Muhammet ARSLAN
U L U S L A R A R A S I S E M P O Z Y U M
“AZERBAYCANŞİNASLIK: GEÇMİŞİ, BUGÜNÜ VE GELECEĞİ”
(Dil, Folklor, Edebiyat, Sanat, Tarih)
Anadolu coğrafyasının özellikle belirli bir kesiminde (Doğu ve
Güneydoğu Anadolu Bölgesi) çok sayıda at, koyun ve koç heykeli formunda
mezar taşı görmek mümkündür. İlk araştırmacılar tarafından 1351-1469
yılları arasında Doğu Anadolu, Azerbaycan, İran ve Irak’ta hüküm süren
Karakoyunlulara ve 1340-1514 yılları arasında benzer coğrafyada saltanat
kuran Akkoyunlulara tarihlenen bu mezar taşlarının aslında milattan önceki
yüzyıllarda Orta Asya, Kafkasya ve Anadolu topraklarında yaşayan Türkler
arasında oldukça yaygın olduğu yapılan araştırmalarla sabitlenmiştir.
Bildiriye konu olan Kars’ın Selim ilçesindeki bugüne kadar
bilinmeyen
1
ve hiçbir bilimsel araştırma içerisine dâhil edilmemiş olan koç
heykeli formundaki bu mezar taşı, Selim ilçesinin 14 km. kadar
kuzeybatısındaki Kamışlı Köyü’nde bulunmaktadır (Foto.: 1). Mezar taşının
bulunduğu köyün kuzeyindeki hafif eğimli bir yamaç, köylülerin ifadesine
göre
2
eski bir mezarlık alanını oluşturmaktadır.
Söz konusu koç heykeli formundaki bu mezar taşının Karakoyunlu
veya Akkoyunlu döneminden kalmış olması muhtemeldir. Ancak üzerinde
tarih olmaması ve bu geleneğin 1950’li yıllara kadar uygulandığının
bilinmesi nedeniyle kesin bir dönem tarihlemesi yapmak yanlış olacaktır.
Hafif eğimli bir yamaç üzerinde bulunan koç heykeli altta 1.55 x 0.60
x 0.45 m. boyutlarındaki bir kaide üzerine oturmaktadır. Kaidenin ön
tarafının aşındığı görülmektedir. Heykel ise 1.18 x 0.46 x 0.60 m.
ölçülerindedir. Bazalt özellikli blok bir taşın oyulması ile meydana gelmiş
olan koçun ayakları, karnı, kafası, boynuzları, sırtı ve kuyruğu gibi uzuvları
belli olacak şekildedir (Foto.: 2-3-4). Koçun sol boynuzu net belli olmakta,
sağ boynuzu ise tahrip olduğu için tam olarak anlaşılamamaktadır. Yine sağ
karnının bir kısmı ile sırtının bir kısmı define avcıları tarafından kırılarak
tahrip edilmiştir. Üzerinde herhangi bir süsleme ya da sembolik nesne
bulunmamaktadır.
Dünya coğrafyası üzerinde
birçok medeniyet kuran ve bunun
yanında birçok medeniyet ile de etkileşim içerisinde bulunan Türk
toplulukları, yaşadıkları çevrenin etkileri yanı sıra sahip oldukları inanç
sistemleriyle de oldukça zengin ve şenlikli soyut ve somut kültür mirası
edinmişlerdir (Çatalbaş: 2011, 49). Türkler gerek İslâmiyetin kabulünden
önce ve gerekse İslâmiyetin kabulünden sonra çeşitli hayvanları önemsemiş
ve bu hayvanlara günlük hayatlarında önemli yerler vermişlerdir. “ Koç” da
kutsanmış bir figür olarak Türklerin doğumdan yaşama ve yaşamdan ölüme
kadar her anlarında bazen “k oruyucu, güç, kuvvet”, bazen “y iğitlik”, bazen
“be reket, bolluk” ve bazen de “na zarlardan korunma” gibi sembolik
1
Koç heykeli formundaki bu mezar taşının varlığından haberdar eden dostum Alper
Bahtiyaroğlu ve 03.10.2015 günü köye yaptığım ziyarette bana eşlik eden Prof. Dr.
Mükremin Özkan Arslan ve eşi Şahinaz Alise Arslan’a teşekkür ederim.
2
Köy sakinlerinden 56 yaşındaki Halime (Nurten) Taşdemir ile 03.10.2015 günü
yapılan mülakattan alınmıştır.
Sayfa 800 / 847
KARS’IN SELİM İLÇESİNDE BULUNAN KOÇ HEYKELİ FORMLU BİR
MEZAR TAŞININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
U L U S L A R A R A S I S E M P O Z Y U M
“AZERBAYCANŞİNASLIK: GEÇMİŞİ, BUGÜNÜ VE GELECEĞİ”
(Dil, Folklor, Edebiyat, Sanat, Tarih)
ifadelerle hayatın önemli bir parçası oluvermiştir. Türklerin İslâmi inanç
sistemine dâhil olmalarıyla birlikte ise Hz. İbrahim’e inen “k oç”tan
hareketle
“ sadakat, kurban ve ölüm”ün sembolü haline gelmiştir.
Somut olarak ilk koç heykellerinin M.Ö. 1-M.S. 7. yüzyıllar arasında
Özbekistan ile Kazakistan sınırındaki Aral Gölü’nün kuzeyine kalan
Amuderya bölgesindeki Toprakkale Sarayı’ndaki heykellerin kaidelerinde
görmekteyiz (Esin: 1978, 55) (Foto.: 5). Benzer şekildeki koçbaşlı işlemeleri
Altay Dağlarının Altın Dağları bölgesinde 1947 yıllarında Rus arkeolog
Rudenko tarafından gün yüzüne çıkarılan 2. Pazırık Kurganı’ndaki İskitlere
ait olduğu tahmin edilen kumaşlar üzerinde karşımıza çıkar (Kırzıoğlu:
1993, 137). Koç, koyun gibi maddi kültür unsurlarına aslında çok daha
öncelerden çeşitli örnekler vardır. Örneğin İç Asya bölgesinde görülen M.Ö.
3000’lere dayanan Afanesyeva kültüründe ortaya çıkarılan insana ait
mezarlarda koyun kemiklerinin varlığı bilinmektedir (Çoruhlu: 2012, 1053).
Aynı şekilde diğer bir ProtoTürk kültürü olan Andronovo kültürüne ait
kurganlardan da koyun kemikleri çıkarılmıştır (Çoruhlu: 2012, 1053-1054).
Altaylar ile Yenisey havzalarında M.Ö. 1300-700 tarih aralığında görülen
Karsuk kültürüne ait buluntularda ise koyunun görülme oranı at ve deveye
nazaran daha fazladır (Çoruhlu: 2012, 1054). Bu da bizlere Türklerin tarih
sahnesine çıktıkları andan itibaren koyun ve koç figürlerine asgari düzeyde
önem verdiklerini, kutsadıklarını ve hatta ölürken bile yanlarında
götürdüklerini ifade eder. Kırgızlara ait I. Kapçalı ve Uybat kurganlarından
çıkarılanlar arasında ahşaptan yapılmış koyun heykelleri (Çay: 1983, 35) ve
Altay bölgesinden M.Ö. 8. yüzyıldan kaldığı tahmin edilen bir mezar
taşındaki koçbaşlı kabartma (Berkli: 2007, 66) bu geleneğin öncüleri olarak
kabul edilebilir.
Tarihteki ilk Türk devleti olarak bilinen Hun Devleti’ndeki mezar
geleneklerinde koç’un at, deve ve sığırla birlikte önemli hayvan figürleri
arasında olduğu yukarıdaki kurganlardan çıkan buluntular ile sabittir. Çin
kaynaklarının Hunları tarif ederken; “Hun” kelimesinin koç anlamına gelen
“k un” kökünden geldiğini ifade etmeleri ise bu bağlamda anlamlı kabul
edilebilir (Kafesoğlu: 1998, 221.; Çetindağ: 2002, 171-172).
Göktürklerde de benzer defin gelenekleri bulunmaktadır. Bu devirden
M.S. 735 tarihli Moğolistan’daki Bilge Kağan’ın anıt mezarındaki iki koç
heykeli (Kuzuoğlu-Gökçek: 2005, 31.; Esin: 2006, 262.; Durmuş: 2012,
1194.; Bahar: 2013, 286-287) oldukça önemli bir başlangıcı teşkil eder. Bu
heykellerden biraz daha erken bir döneme tarihlenen ve Bilge Kağan anıt
mezarına yakın bir alanda bulunan İlteriş Kağan’a ait olduğu tahmin edilen
Şivet Ulan Mezar Külliyesi’ndeki (Esin: 1988, 575) koç heykellerini de
burada ayrıca zikretmek gerek (Foto.: 6-7-8). Yine bu külliyelerle çağdaş
olan Moğolistan’daki I. Göktürk Kağanlığına tarihlenen Öngöt Mezar
Külliyesinde de koç heykelleri bulunur (Mert: 2008, 281-305) (Foto.: 9-10-
11). Moğolistan’daki Manzushir Manastırı çevresindeki Uygurlardan kalma
Sayfa 801 / 847