  kurulacağının  9  Ağustos‟ta  basına  yansıması,  Türkiye‟nin  gündemini 



altüst  etmiĢtir:  Böylece  Ağrı  Ġsyanı  bağlantılı  Türkiye-Ġran  sınır  güvenliği  sorunu  ve 

Genelkurmay  BaĢkanı  Fevzi  Çakmak‟ın  Doğu‟ya  teftiĢ  ziyareti,  gündemin  ikinci  planına 

itilmekteydi.  12  Ağustos‟ta  resmen  kurulan  Serbest  Fırka‟ya  çekilen  telgraflar,  aslında 

toplumsal desteğin ulaĢacağı boyutun bir ipucuydu:  

«  Serbest  Cumhuriyet  Fırkası‟nın  teĢekkülü  haberinin  ilanıyla  beraber  çok  taraflardan,  halkımızın 

muhtelif  sınıflarına  mensup  yüzlerce  vatandaĢtan  siyasi  prensiplerimizin  kabul  edildiğine  dair  tebrik 

telgraf  ve  mektupları  almaktayım.  Fırkamızın  teĢekkül  maksadının  kiĢisellikten  külliyen  uzak  ve  sırf 

vatan ihtiyacı ve menfaati uğruna makul mücadelede bulunacağına kanaatle bize emniyet ve teveccüh 

ederek  fikir  birliği  gösteren  zevatın  kâffesine  ayrı  ayrı  teĢekkürler  olunur  »  (Köroğlu  Gazetesi,  20 

Ağustos 1930). 

 

Okyar‟ın bu beklenmedik ilgiyi uyarması, telgraflardaki dilin endiĢe verici olduğunu 



gösteriyor.  Takrir-i  Sükûn  Kanunu‟yla (1925)  diz  çöktürülen  basın,  yeni  haberle  birlikte 

anında  ikiye  bölünmüĢ  ve  birçok  gazeteci  hürriyet  fedaisi  olarak  siyaset  arenasında  boy 

göstermiĢtir. Ancak bunlardan çoğu, nereye varacağı henüz kestirilemeyen bu ani değiĢimden 

endiĢelidir: 

«  Halk,  söylemek,  içini  dökmek,  senelerden  beri  duyduğunu,  iĢittiğini  yazmak  derdiyle  bu  sıkıntıyı 

kaldıracak bir kuvvet bekliyordu, çok Ģükür ki bu el, yine bu vatanın en namuslu evlatları arasında ve 

yine  memleketin  selameti  fikriyle  meydana  çıktı.  Artık  kanun  dâhilinde  olanı  biteni  söylemek  ve 

yazdığından  dolayı  kanundan  baĢka  kuvvetler  tarafından  kahra  uğramamak  mümkündür  inĢallah  » 

(Köroğlu, 13 Ağustos 1930). 

 

Serbest  Fırka‟nın  üç  aylık  serüveni  incelendiğinde,  1908  Jön  Türk  Ġhtilali  sonrası, 



Osmanlı toplumu ve sorunlarının yeniden gün yüzüne çıktığı izlenimi oluĢur. Zaten adındaki 

serbest  terimi,  her  ne  kadar  Mustafa  Kemal‟in  çevresi  tarafından  önerilse  de,  Jön  Türk 

sözlüğüne  (ilan-ı  hürriyet,  hürriyet  kahramanları,  hürriyet  bayramı,  irtica,  mürteci,  Ahrar 



Fırkası,  İttihat  ve  Terakki  Fırkası,  vs.  gibi)  aittir  ve  toplum  tarafından  da  algılandığı  gibi 

hürriyeti  simgeler.  Toplumun  alabildiğine  özgürleĢme  beklentisini  cevaplayan  bu  siyasal 

oluĢum, adeta bir ilan-ı hürriyet gibi gazete sayfalarında manĢetlere yerleĢir: 




Yüklə 0,83 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   14




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə