Bugün insanlık adı altında topladığımız değerlerin
kaynaklarından biri de Platon'un Devlet'idir. Doğu'da ve
Batı'da Hıristiyanlık ve Müslümanlıktan önce kutsal
değilse bile, en önemli kitap Devlet idi. Kaldı ki, ilk
Hıristiyan ve Müslüman aydınları kendi din felsefelerini
bu kitabın değişik yorumları üstüne kurdular. İdea
kuramı, ki Platon'un hiç de kestiremeyeceği mistik ve
metafizik dünya görüşlerine döküldü, en açık anlatılışı
ile bu kitaptadır. Hıristiyan'ın da Müslüman'ın da gerçek
ötesi ve dünya zindanı 7. kitaptaki mağara
benzetmesine bağlanabilir. Hüsn-ü mutlak, Hayr-i ulâ,
fevk-at-tabia, ilkeler ilkesi, tek Tanrı kavramları,
Platon'dan
gelme
olduğu
gibi,
Descartes'ın:
“Düşünüyorum, öyleyse varım” sözü Platon'un Devlet'te
düşünülen, kavranan dünyayı, görülen dünyadan daha
gerçek sayarken söylediklerinin bir özeti gibidir.
Platon'un dinlere yiyecek olmuş yönü bir yana, bugüne
kadar ortaya atılmış bütün Devlet kuramlarının,
Komünizm ve Nazizm de içinde bütün toplum
düzenlerinin Devlet’te ip uçları, hatta kaynakları
bulunabilir. Rönesans'tan bu yana politika alanında ne
düşünülmüşse, Devlet'te çekirdek olarak vardır. Hele
J.J.
Rousseau'nun
devlet
ve
eğitim
üstüne
düşündüklerini bu okuyacağınız kitapta daha da açık
olarak görürsünüz. Devlet insanlığın iliklerine işlemiş bir
kitaptır. Böyle iken, ne tuhaftır, en az okunan kitaplardan
biri de Devlet'tir. Biz, bu kitabı çevirenler bile, birçok
sahifelerde yepyeni şeylerle karşılaştık ve Devlet'i
gerçekten okuyup okumadığımızı birbirimize sorduk.
Devlet, okunmuş olsa bile, sık sık yeniden okunmaya
değer, dünya gibi hep yeniden anlaşılmak isteyen bir
kitaptır.
Dostları ilə paylaş: