İMÂm ali (A. S) R sûresi Rahman, Rahim Allah'ın Adıyla "Şüphesiz biz, sana Kevser'i verdik. Şu hâlde Rabbin için namaz kıl ve tekbir alırken, namazda ellerini boğazına kadar kaldır. Doğrusu asıl soyu kesik olan, sana kin duyandır


- İMÂM ALİ'NİN (A.S) SEVGİSİ İMAN, DÜŞMANLIĞI KÜFÜRDÜR



Yüklə 238,23 Kb.
səhifə47/56
tarix01.08.2018
ölçüsü238,23 Kb.
#59922
1   ...   43   44   45   46   47   48   49   50   ...   56

171- İMÂM ALİ'NİN (A.S) SEVGİSİ İMAN, DÜŞMANLIĞI KÜFÜRDÜR


885- Resulullah (s.a.a): "Ali'yi sevmek iman ve ona düşmanlık küfürdür."968[968]

886- Hz. Ali'den (a.s) Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

"Ali'yi, mümin olandan başkası sevmez ve ona kâfir olandan başkası düşmanlık beslemez."969[969]

887- Ali b. Hasan (veya Hüseyin) Sâih diyor ki İmâm Hasan Askeri'den (a.s) duydum ki şöyle buyuruyordu:

"Babam bana babasından, o da ceddinden, Resululla-h'ın (s.a.a) Hz. Ali'ye (a.s) şöyle buyurduğunu nakletti: "Ya Ali, seni ancak doğumu temiz (helalzade) olan birisi sever ve sana ancak doğumu bozuk (haramzade) olan birisi buğz eder; seni ancak mümin olan sever ve sana ancak kâfir olan düşman olur…"970[970]

888- Resulullah'tan (s.a.a) nakledilen bir hadiste yine şöyle geçmektedir:

"Ya Ali, sen bu ümmetin, Allah'a ve Resulü'ne ilk iman edenisin; Allah'a ve Resulü'ne ilk hicret edenisin ve Resulü'yle en son konuşacak-vedalaşacak olan da yine sensin. Canım elinde olan (Allah'a) andolsun ki seni ancak Allah'ın, kalbini iman ile imtihan ettiği kimse sever ve sana ancak münafık veya kâfir olan düşman olur."971[971]

172- NE MUTLU İMÂM ALİ'yi (A.S) SEVEN KİMSEYE!


889- İmâm Ali Rızâ (a.s), babaları kanalıyla Hz. Ali'den (a.s), o da Resulullah'tan (s.a.a) şöyle nakletmiştir:

"Ya Ali, Ne mutlu seni seven ve seni tasdik eden kimseye; sana buğz eden ve seni yalanlayan kimsenin vay haline! Senin sevenlerin yedinci gökte (bile) tanınmaktadırlar!..."972[972]

890- Resulullah (s.a.a): "Ya Ali, Ne mutlu seni seven ve seni tasdik eden kimseye ve sana düşmanlık besleyen ve seni yalanlayan kimsenin vay haline! Seni sevenler, göklerin ehli arasında meşhurdurlar; onlar (seni sevenler), din, takva, güzel vakar ve tevazu sahibidirler; gözleri huşu dolu ve kalpleri korku içindedir. Onlar senin velâyet hakkını tanımışlardır; dilleri senin faziletini konuşmakta ve gözleri sana ve senin evlatlarından olan imâmlara muhabbet ve şefkatten dolayı ağlamaktadır. Onlar Allah'ın, kitabında emrettiği şeylere, benim emrettiğim şeylere, senin emrettiğin şeylere ve senden sonra gelecek emir sahibi imâmların Kur'ân ve sünnetten emrettikleri şeylere amel ederler. Onlar birbirleriyle sıkı ilişkiler içindedirler ve birbirlerine muhabbet beslerler. Hiç şüphesiz melekler onlara salât eder; dualarına amin der ve günah edenlerine mağfiret dilerler."973[973]

891- Resulullah (s.a.a): "Ne mutlu Ali'yi seven kimseye ve Ali'ye düşman kesilen kimsenin vay haline!"974[974]

892- Abdullah b. Abbâs, Resulullah'tan (s.a.a) şöyle nakletmiştir:

"Ya Ali, kim seni sever ve sana muhabbet beslerse, ben de onu sever ve ona muhabbet beslerim. Kim de sana buğz eder ve düşmanın olursa, ben de ona buğz eder ve düşmanı olurum; zira hiç kuşkusuz sen bendensin, ben de sendenim."975[975]


173- ÇOCUKLARINIZI İMÂM ALİ'NİN (A.S) SEVGİSİYLE İMTİHAN EDİN


893- Enes b. Mâlik Resulullah'tan (s.a.a) nakletmiştir; buyurdu:

"Ey insanlar, çocuklarınızı onun (Ali'nin) sevgisiyle deneyin. Hiç kuşkusuz Ali, sizi bir dalalete çağırmaz ve bir hidâyetten de uzaklaştırmaz. O hâlde kim onu severse, sizden sayılır ve kim ona düşman olursa, sizden değildir."976[976]

