1001 HADİS IŞIĞINDA
İMÂM ALİ (A.S)
R SÛRESİ
Rahman, Rahim Allah'ın Adıyla
"Şüphesiz biz, sana Kevser'i verdik.
Şu hâlde Rabbin için namaz kıl ve tekbir
alırken, namazda ellerini boğazına kadar kaldır.
Doğrusu asıl soyu kesik olan, sana kin duyandır."
Üstad Ali Rızâ Sâbirî
Çeviri:
Musa AYDIN
KEVSER
Kevser Yayınları: 74
Eserin Orijinal Adı:
Hablullahi'l-Metîn Fî
Menakıb-ı Emîri'l-Mu'minîn
Yazar:
Üstad Ali Rızâ Sâbirî
Dizgi ve Mizanpaj:
Kevser Yayınları
Kapak:
Ramazan Erkut
1. Basım: Kasım / 2004
Baskı:
ISBN: 975-6640-41-3
Adres:
Kevser Yayınları
Horhor cad. No: 78/3 Fatih - İstanbul
Tel: (0212) 534 35 28 / Fax: 631 36 01
www.kevser.net
İçindekiler
takdim
Tarihin en güzide şahsiyetlerinden birisi olan ve kitabın içeriğinde de görüleceği gibi birçok, şahsına münhasır özellik ve üstünlüklere sahip olan bir insan-ı kamilin faziletlerini içeren bu güzel eseri yayınlama bahtiyarlığını bize nasip buyuran Yüce Tanrı'ya sonsuz hamdüsenâlar olsun. Öyle bir şahsiyet ki sadece dostlarını değil, düşmanlarını bile, sadece Müslümanları değil gayrı Müslimleri bile kendine hayran bırakmıştır! İşte size bu hayranlığı ifade eden sözlerden bazı örnekler:
"İnsanlar arasında Ali; mahsus (duyu organlarıyla hissedilir) gerçekler arasındaki makul (akılla idrak edilen) gerçek gibidir." (Ünlü İslam Filozofu ve Tabibi İbn Sina)
"İnsanlardan müstağni oluşu ve herkesin ona muhtaç olması, onun herkesin imamı olduğunun en açık delilidir." (Büyük nahiv alimi ve A'ruz ilminin kurucusu ve meşhur lügat yazarı Halil b. Ahmet Ferahidi)
"Ali'nin sevgisi ateşten koruyucudur / Ali insanların ve cinlerin imamıdır / Gerçekten de Mustafa'nın vasisidir / Cennet ve Cehennemi bölüştürendir." (Şafii Mezhebinin imamı Muhammed İdris-i Şafii)
"Ali b. Ebi Talib için var olan ve nakledilen onca faziletler Resulullah'ın ashabından hiç kimse için nakledilmemiştir." (Hanbeli Mezhebinin İmamı Ahmed b. Hanbel Şeybânî)
Her kim dinde Ali bin Ebi Talib'i önder kabul ederse, şüphesiz kurtuluşa erer. Zira Peygamber de, "Allah'ım Ali nerede olursa olsun, hakkı vücudunun etrafında döndür." buyurmuştur. (Meşhur Sünni tefsirci, Mefatih'ul-Gayb tefsirinin yazarı Fahrettin Râzî.)
"Ben, düşmanlarının kin ve haset yüzünden faziletlerini inkâr ettiği, dostlarının korkudan faziletlerini gizlediği kimse hakkında ne diyeyim? Buna rağmen faziletleri doğu ve batıyı kaplamış her yere yayılmıştır." (Meşhur edip ve bilgin, Keşşaf Tefsiri'nin ve Esâsü'l-Belağa kitabının yazarı Zımahşerî)
"Ama Ali'ye gelince, onu sadece sevebilir ve aşık olabiliriz. Zira o, değerli bir yiğit ve nefsi yüce bir insandı. Vicdanının kaynağından sevgi ve iyilik seli akmaktaydı. Kalbinden güçlülük ve yiğitlik alevleri yükselmekteydi. Aslanlardan daha cesurdu ama, bu cesareti merhamet, kalp yumuşaklığı ve sevgiyle karışıktı. Kufe'de kalleşçe öldürülmesine sebep olan tek şey şiddetli adaletiydi… (Meşhur İngiliz yazarı ve filozofu. Thomas Karlayl)
"Ali, insanlık adaletinin sesiydi; o, ibadet mihrabında, şiddetli adaletinden ötürü öldürüldü!..." (Lübnanlı meşhur Hıristiyan yazar Corc Cordak)
"İmam Ali (a.s) kıyamete kadar artık annelerin bir benzerini doğuramayacağı bir şahsiyettir. Hidayet talipleri haber ve söz peşine düşünce, her sözünde kendilerine bir nur veren yegane şahsiyet Ali'dir. Evet O, beşeriyet kalıbına dökülen kemal abidesidir…" (Meşhur Mısırlı Profesör ve yazar Abdulfettah Abdulmaksud)
Fakat ne var ki hiç kimse Ali'yi, Ali'nin Allah'ından, Allah'ın elçisinden ve masum evladından daha iyi anlatamaz. Çünkü kimse onu onlardan daha iyi tanıyamaz, tanımamıştır! İşte bu değerli eser Ali'yi (a.s) bu zaviyeden bizlere tanıtmayı amaçlamaktadır.
Ya Rabbi, böylesine büyük bir nimete, böyle eşsiz bir İmam'a ve böyle bir hayat önderinin izcisi olma şerefine sahip olduğumuz için onur duyuyor ve sana şükrediyoruz. Ona ve tertemiz evlâdına her yönüyle lâyık olabilmeyi, onların istediği gibi yaşamayı ve ölmeyi de bize nasip buyur...
Burada, bu değerli eserle, aziz ve yüce İmamımızı daha iyi tanıma imkânını bize sağlayan müellif ve mütercimimize şükranlarımızı sunmayı bir borç biliriz…
Kevser
Mütercimin Önsözü
Hz. Emirü'l-Müminin Ali (a.s), tarihin en meşhur şahsiyetlerinden olduğu kadar, en meçhul şahsiyetlerinden de birisidir. Çoğu insanımız, değil onun gerçek ve hakiki şahsiyet ve makamını (ki bizim gibilerin onu tanıması-idrak etmesi imkânsızdır; bundan dolayı da Allah Resulü (s.a.a) "Ya Ali, seni Allah'tan ve benden başka kimse hakkıyla tanımamıştır." buyurmuştur) maalesef zahiri anlamda dahi onu doğru dürüst tanımıyoruz. Kahir çoğunluğumuzun onun hakkındaki bilgisi "Allah'ın Aslanı" lakabıyla anlatılmak istenen cengaverliği ve Zülfikâr'ından öteye geçmi-yor. Kısacası onu, sadece gece gündüz kılıcından kan damlayan bir savaşçı olarak biliyoruz! Bir kısmımız ise, onun hakkında uydurulan bazı efsaneleri tekrarlayıp duruyor ve onu tanıdığımızı zannediyoruz.
Oysa o yüceler yücesi, en az savaş meydanlarında olduğu kadar ibadet mihrabının da eşsiz bir kahramanıydı; insanî ve imânî değerler cephesinde de aynı, ilimde de, siyaset meydanında da aynı, yönetimde de, adalet, fazilet ve insanlığa hizmette de aynı. Kısacası o, bütün meydanların ve sahaların kahramanı, öncüsü ve ilkiydi. O, aslında bizim gibiler için, zıtlar denilebilecek muhtelif özellikleri kendinde barındıran bir şahsiyettir.
Ali zâlimlere feryat demektir
Ali mazlûmlara imdât demektir
Bir ayak mihrapta, biri meydanda
Bir eli mızrakta, biri Kur'ân'da
Zülfikâr tutarken kükreyen Ali
Öksüzü okşarken titreyen Ali
Ne güzel söylenmiştir onun hakkında: "Ali (a.s), Resulullah'ın (s.a.a) canlı bir mucizesiydi; tıpkı Hz. Musâ'nın elindeki asa gibi, Hz. İsâ'nın ölüleri diriltmesi gibi."1[1]
Mucize Kur'ân'ı getirdin bize
Bir insan eğittin, o da mucize
Artık ne hacet var başka bir söze
Üstâd-ı Murtezâ sensin ey Resul
Ali (a.s) tek kelimede her yönüyle yaşanmış mükemmel bir İslâm örneğidir. Evet, İslâm'ın ve onun yüce peygamberinin büyük hüneri, Ali gibi bir şahsiyeti yetiştirip insanlığa takdim etmesidir. Bu yüzden İslam'ı tanımak ve yaşamak isteyen birisinin, Ali'yi tanıması, onu örnek ve önder edinmesi icap eder. Gerçi biz istesek de onun gibi olmamız mümkün değildir. Ancak kendisinin de buyurduğu gibi takvamızla, çabamızla ona yardımcı olmamız,2[2] imkân ve kabiliyetimiz ölçüsünde bir nebze olsun ona benzememiz gerekir. Gerçek bir Ali dostluğu, ciddi ve samimi bir Ali taraftarlığı da ancak bu şekilde anlam kazanır.
İşte bu değerli eser de, Ali'yi (a.s) dostlarına ve bütün fazilet aşıklarına tanıtmak, ona olan inançlarını pekiştirmek ve amelî olarak onu örnek ve önder edinmelerine yardımcı olmak amacıyla hazırlanmıştır. Rabb'im, değerli yazarına, bize ve bütün Ali dostlarına, Ali'nin rızâsını, dünyada imdadını, mahşerde şefaatini ve cennette refakatini nasip buyursun. Amin!
Musa Aydın
Dostları ilə paylaş: |