Manas Sosyal Araştırmalar Dergisi 015 Cilt: Sayı: Manas Journal of Social Studies


İzmir ve Serbest Cumhuriyet Fırkası



Yüklə 0,83 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə14/14
tarix26.10.2018
ölçüsü0,83 Mb.
#75625
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   14

İzmir ve Serbest Cumhuriyet Fırkası 

 

435 

ve  vazifeden  men  edilmiĢlerdir.  Reyler  defterdeki  imzalarla  karĢılaĢtırılmamıĢtır.  Sandıklar  ayrı  ayrı 

tasnif  edilmeyerek  bir  harman  halinde  dökülmüĢtür.  Yolsuzluklar  her  tarafta  sistematik  bir  Ģekilde, 

tafsilden  içtinap  ediyoruz.  Ġzmir‟de  intihap  hakkını  caiz  olanların  yarısından  fazlası  defterlere 

yazılmamıĢ  ve  yüz  bini  mütecaviz  müntehiplerin  adedi  bu  suretle  kırk  beĢ  bine  indirilmiĢtir.  Birçok 

mahalleler  kayıt  harici  bırakılmıĢtır.  Muterizlere  bir  kayıt  lüzumu  bile  verilmeyerek  itirazlarını  ispat 

edemeyecek  vaziyete  düĢürülmüĢlerdir.  Bu  Ģerait  içinde  burada  intihabın  selamet-i  cereyanını  temine 

imkan yoktur. Seçimlere iĢtirak için hüviyet cüzdanları kabul ediyorlar. Eski nüfus tezkereleri istiyorlar. 

Muhacirler  reyden  mahrum  edilmektedir.  Ġntihap  sandıkları  on  sekiz  saat  evvel  belediye  dairesinde 

yalnız  belediye  mührüyle  mühürlenmiĢtir.  Vilayet  itirazı  nazarı  dikkate  almamıĢtır.  Tesadüf  ettiğimiz 

müĢkülatın  izalesi  artık  bizim  kudret  ve  tahammülümüzün  fevkine  çıkmıĢtır.  Hükümet  ve  belediye 

kuvvetleri  bu  hususta  tevhid-i  mesai  eylemiĢlerdir.  Dâhiliye  vekilinin  Meclis-i  Milli‟de  intihabata 

müdahale edilmediği hakkındaki beyanatı hayret ve teessürlerimizi mucip olmaktadır. Binaen aleyh vasi 

ve takatimizin çok fevkine çıkan ve mütemeddin hiçbir memlekette görülmeyen Ģu mânialar karĢısında 

fırkamızın  çalıĢmasını  beyhude  addediyoruz.  Ġntihabat  da  usulsüzlük  azami  derecesini  bulmuĢtur. 

Hükümet kuvvetleri, belediye, mebuslar müĢtereken cephe almıĢtır ve kanunu ihlal etmektedir. Geçen 

her günde tazyik de artmaktadır. Memlekette hassasiyet fazladır » (Balkaya, 2006: 200). 

 

  Karaburun‟da ise iki hafta sürmesi kanunen ön görülen seçimlerin ikinci gününde sona 



erdirilmesi, tamamen yerel yönetimin hukuka aykırı bir kararıydı: 

«  Burada  intihabat  dün  baĢladı.  Bugün  bitirmek  istiyorlar.  Kaim-i  makam  Hilmi  Bey  jandarmalarla 

müdahale ediyor. Hak intihabı haiz olanların dörtte üçü rey veremiyor » (Balkaya, 2006: 210). 

 

Bornova örneğindeyse cebrin bir baĢka yüzü ortaya çıkmakta:  



«  [...]  bir  rakı  kaçakçısı  tarafından  yaralanan  bir  polisten  dolayı,  hiç  alakası  olmadığı  halde  fırkamız 

Ģubesi  gece  yirmi  üç  buçukta  iki  jandarma  ve  bir  polis  tarafından  tarassut  altına  alındı.  Gece  yarısı 

kâtibimiz  bir  polis  komiseri  ve  nahiye  müdürü  tarafından  Ģubemiz  açılarak  bütün  evrak  ve  vesaik 

alınmıĢtır » (Balkaya, 2006: 202). 

KemalpaĢa‟daysa  muhalefetin  kazanma  ihtimali  belirince,  yerel  idare  duruma  el 

koymuĢtur:  

« [ ...Belediye intihabı üç günden beri salim bir Ģekilde ve fırkamız lehine devam ederken bugün Halk 

Fırkası  mutemedi,  Ġzmir  Jandarma  Alay  Kumandanı  Mustafa  Beyi  ve  Mebus  Vasıf  ve  Haydar  RüĢtü 

beyleri celp eylemiĢ olmakla bilâsebep, sakin geceleyin tehdit ve tevkif ve belediye intihabatını tehdit 

eyledi.  Merfukumuzun  inkârı  da  Gazi  Hazretleri‟nin  fırkamızın  teĢekkülünden  nadim  bulundukları  ve 

belediye  intihabatı  kaybedildiği  takdirde  istifa  edecekleri,  fırkamızın  Ermeni  ve  Rumlardan  teĢekkül 

ettiğini  ve  vatanımızı  Ġtalyanlara  teslim  edeceğimiz  Ģeklindeki  beyanatları  ile  de  halkın  hissiyatını 

rencide etmiĢler ve müessif hadiseler meydana gelmiĢtir » (Balkaya, 2006: 202). 

 

Muhalefete  gidebilecek  oyları  engellemek  için  ilginç  koĢullar  ileri  sürülmüĢtür. 



Örneğin,  okuryazar  olmayanların,  adayların  adlarını  yazmaya,  ya  da  aday  listelerini  ezbere 


Manas Journal of Social Studies 

 

436 

bilmeye zorlanmaları gibi (Hizmet, 30 Eylül 1930). Açık oy ve kapalı sayım usulü, seçmen 

özgürlüğünü sınırlandırmıĢtır.  

 

Seçim süreci ve öncesinde iktidarın muhalefete karĢı kullandığı en etkili söylemlerden 



birisi  Ģüphesiz  irtica  odağı  olma  suçlamasıdır.  Seçmeni  mürtecilikten  tutuklanma  tehdidiyle 

yüzleĢirken, Okyar,  iktidarın birkaç Ģehirde kıĢkırtıcı eylemlere giriĢtiğini iddia  etmekteydi. 

1930 yerel seçimlerinde yaĢanan baskının en büyük mağdurları Ģüphesiz kadınlar, göçmenler 

ve azınlıklardır. Bazı yerlerde seçmen listelerinde tek bir kadın adı bile yoktu. Bunun ardında 

Ģüphesiz  kadınların  muhalefete  oy  verecekleri  öngörüsü  ve  erkek  engeli  vardı.  Azınlıkların 

baskı  altına  alınma  yöntemleriyse  daha  ilginçtir.  Örneğin,  yolsuzluk  iddiaları  sonucu 

seçimden çekilmek zorunda kalınan Edirne Uzunköprü‟de, vergi borçlusu Yahudi tüccarların 

kanunsuzca darp ve hapsedilmesi gibi: 

 

«  Mal  müdürü  Ġhsan  Bey  memur  olmasına  rağmen  muhacirleri  Ġstanbul  Oteli  kıraathanesinde 



toplayarak,  Serbest  Fırka‟ya  rey  vermek  vatana  ihanet  etmek,  hükümete  isyan  etmektir,  Ģeklinde  çok 

Ģayanı hayret konferanslar vermiĢtir. [...]  Bugün borçlu olması nedeniyle hapse girenler meyanında bir 

tek  Halk  Fırkası‟ndan  kimse  yoktur.  Mahpusların  hepsi  Serbest  Cumhuriyet  Fırkası‟na  mensup 

kimselerdir. Bağırsakçı Ġbrahim, Terzi Yuda, Nesim Haras ve daha birçok kimselere, Halk Fırkası reisi 

Ahmet ve azadan Kazım Efendiler tarafından Ģu Ģekilde tehdit edilmiĢlerdir: ‛Reyinizi halk  Fırkasına 

veriniz.  Yoksa  borcunuzdan  dolayı  hapsedileceksiniz.‟  Bunlardan  Halk  Fırkası‟na  reylerini 

vermeyenler  hapsedilmiĢler.  Halk  Fırkası‟na  reyini  veren  Bağırsakçı  Ġbrahim  hapisten  çıkarılmıĢtır. 

Nihayet  iĢ dayağa dökülmüĢ,  Ġsak  Behar Efendi  karakola celp  edilerek kaymakam  ve komiser beyler 

tarafından dövülmüĢtür » (Balkaya, 2006: 316). 

 

Seçimlerin sonunda Ġzmir‟de ki 33 sandıktan toplam 24 932 oy çıkmıĢ, bunlardan 14 



624‟ü  Halk  Fırkası,  9  960‟ı  Serbest  Fırka,  20‟si  bağımsız  aday  için  kullanılmıĢtır.  Ġmzasız 

veya  adressiz  olduğu  için  geçersiz  sayılan  oy  sayısı  1  090  olarak  not  edilmiĢtir.  Sonuçlara 

göre Ġzmir‟de oy kullanma oranı % 34 civarında kalırken, CHF oyların % 58,6‟sını, SCF % 

39,9‟unu almıĢtır. 

 

Gerek SCF belgeleri, gerekse muhalif yerel basının iddiaları iktidar partisinin Ģehirde 



yüzde  onlar  civarında  bir  oy  potansiyeline  sahip  olduğu  iddiasındadır.  CHF‟nin  bütün 

çabalarına, rağmen Ġzmir‟de aldığı oy, bu iddianın doğruluğunu kanıtlamakta. Buna karĢılık 

muhalefetin aldığı oy genel seçmen sayısına oranla % 12‟de kalmasıysa gerçek potansiyelini 

yansıttığı  söylenemez.  Zira  seçime  katılım  oranlarının  düĢüklüğü,  açık  oy,  gizli  sayım 

sistemi,  oy  pusulalarında  isim  ve  adres  zorunluluğunun  getirilmesi,  muhalefete  desteği 

zayıflatan baĢlıca nedenlerdi.  

 



İzmir ve Serbest Cumhuriyet Fırkası 

 

437 

Ancak  Ġzmir  gündemine,  Ģaibeli  seçim  sonuçlarından  daha  çok  sel  gibi  yağmurlar 

damgasını  vurmuĢtur.  Hemen  hemen  bütün  Ege‟de  felaket  korkunç:  Onlarca  ölü,  yıkılan 

evler,  zarar  gören  tarımsal  alanlar.  Seçim  sürecinde  Ġzmir‟de  adım  atmadık  yer  bırakmayan 

Vali Kazım PaĢa‟nın felaket karĢısındaki yetersizliği, hemen bir toplumsal tepki doğurmuĢtur. 

Doğal felaketler birçok toplumda her zaman ilahi bir uyarı olarak algılana gelmiĢtir. Her ne 

kadar  Ġzmir  1930  Türkiye‟sinin  görece  modern  bir  yüzü  olsa  da,  felaketin  ilahi  bir  uyarı 

olarak algılandığı muhakkak. ġüphesiz bu algının seçimlerdeki adaletsizliklerle ilgili bir yönü 

de olmalı. Zaten kısa süre sonra Menemen‟de Mehdi Mehmet bunu açıkça ilan edecektir. 



 

Bütün  baskılara  rağmen  SCF,  502  belediye  baĢkanlığı  için  37  ilde  girdiği  seçim 

yarıĢında,  ikisi  büyük  kent  olmak  üzere  40  belediyede  kazanmayı  baĢarabildi.  Elimizde 

inceleme  konusu  seçimlerin  resmi  sonuçlarına  dair  hiçbir  resmi  sonuç  tutanağı  yok.  Bu 

nedenle  buradaki  analizlerde  daha  çok  gazete  arĢivlerine  baĢvuruldu.  Eğer  gerçeği  ifade 

edersek, seçim sonuçlarından daha çok, ortaya dökülen gerçekler ĢaĢırtıcıdır. Aslında seçime 

iliĢkin  en  gerçekçi  tespiti  Mustafa  Kemal  yapmıĢtır.  Hasan  Rıza  Soyak‟ın  «  ‛Hangi  fırka 

kazanıyor?‟ sorusuna cevaben, ‛Tabii bizim fırka paşam‟ demesi üzerine Ģu cevabı vermiĢtir: 

Hayır Efendim, hiçte öyle değil! Hangi fırkanın kazandığını ben sana söyleyeyim, kazanan 



idare  fırkasıdır,  çocuk!  Yani  jandarma,  polis  nahiye  müdürü,  kaymakam  ve  valiler.  Bunu 

bilesin! » (Balkaya, 2005: 324). 

 

Sona Doğru 

 

Hiç  Ģüphesiz  Serbest  Fırka‟nın  kapatılmasında  Okyar‟ın  Ġzmir  seyahati  boyunca 



yaĢananların  büyük  etkisi  vardır.  Bu  gezi  bütün  taĢları  yerinden  oynatmıĢ  ve  muhalefetin 

elitlerin elinden çıkıp, Mustafa Kemal‟in deyimiyle « ayak takımının » (Balkaya, 2006: 133-

134)  eline  geçmesinin  sembolik  zamanı  olarak  tarihe  geçmiĢtir.  Gezinin  ortaya  çıkardığı 

gerçekler, büyük bir iç sorgulamanın baĢlamasına neden olsa da, atılan adımlar muhalefetin 

tam  olarak  okunamadığını  göstermekte.  Halk  Fırkası‟nın  yerel  örgütlerinin  yenilenmesi  ve 

tartıĢmalı  mutemetlerin  görevden  alınması  muhalefeti  dizginleyememiĢtir.  Mutemetlerin  

«  saltanat  »  olarak  nitelenen  yaĢam  tarzları,  yoksul  katmanlardaki  eĢitsizlik  algısını 

güçlendiren  baĢlıca  nedenlerden  biridir.  Seçimlerden  sonra,  eski  düzenin  değiĢmeyeceği 

inancı iyice güçlenmiĢtir: 

«  ġimdi  birçok  vatandaĢ  mağazalarını  iĢ  görmediklerinden  kapatmaya  mecbur  olurken,  birçok  vatan 

yavrusu  Ġzmir  gümrüğüne  son  piyasa  gereğince  okkası  on  kuruĢa  kadar  gelen  Ģekeri,  elli  kuruĢtan 



Manas Journal of Social Studies 

 

438 

yiyemeyerek  kansızlığa  maruz  bırakılırken,  onlar  yine  Ģampanyalarını  çekecekler,  yine  konaklarını, 

apartmanlarını Avrupa‟nın en nadide eĢyasıyla süsleyecekler. »

87

 

 



CumhurbaĢkanı  muhalefetin  ortaya  çıkardığı  diğer  iki  önemli  gerçeği  BaĢbakan‟a 

açıkça Ģöyle ifade etmiĢtir:  

«  Ġyi  oldu.  Memnun  ol.  Durumu  anlamıĢ  olduk.  Görülüyor  ki  halkı  memnun  edememiĢiz.  Ona  göre 

hareket etmek ve halkı kazanmak lazımdır. AnlaĢılıyor ki parti teĢkilatı dediğimiz Ģey de çarık çürük bir 

yapıdan ibarettir »

 

(Balkaya, 2006: 133). 



 

17 Kasım 1930‟da Serbest Fırka fesih edildi. Bu ani, fakat beklenen geliĢmenin, baĢta 

Ġzmir olmak üzere, Ege‟de ki hayal kırıklığı tarifsizdir: 

« MeĢum haber, dün Ģehrimiz afakında bir bomba gibi patladı; hiç beklenmeyen bu hadise karĢısında 

efkâra,  evvela  bir  durgunluk  geldi;  kimse,  gözlerine  ve  kulaklarına  inanamıyordu.  Daha  düne  kadar, 

fırkasının Cumhuriyet gibi ebedi ve lâyemut olduğunu temin eden sabık lider, kendi eserini, kendi eliyle 

mi katla karar vermiĢti? Herkes, derin bir hayret  ve teessür içinde; bu suali kendi kendine soruyor ve 

gelen  haberlerin  doğruluğuna  muttali  olunca,  vicdanında  hissettiği  elemi  ifadeden  aciz  kalıyordu  » 

(Serbest Cumhuriyet Gazetesi, 19 Kasım 1930).  

Bu ani son parti tabanında Okyar‟ın

88

    «  ihaneti  »  olarak  algılanmıĢtır. Buna rağmen 



muhalif  akımlar,  toplumsal  düzeyde  aylar  boyunca  devam  edecektir.  Eklektik  parti  tabanı 

belki birbirinden kopmuĢtur ama koalisyonun farklı katmanları kendi gündemine göre aktiftir. 

23 Aralık 1930‟da meydana gelen Menemen Olayı da, bu koalisyonun marjinal katmanlarının 

bir aktivitesi olarak görülebilir. 

 

Ġktidarın  Serbest  Fırka  deneyiminden  çıkardığı  ders,  bilindiği  gibi  SCF‟nin  yarattığı 



dinamiklerin  sosyal  okunuĢunu  reddetmesi,  ‛kötü  çobanların‟  sözüne  kapılan  halka 

Kemalizm‟i  ve  ihtilali  ‛daha  iyi‟  anlatmayı  kararlaĢtırması  oldu.  Halkın  ‛mürtecilere‟ 

inanmasını engellemek gerekiyordu. Bu  nedenle, diğer ‛ihtilalci rejimlerde‟ halkın ‛ihtilale‟ 

nasıl  katıldığını  öğrenmek  ve  onların  tecrübesinden  ders  almak  zorunluydu.  1930  krizi, 

rejimin açıkça doktriner bir sisteme geçtiği, kendisini Ġtalya  ve Sovyetler Birliği  ile birlikte 

                                                           

87

  Bkz.  Mehmet  Sırrı‟nın  Halkın  Sesi  Gazetesi‟ndeki  «  Millet  Unutmadı  ve  Unutmayacaktır  »  adlı  baĢ 



makalesinden, 20 Ekim 1930, (BCA BMGM K, Katalog no: 030 10 78 519 4). 

88

1880‟de Pirlepe‟de doğan Okyar, 1904‟te Harp Akademisi‟ni bitirdi. Selanik‟teki III. Ordu‟da görev yaparken 



Ġttihat  ve  Terakki  Cemiyeti‟ne  girdi.  II.  MeĢrutiyet‟in  ilanından  sonra  Paris  askeri  ataĢeliğine  atandı  (1908). 

Trablusgarp  ve  Balkan  savaĢlarına  katıldı.  1911‟deki  Meclis-i  Mebusan  ara  seçimlerinde  Manastır 

milletvekilliğine  seçildi.  1913‟te  Sofya  büyükelçiliğine  atandı.  1917‟de  Ġstanbul  milletvekili  olarak  yeniden 

Meclis-i  Meb‟usan‟a  girdi  ve  dahiliye  nazırı  oldu  (1918).  1919‟da  Ġttihat  ve  Terakki  yöneticileriyle  birlikte 

Malta‟ya sürüldü. 1921‟de Ankara‟ya giderek Türkiye Büyük Millet Meclisi‟ne katıldı. ĠçiĢleri bakanlığı ve iki 

kez  baĢbakanlık  (1923,  1924-1925)  yaptı.  1925-1930  arasında  Paris  büyükelçiliği  yaptı  ve  1930‟a  kadar  bu 

görevde kaldı. 1930‟da Serbest Cumhuriyet Fırkası‟nı kurdu. 1934‟te Londra büyükelçiliğine atanan Okyar, daha 

sonra yeniden milletvekili seçildi (1939-1942). Mayıs 1939‟dan Mart 1941‟e kadar Refik Saydam hükümetinde 

adalet bakanlığı yaptı. 7 Mayıs 1943‟te Ġstanbul‟da vefat etti. 



İzmir ve Serbest Cumhuriyet Fırkası 

 

439 

demokratik  olmayan  bir  dünyanın  üçüncü  kutbu  olarak  tahayyül  ettiği  yeni  bir  sürecin 

baĢlangıcını oluĢturmaktaydı (Bozarslan, 2005: 113). 

 

Sonuç  

 

Görülüyor  ki  Okyar,  ümitlerin  tamamen  tükendiği  bir  anda  ortaya  çıkmıĢtır.  O,  bu 

nedenle  Ġzmir‟deki  gibi  bazen  bir  ihtilalci  lidere,  bazen  de  bir  mehdiye  dönüĢebiliyordu. 

ġahsına yüklenen anlamlar ve beklentiler, ister uhrevi, ister dünyevi olsun, toplumdaki güçlü 

dönüĢüm  ve  özgürleĢme  isteğini  iĢaret  eder.  Serbest  Fırka  böylece,  bir  komünistin  ihtilalci 

tutkuları,  dindarın  uhrevi,  tüccarın  ekonomik  beklentileri,  köylünün  refah  arayıĢı,  rejim 

muhalifi,  liberal,  ulema,  tarikat  mensupları,  taĢra  aydınları,  toprak  zenginleri,  feministinden 

köylüsüne  kadın,  gençlik,  farklı  tüm  etnik  gruplar  ve  mezheplerin,  hülasa  karmakarıĢık 

toplumsal kategorilerin ortak çatısı olarak kitlesel bir partiye dönüĢmüĢtür. Serbest Fırka bir 

cinsiyetler, ırklar, mezhepler, nesiller, dinler, siyasi görüĢler ve farklı ajandaları olan muhalif 

grupların  bir  koalisyonuydu.  Bu,  onun  hem  en  büyük  avantajı,  ama  daha  da  önemlisi  aĢil 

topuğudur. 

 

SCF‟nin  üç  aylık  kısa  serüveni,  toplumun  dönüĢümünü  gösteren  izler  bıraktı  



ve günümüz Türkiye‟sinin siyasal bölünme ve çatıĢma alanlarının ilk fay haritasını çizdi. Üç 

aylık  bir  parantez  içinde  kalan  bu  göreceli  özgürlük  dönemi,  aslında  tek  partinin  devletle 

bütünleĢmesiyle sonuçlandı. Ġktidarın toplumdan ne derece dıĢlandığı anlaĢılınca, Halkevleri 

aracılığıyla taĢrada Kemalizm‟in topluma anlatılmasına karar verildi. Partinin kapanmasından 

sonra  CumhurbaĢkanı‟nın  ülkeyi  dolaĢması,  toplumun  yoksulluğunun  belgelenmesiyle 

sonuçlandı  ve  gezi  ileride  baĢbakan  olacak  Adnan  Menderes‟inde  aralarında  bulunduğu 

muhalefet kadrolarının bir kısmının Halk Fırkası‟na devĢirilmesine fırsat verdi.  

 

Menemen Olayı ise, iktidar için adeta altın tepside sunulmuĢ bir fırsat oldu. Bu sayede 



muhalefeti  dizginleyecek  fırsatları  elde  etti.  Zira  olayın  ardından  meydanlara  kurulan  idam 

sehpaları,  muhalefet  tabanının  güçlü  dinamiklerini  parçalamıĢtır.  Kendini,  Kubilay‟ın 

Ģahsında  sembolize  eden  Cumhuriyet,  merkez/çevre  gerilimini  yeniden  din  üzerinden 

oluĢturmayı baĢaracaktır. Serbest Fırka‟nın sonu, aynı zamanda liberalizmin meĢruiyetinin de 

sonudur. Zira liberalizm, ancak II. Dünya SavaĢı sonrasında yeniden gündeme gelebilecektir. 

Kaynakça 

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivi Daire Başkanlığı: 

- (BCA) Basẏbakanlık Muamelat Genel Müdürlügẏü Katalogẏu  [1924-1951], (BMGMK). 

- (BCA) Cumhuriyet Halk Partisi Kataloğu (1923-1950), (CHPK). 

Ağaoğlu, A., (1994). Serbest Fırka Hatıraları, Ġstanbul, ĠletiĢim Yayınları. 




Manas Journal of Social Studies 

 

440 

AkĢam, Anadolu, Büyük Torbalı, Hizmet, Köroğlu, Son Posta, Serbest Cumhuriyet, Slovo gazeteleri ve Gediz 

Dergisi.  

Bali, R.  N., (1997).  « 1930 Yılı Belediye Seçimleri  ve Serbest Fırka‟nın Azınlık Adayları  »,  Tarih ve Toplum 

Dergisi, 67, s. 25-34. 

Balkaya, Ġ. S., (2005). Ali Fethi Okyar, Ankara, Türk Tarih Kurumu Yayınları. 

Balkaya, Ġ. S., (2006). « Isparta‟da Serbest Cumhuriyet Fırkası‟nın Kurulma ÇalıĢmaları », Atatürk Üniversitesi 

Türkiyat AraĢtırmaları Enstitüsü Dergisi, 30. 

Balkaya, Ġ. S., (2006). Serbest Cumhuriyet Fırkası Arşiv Belgelerine Göre 1930 Belediye Seçimleri, Erzurum, 

GüneĢ Vakfı Yayınları. 

Bozarslan,  H.,  (2005).  «  Ali  Fethi  Okyar  »,  in  Modern  Türkiye‟de  Siyasi  Düşünce,  Liberalizm,  Iẏstanbul, 

Iẏletisẏim Yayınları. 

Emrence, C., (2006). 99 Günlük Muhalefet Serbest Cumhuriyet Fırkası, Ġstanbul, ĠletiĢim Yayınları. 

Göksu, E., (2003). 1929 Ekonomik Buhran Yıllarında İzmir ve Suç Coğrafyası, Iẏzmir, Iẏzmir Büyük Sẏehir 

Belediyesi Yayınları. 

Gürsoy, N., (2015). Emine, Celal Bayar Arşivinden Serbest Fırka Anıları, Ġstanbul, Doğan Kitap. 

Ġnsel,  A.,  (2005).  « Türkiye‟de  Liberalizm  Kavramının  Soyçizgisi  »,  Modern  Türkiye‟de  Siyasi  Düşünce, 

Liberalizm, Ġstanbul, ĠletiĢim Yayınları, s. 41-74. 

Kılıç Denman, F., (2009). İkinci Meşrutiyet Döneminde Bir Jön Türk Dergisi: Kadın, Ġstanbul, Libra Kitap Yayınları. 

Koçak, C.,  (2006). Belgelerle İktidar ve Serbest Cumhuriyet Fırkası, Ġstanbul, ĠletiĢim Yayınları. 

Mardin, ġ., (2009). Türkiye‟de Toplum ve Siyaset, Ġstanbul, ĠletiĢim Yayınları. 

Metinsoy,  E.  M.,  (2014).  Mütareke  Dönemi  İstanbul‟unda  Moda  ve  Kadın,  1918-1923,  Ġstanbul,  Libra  Kitap 

Yayınları. 

Sabri, Y., (2003). Ege‟de Eşkıyalar, Ġstanbul, Tarih Vakfı Yurt Yayınları. 

Tabak, S., (1990). Serbest Cumhuriyet Fırkası ve İzmir Vilayeti, Ġzmir, Ege Üniversitesi, YayınlanmamıĢ yüksek 

lisans tezi. 

Temizer, A., (2014). Şefik Avni Özüdoğru‟nun Serbest Fırka Hatıratı, Ġstanbul, Libra Kitap Yayınları.  

Toprak, Z., (2014). Türkiye‟de Kadın Özgürlüğü ve Feminizm (1908-1935), Ġstanbul, Tarih Vakfı Yurt Yayınları. 

Weiker W. F., (1973). Political Tutelage and Democracy in Turkey, The Free Party and Its Aftermath, Lieden, 

E. J. Brill Yayınları. 

Yılmaz, F., (2009). « Bilinmeyen Bir Cemaatin Portresi: Müslümanlar », Smyrnelis, Marie-Carmen (der.), İzmir, 



Unutulmuş Bir Kent mi? 1830-1930, Bir Osmanlı Limanından Hatıralar, Ġstanbul, ĠletiĢim Yayınları. 

 

Yüklə 0,83 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   14




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə