13
6. Türk
Tıbbi
Onkoloji
Kongresi
İmmüno-Onkoloji Kursu
kenli antijenik peptidleri alır işler ve MHC molekülleri ile lenfoid or-
ganlardaki naiv T lenfositlerine sunar. DC innate ve adaptif immünite
arasındaki köprü işlevi görür(9). DC’in fonksiyonunu aktifleştirmek
ve ardından kansere karşı innate ve adaptif immüniteyi aktifleştirmek
için üç interaktif sinyal gerekir;MHC-peptid kompleksleri yüklü DC’nin
T hücrelerine bunları sunması, co-sitümülan CD40,80 ve 56 gibi mo-
leküllerin upregüle olması ve TH1/Tc1 immün cevabını polarize etme
yeteneğindeki sitokinlerin üretimi(10).
TÜMÖR HÜcRE AŞILARI:
I.OTOLOG TÜMÖR HÜcRE AŞILARI
İlk test edilen otolog kanser aşıları hasta kaynaklı tümör hücreleri
kullanılarak hazırlandı.Bu tümör hücreleri radyasyona tabii
tutulup BCG gibi immün stimülan adjuvanlarla birlikte tümörlü
hücrenin izole edildiği bireye uygulanıyordu.Akciğer,kolorektal
kanser,melanoma,renal cell kanser ve prostat kanserde denendi. Tü-
mör ile ilişkili tüm antijenleri temsil etmesi başlıca avantajı idi.Ancak
yeterli tümör örneği istemesi bu teknolojiyi belli tümör tipleri veya
evrelerinde sınırlı kıldı(9).Daha yüksek immün stimülan karakter ka-
zanması için çeşitli yöntemler denendi. Son iki dekatta çeşitli prek-
linik ve klinik çalışmalarda GM-CSF-transduced otolog tümör hücre
aşıları(GVAX) kullanıldı(9). OncoVAX,radyasyona tabi tutulmuş tümör
hücresi ile adjuvan olarak BCG kullanıldığı bir otolog tümör aşısıdır
.Opere edilmiş kolorektal kanserli evre II-III hastalarda uygulanmış,
özellikle evre II hastalarda dikkat çekici fayda gözlenmiş: nüks riskin-
de %60, ölüm riskinde %54 azalma (p=0.007)(11).
II.ALLOjENİK TÜMÖR HÜcRESI AŞILARI
Bütün tümör hücresinden hazırlanan aşılardır, tipik olarak 2 veya 3
insan hücre serisinden oluşur. Tümör antijenleri için sınırsız kaynak
sağlamak, standardize ve geniş ölçekli aşı üretimi, klinik sonuçların
güvenilir analizi, immünstimülan moleküllerin ekspresyonunun kolay
manipüle edilmesi ve maliyet-etkinlik açısından avantaj sağlayabi-
lir(9). Canvaxin
TM
,üç melanoma hücre serisi ve adjuvan olarak BCG
kullanılan bir aşı olup erken çalışmlar ümit verse de faz III çokuluslu
çalışmada etkinliği gösterilemediğinden bu çalışmalara son verildi(9
).Allojenik GVAX prostat kanserinde faz II veriler umut verici olsa da
faz III çalışmasında başarılı olamadı ve sonlandırıldı(12 ). Bir alloje-
nik tümör aşısı(belaganpumatucel-L, Lucanix™) TGF-β2 antisen-
se oligonükleotid ile transfekte edilmiş 4 KHDAK hücre serisi Faz
III(STOP trial) çalışmasında evre III/IV KHDAK de ilk sıra platin bazlı
tedavi ile stabil hastalık elde edilmiş hastalarda idame tedavisi ola-
rak plasebo ile karşılaştırılmıştır: Medyan sağkalım açısından her
iki grup arasında fark yoktur (20.3 vs 17 ay,p=0.594) ancak adeno-
karsinoma dışı histolojilerde medyan 19.9 vs 12.3 ay ile anlamlı fark
gösterilmiştir(p=0.036)(13).
III.Dc AŞILARI
DC, doğrudan ve dolaylı olarak iki şekilde hedef olarak kullanılabi-
lir: in vivo/in situ TAA’ler ve immün adjuvanlar birlikte verilmesi ile
veya ex vivo olarak izole edilmiş DC prekürsörlerinin ki genelde bu
monositlerin periferik kandan alınıp invitro olarak manipüle edilmesi
(Tümör kökenli peptidler, tüm tümör hücresi, DNA/RNA/virüs veya
tümör hücresi ve DC füzyonu ile oluşan antijenlerin yüklenme ve DC
maturasyonunu indüklenmesi) ve sonra bu tam donanımlı DC’rin aynı
hastaya geri verilmesi şeklinde olur(1). Son 20 yıl içinde DC aşıları ile
prostat kanseri, RCC, melanoma , ve gliyomada klinik çalışmalar ya-
pılmıştır. ancak bu otolog aşılama hastadan lökoforez ile periferik kan-
dan mononükleer hücrelerin alınmasını ve hücre kültürü işlemlerini
gerektirmektedir. Bu durum aşılama sayısını kısıtlamaktadır(1). Sipu-
leucel-T(Provenge™), ABD de 2010 yılında asemptomatik veya mini-
mal semptomatik metastatik kastrasyon dirençli prostat kanserinde
FDA tarafından onaylandı. Aşı ile PFS faydası gösterilemez iken(3.7 vs
3.6 ay), genel sağkalımda anlamlı bir fark bulunmuştur(25.8 vs 21.7
ay,p=0.03)(14).Bu aşı hastadan alınan periferal mononükleer hücre-
ler, bir prostat antijeni ve prostatik asit fosfataz(PAP) ‘ın oluşturduğu
bir rekombinant protein ve GMCF ile hazırlanır. GM-CSF, PAP antije-
ninin APC’yi hedef almasını kolaylaştırır. Bu işlem 3 kür olarak tek-
rarlanır.Hastaya verilen tedavi T hücrelerini de içeren makromolekül
ve diğer hücrelerin bir karışımı olduğu için aslında bir hücre aşısı ve
adoptif T cell tedavisidir. Bu aşının tek başına veya hormonoterapi ile
beraber verilmesinin etkinliğini araştıran faz II ve III çalışmalar devam
etmektedir(7).
IIV. PROTEİN/PEPTİD TABANLI KANSER AŞILARI
Tedavi hedefi olarak TAA’rın Otolog aşılara göre daha maliyet-etkin
olacağı düşünülse de tek bir epitop veya birkaç epitop hedeflenece-
ği için başarısız olma potansiyeli daha yüksektir. Bir kanser aşısı-
nın etkin olması için hem antijen spesifik CTL hem de CD4+T helper
hücrelerinin indüksiyonunun gerekli olduğuna düşünülmektedir.Bazı
polipeptid aşılar (Stimuvax potansiyel olarak CD4 ve CD8 epitoplarının
her ikisini de içerir(9). Yeni olarak TAA immünojenitesini artırmak için
peptid sekanslarını değiştirmek böylece MHC molekülüne veya T cell
reseptörlerine bağlanmayı artırma denenmektedir(9 ).Çoğu klinik
çalışmada CTA, diferensiyasyon ilişkili antijenler veya CEA, MUC-1
gibi antijenler hedeflenmiştir. T hücre cevabı indüklenmişse de klinik
sonuçlar hayal kırıklığı yaratmıştır. İleri evre melanomlu hastalar-
da bir faz III randomize çalışmada, gp100 peptidi ve adjuvan olarak
Montanid İSA-51 ve İL-2 beraberliği ile oluşturulan bir aşının sınırlı
ama istatistiksel anlamlı bir PFS faydası(2.2 vs 1.6 ay,p=0.008) ol-
duğu, sağkalıma faydalı olma eğiliminde olduğu gösterilmiştir(17.8
vs 11.1 ay,p=0.06)(15 ).Evre IIIB-C melanomalı hastalarda MAGE-3 ile
yapılan faz III çalışma (DERMA trial) gen imzasına göre fayda göreceği
düşünülen bir alt grupta devam ettirilmektedir (16 ).KHDAK’de MUC1
hedefleyen aşı ile birlikte eş zamanlı kemoradyoterapi için sağkalım
farkı gösterilmiş(30.8 vs 20.6 ay,p=0.016) ancak ardışık kemoterapi
alanlarda sağkalım farkı gözlenmemiştir(17).Yine KHDAK’de MA-
GE-A3 hedefleyen bir peptid aşı çalışması da birincil sonlanım noktası
olan DFS uzatma hedefine ulaşamadığı için kapatılmıştır(18 ).Peptid
bazlı antijen aşılarında immünojeniteyi artırmak için adjuvan olarak