4
This study consists of four parts. The first section, the historical development
of the capitalist system and the backdrop to the system are discussed. Important
representatives of the views given in the historical process, and theorists. In the second part
focused on the types and the evolution of the capitalist system. In our country, the causes and
consequences of neo-liberal policies, benefits and deficiencies are discussed. In the third
section of neo-liberal policies of employment and wages are discussed. Current criticisms
and suggestions included in the section final.
Keywords: Capitalism; Keynes; The industrial revolution; Classical economics,
GİRİŞ
Kavram olarak Kapitalizm; bir toplumsal-ekonomik yapı ve üretim biçimidir. Tarım
ekonomisine dayanan feodalizmin kaldırılmasından sonra, sanayi devrimi ile ortaya çıkmıĢtır.
Kapitalizmin dayandığı düĢünce tarzı, liberal düĢünce tarzıdır. Bireycilik, özel mülkiyet,
sözleĢme hürriyeti, rekabet, serbest piyasa, serbest dıĢ ticaret ve sınırlı devlet müdahalesine
dayanmaktadır. Bireyi ve bireysel çıkarı öne çıkaran, kâr peĢinde koĢan ve bu uğurda çaba
harcayan sermayedar giriĢimci; kapitalisttir. Her düĢünce tarzı gibi Liberalizm de
evrimleĢmiĢtir.
Kapitalizm öncesi dönemin en temel özelliği; üretimin tarımsal olması, lortların artı
değere el koymasıdır. Sonsuz gibi algılanan üretimin hâkim olduğu dönemlerde, tüm
zenginliğin topraktan, dolayısıyla tarımdan kaynaklandığına inanan Fizyokratlar da
kapitalistti. Kapitalist birey, bir giriĢimde bulunmak istiyorsa, önce kaynaklara sahip olmak
zorundadır. Fizyokrat da bu bağlamda toprağın sahibiydi, kapitalistler bütün masraflar
çıktıktan sonra net hâsıla bırakan toprağa ve artı değere el koyan zümreydi. Klasikler; iktisat
ekolünün temel doktrinlerinden« laissez faire» terim ve politikasını icat etmiĢlerdir. Doğal
düzene müdahale olduğunu düĢündüklerinden, verginin minimum düzeyde olması gerektiğini
savunmuĢlardır. Üretim toprağa ve kol gücüne dayandığı için çalıĢan sınıf, kârdan pay almayı
düĢünemez ve Feodal Bey‟in sunduğu kadarıyla yetinebilir.
Yeni giriĢim; yeni rakipler, yeni kâr alanları, yeni kaynak demektir. DıĢ ticaret
serbestîsi, kaynak bulmanın ve stokları artırmanın bir yoludur. Finansal kaynak, finansörlerin
kârlarına bağlıdır. Kaynak bulmada özgür davranmak ve bu özgürlüğünü de kendi kuralı
içerisinde sağlamak isteyen kapitalist giriĢimci, baĢlangıçta yalnızca maceraperest «giriĢimci-
burjuva» , feodal beye karĢı merkezi devlet yanlısı olmuĢ, kralı desteklemiĢ, kendi sınıf
5
çıkarlarını korumak için, krala ve kralın mutlak hâkimiyetine karĢı da, cumhuriyeti
desteklemiĢtir.
Merkantilist düĢünce tarzı; özellikle dıĢ ticarette ve paraya dair teorilerde kendini
gösterir. « Düzenleme ve koruma» merkantilist düĢüncede esastır. Ancak bu sistem, sonuç
olarak yalnızca düĢünce bazında kalmıĢtır. Ancak; sömürgecilin geliĢmesine, feodalitenin
yıkılıĢ sürecinin hızlanmasına katkıda bulunmuĢtur. Sistematik olarak; sermaye birikimini
sağlamada kapitalistin rolü; burjuva sınıfının oluĢumuna katkı sağlamaktır. Artık ekonomik
ve toplumsal hayatın gündemine «burjuva sınıfı» girmiĢtir.
Toplumlar modernleĢmeye baĢladıkça kültürel, psikolojik ve yapısal değiĢimlerin
birlikteliğini görmekteyiz. Tarımdaki çöküĢ, tarımsal alanlarda çalıĢan iĢsizler ordusunun
Ģehirlere göç etmesiyle sonuçlanmıĢtır. Göçler, sanayi üretimine ucuz emek sağlamıĢtır.
Sanayi devrimi öncesinde ekonomi tarıma geleneksel yöntemlere dayanıyordu, sonrasında ise
eski aletlerle üretim yapmak imkânsız hale geldi. Yeni geliĢen üretim araçlarını da yalnızca
büyük sermaye sahipleri satın aldı. Yeni üretim biçimi, hızlı ve ucuz üretiyordu. Eski sistemi
hızla ortadan kaldırdı. Artan nüfus ve büyük Ģehirlerin oluĢması farklılaĢmayı ve
uzmanlaĢmayı meydana getirdi. Modern kapitalizm söz konusu olduğunda bireycilik ve
rasyonalizm baskın özelliktir. Bu iki temel özellikle, rekabet, özgürlük, planlılık, bireysel
amaca ve hesaba uygun davranma gibi konulara dikkat çekilmek istenir. Kapitalizm
özgürlükçü düzene dayalı giriĢimci bireylerin kârlılığına odaklanır.
1.Modern Kapitalizmde ve Klasik Ekol
Modern kapitalizmin baĢlangıcı olan klasik ekolün genel karakteri aristokratik
olmasıdır. Ancak bununla, klasik ekolün kapitalizminin geniĢ halk kitlelerini düĢünmeyen bir
sistem olduğunu da söylemek doğru değildir. Genelde sol düĢünürler ve ekonomistler bu
ekolü Burjuva kültürünü yansıttığı için eleĢtirirler.
Ekonomi literatüründe, kapitalist düĢünce temellerinin, Adam Smith‟le(1723-1790)
baĢlatılması genel bir kabuldür. Modern kapitalizmde ekonomik faaliyetlerin temeli;
sermaye, amacı; kâr, sermayedarın kendine ait servet ve sermayesinin çoğalmasıdır.
A.Smith‟e göre; kiĢisel yararın düzeyi, genelin yararına göre belirlenmektedir. Her iĢ piyasa
içindir. Piyasayı düzenleyen de kapitalistin kârıdır. Risk tamamen bireylere aittir.
Klasik sistemin baĢat düĢünce yapısı liberal sistemdir. Liberal düĢünce tarzının temel
özelliği; doğal düzen, görünmez el, bireycilik ve çıkar uyumu, faydacılık, tam istihdam,
minimum devlet müdahalesidir, üretim araçları bireylerin mülküdür. Birey, kendi baĢına birer
amaç olarak görülen para birikimi ve zenginlik için çabalayan insandır. Birey, kendi
zenginliğini piyasadaki değiĢim için fazla mal üreterek artırırken, aynı zamanda üretilen