TüRKİye diyanet vakfi 4 İSLÂm ansiklopediSİ (28) 4



Yüklə 1,69 Mb.
səhifə13/38
tarix22.10.2018
ölçüsü1,69 Mb.
#75385
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   38

HİLLI, SAFÎYYÜDDİN

Ebü'l-Mehâsin (Ebü'l-Fazl, Ebü'l-Berekât) Safiyyüddîn Abdülazîz b. Serâyâ b. Alî el Hillî et-Tâî (ö. 749/1348)

Arap şairi, edip.

5 Rebîülâhir 677'de (26 Ağustos 1278) Hille şehrinde, Tay kabilesinin Sinbis kolu­na mensup zengin ve soylu bir ailenin ço­cuğu olarak dünyaya geldi. İbn Serâyâ diye de anılır. İlk öğrenimini Hille'de yaptı. Kaynaklarda hocaları hakkında bilgi bu­lu nmamaktaysa da kendisi el-Ağlâtî ad­lı eserinde Cemâleddin el-Mürrî ve Ebû Mansûr adlı İki hocasını zikreder.366

Hillî. dayılarının mensup olduğu Mehâ-sinoğulları İle Ebü'l-Fazloğulları arasında devam eden Hille'ye hâkim olma müca­delesi esnasında dayısı Safiyyüddin b. Me-hâsin Öldürülünce ona mersiyeler yazdı; ayrıca intikamının alınması için kabilesi­ni savaşa teşvik eden şiirler kaleme aldı. Bu savaşlara kendisi de katılarak göster­diği kahramanlıkları şiirlerinde dile geti­rirken rakiplerini de hicvetti. Ebü'l-Faz-loğulları'nın yenilmesine rağmen Hille'de huzursuzluk ve çekişmelerin bitmeme­si yüzünden Hillî buradan ayrılarak tica­ret için gidip geldiği şehirlerden biri olan Mardin'e yerleşmeye karar verdi. Hillî Di-yarbekir, Mardin ve çevresinin idaresini ellerinde bulunduran Artuklular'dan el-Melikü'l-Mansûr Necmeddin ile de irti­bat kurarak 700 (1300) veya 701 (1301) yılında Mardin'e gitti ve Dîvânü'r-resâil kâtibi olarak Artuklular'ın hizmetine gir­di. Aynı yıl el-Melikü'l-Mansûr'a methiye niteliğindeki Dürerü'n-nühûr 367 adlı divanını kaleme alarak kısa sürede hükümdarın dostluğunu kazandı. II. Necmeddin Gazi'nin vefatından sonra yerine geçen oğlu el-Melikü's-Sâlih ile de iyi ilişkiler kurarak ona kasideler yazdı. Bu ilişkiler sonunda Artuklu hanedanı yanın­da Önemli bir yer edindi ve büyük mad­dî imkânlara kavuştu.368

Artuklu sarayına girdikten sonra da ti­carete devam eden Hillî bu maksatla Şam. Halep, Hama. Bağdat. Musul gibi mer­kezlere seyahatler yaptı. Gittiği yerlerde çeşitli devlet ve ilim adamlarıyla görüş­me fırsatı buldu. Meselâ Hama'da Eyyû-bî hanedanından tarih ve coğrafya âlimi Emîr el-Melikü'1-Müeyyed Ebü'l-Fidâ İmâ-düddin İsmail ve oğlu el-Melikü'l-Efdal Muhammed ile, Şam'da meşhur kâtip Şe-hâbeddin Mahmûd el-Halebî ve şair İbn Nübâte el-Mısrî ile görüştü. Bu şehirler­de kaldığı süre içinde Artuklu melikleriy-le de ilgisini sürdürerek onlar için kaside­ler yazmaya devam etti. 723 (1323) yılın­da hacca giden Hillî dönüşünde Mısır'a uğradı; burada kaldığı iki yıl zarfında el-Melikü'n-Nâsır Muhammed b. Kalavun ve veziri Alâeddin İbnü'l-Esîr el-Cezerî ile tanışarak onlara kasideler yazdı; ayrıca dil âlimi Ebû Hayyân el-Endelüsî. siyer âlimi ve şair İbn Seyyidünnâs gibi şahsiyetlerle görüşme imkânı buldu. 726'da (1326) tekrar Mısır'a giden Hillî 369 buradan ayrıldıktan sonra da uzun süre Muhammed b. Kalavun'la haberleşmeye devam etmiştir. Hillî 749 (1348) yılında Bağdat'ta vefat etti.370 Bazı kaynaklarda ise 7S0 (1349) veya 752'de (1351) vefat ettiği, vefat ye­rinin Mardin olduğu zikredilmektedir.

Özellikle gençlik yıllarına ait bazı şiirle­rinden Hillî'nin Şiî olduğu anlaşılmakta­dır; ancak bu mezhebe taassupla bağlan­dığı yolundaki iddialar doğru değildir. Ni­tekim bir şiirinde Hz. Ömer'in diğer üç halifeden daha üstün olduğunu söyle­mekte, bir başka şiirinde de onun adale­tine ve samimi dindarlığına işaret etmek­tedir.371 Edebiyat tarih-çilerince hem şair hem de nesir ustası olarak kabul edilen Hillî daha çok şairliğiy­le tanınır. Mensur eserlerinde Kâdî el-Fâ-zıl'ın (ö. 596/1200) üslûbunu taklit ede­rek seci, cinas, telmih, iktibas, teşbih ve istiareyi çok kullanır. Seçili cümleleri çok kısa ve basit tutması, cinas ve kelime oyunlarına fazlaca yer vermesi, mensur eserlerini manzum parçalarla süslemesi ve risalelerine mukaddimeyle başlaması nesrinde görülen başlıca özelliklerdir.

Yedi yaşında iken şiire başlayan Hillî da­ha çok Hz. Peygamber için yazdığı bedîiy-yesiyle tanınmış ve bu türün öncüsü ka­bul edilmiştir. Kur'ân-ı Kerim'i ve Önemli şairlerin şiirlerini ezberlemesi, Hilirye şe­kil ve muhteva bakımından şiirlerini zen­ginleştirme imkânı kazandırmıştır. Diva­nından ve diğer eserlerinden kendisinin İslâm ilimlerini. İslâm tarihini, Hıristiyan­lığı, Arap edebiyatını, hatta avcılık ve sat­ranç gibi konulan iyi bilen, çok yönlü, zen­gin kültüre sahip bir şair ve edip olduğu anlaşılmaktadır. Bu bakımdan çalışma­ları aynı zamanda önemli birer tarihî ve edebî kaynak niteliğindedir. Lafız, mâna, konu ve üslûpta eskilerden hayli etkilen­miş olmasına rağmen İbn Nübâte el-Mıs-rfden sonra döneminin en büyük şairi sa­yılır. Özellikle halk şiirinde birtakım yeni­likler yapmış ve "muzammen" denilen ye­ni bir müveşşah türü icat etmiştir. Bağ­dat'ta Hillî ile görüşen Fîrûzâbâdî onun büyük bir âlim, güçlü bir şair ve nesir ustası olduğunu söyler 372 Şiiri sade olup ga­rip kelimelere az rastlanmakla beraber bazı beyitlerinde şekil ve muhteva kusur­ları görülmektedir. Hemen hemen her ko­nuda şiir yazmakla birlikte daha çok tas­vir, medih ve hamâse üzerinde durmuş­tur.



Eserleri.



1. Dîvân 373 Kahire'de Muham­med b. Kalavun'un isteği üzerine ilk de­fa bizzat Hillî tarafından on iki bab ola­rak düzenlenen divandaki beyit sayısı 10.000'in üzerindedir. Şair divanına Dü-rerü'n-nühûr adlı eserini de ilâve etmiş, el-Kâfiyetü'I-bedfiyye's\ ve üç mensur risalesi sonradan eklenmiştir. Ancak di­vanının şiirlerinin tamamını değil, onlar­dan yaptığı seçmeleri ihtiva ettiğini ken­disi belirtmektedir.374 İbn Şâkir el-Kütübî'ye göre bu divan üç cilt idi.375 Mev­cut baskılarında ise müstensih ve naşir­ler tarafından başka şiirlerin de ilâve edil­diği görülmektedir. Zira içerisinde şairin, divanı derlediği tarih olarak kabul edilen 726'dan (1326) sonra yazdığı şiirler de bu­lunmaktadır.376 Kahire (1283), Dımaşk (1297, 1300) ve Beyrut'ta (1310) çeşitli baskıları yapılan di­van Muhammed Cevâd el-Kütübî el-Kâzı-mî tarafından neşredilmiş (Necef 1375/ 1956), son olarak da Kerem el-Bustânî'-nin tashihleri ve Hillî'nin hayatına dair kısa bir mukaddimeyle birlikte yayımlan­mıştır (Beyrut 1382/1962). Hillî'nin bütün şiirlerini ihtiva eden bir divanın derlenip ilmî bir neşrinin yapılması gerekmekte­dir. M. İbrahim Huvver divanı tahkik etti­ğini söylemekteyse de 377 eserin yayımlanıp yayımlan­madığı bilinmemektedir.

2. Dürerü'n-nü-hûr iî medû'ihi Meliki'l-Manşûr.378 HüîTnin, Artuklu Hükümdarı II. el-Melikü'1-Mansûr Necmeddin Gazi için yazdığı yirmi dokuz kasideyi ihtiva eden eserdeki manzumeler, sırasıyla Arap al-fabesindeki yirmi dokuz harfe göre kafi-yelenmiştir; ayrıca her kaside yirmi do­kuz beyitten oluşmaktadır. Her beytin ilk harfiyle kafiye harfi (revî) aynı olduğu İçin esere el-Mahbûkût adı da verilmiştir. Daha sonra bizzat şairin divana ilâve et­tiği kasideler onunla birlikte basıldığı gibi ayrı olarak da yayımlanmıştır|Kahire I283|. Hasan Ahmed et-Tûhî tarafından da neş­redilen 379 eserin adını Brockelmann Dürerü'l-buhûr şeklinde kaydetmek­tedir. 380Eserden bazı seçme­ler G. H. Bernstein tarafından Latince ve Almanca tercümeleriyle birlikte ya­yımlanmıştır. 381

3. Şerhu'l-Kâfiyeti'I-bedfiyye ti *u/û-mi'l-belâğa ve mehâsini'1-bedi.382 Hillî'nin, Bûsîrî'ye nazîre olarak Hz. Peygamber"! çeşitli bedî sanatları ile övmek üzere kaleme alıp el-Kâtiyetü'l-bedîHyye fi'l-medâ'ihi'n-nebeviyye adını verdiği 145 beyitlik kasidesine biz­zat kendisinin yazdığı şerhtir. Mukaddi­mesinden anlaşıldığına göre Hillî'nin bu şerhi yazmaktaki amacı, Kur'an'm i'câzı-nın ve Resûlullah'ın peygamberliğinin da­ha iyi anlaşılmasına yardımcı olmak, Re-sûl-i Ekrem'i övmek ve bedT ilmi konusun­da daha önceki âlimlerin yaptıkları çalış­maları tamamlamaktır. Kasidesini şerhe-derken beyitlerde kullandığı 140 edebî sa­natı tek tek ele alan Hillî, âyetlerden ve eski şiirlerden verdiği örneklerle eserini açıklayarak ona ayrı bir muhteva zengin­liği kazandırmaya çalışmıştır. Hillî şerhin sonunda, kendisinden önce belagat ve bedî' ilimlerine dair yazılmış olan yetmiş eseri müellif adlarıyla birlikte kaydetmek­tedir. Bu kaynaklardan kırkı İbn Ebü'l-İs-ba'ın Tahrîrü't-tohbîr'inm mukaddime­sinde geçmektedir 383 otuzu ise bizzat müellif tarafından tesbit edilmiş­tir. el-Bedî'iyye, Abdülganî en-Nablusî tarafından el-Cevherü 's-senî ti şerhi Be-dî'iyyeti'ş-Şafî adıyla şerhedilmiştir. İlk baskısı Kahire'de yapılan şerhin (1316) son ilmî neşri Nesîb Neşâvî tarafından gerçek­leştirilmiştir (Dımaşk 1403/1983). Belagat âlimleriyle şiir ve edebiyat tenkitçilerinin ilgisini çeken eS-Bedfiyye ve şerhi daha sonra birçok şairi etkilemiş ve aynı tarzda Çeşitli şiirlerin yazılmasına vesile olmuş­tur. 384

4. el-ÂtıIü'l-hâlîve'l-mur(ah)ha-şü'1-ğâlî. Müveşşahtan sonra ortaya çı­kan ve müveşşah gibi besteyle okunan, halk şiiri çeşitleri arasında sayılabilecek olan zecel, mevâliyyâ. kâne ve kân, kümâ türlerine dair ansiklopedik kitapların en önemlisi olarak kabul edilir. Hillî bu eserin­de adı geçen dört şiir çeşidinin doğuşundan, vezinlerinden ve önemli şairlerinden bah­setmekte, şiirlerinden örnekler vermek­tedir. Ayrıca eserde ele alınan şiir türlerin­de edep kurallarına pek riayet edilmedi­ği ve daha çok müstehcenle mizah arası şiirler tercih edildiği için ona bu adı ver­diğini belirtmektedir.

Almanca'ya çevrilerek yayımlanan eser (Lipsiae 1816) Cevdet er-Rİkâbî (Dımaşk 1949), W. Hoenerbach 385 ve Hüseyin Nassârj Ka­hire 1981; Bağdat 1990) tarafından da neşredilmiştir. Eser hakkında E. Wag-ner'in bir değerlendirmesi yayımlanmış­tır.386



5. el-Ağlâtl Alfabetik ola­rak düzenlenmiş bir sözlük olup "sin" harfiyle başlayan eksik bir nüshası mev­cuttur. 387Hillî bu kitabında halkın, şairlerin ve dil­cilerin sözlerinde gördüğü bazı yanlışları Kur'an'a, hadise ve eski şiire dayanarak düzeltmeye çalışmıştır. 388

6. ed-Dürrü'n-netis ti ec-nâsi't-tecnîs. Cinas ve çeşitlerine dair bir risale olup beş varaklık eksik bir nüshası mevcuttur. 389

7. eş-Şayd bi'1-bunduk. Tüfekle avlanmaya dair olan ve divanda da yer alan sekiz ka­sideden ibaret eserin yirmi varaklık bir nüshası bilinmektedir. 390

8. eî-Mesâliş ve'l-me-şânî fi'l-me'âlî ve'I-me'ânî. Hillî'nin el-Melikü'l-Efdal Muhammed'in arzusu üze­rine kendi şiirlerinden seçtiği, her biri iki veya üç beyitlik kıtalardan ibaret yirmi bablık eserin iki nüshası bulunmaktadır.391 Tâhir el-Hımsî, bu eserde olup divanda yer almayan şiirleri Dârü'1-kütübi'z-Zâ-hiriyye nüshasına dayanarak neşret-mistir. 392

9. Dîvânü şafveti'ş-şu'arâ ve hulâşati'l-büleğâ. Adın­dan, çeşitli şairlerin şiirlerinden yapılmış seçmelerden ibaret olduğu anlaşılmak­tadır. 393

10. el-Mızân ti Hlmi'l-edvâi ve'1-evzân. Mûsikiye ve mûsiki aletlerine dair kırk üç varaklık bir eser olup Kahire'de bir nüshası mev­cuttur. 394

11. Mac-rifetü'l-buhûri's-sitte 'aşer.395 Brockelmann'ın'/ddefüeb/zu-ri'ş-şi'r adıyla kaydettiği eser 396 on altı aruz vezniyle ilgili bir çalış­madır.

12. Fâyide ti tevettüdi 'l-enğâm ve tertîbihâ 'ale'l-bü-rûc. Mûsiki makamlarıyla burçlar arasın­daki ilgiden söz etmektedir. 397

13. Kitâb fi'1-evzâni'l-müstahdeşe ke'd-dûbeyt. 398

14. Resâ'il. Hillî'nin mektup veya makâme şeklindeki yazıla­rından ibaret olup nesirdeki ustalığını ve

dili kullanmadaki gücünü bu yazılarda gös­termiştir. Divanla birlikte basılan eserde şu risaleler yer almaktadır:

a) Risâletü'd-dâr 'an (fî) muhâverâti'1-fâr. Mardin'­deki Artuklu Emîri el-Melikü's-Sâlih'e yaz­dığı bir mektuptur. Hillî, burada el-Meli-kü's-Sâlih'İ ve cömertliğini övdükten son­ra Ketile ve Dimne'üe olduğu gibi bazı hayvanları 399 ko­nuşturarak kendisine olan borcunu öde­me hususundaki ihmali yüzünden el-Melikü's-Sâlih'in bir naibini ona şikâyet et­mekte, bu vesileyle kendi hayatını da an­latmaktadır. 400

b) er-Risâletü'l-mühmele. Müellifin, Mem-lüklü hanedanından Muhammed b. Ka-lavun'a veziri Kerîmüddin'i şikâyet et­mek ve Mısır'dan ayrılmak için onun izni­ni istemek üzere 723'te (1323) yazdığı, içinde noktalı harflerin kullanılmadığı bir risaledir,

c) er-Risâletü't-tev'emiyye. Hillî bu risalesini, Hille'den Mardin'e git­tiğinde kendini tanıtıp himayeye lâyık ol­duğunu anlatmak amacıyla 700 (1300-1301) yılında el-MeIİkü'1-Mansûr Necmed-din Gazi'ye yazmıştır. Nesirnazim karışımı olan bu risalesini Hillî, Harirî'nin eİ-Ma-fcâmâ/'ındaki bir şiirinden etkilenerek ya­zılışları aynı olup birbirinden noktalarla ay­rılan kelimelerden (tev'em) meydana ge­tirmiştir,

d) Haîîü'I-manzûm. Müellif, oğlu için kaleme aldığı bu risalesinde, İm-ruülkays'ın Mu'allaka'sınm ilk yedi beytini nesre çevirdikten sonra aynı vezin ve kafiye ile, kısmen de aynı kelimelere yer vererek yeniden nazmetmiştir.401 Hillî'nin ayrıca. Erzen Emîri el-Me-likü'l-Kâhir'in Mardin Artuklu Emîri el-Melikü's-Sâlih Şemseddin'e kardeşinin ölümü sebebiyle gönderdiği taziyeye ceva­ben yazdığı bir mektubu vardır.402

M. İbrahim Huvver, Hillî'nin el-Ağlâtî adlı eserinde, Cevherî'nin eş-Şijfıâ/i'ını tenkit için yazdığı Nüfûzü's-sehm timâ vaka'a li'1-Cevherî mine'î-vetım adlı bir kitabından söz ettiğini, ancak böyle bir esere henüz rastlanmadığını belirttik­ten sonra Selâhaddin es-Safedî'nin aynı adı taşıyan bir eserinifl bulunduğunu ifa­de ederek 403 Safedî'nin kitabın adıyla birlikte muhte­vasını da Hillî'den almış olabileceğini söy­lemektedir.404

Hillî'nin hayatı, eserleri ve şiirleri hak­kında Cevâd Ahmed Alveş Şi'ru Şafiy-yiddîn el-Hillî (Bağdat 1379/1959), Yâsîn el-Eyyûbî Şatiyyüddîn el-Hillî (Beyrut 1971), Mahmûd Rızk Selîm Şatiyyüddîn el-Hiîlî (Kahire 1980), Friedrich Rückert Şaîi al-Din al-Hıllî Abd al-Aziz ibn Saraya (Wiesbaden 1988), Muhammed İbrahim Huvver Şafiyyüddîn el-Hillî: hayâtühû ve âşâruhû ve şfruh (Bey­rut 1410/1990) ve Mîhâîl Edîb Şaliyyüd-dîn el-Hillî: hayâtühû, âşâruhû, di-râsetü üslûbih (Halep 1994, 1995) adlı eserleri kaleme almışlardır.

Bibliyografya :

Safiyyüddin el-Hillî. Dîvân, Beyrut 1382/1962; a.mlf.. Şerhu't-Kâflyeü'S-bedî'iyye (nşr Nesîb Neşâvî), Dımaşk 1403/1983, neşrederin mu­kaddimesi, s. 5-30; İbn Ebü'l-İsba'. Tahrlrü't-tahbtr/î Hlmi't-bedi' (nşr HıfriîM. Şerefi, Kahi­re 1383/1963, neşredenin mukaddimesi, s. 83-96; Kütübî, Feüâtü't-Vefeyât, 11, 335-350; İbn Hacer, ed-Dürerü'l-kâmine (nşr. M. Seyyid Câ-delhak), Kahire 1966, 11,479-481; İbn Tağrîber-dî. en-Nücûmü'z-zâhire, X, 238-239; Ahmed el-İskenderî - Mustafa İnânî. el-Vasît fi'l-ede-bi'I-cArabî ve târihin. Kahire 1335/1916, s. 312-314; C. Zeydân, Âdâb (Dayf), İM, 139-140; Brockelmann, GAL, II, 159, 160, 205-206; Suppl., II, 199-200; Abdülhüseyin Ahmed el-Emînî, el-Ğadîrfı'l-Kİtâb ue's-Sünne, Tahran 3366, VI, 42-55; Kehhâle. Mtı'cemü't-mü'et-tiftn, V, 247; Ziriklî. el-A'fâm, IV, 141; Ronart. CEAC, s. 215; Mârûn Abbûd. Edebü'i-'Arab, Beyrut 1960, s. 357-358; ŞevM Dayf, Târthu'l-edeb, III, 772-777; V, 355-359; Yâsîn el-Eyyûbî, Şafiyyüddîn el-Hitiî, Beyrut 197 î; A. Shiloah. The Theory ofMusic in Arabic Writings, Mün-chen 1979, s. 307-308; Mahmûd Rızk Selîm. SafıyyCıddİn el-HiUî, Kahire 1980; Hasan es-Sadr. Te'sîsü'ş-Şt% Beyrut 1401/1981, s. 172-175, 227-229; Cevdet er-Rikâbî. et-Edebü't-'Arabİ, Dımaşk 1403/1983, s. 220-247; Ali Necîb Atvî, Târihu'l-âdâbİ'l-'Arabiyye, Beyrut 1985, s, 207-2 îî; Ahmed Hasan ez-Zeyyât. 7a-rthu'l-edebi'l-'Arabİ| baskı yeri ve tarihi yok], s. 405-406; Ömer Mûsâ Bâşâ. Târîhu'l-edebi'l-'Arabî, Beyrut 1409/1989, s. 275-341; M. İbra­him Huvver. Şafiyyüddtn el-Hillî: hayâtühû ve âşâruhû ueşi'ruh, Beyrut 1410/1990; Sâ-lihiyye, et-Muccemü'ş-şâmii, III, 425-426; M. Kürd Ali, "Risaletân li-Şafiyyiddîn el-Hİllî", MMİADm., IV (1924), s. 210-220; Ahmed el-İskenderî, "Şafiyyüddîn el-Hillî", a.e., XII/3-4 (1932), s. 243-251; X1I/ 5-6, s. 292-298; R. B. Serjeant. "Şafiyyaddin Hilli", BSOAS,XX\ (I958|, s. 406-407; E. VVagner. "Die Vulgârara-bischen Gedichte des Safi ad-Din Hilli in Sei-nem Kitâb al-'ÂtiI", /s/.,XXXVl/l-2 (1961), s. 78-98; İbrahim es-Sâmerrâî, "Luğatü'z-zecel fî Kİ-tâbi'İ-'Âtıli'l-hâlî ve'1-murahhaşi'l-gâlî li-Şa­fiyyiddîn el-Hillî", el-Menâhil,XXI, Rabat 1981, s. 287-295; a.mlf.. "Şerhul-Kâfiyeti'l-bedriy-ye fî cilmi"l-belâğa li'1-Hİllî", 'Âlemü'l-kütüb, Vll/l,Riyad 1986, s. 71-78; Ahmed Matlûb. "Şerhu'l-Kâfıyeti'I-bednyye". MMİtr., XXXVMI/ 1 (1407/1987), s. 306-314; Tâhir el-Hımsî, "Min Dîvâni'l-Meşâliş ve'1-meşânî fi'1-me'âlî ve'l-mecânî", MMMA (Kahire), XXXVU1/1 -2 11414-15/1994], s. 109-127;CI. Huart. "Hillî", M, V/l, s. 487; W. P. Heinrichs. "Safi al-Din", E/2(ing.]. Vlll, 801-805.




Yüklə 1,69 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   38




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə