İspanya’da siyaset; Sİyasi partiler ve siyasal iletiŞİm uygulamalari


Halkın Partisi/ “Mantık ve Kalple” Mariano Rajoy



Yüklə 128,75 Kb.
səhifə3/3
tarix01.11.2017
ölçüsü128,75 Kb.
#8070
1   2   3

Halkın Partisi/ “Mantık ve Kalple” Mariano Rajoy


+Kürtaj

“Kürtaj Yasasını değiştirmeyeceğim, yasanın gerektiği gibi uygulanacağından emin olabilirsiniz.”

+Eşcinsel Evlilikler

“Yasada değişiklik yaparsam bu değişiklik sadece soyadını etkileyecek. Kesinlikle evli çiftlere sağlanan yasal hakları ve hükümlülükleri etkilemeyecek.”

+Daha Hızlı Boşanma

“Biz bu yasaya zaten ‘Red’ oyu vermedik ve yasaya karşı değiliz. Yasayı kesinlikle değiştirmeyeceğiz.”

-Siz bilirsiniz, eğer bu politikalarla aynı fikirdeyseniz ve bu politikaların sorumluluğunu alıyorsanız bana oy verin!”


  1. Televizyon Programları

İktidar ve ana muhalefet partilerinin liderleri Zapatero ve Rajoy, genel seçim öncesinde birlikte iki defa televizyon programına katıldılar. 90 dakikalık yüzleşmenin yer aldığı ikinci programda, Zapetero’nun muhafazakar rakibine karşı daha sert yaklaşımı dikkat çekti. Programda ekonomi, göç ve Bask ayrımcılığı konuları üzerinde duruldu.

İspanyol Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) lideri Zapatero, 11.7 milyon kişinin izlediği tartışma programı sonrasında yapılan dört ankette de birinci sırada geldi. Zapatero ve Halkın Partisi’nin lideri Rajoy program sırasında ekonomi, göç ve terörizm hakkında tartışırken birbirlerini yalancılıkla suçladılar.

L
Zapatero ve Rajoy
iderlerin ortak katıldığı TV programı öncesinde yapılmış olan anketler, Sosyalist Partinin yaklaşık %4 ilerde olduğunu gösteriyordu. Ancak program sonrasında Cuatro Televizyonu tarafından yapılan anketler Zapatero’ya %50.8, Rajoy’a ise %29’luk oran öngörüyordu. La Sexta Televizyonu tarafından yapılan bir anket ise Zapatero’ya %49.2, Rajoy’a ise %29.8’lik oranlar öngörüldü.

Halkın Partisi lideri Rajoy, iktidarı göç ve göçmenler konusunda zayıflıkla suçladı. Bu suçlamalara cevap olarak PSOE lideri Zapatero, göçmenlerin İspanya’ya katkılarını vurguladı. En ateşli tartışmalar ise ekonomi konusunda yaşandı.

Düşük işsizlik oranı, yüksek büyüme oranları ve kişi başı gelirde artış ile daha önce iktidarın en güçlü argümanlarından biri olan ekonomi 2008 seçimlerine yaklaşırken yavaşlamaya başladı. Soğumakta olan emtia marketlerine küresel kredi sıkıntısı da eklenince ekonomik büyüme 3.8 oranından 2.0 oranına geriledi. Tüketici güveni ise seçimler öncesi son bir kaç ayda en düşük seviyeleri görüp Şubat ayında

Zapatero, Halkın Partisi liderini ekonomiye karşı ilgisiz olmakla ve son bir kaç haftadır ilgileniyormuş gibi yapmakla suçladı. Rajoy, cevap olarak gerçekte sosyalistlerin ekonomiyle ilgilenmedikledirini çünkü başka konularla çok meşgul olduklarını ileri sürdü.

Rajoy’un, sosyalist partiye karşı argümanları arasında gelir dağılımındaki eşitsizliğin artması, ETA ile ‘müzakere yapmak’ bulunuyordu. Rajoy, iktidarın ETA ile görüşmeler yaptığını ve böyle bir hükümeti İspanyol halkının istemediğini ileri sürdü. Geçen Haziran ayında ETA ile yüksek düzeyde konuşmalar gerçekleştirdiğini kabul eden Zapatero, konuşmaları şiddete son vermek amacıyla sürdürmüştü. Ancak Aralık 2006’da Madrid Havalimanında meydana gelen bombalama olayları ETA ile görüşmeleri sonlandırmıştı.

Avrupa Birliğin’de göç akımlarının üçte birine maruz kalan İspanya’da göç ve göçmenlik konusu da iki adayı karşı karşıya getiren bir konudur. Kontrol altına alınmayan göçün tehlike oluşturduğu görüşürünü savunan Rajoy’a karşı Zapatero, Afrika hükümetleri ile yapılan ortaklık anlaşmalarının yasadışı göçü azalttığı görüşünü savunmuştur. Göç konusunu ana argümanı olarak belirleyen Rajoy, artan işsizlik ve yiyecek fiyatları ortamında İspanyolların göçmenlerin duruma yardım etmediklerini gizlice de olsa kabul etmesini umuyordu. Bu durum da iktidar, Rajoy’u yabancı düşmanlığı yapmakla suçladı.



  1. Vergi İndirimi ve Emekli Fonu Kaynak Aktarımı

Yaklaşmakta olan 2008 genel seçimleri öncesinde siyasi partiler birbirlerinden büyük vergi indirimleri sözü vermede yarışa girmiş durumdaydılar. Partilerde büyük vergi indirimleri ve harcama taahhütleri vermek trend haline getirildi. Şüphesiz söz verilen bu büyük indirimler seçmeni etkilemek amacını taşıyor.

Seçimlerden önceki yaz döneminde, Devlet Başkanı Zapatero, değerleri 2,500-3.500€ arasında değişen “bebek çekleri”ni yeni bebek sahibi olan ailelere vermeye başladı. Rakibi, Halkın Partisi lideri Rajoy ise belli bir gelirin altında kazanan çalışanları gelir vergisinden muhaf tutma ve çalışan kadınlara özel vergi indirimleri yapma gibi uygulamalara gitti. Bunun üzerine PSOE, İspanyol orta sınıfınındaki seçmenleri rahatlatacak vergi indirimlerine gitti.

Bu gelişmelerin üzerine, iki parti de birbirini oyları satın almaya çalışmakla suçladı. Partiler kendi vergi indirimlerini ortak bir savunma olan İspanya ekonomisine ivme kazandırmak amaçıyla yaptıklarını savundular. Hem suçlamalar hem de suçlamalara karşı yapılan açıklamalar gerçeklik payı barındırmaktadır. Çünkü söz verilen vergi indirimleri vergi mükelleflerinin cebinde 6-16€ kalmasını sağlayabilir.

Zapatero, vergi indirimlerinin ekonomiye ivme kazandıracağını ve vatandaşlara olumlu olarak döneceğini savunuyor. Ancak muhalefet parti lideri Rajoy ise, emekli fonlarına ayırılan bütçenin artırılmasının hem gerekli hem de mümkün olduğu görüşünde.

A
Zapatero ve durgun -ayı- ekonomi /kaynak: The Economist
ncak ülkenin en temel ekonomik sorunu olan işsizlik büyük bir endişe yaratmaya devem ediyor. İnşaat ve emlak firmaları küçülmeye ve işten çıkarmalara devam etmekteler. El Pais gazetesi, Temmuz ayında görülen işsizlik oranındaki artışın son 30 yılın en büyük artışı olduğunu belirtmiştir.

İşsizlerin oluşturduğu grup, seçim öncesi söz verilen bu vergi indirimlerinden ya da emekli fonlarındaki artıştan faydalanamayacak gurubu oluşturur. Bu grubun tek umudu, vergi indirimlerinden kaynaklanabilecek ekonomiye nakit girdisindeki artışın yeni iş alanları, pozisyonlar yaratmasıdır.

3.Sosyalist Parti ve Katolik Klisesi

Katolik Kilisesi’nin genel seçimlerden bir ay önce yaptığı “eşcinsel evliliğe onay veren ve bölücü terör örgütleriyle müzakerelere oturan partilere oy vermeyin” çağrısı, Sosyalist Partiyi oldukça kızdırdı. Kilise’nin belirttiği iki özellik de açık bir şekilde iktidar partisine yönelikti.

Sosyalist Parti temsilcisi Jose Blanco, Cadena SER Radyosuna yaptığı açıklamada “Papazlar seçim kampanyasına girmeye karar verdiler. Sağ kanat parti olan Halkın Partisi’ne oy için çağrı yapmaya başladılar” sözleriyle partisinin tepkisini dile getirdi. Blanco, din adamlarının siyasete müdehale etmesini “ahlak dışı” ve “ikiyüzlülük” olarak tanımladı ve kendisi gibi pek çok katoliğin kilisenin bu müdehalesinden utandığını belirtti.

Ancak bu durum Katolik Kilisesi’nin Halkın Partisi’ni desteklediği tek örnek değildi. Kilise, Sosyalist Parti’nin iktidarı süresince Bask Terörist Grubu ETA ile yapılan müzakereleri, eşcinsel evlilikleri ve okullarda din dersinin çıkarılmasını protesto etmek için Halkın Partisi’nin hükümet karşıtı gösterilerinde yer almıştı.

İspanya tarihine bakıldığında Katolik Klisesi liderlerinin sağ kanatta yer aldığı ve hatta iç savaş sırasında General Franco’nun faşist güçlerini desteklediği görülür. Demoktratik rejime geçilmesiyle birlikte, kilise muhafazakarları desteklemiş ancak asla hiç bir siyasi parti adı kullanmamıştır.

İspanyol Din Adamları Konferansı’nda “Katolikler farklı partileri destekleyip katılabilirler. Ancak her partinin programının hıristiyan inançları ve yaşam tarzıyla uyuştuğu söylenemez.” açıklaması yapıldı. Yapılan anketler, Kilise’nin açıklamalarına karşın Sosyalist Parti’nin beklenen oylarında azalma olmadığına işaret etmekteler.

Sonuç:


İspanya siyasetinde, Vekiller Meclisi’nde karateristik olarak iktidar ve ana muhalafet partisi üyeleri ağırlıklı yer tutar. Farklı dilleri, etnik kökenleri ile ayrılan bölgelerin oluşturduğu partiler ise genellikle daha büyük partilerle koalisyon oluşturarak koltuk sahibi olmaktadırlar. Senato’da ise bölgelerin nüfus yoğunlularına göre temsil sistemi uygulanmaktadır. İki köklü, ana parti Halkın Partisi –muhafazakar- ve Sosyalist Parti –PSOE-, Franco’nun faşist rejiminden sonra geçilen demokratik rejimin başlangıcından beri rekabet içerisindedir.

Nüfusunun çoğunluğunu Katoliklerin oluşturduğu İspanya’da Katolik Kilisesi aktif olarak siyaset içinde yer almamaktadır. Ancak aile, evlilik ve sosyal yaşantıyı ilgilendiren konularda zaman zaman açıklamalar yapmaktadır. Tahmin edilebilecek şekilde Kilise, muhafazakar parti olan Halkın Partisi’ni desteklemektedir.

Etnik ve dil farklılıkları Bask terör örgütü ETA örneğinde olduğu gibi ülkede sorunlara yol açmaktadır. Terörün önemli bir sorun teşkil ettiği İspanya’da terör örgütleriyle müzakerelere oturmak, görüşmeler gerçelekleştirmek konusu da çok hassastır. Sosyalist Parti’nin ETA ile müzakerelere gitmesi muhafazakar kesim tarafından kesinlikle onaylanmamaktadır.

İspanyol halkının en hassas sorunlarından biri olan teröre karşı çok sert tepkileri olmuştur. Halkın Partisi’nin anketlerde önde olmasına karşın Madrid bombalama olayları ardından Sosyalist Parti iktidara gelmiştir. Ayrıca Halkın Partisi önceki lideri Aznar’ın Amerika’yı Irak’ta desteklemesi de ülke çapında geniş protestolara yol açmıştır.

Yapılan son genel seçimlerde partilerin temel argümanlarını; göç ve göçmenlik yasaları, ekonomik durgunluk, evlilik ve boşanma konularındaki reformalar, terörist faliyetlere karşı alınacak önlemler oluşturmaktadır. Halkın Partisi, göçmenlik konusuna vurgu yapmış ve ekonomik durgunluk ve işsizlik nedeniyle daha sıkı önlemler alınacağı sözünü vermiştir. İşsizlik nedeniyle zarar gören İspanyol halkının desteğini yakalamayı planlamıştır.

Sosyalist Parti ise, iktidar döneminden beri sürdürmekte olduğu –evlilik, boşanma gibi konuları içeren- reformlarının arkasında durmuş ve göç konusunda göçmenlere daha ılımlı bir yaklaşım sergilemiştir. Ekonomik durgunluk ve işsizlik konusunda iki parti de kısa vadede ekonomiyi hareketlendirecek vergi indirimi, emekli fonlarına ayrılan miktarda artış gibi, popülist olarak nitelendirilebilecek- yaklaşımları benimsemiştir. Ancak bu önlemler son 30 yılın en yüksek işsizlik seviyesine ulaşmış ekonomiye köklü, uzun vadeli çözümler getirmemiştir.

İspanya’da genel seçimler öncesinde kullanılan siyasal iletişim teknik ve uygulamaları renkli ve dikkat çekicidir. Seçimlerde kullanılan afişler görsel zenginliklerinin yanı sıra partilerin genel seçim argümanlarının kısa –maddelenmiş- bir özetini içerirler. Partilerin seçim sloganları ve gençlik kollarının afişleri ve aktiviteleri de başarılıdır. Seçimlere katılımın oranının görece düşük olduğu İspanya’da halkı seçimlere katılmaya motive etmek için çeşitli afişler, programlar vb aktiviteler de hazırlanmıştır.

Ayrıca, Halkın Partisi örneğinde olduğu gibi, çeşitli parti afişlerinin kamuoyundaki yanlış algılamaları düzeltmek için çaba harcaması dikkat çekicidir. Halkın Partisi lideri Rajoy, evlilik, boşanma, kürtaj gibi konularda Sosyalist Parti tarafından yapılan reformların Halkın Partisi iktidarında kalıcılıklarını yitirecekleri görüşünün doğru olmadığını göstermek için yaptığı konuşmaları hazırlanan çeşitli afişlerle desteklemiştir.



Parti liderlerinin canlı yayında münazaralara katılması, çeşitli soruları yanıtlaması da seçmenlerin daha net karar vermesine yardımcı olan bir etmendir. Canlı televizyon yayını sırasında temel konular ele alınmakta, liderler bu konulardaki görüşlerini savunmakta ve yer yer birbirleriyle tartışmalara girmektedirler.

Zeynep CANSOYLU – ( Siyasal İletişim Enstitüsü )
Yüklə 128,75 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə