P. S. The cat is still alive



Yüklə 13,54 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə32/35
tarix19.07.2018
ölçüsü13,54 Mb.
#56884
1   ...   27   28   29   30   31   32   33   34   35

B

82

47. EUCEN (AVRUPA ÜNİVERSİTELERİ SÜREKLİ 



EĞİTİM AĞI) KONFERANSI

3-5 Haziran 2015 tarihleri 

arasında gerçekleşecek 

EUCEN konferansına 

BÜYEM ev sahipliği yapıyor 

ve bu yılki konferansın 

teması Yükseköğrenim ile 

Mesleki Eğitim Arasında 

Köprüler Kurmak: Eğitimde 

Çeşitlilik. Etkinlik ile 

ilgili detayları ve eğitimde 

çeşitlilik, yaşamboyu eğitim, 

yükseköğretim ile mesleki 

eğitimin birleştirilmesi gibi 

kavramları BÜYEM Müdürü 

Sayın Dr. Tamer Atabarut ‘88 

ile konuştuk. 

Avrupa Üniversiteleri Sürekli 

Eğitim Ağı ve Boğaziçi 

Üniversitesi'nin bu ağ 

içerisindeki yerinden bahseder 

misiniz?

Avrupa Üniversiteleri Sürekli Eğitim 

Ağı (EUCEN),1991 yılında Belçika’da 

kurulmuş olan uluslararası, kâr 

amacı gütmeyen bir sivil toplum 

kuruluşudur.

EUCEN 35 farklı ülkeden üniversite 

ve ulusal ağ olarak 183 üyesi 

bulunan, Avrupa’nın en geniş 

kapsamlı üniversiteler yaşamboyu 

eğitim merkezleri birliğidir.

EUCEN Avrupa genelinde 

üniversiteler eliyle yaşamboyu 

eğitim faaliyetleriyle ilgili bilgi ve 

politikalarının gelişimini teşvik 

etmek ve yaygınlaştırılmasını 

sağlayarak öğrenme yöntemlerinde 

ilerleme sağlamayı hedeflemektedir. 

Bu yolla EUCEN hem topluma 

hem de kurumlara ekonomik ve 

kültürel anlamda önemli katkılarda 

bulunacağı görüşündedir.

Türkiye’den toplam 12 üniversitenin 

üye olduğu EUCEN’e Boğaziçi 

Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim 

Merkezi 2012 senesinde üye 

olmuştur. Üye olduktan bir sene 

sonra BÜYEM, EUCEN yürütme 

kurulu üyeliğine seçilmiş ve birlik 

içinde politikaların belirlendiği 

bu kurulun Türkiye içerisinden 

seçilmiş ilk merkezi olma ayrıcalığını 

kazanmıştır. BÜYEM bu yıl 45.si 

düzenlenen EUCEN Genel Kurulu'na 

ev sahipliği yapacaktır. Toplantı 

3-5 Haziran 2015 tarihleri arasında 

Boğaziçi Üniversitesi Güney 

Kampus’ta yapılacaktır.



"Eğitimde Çeşitlilik" kavramını 

nasıl tanımlarsınız? Bu 

bağlamda konferansın içeriği 

ne olacak?

Günümüzde çağın ihtiyaçları 

doğrultusunda öğrenme süreçleri 

değişmektedir. Hayatboyu öğrenme; 

örgün, yaygın ve serbest öğrenme 

olarak her türlü eğitim ve öğretimi 

kapsamaktadır.

Eğitim türlerinde çeşitliliği 

yakalayabilmek için üniversiteler de 

yeni öğretim şekilleri uygulamaya 

başlamıştır; bunlar pedagojik 

gelişmeler (örneğin problem 

çözme, vaka incelemesi, tersine 

öğrenme) ve teknolojik gelişmeler 

(örneğin, e-öğrenme, uzaktan 

eğitim) olarak ortaya çıkmaktadır. 

Ayrıca üniversiteler, yetişkin 

öğrencilerin geçmişteki eğitim ve 

deneyimlerini de dikkate almaktadır. 

Eğitimdeki gelişmelerin yanı sıra, 

bireysel yaklaşımlar ve öncelikler 

de değişmektedir. Bireyler, hem 

eğitim sistemi hem de eğitim 

formasyonları arasında geçişlerde 

daha esnek olunmasını istemektedir. 

Ayrıca araştırmalar göstermiştir 

ki, yetişkinler için yeni eğitim 

yöntemlerine veya öğrenmeyi 

kolaylaştıracak yöntemlere ihtiyaç 

vardır. 


Yaşamboyu eğitim bu 

öğrenme türlerini nasıl 

hayata geçirmektedir? Eğitim 

kurumları bunlara nasıl yanıt 

verebilir?

Yaşamboyu eğitim, felsefe olarak 

katılımcıların yaşlarından bağımsız 

öğretime odaklanan bir yapıda 

ve disiplinlerarası geçişlerin 

sağlanabildiği programları içeren 

toplumun ilgi alanlarını da dikkate 

alarak planlanan ve kurgulanan bir 

anlayışıdır. Bu anlayışla, yaşamboyu 

eğitim hizmeti veren kurumlar 

sadece bireylere değil, ihtiyacı 

olan özel ve kamu kurum ve 

kuruluşlarına da hitap etmektedirler. 

Mevcut eğitim kurumları kanımızca 

orta vadede var olan yapılarını, 

yukarıda ifade etmeye çalıştığımız 

özellikleri ihtiva edecek yaşamboyu 

öğrenim felsefesine uygun hale 

dönüştürmek zorunda kalacaklardır. 

Aksi halde modern toplumun ve 

bağlı birey ve kurumların talep ve 

isteklerine cevap vermede yetersiz 

kalacaklardır. 

Eğitimde mesleki eğitim 

ile yükseköğretimin 

birleştirilmesinin ele alınacağı 

konferansa kimler katılacak ve 

etkileri neler olacak?

 

Yükseköğrenim alanında mesleki 



eğitim bağlamında dünyada 

yaşanan son gelişmelerin 

irdeleneceği, yeni yöntem 

ve eylemlerin tartışılacağı üç 

gün sürecek bu konferans, 

yükseköğrenim alanında Avrupa 



Yasemin Dut ‘10


B

83

Birliği ülkeleri üniversiteleri ve 



bağlı kurumlar nezdinde ülkemizin 

yükseköğrenim standartlarının 

tanıtılması, paylaşımı, mesleki 

eğitim çalışmalarının ve çeşitliliğinin 

uluslararası toplum tarafından 

bilinirliğinin artırılması için önemli 

ve büyük bir fırsat yaratmaktadır. 

47. Avrupa Sürekli Eğitim Ağı 

Genel Kurulu ve Konferansı ilk defa 

ülkemizde düzenlenecektir. AB 

Konseyi, AB Türkiye Delegasyonu, 

Avrupa Mesleki ve Teknik Eğitim 

Birliği, ABD’den Harvard, Michigan 

ve Indiana Üniversiteleri ile değişik 

Avrupa ülkeleri üniversitelerinden 

geniş çaplı katılım beklenmektedir. 

47. Avrupa Üniversiteleri Sürekli 

Eğitim Ağı Genel Kurulu ve 

Konferansı ülkemizin karar vericiler 

nezdinde ve entelektüel seviyede 

bilinirliğini artıracaktır. 

Konferans süresince ve konferans 

sonrasında katılımcılar tarafından 

küresel bağlamda yapılacak 

sosyal paylaşımlar ile etkinlikler 

ve sonuçları 30’a yakın ülkeden 

katılanlarla dünya çapında geniş 

kitleler ile paylaşılmış olacaktır. 

Ayrıca karar vericilerin ve akademik 

dünyadan katılımcıların olumlu 

deneyimlerini öğrencileri, 

meslektaşları, gazeteciler gibi 

değişik paydaşlarla paylaşması 

ülkemizin tanıtımı için çarpan etkisi 

yaratacaktır.

Bunun toplumun hem ekonomik 

hem de sosyal kalkınmasına 

hangi noktalarda katkıda 

bulunacağını düşünüyorsunuz?

Konferansın ana teması olan 

mesleki eğitim ile yükseköğretimin 

birleştirilmesi konusu aslında tüm 

toplumların ortak problemlerinden 

bir tanesi. Gelişmiş toplumlar 

incelendiğinde; mesleki eğitim, 

kariyer yönlendirme, toplumun 

ihtiyacı olan alanlarda kalifiye 

eleman istihdam edilmesini 

sağlayacak eğitim politikalarını 

daha aktif ve planlı bir şekilde 

yürüttükleri görülmekte; ancak 

bu planlama konusunda henüz 

istenilen noktalara ulaşamadıkları 

yapılan iç değerlendirmelerinde 

vurgulanmaktadır. Keza ülkemiz 

açısından değerlendirildiğinde, 

kırsal kesimde yerleşik olan 

nüfusun zaman içerisinde tarımsal 

faaliyetlerden elde ettikleri gelirlerin 

oldukça azalmasının bir sonucu 

olarak kentlere doğru nüfus 

hareketlerinin yoğunlaştığını ve 

buna bağlı olarak da kentlerde 

yaşayan insanların istihdamının 

da bu paralelde arttığını 

gözlemliyoruz. Bu ihtiyaçlara 

bağlı olarak da ülkemizde mesleki 

eğitim denildiğinde ilk akla gelen 

kurumlar olan üniversitelerin 

yaygınlaşması kaçınılmaz bir sonuç 

olmuştur. Türkiye, şu anda mevcut 

her ilinde en az bir üniversiteye 

sahip bir ülkedir. Pekiyi, bu işsizlik 

sorununa, istihdamın kalifiye 

elemanlar ile sağlanmasına veya 

toplumun ihtiyacına yönelik iş 

alanlarında yetişmiş işgücünün 

sağlanmasına olanak vermiş 

midir? Sanırım hepimizin ortak 

cevabı belli. İşte yukarıda da işaret 

etmeye çalıştığımız defakto bir 

durum ile karşı karşıya kalmaktayız. 

Salt eğitim kurumu açmak ve 

herkesi bir alanda meslek sahibi 

yapacak kurumların olması da 

yetmemektedir. Bu alanda en önemli 

konu gelecek planlamasına bağlıdır. 

Toplumunda 5-10-20 yıllık planlarla 

ihtiyaç duyulacak alanlarda kalifiye 

eleman yetiştirmek önemlidir. Bu 

planlamaya bağlı mesleki alanlara 

ve eğitim programlarına (beceri 

kazandırma, uzmanlık gibi) ağırlık 

verilmesi toplumun en önemli 

sorunlarından olan genç işsizliğinin 

önlenmesi için atılacak çok önemli 

bir adım olacaktır.

Dr. Tamer Atabarut



Yüklə 13,54 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   27   28   29   30   31   32   33   34   35




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə