TüRKİye diyanet vakfi 4 İSLÂm ansiklopediSİ (28) 4



Yüklə 1,69 Mb.
səhifə25/38
tarix22.10.2018
ölçüsü1,69 Mb.
#75385
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   38

HİNDİSTAN

Güney Asya'da ülke.



1. Fizikî Ve Beşerî Coğrafya

II. Ortaçağ Müslüman Coğrafyacılarına Göre Hindistan

III. Tarih

IV. Osmanlı-Hindistan İlişkileri

V. Din

VI. Hindistan'da İslâm Araştırmaları

VII. Hint-İslâm Sanatı

Uman deniziyle Bengai körfezi arasın­da, kuzeyde Himalaya sıradağlarından güneyde Hint Okyanusu'na doğru giderek daralan bir üçgen biçiminde uzanır. Büyük kısmının devâsâ boyutlarda 627 bir yarımada olmasından dolayı "subconti-nent" 628 coğrafya literatüründe subcontinent denilince ak­la Hindistan gelir terimiyle nitelenen ge­niş topraklar üzerinde kurulmuş yirmi iki eyaletle federe devlet birlik toprağı union territory statüsünde dokuz bölgenin bir­leşmesinden meydana gelen federal ya­pılı bir cumhuriyettir. Hintçe adı Bhârat Varsa, Birleşmiş Milletler tarafından kul­lanılan resmî adı Republic of India olup kısaca Union of India Indian Union adıyla da anılır; başşehri 1934'ten beri Yeni Del­hi'dir.

Birliği oluşturan her eyaletin ayn bir hü­kümeti ve parlamentosu vardır; hüküme­tin başında parlamentonun tayin ettiği bir vali bulunur. Eyaletler adalet, eğitim, sağlık ve iç güvenlikle ilgili konularda ve ayrıca 1947 anayasasında belirtilmiş di­ğer bazı alanlarda özerktir ve yasama yet­kisine sahiptir. Fakat savunma, dış siya­set ve ekonomik planlama gibi konular merkezî hükümetle birlikte belirlenir. Eya­letlerin bazıları orta büyüklükte bir ülke kadar geniş ve kalabalıktır. Andra Pradeş 629 Batı Bengai 630 ve Maharaştra 631 bunların baş-lıcalarıdır; bazı eyaletler ise küçüktür.632

Kara sınırlarının uzunluğu 15.000 kilo­metreyi geçen Hindistan kuzeybatıda Pa­kistan, kuzeyde Çin. Tibet. Nepal, Bütan ve doğuda Bengladeş ile komşudur; gü­neyde Palk Boğazı ve Mannar körfeziyle Sri Lanka'dan ayrılır. Adı geçen boğaz ve körfez arasında âdeta sıçrama taşlan gi­bi dizilmiş "Âdem Köprüsü" adaları ile güneybatı kıyıları açıklarındaki Lakkadiv (Lakshadvveep) adaları ve doğu kıyılarından 1200-1500 km. uzaklıkta bulunan Bengai körfezindeki Andaman ve Nikobar adala­rı da ülke sınırlan içindedir.

Çok hareketli, çok önemli deniz, kara. hava yolları üzerinde yer alan Hindistan aynı zamanda bütün dünyanın toprakla­rı en geniş (dünyada yedinci) ve en kala­balık 633 ülkelerinden biridir. Yüzölçümü, Cammû-Keşmir'in. Top­lam yüzölçümü 222.236 km2 olan Cammû-Keşmir Hindistan.634 Pa­kistan 635 ve Çin 636 arasında fiilen bölüşülmüş durumdadır.

Hindistan yarı kıtası toprakları, baha­rat ve ipek yollan üzerinde kıymetli taş, kereste ve madenlere sahip olması sebe­biyle Avrupalı tüccar ve kâşif denizcilerin ulaşmak için yollar aradıkları esrarlı, zen­gin ve şaşaalı masallar ülkesi Hint diyarı­nın özünü meydana getirir. Çok uzun ve karmaşık tarihi boyunca siyasî bakımdan Bâbürlüler ve İngiliz hâkimiyeti dönem­leri hariç genellikle parçalanmış bir man­zara gösteren bu geniş topraklar bugün Hindistan. Pakistan. Bengladeş. Myanmar ve Sri Lanka arasında paylaşılmış du­rumdadır. Bu bölüşmede tabii kaynaklar bakımından en zengin ve sanayi bakımın­dan en gelişmiş bölgelerle nüfusun bü­yük kısmı 637 Hindistan Cum-huriyeti'nin payına düşmüştür.



I. Fizikî ve Beşerî Coğrafya

Hindistan jeolojik bakımdan en yaşlı yer kabuğu parçalarından en genç kıvrımlı yapılara, jeomorfoloji bakımından da fark-lı yapısal karakterleri sergileyen hemen bütün yer şekillerine sahiptir. Bununla beraber ülke yapı ve yüzey şekilleri bakı­mından üç büyük ana birime ayrılabilir. Bunların ilki, ülkenin güney kesiminde yeryüzünün en yaşlı parçalarından olan Gondvana kıtasının bir kısmı iken 130 milyon yıl kadar önce kırılarak ondan ay­rılıp kuzeydoğuya doğru ilerleyen ve en sonunda bugünkü mevkiine ulaşan kaba­ca üçgen biçimli Dekken yanmadasıdır. Kristalin şistlerle diğer metamorfik kaya­lardan oluşan, kuzeybatı kesiminde bu es­ki kayaları örtmüş mezozoyikyaşlı kalın 638 bir bazalt örtü­süyle kaplı olan Dekken genelde bir plato özelliği gösterir. Çoğu yeri 500-1000 m. yükseltisi ndeki bu platonun kenarları da basamaklar halinde doğuda Doğu Gat dağlan ile yer yer bataklık deltalarla kap­lı Koromandel kıyılarına, batıda İse daha yüksek Batı Gat dağları ile en yüksek do­ruğu Anai Mudi Mala bar kıyıla­rına inilir. Uman denizine ulaşan Narma-da ve Tapti nehirleri dışında arazinin ge­nel meylini takip ederek çoğu batıdan do­ğuya doğru Bengal körfezine yönelen Go-davari ve Krişna gibi akarsu vadileriyle yarılmış bulunan Dekken platosunun yü­zeydeki en geniş alanı, devrîyağışlı bölge­leri karakterize eden yer şekilleri ve top­rak türleri kaplar.

İkinci birimi, ülkenin kuzeyinde boyu 2500 kilometreyi aşkın bir yay halinde uzanan Himalayalar oluşturur. Üzerinde 8000 metreden yüksek on dört kadar do­ruğun bulunduğu bu sıradağların Hindis­tan sınırları içindeki en yüksek yeri Ne-pal-Sikkim sınırına rastlayan Kangchen-junga doruğudur (8585 m.). Paralel sıra­lardan meydana gelen ve batıda Karaku-rum dağlarının bir kesimini de içine ala­rak 250-300 km. genişliğe ulaşan bu dağ­lık alan, ikinci zamanın Trias devrinden bu yana geçen yaklaşık 200 milyon yıllık süre içinde, kuzeye doğru ilerleyen Dek­ken ile Asya arasındaki bir çizgi boyunca giderek daralan karmaşık kütlenin sıkı­şıp kıvrılmasıyla ortaya çıkmıştır. Himala­yalar buzulları, karları ve bol yağışları ile, ülkenin can daman durumundaki büyük akarsuların kaynak ve beslenme alanı ola­rak Hindistan'ın hayatında çok büyük rol oynar.

Üçüncü birimi, Himalayalar ile Dekken platosu arasında yer alan ve birbirinden Pencap eşiği adı verilen daha yüksek bir kesimle ayrılan İndus ve Ganj ovaları mey­dana getirir. Yükseltisi hiçbir yerde 300 metreyi aşmayan bu alüviyal düzlüklerin Dekken platosundan Aravalli dağları ile ayrılan güneybatı kesimi Thar çölü ile kap­lıdır. Buna karşılık aynı düzlüklerin kuzey­batıdan güneydoğuya doğru Ganj nehri ve kolları boyunca çok hafif bir meyille al­çalan ve genişliği 300 kilometreyi aşan doğu kesimi Hindistan'ın en verimli ve en kalabalık, en büyük şehirlerinin yer aldığı bölgesini oluşturur. Ovanın Bengal körfe­zi kıyıları, burada birleşen Brahmaputra ve Ganj nehirlerinin birçok ağız kollarına ayrılarak denize ulaştıkları, bataklıklarla kaplı büyük bir deltadır; bu deltanın he­men hemen yarısı da Bengladeş'e aittir. İndus gibi Ganj da Himalayalar'dan doğa­rak eriyen kar ve buzul suları ve muson yağmurları ile beslenir. Ganj nehrinin or­talama saniyede 15.000 m3 olan debisi kabarma zamanında 75.000 m3'e çıkar. kurak mevsimde ise 8000 m3'e iner. Bu­na karşılık buzul ve kar suları ile daha çok beslenen Brahmaputra çekik zamanında dahi Ganj'dan yaklaşık iki kat fazla su ge­çirir. Ganj ve Brahmaputra bazı yıllarda çok büyük taşkınlara yol açar ve özellikle bütün delta su ile kaplanır.

Hindistan'da iklim elemanlarını, bun­ların rejimini ve dolayısıyla iklim tiplerini belirlemede başlıca rolü bir yandan ülke­nin coğrafî konumu ve büyük boyutları, bir yandan da yükselti, bakı ve denizden uzaklık gibi etkenlerle muson rüzgârları oynar. Ülkenin yaklaşık olarak 25° parale­linin güneyinde kalan kısmı sıcak iklimler kuşağına girer. Bu Kesimde yer alan böl­gelerde en soğuk ayın ortalaması bile 18 derecenin üzerindedir. Yağış miktarı, ya­ğış rejimi ve ayrıca sıcaklığın yıl içindeki seyrini belirleyen en önemli faktör mu­son rüzgârlarıdır. Esasen ülke. bütünüy­le rnevsimlikyön değiştiren ve adını bu özelliğinden alan 639 bu rüzgâr sisteminin etkisindedir. Bundan dolayı genel olarak en yağışlı mevsim rüzgârların Hint Okya-nusu'ndan karaya doğru estiği yaz, en kurak mevsim de rüzgârların karadan de­nize doğru estiği kıştır. Buna bağlı olarak Thar çölünde 100 milimetrenin altında olan yıllık yağış tutan Himalayalar'in ya­maçlarında 11.000 milimetreyi geçer. Ya­ğışlı mevsiminin süresi de konuma ve di­ğer şartlara bağlı olarak on bir ayla (gü­neybatıda Kerala) bir iki ay arasında de­ğişir. En yüksek ortalama aylık sıcaklık genellikle yaz musonlarının henüz başla­madığı döneme (mayıs) rastlar. İklim un­surlarındaki farklılaşmalara bağlı olarak ülkede bazı bölgesel iklim tipleri ayırt edilebilir. Bunların başlıcaları, ülkenin gü­ney ve güneybatı kıyı bölgelerinde hüküm süren her mevsimi yağışlı tropikal iklim. Dekken'in büyük kısmında görülen yazı yağışlı sıcak muson iklimi, Ganj ovasının orta kesimlerindeki yazı yağışlı ılıman muson iklimi. Aravalli dağları ve İndus nehri arasındaki yarı kurak step iklimi ve Thar bölgesindeki çöl iklimidir. Dağlık alanlarda yükseltiye bağlı olarak iklim tip­leri daha da çeşitlenir. Meselâ Keşmir'de ve Himalaya vadilerinde kışı soğukve kar­lı, yazları ise oldukça sıcak ılıman bir ik­limle karşılaşılır.

Bitki örtüsü çok zengin olan ülkenin sı­nırları içinde tesbit edilebilmiş tür sayısı 20.000 dolayındadır. Başlıca bitki formas­yonlarının fizyonomik ve fizyolojik özellik­leri esas itibariyle bölgesel iklim farkları­nı yansıtır. Hemen hemen bütün yıl bo­yunca yağış alan güney ve güneybatı kıyı kesimlerinde daima yeşil olan yağmur or­manları gelişmiştir. Bu kesimin dağlık alanlarında tik ve sandal gibi kerestesi çok kıymetli ağaçlar içeren ormanlar yer alır. Dekken'in orta yağışlı (500-800 mm.) iç kesimlerinde en yaygın bitki örtüsü ku­ru ormanlar, savan tipi yüksek ot toplu­lukları ve bambulardır. Biraz daha yağışlı bölgelerde tropikal ve subtropikal muson ormanları ile karşılaşılır. Doğu kıyılarının bataklık kesimleriyle Ganj deltasında mangrove formasyonları geniş yer kaplar. Himalaya yamaçlarında ise eteklerde baş­layan sık ormanlarda yükseklere doğru çıkıldıkça orman altı güllerinin yaygın olarak görüldüğü yayvan yapraklı orman 640 daha yükseklerde de iğne yapraklı orman katlan yer alır. Buna karşılık Pen-cap kuru ormanlarla, Thar çölüne komşu alanlar ise steplerle kaplıdır.

Hindistan'ı aşırı kalabalık ve aynı za­manda hızla artan bir nüfus karakterize eder. 190 Tde 238 milyon olan ülke nü­fusu, 1960ta 360 milyonu. 1981'de 685 milyonu aşmış, 1991 nüfus sayımında ise 844 milyonu bulmuştur. Doğum kontro­lü uygulanmasına rağmen 1950'li yıllarda binde 30 dolayında olan nüfus artış oranı 1980'den sonra ancak binde 21 dolayına indirilebilmiştir. Hızlı nüfus artışının baş­lıca sebebi, ölüm oranının giderek azal­masına karşılık doğum oranının hâlâ yük­sek seviyede kalmasıdır. Bu artış hızı ile ülke nüfusunun2000 yılında 1 milyarı bu­lacağı, XXI. yüzyıl ortalarında ise 1.6 mil­yarı aşacağı tahmin edilmektedir. Hint nüfusunun hemen tamamına yakını ülke sınırları içinde yaşamaktadır. Yabancı ül­kelerdeki Hintliler'in toplam sayısı ancak 13 milyon dolayındadır ve bunların büyük kısmı Nepal (3.8 milyon), Malezya ve Moritus adasına (700.000) yerleşmiş durumda­dır. Hindistan'da ortalama nüfus yoğun­luğu kilometrekareye 256 kişi kadardır (1991). Bu oran bölgelere göre büyük öl­çüde değişir ve belirleyici rolü yağış miktarı ve sulamaya bağlı olarak genelde ta­rım imkânları oynar. Bundan dolayı yağış­lı Doğu Bengafde 766 ve Kerala'da 747 kişi olan nüfus yoğunluğu, fazla yağış al­mayan fakat gelişmiş sulama tesislerine sahip bulunan Pencap'ta 331, Dekken'in iç kısmındaki daha az yağışlı Andra Pra-deş'te 195, Racastan'da 100, kuzeydoğu­daki tarım arazisinin sınırlı olduğu dağlık Arundal Pradeş'te İse 7 kişiye düşer. Nü­fusu yarım milyonu aşan şehir sayısının elliden fazla olmasına rağmen halkın % 70'ten çoğu kırsal yerleş­melerde, ancak % 28 kadarı büyük kısmı gecekondu mahallelerinden oluşan şehir­lerde yaşar. Nüfusu milyonu aşan başlıca şehirler şunlardır (1991 sayımı): Bombay 12.5 milyon, Delhi 641 9.5 milyon, Kalküta 3.2 milyon, Ahmedâbâd 3 milyon, Bengalur2.5 mil­yon, Kanpûr 2 milyon.

Uzun tarihi boyunca değişik ırklardan çeşitli insanların istilâsına uğramış ve is­tilâcılar için âdeta bir çıkmaz sokak teşkil etmiş olan Hindistan'ın etnikyapısı çok karışıktır. Ülkenin en eski halklarından bi­ri koyu renkli Dravidler ve Avustraloidler'dir (Veddalar). Daha sonra bu topraklara milâttan önce II. binyılın ortalarında Hint-Ârî kökenli beyazlar, milâttan önce VI. yüzyılda Persler, milâttan önce IV. yüzyıl­da Yunanlılar'la Makedonlar, ardından Ak-hunlar, Moğollar, Türkler ve Afganlar gel­miştir. Değişik ırk, dil ve dinden insanla­rın gelişi ve tamamının veya bir kısmının mevcut halkla karışarak buraya yerleş­mesi Hindistan'da dil ve kültür bakımın­dan büyük bir çeşitliliğe yol açmıştır. Ül­kede konuşulan dillerin sayısı 1600 kadar­dır; fakat bunlar Dravid, Hint-Ârî, Austro-Asyatikve Tibeto-Birman olmak üzere dört büyük dil ailesi halinde gruplandırı-lır. Hindistan Birliği'nin resmî dili anaya­saya göre Hintçe'dir (Hindî, Hindustânî); ancak özellikle güney eyaletlerden gelen şiddetli muhalefet üzerine 1967'de çı­karılan bir kanunla bu dilin kullanılması mecburi olmaktan çıkarılmıştır. Ülkede yüksek öğretim İngilizce yapılır. Federe devletlerde kullanılan resmî dillerin sayı­sı on beş kadardır; müslüman nüfusun çoğunluğu ise Urdu dilini kullanır.

En büyük din grubunu Hindular ile müslümanlar (% 13), geri kalanı da Sihler 642 hıristiyanlar 643 Budistler 644 ve Jainistler 645 meydana getirir. Sayıları 1971 yılında 61 milyon kadarken 1991 'de 111 milyonluk büyük bir topluluk haline ge­len müslümanların yaşadığı başlıca fede­re devletler Utar Pradeş 646 Batı Bengal 647 Bihâr (% 12,3), Maharaştra (% 6,9), Kerala (% 6,8). Asam (% 5,8), Andra Pradeş(% 5,7), Kar-nata (% 5), Cammû-Keşmir (yaklaşık % 5), Gucerât (% 3,6), Tamil Nadu (% 3,4), Medya Pradeş (% 3), Racastan'dır (% 2.9); ancak müslüman Hintliler'e ülkenin baş­ka taraftarında da rastlanır. Bazı şehirler­de nüfusun büyük kısmı müslümanlardan oluştuğu gibi 648 bunlar ülkenin en büyük şe­hirlerinden bazılarında da önemli bir azın­lık teşkil ederler.649

Ekonomi. Hindistan, bölgeler arasında ekonomik gelişme düzeyi bakımından bü­yük farkların görüldüğü, bir yanda küçük bir azınlığın olağan üstü bir refah içinde, buna karşılık büyük çoğunluğun sefalet içinde bir hayat yaşadığı, öte yanda bazı endüstri dallarının çok gelişmiş olduğu, hatta nükleer enerji ve uzay araştırma­ları gibi çok ileri teknoloji gerektiren bazı alanlarda başarılı çalışmaların yapıldığı, buna rağmen geniş toprakların taşkın ve kuraklık pençesinden henüz kurtarılamadığı. kendini yeterince besleyemeyen, fa­kat bazı tarım ürünleri üretiminin çok bü­yük miktarlara ulaştığı ve görkemli sa­nat yapılan ile bezenmiş kentlerin halkın büyük çoğunluğunu barındıran gecekon­dularla çevrili olduğu bir çelişkiler ülkesi olarak tanımlanabilir. Halbuki millî geli­rin kişi başına 350 doları aşmaması sebe­biyle az gelişmiş ülkeler grubunda yer alan Hindistan'ın tarım yapılan ve yapıla­bilecek nitelikte olan geniş topraklan, ke­restesi değerli ağaçlar bakımından zen­gin geniş ormanları, bazı dallan çok ileri gitmiş endüstrisi ve önemli sayılabilecek bazı yer altı kaynakları ile gelişmiş ve mü­reffeh ülkeler arasında yer alması bekle­nir. Şüphesiz imkânlarla gerçekler arasın­daki bu büyük çelişkinin birçok sebebi vardır; bunların başında da otuz yıl gibi kısa bir sürede ikiye katlanan aşırı kalaba­lık bir nüfus gelir. Saatte 3000 kişinin nü­fusa katıldığı bu ülkede her yıl 5 milyon insan iş talebinde bulunur, fakat bunların ancak % 10 kadarı amacına ulaşabilir. Resmî kayıtlara göre işsizlerin sayısı (35 milyon) birçok ülkenin nüfusundan daha fazladır.

Hindistan ağırlıklı olarak bir tarım ül­kesidir. 250 milyon kişiyi aşan faal nüfu­sun yaklaşık% 6O'ı tarım kesiminde çalı­şır ve millî gelirdeki en büyük pay da % 30 ile bu kesimden elde edilir. Tarıma elverişli topraklar 165.000.000 hektarı 650 bulur ve bunun % 27 kadarında sulu tarım yapılır. Zaman zaman meydana gelen kuraklık­lar, aşırı yağışların sebep olduğu seller 651 kutsal sayılan hayvanlara karşı gösterileri müsamaha sebebiyle ineklerin, maymunların, çekir­gelerin ve farelerin özellikle tahıl ürünü­ne verdiği büyük zararlar 652 çok yıkanmış toprakların besin maddeleri bakımından fakirliği, toprak tuzlanmasına yol açan kötü sulamalar ve işletmelerin küçüklüğü 653 tarımın karşılaştığı başlıca sorunlar­dır. 1966'dan beri yüksek randımanlı to­hum kullanılması, sulama tesislerinin ge­liştirilmesi, yeni teknolojilerin uygulan­ması gibi çalışmalarla bu gibi meselelerin üstesinden gelmek için uğraşılmaktadır. Başlıca toprak ürünleri çay 654 şeker kamışı 655 pirinç 656 buğday 657 mısır (9 milyon ton), pamuk 658 kahve, tü­tün, dan, yer fıstığı, susam ve diğer bir­çok toprak ürünü ile baharattır.

Hindistan büyük sayılara ulaşan hay­van varlığı ile de dikkat çeker. 200 milyon baş kadar olan sığır sayısı ile dünyada bi­rincidir. Yine büyük sayılarda manda 659 koyun (53 milyon), keçi (107 milyon), domuz (10 milyon) ve deve (1.4 milyon) beslenir. Balıkçılık da oldukça ge­lişmiştir; yıllık av miktarı 3 milyon tonu geçer. 67.5 milyon hektar genişliğinde bir alan kaplayan ormanlar ülkenin diğer bir zenginlik kaynağıdır; fakat sandal, tik, abanoz, gül ağacı gibi kerestesi çok kıy­metli ağaçlar sağlayan aslî ormanların büyük bir kısmı tahrip edilmiştir.

Ülkenin en büyük enerji kaynağı maden kömürüdür. Millîleştiriimiş durumdaki kömür yataklarının toplam rezervi 83 milyar ton dolayında tahmin edilmekte­dir (dünyada yedinci). 200 milyon ton ci­varında olan yıllık üretimin bir kısmı Ja­ponya gibi devletlere ihraç edilir. Linyit üretimi azdır.660 Özellikle Asam ve Bombay çevrelerinde yer alan petrol yataklarının toplam rezervinin 1 milyar tonu geçtiği tahmin edil­mektedir. Yıllık üretim 60 -70 milyon ton civarındadır, fakat tüketimi karşılamak için ayrıca petrol ithal edilir. Elektrik ener­jisi üretimi 661 ülke ihtiyacını karşılamaya yetmez. Köylerin ancak Ah kadarında elektrik vardır.

Hindistan bazı önemli maden yatakla­rına da sahiptir. Bunların başlıcaları çin­ko, kurşun, demir, kaya tuzu, bakır, bok­sit, mika, manganez, krom, elmas ve çe­şitli değerli taşlardır. Özellikle Maharaşt-ra. Batı Bengal, Tamil Nadu. Gucerât, Utar Pradeş, Bihâr, Andra Pradeş ve Med­ya Pradeş'te gelişmiş olan endüstri ça­lışan nüfusun % 1 i 'ini kapsar ve millî ge­lirin % 25'ini sağlar. En önde gelen en­düstri kollan dokuma 662 şeker, çimento, demir çelik, ma­kine, otomotiv, elektrikli cihazlar, kimya ve petrokimyadır. Demiryollarının uzunluğu 70.000, karayollarının uzunluğu 2.2 milyon kilometreyi bulur. Ülke 10 milyon tonilatoluk bir deniz ticaret filosuna ve oldukça gelişmiş bir ticarî havayolları fi­losuna sahiptir.

Başlıca ihraç mallan inci, elmas ve kıy­metli taşlar, makine ve motorlu taşıtlar, giyim eşyası, pamuklu kumaşlar ve pa­muk ipliği, çay, deri ve deriden yapılmış maddeler, değerli keresteler, demir cev­heri ve bazı kimyasal maddelerdir. İhra­catın büyük kısmı önem sırasıyla Ameri­ka Birleşik Devletleri, Rusya, Japonya, Al­manya, İngiltere, Belçika. Hong Kong ve Fransa'ya yöneliktir. İthalâtta ise en ön sırayı çeşitli makineler, madenî yağlar, demir ve çelik alır. İthalât yapılan başlıca ülkeler yine önem sırasıyla Amerika Bir­leşik Devletleri, Japonya, Almanya. İngil­tere. Belçika. Suudi Arabistan ve Rusya'­dır.

Ülkenin gelir kaynaklarından biri de tu­rizmdir. Yılda yaklaşık 2 milyon kadar tu­rist Hindistan'ı ziyaret eder. Bunların % 80'den çoğunu İngilizler, geri kalanını da diğer ülkelerin vatandaşları, özellikle de Amerikalılar, Almanlar, Fransızlar ve Ja­ponlar oluşturur. En fazla ziyaret edilen yerlerin başında, ünlü Bâbürlü eserleri­nin yer aldığı ülkenin kuzeyindeki Agra ve Delhi gibi şehirlerle Orta ve Güney Hin­distan'daki bazı yöreler gelmektedir.




Yüklə 1,69 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   38




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə