VATANIM VE AŞKIM
Gözel ufuk çevrildi kızıl çenberle,
Bense hala qemle.. Hala kederle...
Hala beklemekteyim batan güneşi,
Vicdanıma doğacak yegane eşi..
Rengten renge giriyor şen tepeler de;
Matem gönlümü saran bir hazin perde.
Ay, karanlık ufukta, doğ, bir kandil yak,
Kainata görünsün yakılan toprak,
O toprak ki kökünden Türk bir diyardır;
O şimdi rusun elinde zulme düçardır
Ey yurdumun üstünde titreyen gölge,
Bil ki, mahkumsun elbet sen de ölmeğe.
O sevimli vatana saldırdığın gün
Tarihimin göğsüne saplandı süngün;
Ben yaptığın vahşeti unutsam bile
Tarihim bildirecek nesilden nesle..
Top
unla, tüfeğinle beni korkutma,
Bugün nişan aldığın kalbi unutma!
Vücut yıkarsın, iman öldüremezsin,
Sen git demir hisarlar arkasına sin!
Eğer sevmek günahsa; ben günahkarım;
Ben aşikim, maşukam: gözel diyarım.
Eğer ben bir mücriysem, mücrim aşkımdır,
Başarırsan, ey düşman, gel aşkımı kır...
28 Nisan 1924
33
SEVGİLİ BAKÜYE
Ey sevimli Bakü, solğunsun yine
Bir acıyan gönül yok mu derdine?
Evlatların gibi öksüz kaldınsa,
Ben yanarım sana, ey yetim nine!
Hazerin suyunda çok göz yaşım var,
Bağrına yaslanmış dertli başım var.
Dünyaya geldim ben -
toprağım oldun,
Altaylardan indim -
durağım oldun.
Yeşil çimeninle - mavi göğünle-
Kırmızı gönünle bayrağım oldun.
Dağların mihrabım, taşın minberim,
Ben senin adına secde eylerim.
Ey kalbine matem bağlayan vatan,
Dü
şman kucağında ağlayan vatan,
Azmimle ben seni kurtaramazsam
Halkımla beraber sen de yan vatan!
Hür olan imanın şimdi kalkanım,
Helal hakkın olsun benim al kanım!
15 Eylül 1923
34
ANNEME
İstanbul mektubu
Bilirsin ki anne, uzakta kaldım
Yıllar aramızda oldu bir yığın
Bir yapraktım, düştüm toprakta kaldım.
Nerdedir, nerde o müşfik kucağın?
Dertlerim çok büyük, ağırdır anne!
Dinleyen yok, her şey sağırdır anne!
Bari sen bana bir parçacık acı,
Sen dinle ruhumu gemiren derdi;
Bir cehennem şimdi içimde acı,
Kader eli bana, gör neler verdi?..
Her şeye baş eğen değildim anne!
Sevginin önünde eğildim anne!
Doğduğum zamandan beri benim de
Bir maşukam vardı, cananım vardı...
Şimdi bilmem ki o hangi iklimde,
Hangi bir yabancı gönüle vardı.
Ben ki aşkiyle pek yorgunum anne!
Vurdgunum hüsnüne, vurgunum anne!
Anne, sen daha çok yakınsın ona
Git bildir ki hala esiridir can.
Bilmiyorsan eğer, sor da komşuna,
Sevgilimin ismi: şen Azerbaycan!
Azerbaycan benim gözelim, anne!
Azerbaycan benim emelim, anne!
Git onun bağrına yüzünü sür de
Rusun çiğnediği toprağını öp;
35
Azeri oğlunun büyük ümidle
Gömdüğü üç rengli bayrağını öp.
Belki de ölürüm gürbette anne!
Ruhumsa kalmasın hasrette anne.
15 Kanun-i evvel 1339
36
GURBETTE BAYRAM
Geldim bağrım açık,
Ey ufuk, gecenle gel karşıma çık.
Sedeften bir kadeh olan ayından
Bana sun bir acı, bana sun bir kan;
Göz yaşım yetmiyor, yanıyor bu can
Ey gece, bir kara sel ol da boşan!
İstemem bir başka el uzanmasın,
Ben bu akşam keder, dert arıyorum.
Yıldızlar kararsın, mumlar yanmasın
Gök karşımda olsun derin uçurum...
Evet, ben
Gürmeden
Bulmak istiyorum ruhun elini,
Ararım gönlümün tek gözelini.
Ey aşkımın solmaz gelini anne;
Uçat bu gece sen elini anne,
Uzat, bu kanayan yaramı bağla,
Elini öpeyim gözyaşlarımla..
Bu gece dizinde yatmak isterdim.
Kalbimi göğsüne atmak isterdim;
Sensiz bu kaçıncı bayramım anne,
Derdinle her sabah, akşamım anne,
Bilirim sen beni çok özlüyorsun,
Yollara bakıp da hep gözlüyorsun,
Anne, aramızda bak, gör neler var
Ufuklar önümde ol
muş bir duvar;
Şimdi ben yanına nasıl geleyim,
Ölmeden kırıldı bütün dileğim...
Titriyor gözümde bir karanlık gün
Şimdi yabancıdır önce gördüğün,
Şimdi göz yaşınla sen beni yad et,
Gönlümde, fikrimde, ruhumda gurbet..
15 Temmuz 1925
37
Dostları ilə paylaş: |