894- Senetli bir rivâyette, Câbir b. Abdullah'tan şöyle rivâyet edilmiştir:

"Bir gün biz, Ensâr'dan bir grup ile birlikte Resululla-h'ın (s.a.a) yanındaydık. Allah Resulü (s.a.a) bize şöyle hitabetti: "Ey Ensâr topluluğu, çocuklarınızı Ali b. Ebî Tâlib'in sevgisiyle imtihan edin; hangisi onu severse, bilin ki helalzadedir; hangisi de sevmezse, bilin ki haramzadedir!"977[977]

895- Rivâyet edildiğine göre, Peygamber (s.a.a), Hay-ber Savaşı gününde, ashabına şöyle emretti:

"Çocuklarınızı Ali b. Ebî Tâlib'in sevgisiyle imtihan edin; zira o, herhangi bir dalalete çağırmaz ve hiçbir hidâyetten uzaklaştırmaz. Onlardan hangisi onu severse, o sizdendir ve hangisi ona buğz ederse, sizden değildir."978[978]


174- İMÂM ALİ'NİN (A.S) SEVGİSİNİN FAZİLETİ VE DÜŞMANLIĞININ KÖTÜLÜĞÜ


896- Resulullah'tan (s.a.a) nakledilen bir hadiste Hz. Ali'ye (a.s) şöyle buyurmaktadır:

"Senin savaşın, benim savaşımdır ve senin barışın, benim barışımdır… Seni seven, cennettedir ve senin düşmanın, hiç şüphesiz ateştedir."979[979]

897- Resulullah (s.a.a): "Ali'nin savaşı, Allah'ın savaşıdır ve Ali'nin barışı, Allah'ın barışıdır."980[980]

898- Ebû Musâ Hamîdî'den nakledilen bir hadiste, Re-sulullah'tan (s.a.a) şöyle nakledilmiştir:

"Eğer, Allah senden hoşnut olduğu hâlde ona kavuşmak istiyorsan, Ali'yi kendinden hoşnut eyle; zira hiç şüphesiz onun rızâsı, Allah'ın rızâsı ve gazabı, Allah'ın gazabıdır."981[981]

899- Senetli bir hadiste, Resulullah'tan (s.a.a) şöyle nakledilmiştir:

"Kim beni seviyorsa, mutlaka Ali'yi de sevsin; kim benim Ehlibeyt'imden birisine düşmanlık beslerse, benim şefaatimden mahrum kalır."982[982]

900- Resulullah (s.a.a): "Kim Ali'yi sever ve onun velâyetini kabul ederse, Allah ona değer verir ve kendine yakınlaştırır; kim de Ali'ye buğz eder ve ona düşman olursa, Allah ona gazaplanır ve onu rezil eder."983[983]

901- Senetli bir hadiste, İmâm Cafer-i Sâdık (a.s) kanalıyla babalarından, Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

"Cebrâîl, celâli yüce Rabb'im tarafından bana gelerek, şöyle dedi: 'Ey Muhammed, Allah (azze ve celle), sana selâm söylüyor ve buyuruyor ki: 'Kardeşin Ali'ye müjde ver ki, hiç şüphesiz ben, onu seveni azap etmeyeceğim ve ona düşman olana da merhamet etmeyeceğim."984[984]

902- Abdullah b. Ömer, Resulullah'ın (s.a.a) Hz. Ali'yi (a.s) yerine halife bıraktığında ona şöyle buyurduğunu nak-letmiştir:

"Senin düşmanının, benim düşmanım ve benim düş-manımın, Allah'ın düşmanı, yine senin dostunun, benim dostum ve benim dostumun da Allah'ın dostu olmasına razı değil misin?"985[985]

903- Resulullah (s.a.a), Hz. Ali'ye (a.s) hitaben:

"Kıyâmet günü olduğunda, ya Ali seni, nurdan bir tahtın üzerinde getireceklerdir; başında, nuru parlayan ve mahşer ehlinin gözlerini alan bir taç bulunacaktır. Bunun üzerine, Allah (celle celaluhu) tarafından şöyle bir nida yükselecek: 'Nerededir, Muhammed Resulullah'ın vasîsi?' Sen, 'İşte ben, buradayım' diye cevap vereceksin. Münâdî tekrar şöyle seslenecek: 'Seni seveni cennete ve sana düşmanlık yapanı (cehennem) ateşine sok; zira cennet ve ateşi bölen sensin."986[986]

904- Senetli bir hadiste, İmâm Ali Rızâ'nın (a.s), babaları kanalıyla, Resulullah'tan (s.a.a) şöyle naklettiği yer al-mıştır:

"Ya Ali, sen benim kardeşim, vezirim, dünya ve ahi-rette sancaktarım ve havuzumun sahibisin; kim seni severse, beni sevmiştir ve kim de sana buğz ederse, bana buğz etmiştir."987[987]

905- Emirü'l-Müminin Hz. Ali'den (a.s) şöyle nakledilmiştir:

"Eğer, bana düşman olsun diye şu kılıcımla müminin burnunun üzerinden vursam, yine de bana düşman olmaz ve eğer, bütün dünyayı (dünya nimetlerini) beni sevsin diye münafığın önüne döksem, yine de beni sevmez. Zira, Ümmî Peygamber'in (s.a.a) diline şöyle cari oldu: 'Ya Ali, mümin sana buğz etmez ve münafık olan seni sevmez."988[988]

906- Saîd b. Müseyyib, Zeyd b. Sâbit'ten, Resululla-h'ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:

"Kim, ben hayatta iken ve benim vefatımdan sonra Ali'yi severse, Allah, güneş doğup battığı sürece, onun için iman ve emniyeti yazar (dünya var oldukça, iman ve emniyetini kaybetmez); kim de ben hayatta iken ve vefatımdan sonra ona düşmanlık beslerse, cahiliye ölümüyle ölmüş olur ve bütün yaptıklarından da hesaba çekilir."989[989]

907- Yahyâ b. Abdurrahman-ı Ensârî diyor ki; Resu-lullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu duydum:

"Kim Ali'yi hayatında ve vefatından sonra severse, Allah-u Teâlâ, güneş doğup battığı sürece, onun için emniyet ve imanı yazar. Kim de Ali'ye, onun hayatında ve vefatından sonra buğz ederse, ölümü cahiliye ölümü olur ve İslam'da çıkardığından (bidatten) dolayı hesaba çekilecektir."990[990]

908- Abdullah diyor ki: Peygamber'i (s.a.a) gördüm ki, Ali'nin elinden tuttuğu hâlde şöyle buyuruyordu:

"Allah, benim velimdir, ben de senin velinim. Sana düşman olana düşmanım, seninle barışık olanla barışığım."991[991]

909- İmâm Cafer-i Sâdık (a.s), senetli bir hadiste, babaları kanalıyla, Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:

"Hiç şüphesiz, cennet, Ali'yi sevenlere müştaktır. Onun aydınlığı Ali dostlarına şiddetlidir; hatta cennete girmeden dünyada oldukları zamanda dahi; (cehennem) ateşi de Ali'nin düşmanlarına şiddetle öfke kusar; hatta ona girmeden önce bu dünyada dahi."992[992]

910- Resulullah (s.a.a): "Ya Ali, kim seni severse, hiç kuşkusuz beni sevmiştir ve beni seven de Allah'ı sevmiş olur; kim sana buğz ederse, şüphesiz bana buğz etmiş olur ve kim de bana buğz ederse, hiç şüphesiz Allah'a buğz etmiş olur. Allah'a buğz eden kimsenin üzerine de Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti olsun!"993[993]

911- Resulullah (s.a.a): "Ya Ali, kim seni sever ve sana muhabbet beslerse, ben de onu sever ve ona muhabbet beslerim; kim de sana buğz eder ve sana düşmanlık beslerse, ben de ona buğz eder ve düşmanlık beslerim; zira hiç kuşkusuz sen bendensin ben de senden."994[994]

912- Resulullah (s.a.a): "Kim, beni seviyorsa, mutlaka Ali'yi de sevsin. Kim, Ali'ye düşman olursa, bana düşman olmuştur ve bana düşman olan, şüphesiz Allah'a düşman olmuştur. Allah'a düşman olan kimseyi de Allah ateşe sokacaktır."995[995]

913- Resulullah (s.a.a), Hz. Ali'ye (a.s) hitaben:

"Senin dostun, benim dostumdur ve benim dostum, Allah'ın dostudur; senin düşmanın, benim düşmanımdır ve benim düşmanım, Allah'ın düşmanıdır. Benden sonra sana buğz eden kimsenin vay haline!"996[996]

914- İbn Abbâs, Resulullah'tan (s.a.a) nakletmiştir; şöyle buyurdu:

"Kim, Allah'ın kendisi için bütün hayırları bir araya toplamasını istiyorsa, benden sonra Ali'yi ve onu sevenleri, sevsin ve onun düşmanlarına, düşman olsun."997[997]

915- Mufazzal, İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s), o da babalarından, onlar da Resulullah'tan (s.a.a) şöyle nakletmişlerdir:

"Hiç kuşkusuz, Allah (azze ve celle) Ali'yi, kendisiyle yaratıkları arasında bir nişane olarak belirlemiştir. O hâlde kim onu tanırsa, mümin olur, kim onu inkâr ederse, kâfir olur; kim ona cahil kalırsa, yolunu şaşırır... Kim onun velâyeti ile (mahşere) gelirse, cennete ve kim onun düşmanlığı ile gelirse ateşe girer."998[998]


Yüklə 238,23 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   43   44   45   46   47   48   49   50   ...   56




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə