Kavram olarak Kapitalizm; bir toplumsal-ekonomik yapı ve üretim biçimidir



Yüklə 228,96 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə7/10
tarix29.10.2017
ölçüsü228,96 Kb.
#7571
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10

14 

 

ihracatındaki  payını  artırmaktadır.    ĠĢ  dünyasını  1970  lerdeki  miskinliğinden  kurtardığı  için 



ABD Japonya‟ya çok Ģey borçludur.   

3. Kapitalizmde Keynesyen Politikalara Karşı Monetarizm 

Monetarizm,  M.Friedman  ve  E.Philips  gibi  iktisatçıların  görüĢlerini  izlemektedir. 

Bunlara göre; tam rekabet her yerde genel geçer bir kural değildir. Tüm piyasalarda rekabet, 

ücretler  ve  fiyatlarda  esneklik  temel  ilkedir.  Para  arzındaki  değiĢmelerin  harcamalar 

üzerindeki  etkili  olmasında  faiz  oranları  önemli  değildir.    GeniĢletici  para  politikası,  faiz 

oranlarını düĢürecektir. Buna göre; 1968 de ABD, para miktarını geniĢletmeye karar vermiĢti.  

1969  un  ilk  yarısında  devam  eden  enflasyonist  bir  geniĢlemenin  para  miktarını  daraltma 

yönünde hareket etmesiyle ekonomi yavaĢlamıĢtı. Para arzıyla artan likidite, finansal aktiflere 

yönelerek faiz oranlarının düĢmesi sağlanacak. GSMH nın da artmasıyla paranın iĢlem talebi 

artarak devam edecek ve faiz oranları yükselecekti.   

Monetarizm‟in  temelinde  M.Friedman‟a  özgü  iki  etken  vardır:  Birincisi:  Finansal 

aracılar:  Nominal  para  miktarını  sunarlar  bunlar:  Merkez  Bankası  ve  Ticari  Bankalardır.   

Para  talep  edenler:  hane  ve  halkı  firmalardır.      Ġkincisi;  Para  arzı  dıĢsaldır.  Buna  göre; 

Monetarizm;  Tekelciğin  önlenmesini,  kurumlar  vergisinin  kaldırılmasını,  sermaye 

piyasalarının  canlandırılmasını,  gelir  vergisinin  kademeli  olarak  kaldırılmasını,  bağıĢların 

vergiden  indirilmesini,  ürüne  uyumlu  adil  bir  ödeme  yapılmasını,  devletin  üstlenmesi 

kararlaĢtırılan  etkinlikleri  için  fon  sağlanmasını,  tek  bir  vergi  konulmasını,  kamuya  konut 

yardımların  nakden  yapılmasın,  dıĢ  ticaret  alanında  tarifelerden  vaz  geçilmesini,  serbestçe 

dalgalanan kur sisteminin uygulanmasını önermiĢtir. (Friedman;2008:52)   

3.1.Kapitalizmde Seksenli Yıllar ve Ekonomi Politikaların Değişimi:  

Arz İktisadı ve Neo Liberal Politikalar 

Petro-dolar‟ların  kısa  veya  orta  vadeli  banka  fonları  yeni  geliĢen  ve  büyüyen 

ekonomilere  aktı.    Ancak,  bu  fonlarla  borçlanan  Güney  Kore,  Latin  Amerika  ülkeleri 

borçlarını  ödeyemediler.    Petrol  fiyatları  yeniden  tırmanıĢa  geçti.    ABD  de  faiz  oranları 

yükseliĢe  geçince fonlar oraya aktı. Uygulanan sıkı para politikası  faiz oranlarını artıran bir 

nedendi.  Doların değerlenmesine petrol fiyatlarının yükseliĢe geçmesi de eklenince 1979 da 

kriz baĢladı. Brezilya, Meksika, Arjantin gibi petrol ithal eden ülkeler borçlarını ödeyemenler 

kervanına katıldılar. (Kazgan, 1988: 28) Friedman‟cı politikalar iĢlerlik kazandı.  Bu dönemin 

genel  özellikleri;    emek-yoğun  ihracatın  olması,  yatırım  ve  büyüme  hızının  diğerlerine  göre 

yüksek olması, teknoloji düzeyi farklılığı, köyden kente akıĢın fazla olmasıdır. 

 ÇağdaĢ dünyada uluslararası ticaretin kurallarını koyan çok uluslu Ģirketlerdir.   ÇUġ 

yatırımlarının  En  çoğu  ABD  olmak  üzere,%9,5  Ġngiltere,%8,8  B.Almanya,%7,7  Fransa  ve 




15 

 

%7,5  Japonya  izlemektedir.  ÇUġ‟  lar  asıl  fonksiyonlarına  ek  olarak;  küreselleĢme,  büyüme, 



entegrasyon ve dünya ekonomisinin birbirine bağımlılığının birer uyarıcıları olmalarıdır. Neo 

liberal rejimler, spekülatörlere oldukça yüksek faiz oranları sunarlar; bu da, ciddi bir portföy 

yatırım dalgasına, kârlı teĢebbüslerin satıĢına ve daha büyük bir ithal mal akıĢına yol açar ve 

böylece  ekonomiyi  durgunlaĢtırarak  yerel  teĢebbüsleri  iflasa  sürükler.  Sonuç  olarak 

ekonomilerdeki  pek  çok  sektör  özelleĢtirildi,  gelirleriyle  borç  ödemeleri  yapıldı  ve  halk 

üzerinde  kemer  sıkma  politikaları  uygulandı.  ÖzelleĢtirme,  denizaĢırı  yatırım  ortaklarıyla 

birlikte,  ihracat  yönelimli  yeni  bir  kapitalist  sınıfın  tercihi  ve  doğrudan  veya  dolaylı  olarak 

Dünya Bankası ya da IMF aracılığıyla hareket eden kapitalist süper güçlerden gelen baskıydı.   

1973  ve  1979  daki  iki  enerji  krizini  1930  lardan  sonra  görülen  en  büyük  durgunluk 

izlemiĢti.  Yeni  yöntem  neo-klasik  anlayıĢ,  krize  çare  görülmüĢtür.  Neo-Liberal  politikalar 

ABD‟de  Reaganizm,  Ġngiltere‟de  Thatcherizm  Ģeklinde  somutlaĢmıĢtır.  1970  li  yılların 

Keynesyen  Teori‟ye  karĢıt  Arz  yönlü  iktisat  teorisi  uygulanmıĢtı.  Devlet  harcamalarını 

azaltarak vergi yükünü hafifletmeyi temel alır.  YaĢanılan krize, stagflasyon dendi.  Tanım ve 

amaç belirlenmiĢ oldu. Arz iktisadı, klasik iktisat teorisinin devamı olup amacı; hızlı büyüme 

ve düĢük enflasyondur.  Arz iktisadı, fiyat teorine iĢlerlik kazandırmıĢtır.  Bireylerin fiyatlara 

duyarlılığı,  kaynak kullanımında değiĢmelere neden olur.  Toplam talebi kısıtlayan vergilerin 

kaldırılması  düĢüncesi  Keynesyen  teoriye  karĢıt  bir  düĢüncedir.    Ġzlenecek  ekonomi 

politikası;1-  Maliye  politikasına  ağırlık  vermenin  bir  anlamı  yoktur,  2-  Devlet  harcamaları, 

toplam  vergi  geliri  ve  bütçe  açığı;  istihdam,  üretim  ve  gelir  ile  ilgili  amaçlara  ulaĢmak 

yönünden  güvenilir  bir  politika  değildir.  3-  Devlet  politikasının  amacı  serbest  piyasa 

kulalarının  iĢleyiĢini  sağlamaktır.  4-  Bütçe  açıklarının  para  arzını  artırmasına  engel 

olunmalıdır(Evans 1983:20 ).  

YetmiĢli  yılların  sonunda  bankalar;  sonsuz  kredi  geniĢletmesinin  tehlikeli  olmaya 

baĢladığının farkına vardılar.  Parasal etki ve dolarla olan dengeler üzerindeki faiz oranlarını 

artırma kararınca, 1980 lerdeki faiz oranları çıldırdı(Corm,2010:135.)  1980-1983 ü içeren 4 

yıllık dönemde dünya ticaretinde hiç artıĢ olmadı. AzgeliĢmiĢ ve geliĢmekte olan ülkelerin dıĢ 

borçları 1987 yılı sonunda 1,2 trilyon dolara(Kazgan, 1988: 80) ulaĢmıĢtır.  SanayileĢmiĢ Batı 

Kapitalizminin  LiberalleĢme  politikalarının  kontrol  mekanizmasında  olan  IMF  ve  Dünya 

Bankası  gibi  kuruluĢlar  verilecek  kredilerde  kriter  olarak,  borcun  ödenebilmesini  kabul 

etmiĢlerdir. 



3.2.Kapitalizmde Krizler ve Neo-Liberal Politikaların Uygulanışı 

McKinnon  ve  Shaw  tarafından  dillendirilen  neo-liberal  politikalar  Bretton  Woods 

sisteminin geniĢletici Keynesgil politikalarının yerini, enflasyonun tek düĢman görüldüğü ve 



Yüklə 228,96 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə