Osmanlı devletinde islahat hareketleri ve bati medeniyetine giRİş gayretleri (1700-1839)



Yüklə 1,29 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə8/8
tarix08.09.2018
ölçüsü1,29 Mb.
#67105
1   2   3   4   5   6   7   8

188

MEHMET KARAGÖZ

ıslahatı gerçekleştirmek düşüncesindedir. Ordu daha savaş meydan-

larından dönmeden İstanbul'da topladığı üç "meşveret meclisi"nde

devrin alim ve münevver insanlarına devletin durumu hakkında la-

yihalar vermelerini istemiştir. Padişaha takdim edilen layihalar 22

tanedir.

Layihalar da aşağı yukan ortak birçok konulann tespit

edilmiş olduğunu görmek mümkündür: Ordunun nasıl düzene ko-

nulacağı, ordunun yevmiye meselesinin nasıl halledileceği, askeri

müesseselerin tanziminin nasılolacağıdır.

ill. Selim'in ıslahat hareketlerini hazırlarken, birçok devlet ada-

mından layiha istemesinin sebeplerini tecrübelere bağlamak lazım-

dır. Kendinden önceki padişahlardan bazılan, ıslahat düşünce ve

hareketlerinde başarılı olamamışlardır ki bunun sebeplerinden biri,

ıslahat fikrini ulema ve devlet ricalinden saklamasıdır. Diğer taraf-

tan kendinden önceki padişahların hiçbirine nasip olmayan bir fark-

lılık vardır. Artık devlet ricali ve ulemadan birçok kişi ıslahat fikri-

ne ve garplılaşmaya sıcak bakmaktadır.

ill. Selim'in ıslahatçılığı bazı kişilerce farklı değerlendirilmek-

tedir. Padişahın XVII. ve

xvm.


asır Avrupa'sında olduğu gibi hü-

kümdara


sadık ve muassır teknikle mücehhez

bir ordu kurmak

ve onun vasıtasıyla memlekete mutlak bir nüfuz temin ederek tasar-

ladığı siyasi ve içtimai düzeni kurmak, tedbirlerini tatbik etmek is-

tiyor denilmektedirM. ill. Selim, milletini Avrupalı düsturlara alış-

tırmaya çalışıyorsa da, fikir ve kanaatlere topyekün bir inkılap

yapabilecek, bir cemiyeti yenileştirmek isteyen mutlak bir hüküm-

darın muhtaç olduğu irade ve enerjiye sahip olduğu şüphelidir di-

yenler de vardıt6

5•

Ne var LGill. Selim'in içinde bulunduğu şartların



XVill. asırdaki padişahlann hepsinden farklı olduğu unutulmamalı-

dır. Osmanlı Devletinde çalışmış Fransız subaylarından olan Jouc-

hereax De Saint Denys'e göre ise; "XIX. asnn başlangıcında ill. Se-

lim, cüretkar bir ıslahat projesi hazırladı. Bu proje, yeniçerilerin

kaldınlmasını,

ulema nüfuzunun kınlmasını, fetvalar ile padişahın

teşri salahiyetini taksim eden, devleti Avrupa medeniyetine "ortak

etmek çalışmasındadır" demektedi~.

Burada bir konu hakkındaki kanaatimizi belirtmek istiyoruz.

ill. Selim'in ıslahat fikrini devrin ilim adamlarıyla meşveret etmesi,

iki temel düşünceden kaynaklanmış olabilir. çünkü, III. Selim'e ka-

64. Tanpınar, a.g.e., s. 55.

65. Tanpınar, a.g.e., s. 62.

66. Karaı, Selim III Hattı Hümayunlan,

s. 29.



OSMANLı

DEVLETINDE

ISLAHA T HAREKETLER!

189


dar Osmanlı Devleti'nde ıslahat fıkirleri alenen hiç tartışılmamıştır.

Birinci sebep, lll. Selim'e gelindiğinde ıslahat fıkrine taraftarların

çoğalması, ikincisi ise, lll. Selim'in çok ümitler beslediği Fran-

sa'nın Osmanlı Devleti'ne karşı ikili tutumudur. Bu İkinci sebebin

m.

Selim üzerinde daha etkili olduğu kanaatindeyiz. Ayrıca, Fran-



sa'nın 180 I'de Mısır'ı işgal etmesi herhalde

m.

Selim'i daha da de-



rinden etkilemiş olmalıdw?

m.

Selim, Ebubekir Ratıp Efendi vasıtasıyla tanımaya çalıştığı



Avusturya müesseselerinin benzeri çalışmaları yapmak düşüncesin-

dedir. Bu sefaretnameyi değerlendiren Kral, elçinin padişaha sun-

duğu esasları şöyle sıralamıştır:

1- Askerin çok düzenli ve itaatli olması

2- Hazinenin bereketli, tertipli ve daima dolu olması,

3- -Vezirler ve saİf büyük devlet adamları ve memurların doğ-

ru, işbilir ve sadık kimseler olması,

4- Halkın huzuru, refahı ve himayesi temin edilmiş olması,

5- Bu cihetler sağlandıktan sonra bazı devletlerle ittifak ve yar-

dım antlaşmalarının yapılması gibi.

Bunlardan anlaşılacağı üzere hadiselerin merkezini askerin ıs-

lahatı oluşturmaktadır. Kanuni devrindeki ihtişamın kaynağı, kanun

ve nizamlara uymaktır. Daha sonraları bu hassasiyet kaybolmuştur.

Osmanlı Devleti ile Avrupa arasında bazı mukayeselerin de yapıl-

mış olması ve Avrupa askerlik tarihi hakkında da bilgi verilmiştİf68.

ııı.


Selim devrinin en mühim meselesi layihaların hazırlatılma-

sıdır. Layihalar tarih vesikalarında yayınlanmıştır. Layihalarda ya-

zılan konuları şöyle kısaca özetlemek mümkündür: İslahat hareket-

lerini askerlik alanı meydana getirir. Kara ve deniz askerlerinin

ıslah edilmesi istenmiştir. Mevcut ordu ıslah edilirken askerin top-

lanması dahil iyi bir disiplin verilmesine kadar hemen her şey tefer-

ruatına kadar yazılmıştır. Askere alınan kişilerin kanunlara uygun

alınması, uygun şartları olmayanların ordudan atılması teklif edil-

miştir. Askerlerin eğitilmesinde subayların önemli rolü olduğu için

subayların iyi eğitilmiş ve kabiliyetli kişilerden meydana getirilme-

si istenmiştir. XVIll. asrın başından bu yana kurulan bütün askeri

sınıfların geliştirilmesi ve asker sayılarının artırılmasıdır. Ordunun

67. Hadi Hairi, a.g.e., s. 78-81.

68. Karaı, Selim III Hattı Hümayunları, s. 32-33; Gökbilgin, a.g.m.,

tA

IX, s. 3 ıo.




190

MEHMET KARAGÖZ

Avrupai biçimde eğitilmesini ve Avrupai silaWarın kullanılmasını,

öğretilmesini savunanlar tamamen yeni tanzim edilecek bir ordu-

nun kurulmasını istemektedirler. Yeni ordu tanzimini isteyen kişi-

ler eğitiminden silahlarına kadar hatta sayılarının ve toplatılmasının

şartlarının bile yeniden tespit edilmesini isterler. Ordunun eğitimini

Avrupalı subayların yaptırmasını tavsiye etmişlerdir. Devletin mali,

idari, siyasi ve ilmiye hayatıyla ilgili teferruatlı bilgiler veren, III.

Selim'in hazırlattığı layihalar hakkında çeşitli eserlerde değerlendir-

meler yapılmıştır6

9•

III. Selim'in yapmak istediği ıslahatların programını bütün te-



ferruatıyla yazan Yayla imamı Risalesi layihalar arasında mahiyeti

itibariyle en önemli olanıdır. Risalede, ıslahatın esaslannın 72 mad-

de olduğu belirtilmektedir.

Bu risalede anlaşılacağı üzere ıslahatların temel hareket nokta-

sını askeri ocaklar meydana getirmişlerdir:

1- Mevcut askeri ocakların ıslahı,

2- Avrupa usulünde asker yetiştirilmesi, nizam-ı cedidin kurul-

ması,


3- Askeri teknik müesseselerinin ıslahı. Görüleceği gibi layiha-

lar uygulama alanına konulmuştur.

Budevirde,

mevcut askeri ocakların ıslahıyla ilgili, Humbara-

cı, lağımcı, topçu sınıflarının birçok yeniliklerle ıslahına çalışılmış-

tır. Bu ocaklarda askerlerin her aileden nasıl toplatılacağı belirtil-

miştir. Askerlerin eğitilmeleri ve esasları belirlenmiştir.

Eğitimi


yürütmek üzere Avrupa'dan subaylar getirtilmiştir. Eğitimlerde teo-

ri ve pratik beraber yapilmış, disiplin ön planda tutulmuştur. Asker-

lere okutulan derslerin matematik ve hesaplama ağırlıklı olması

önemlidir. Daha önceleri de tartışılmış olan askerin yevmiye mese-

lesi halledilmeye çalışılmış asker ve üstlerine verilecek maaşları

tespit edilmiştir

70•

Bu arada mevcut askeri ocaklarda da ıslahatlara



devam edilmiştir.

Şüphesiz,

m.

Selim devrinin en önemli hadisesi Nizam-ı Cedid



ocağının kurulmasıdır. Padişah, önceleri gizli tuttuğu ocağı yeteri

kadar müsait zemini kolladıktan sonra bu ocağı ortaya çıkarmıştır.

69. Bakınız Cevdet Paşa, Tarihi Cevdet III, s. 1409-1412; Karaı, Selim III Hattı Hü-

mayunlan, s. 35-41; Yusuf Ak:çura, Osmanlı Devletinin Dağılma Devri, s. 40-43.

70. Karaı, a.g.e., s. 43-49.



OSMANLı DEVLETİNDE

ISLAHAT HAREKETLERİ

191

XIX. asnn başlannda, Osmanlı Devleti'nde yeniçerilik bir ordu ol-



maktan çok bir esnaf topluluğuna dönüşmüştür. Yalnız, her şeye

rağmen ıslahatlar sırasında Yeniçeri Ocağı göz ardı edilmemiştir.

Bu ocağın da rahatsız edilmeden yapılan çalışmalarda orduyu mey-

dana getirecek askerlerinden subayına kadar hassasiyetle seçilmiş-

tir. Ordunun meydana getirilmesine lazım olan para "irad-ı eedid"

adı verilen bir hazineden karşılanmıştır. Hazine gelirleri "eski ka-

dastra düzenlemelerinden

ve yeteneksiz tımar sahiplerinden alınan

tımarlardan başkalanna verilmesiyle sağlanmıştır

71•


Padişahın mev-

cut askeri müesseselerin

yenilenmesinde

de çalışmalar yaptığını

tespit edebiliyoruz. Bu yenileme faaliyetlerinde başta Fransa olmak

üzere Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden ehliyetli kişiler getirtilmiştir

ve müesseseler zamana uygun hale getirilmeye çalışılmıştırn.

m.

Selim, kendi zamanında yaptığı ıslahatlan bilfiil takip etmiş, ilgi-



lenmiştir. Tebdil-i kıyafetle gidip gezdiği ve eksiklikleri gördüğü

noktalarda devletin yetkililerini uyarmış ve ikaz etmiştir. Hattı hü-

mayunlarında rastladığımız ifadeler bunlan göstermektedir.

m.

Selim, kendine kadar gelen padişahlardan daha çaplı ısla-



hatlar yapmıştır. Islahatlar, askerlik alanının dışına çıkmış; idari, si-

yasi, mali ve özellikle diplomasi alanına yayılmıştır. Tarihimizde

ilk defa

kurulan


daimi elçilikler vasıtasıyla hem ülke dışındaki

gelişmeler

yakından

takip


edilmiş, hem de devletin menfaatleri

zamanında yapılan müdahalelerle daha iyi korunmuştur. Sömürge

çağı

da denilen XIX. asırda elçilerin ülkelerinin menfaatleri için



neler yaptığını hatırlarsak ne kadar geç kaldığımız anlaşılır.

m.

Se-



lim devrinin ıslahat hareketlerinde Avrupa usullerinin ağırlıkla ken-

dini hissettirdiği unutulmamalıdır.

Garplılaşma daha da hızlanmış-

tır


73•

Yapılan bütün ıslahatlann

istenilen maksada ulaşamamasında

III. Selim'in yumuşak huylu oluşu kan döktürmemek gayretleri ve

yabancı oyunlar etkili olmuştur. Hele Kabakçı Mustafa isyanından

az evvel Nizam-ı Cedid askerlerini dağıtmış olması büyük bir yan-

lış olduğu .kabul edilir. Bu geri adımlara rağmen isyanın önü alına-

mamıştır. Isyan olayı sadece ıslahatlarda geriye dönüşe değil padi-

şahın hayatına da mal olmuştur. Ayaklanmanın sebepleri olarak bir

kısım sebepler söylenmektedir.

Bunlardan bazılannı

şöyle sırala-

,mak mümkündür:

71. Karal, a.g.e., s. 65; Shaw, a.g.e., s. 354.

72. Karal, a.g.e., s. 59-71.

73. Karaı, a.g.e., s. 95-186.




192

MEHMET KARAGÖZ

1- Miri toprak gelirlerinin devlet yerine orduya aktarılması,

2- Başkentte iltizamcılık işleri piyasasının doğurduğu yolsuz-

luklar,

3- Umumi hazine ile İrad-ı Cedid Hazinesi arasında karışıklıik:-



lar

74•


Kabakçı

ayaklanmasında

yabancı oyunları da unutmamak la-

zımdır. Fransa

Osmanlı

Devleti erkanına bir başka yabancı de:V~



letten yardım almadan yenilikleri n yapılamayacağı

görüşünü her

zaman işlemeye çalışmıştır. Nitekim isyanın perde arkasında Fran-

sa'nın o yıllardaki İstanbul elçisi Verdinac gelir

75•

Osmanlı Devle ..



tinde Fransız ihtilalinden sonra Fransa'nın izlediği dış politika Os-

manlılar aleyhindedir.

Fransız ihtilalinin fikirleri kadar devletin:

politikası da bu yöndedir

76•

II. Mahmut Devri (1808-1839):

Osmanlı Devletinin tahtına geçirilen II. Mahmut'un ilk işi ken-

disini tahta geçirirken de güç gösterisi yapan "Ayanlık" müessesesi-

dir. Rusçuk ayanı Alemdar Mustafa Paşa tarafından,

m.

Selim'in


öldürülmesi üzerine yenilikçi bir şahsiyet olarak tanınan şehzadtt-

lerden Mahmut tahta geçirilmiştir. Padişah olunca ayanlarla bir an.

laşma yaparak merkezi bir devlet gayreti içinde görülen padişah bu"'

na mecbur da denilebilir. Tarihimize "sened-i ittifak" diye geçen

uzlaşmadan sonra ıslahatlar başlatılabilir. İlk olarak nizam-ı cedide

benzer sekbanı cedid ocağı kurulmuştur. Ocak Alemdarın öldürül-

mesiyle son bulmuştur. Sonra Eşkinci ocağı kurulmuştur. Padişatı

yeniçeriliği ihmal etmemiş ve onları rahatsız etmeden "Kanuni dev"'

ri kanunnameleri"ni

esas alarak bazı ıslah teşebbüslerinde bulun~

muştur. Devletin dış politik hadiseleri Osmanlı Devletine rahat ısla-

hat yapma imkanı vermemiştir. Her yapılan ıslahatın arkasında ya

bir isyan veya bir dış siyasi hadise zuhur etmiş veya ettirilmiştir.

n.

Mahmut'un bu ilk döneminde Balkanlarda başlayan milliyet ayak-



lanmaları ve Osmanlı-Rus savaşları çıkarılmıştır. Devlet bir bela.

dan bir başka belaya sürüklenerek ıslahat için zaman ve zemin

meydana getirilmesine fırsat verilmemiştir. II. Mahmut döneminin

en mühim hadisesi hiç şüphe yoktur ki yeniçeriliğin kaldırılmasıdır.

Devletin kuruluşunda önemli hizmetler yapmış olan ocak, devletin

yıkılmasında da adeta diğer sebeplerle yarışmıştır. 15 Haziran 1826

74. Berkes, a.g.e., s.

ıo5.


75. Berkes, a.g.e., s. 119-125.

76. Akçura, a.g.e., s. 51-100.




OSMANLI DEVLETINDE

ISLAHAT HAREKETLER!

193

yılında yine ayaklanan bu ocağın kaldınlmasında



devlet erkanı ve

ulemanın da taraflığı kazanılmış halkın da gayretleri ocağı söndür-

müştür. Vaka-yı Hayriye diye bilinen hadise tarihimizdeki ıslahat

hareketlerinin dönüm noktasıdır. Bu ordunun yerine "Asakir-i Man-

sure-i Muhammediye"

adıyla yeni bir ordu kurulmuştur. Gerçi za-

man bu ordunun iyi yetişmesine fırsat bırakmadan

yeni belaları

devlete getirmiştir.

1829-1830

Osmanlı-Rus

savaşı bu ordunun

devlete neler yapabileceğine fırsat vermemiştir.

Bütün


bunlara karşılık II. Mahmut'un ıslahat anlayışı ve neti-

celeri daha önceki padişahlarınkinden

farklıdır. 1830'a kadar yapı-

lan ıslahatlar klasik anlayışın devamı iken bu tarihten sonra yapı-

lanlar çok farklıdır. II. Mahmut'a kadar garplılaşma

ıslahatların

esası olmasına rağmen tam manasıyla bir garplı hareket yoktur.

Garplı anlayış alınmış fakat müesseseler alınmamıştır. II. Mahmut

tarafından ise müesseseler alınmış ve garplılaşma daha esaslı te-

mellere dayandınımıştır.

II. Mahmut'un ıslahatlarının bir diğer tarafı da İslam düşünce-

siyle garp arasında diyaloglar kurmaktır. Medeniyetler terkibi deni-

lebilecek bu faaliyetin ne derecede başarılı olduğu hala tartışılıro

Bazı tarihçilere göre, bu terkipler başarılı olmamıştır ve ıslahatlar

şekilde kalmıştır

77•


.

Sultan Mahmut I1'nin yeniçeriliğin kaldınlmasından

sonraki ıs-

lahatlan önceki döneme nazaran daha farklıdır. Bu dönemde garplı-

laşmaya taraftar yetişen devlet adamlarının da rolleri olduğu mu-

hakkaktır. Bu ıslahatçılardan

şunları saymak mümkündür: Pertev

Paşa, Akif Paşa, Halil Rıfat Paşa, Sait Mehmet Paşa, Mustafa Reşit

Paşa, Reşit Mehmet Paşa, Mehmet Emin Rauf Paşadır. Bu reform-

cularla beraber padişahın ıslahat alanları ve ıslahatları da şunlardır.



Eğitim: Osmanlı Devleti'nde ulemanın etkisinde bulunan klasik

eğitimin yanında laik esaslı kabul edilen eğitimin verilebilmesi

devletin gayesidir. Buna dayanarak mevcut müesseselere dokunul-

madan yeni okullar açılmıştır. Bu eğitimin esaslarından birincisi

yabancı dil bilen insan yetiştirmek ve bu insanların gayretleriyle

batı dillerinden eserleri dilimize aktarmaktır. Laik eğitim anlayışı

Tanzimat'ta

daha da gelişecektir

78•

Bu maksatlarla açılan okullar;



Mekteb-i

Ulum-ı Harbiye, Mekteb-i Şahane-i Tıbbiye, Mızıka-ı

77. Karaı, a.g.e.

v,

s. 143-144.



78. Shaw, a.g.e., s. 79.


194

MEHMET KARAGÖZ

Hümayun, Mekteb-i Maarif-i Edebiye, Mekteb-i Maarifi Adliye ve

bunlara ilaveten Mühendishanelerle teknik okullardır

79•

Merkez

Yönetimi: Divan-ı Hümayun

yerine vekiller heyeti

meydana getirilmiştir; Mülkiye, Dahiliye, Hariciye, Adliye, Mali-

ye, Ticaret nazırlıklarıdır. Bunlara Mec1is-i Vala-yı Ahkam-ı Adli-

ye, Dar-ı Şura-yı Bab-ı Ali, Dar-ı Şura-yı Askeri-ye'yi eklemek la-

zımdır


80•

Düzenli nüfus sayımı ve mülk yazımı sistemi düzenlenmiştir.

Osmanlı Devletinin kuruluşundan beri var olan tımar sistemi kaldı-

rılmıştırs

ı.

İlk


gazetecilik olarak kabul edilen Takvim-i Vekayi çıkarıl-

mıştır. Böylece ulaşım ve haberleşmede yeni bir dönem başlamış-

tır.

Saray: Avrupa'nın sosyal adetleri benimsenmiş Avrupa proto-

kolü geçerli olmaya başlamıştır. Padişah kadınlara hürmet edecek

kadar ileri gitmiştir. Padişahın resimleri duvarlara asılmıştır

82•


Tarihinde II. Mahmut'un ıslahatları yalnız batıya karşı yeni bir

hayranlık ve şuurlanma değil, Batı'ya karşı ayakta durabilme gay-

retleridir

83•


Gelecek devirlerin yenilik fIkirlerinin taraftarlarını ye-

tiştirecek okullarının açılması en önemli ıslahat olarak kabul edile-

bilir.

Osmanlı Devleti'nin Karlofça antlaşmasından sonra ortaya çi-



kan durumunu düzeltmek ve tanzim etmek maksadıyla açılan ısla-

hat


dönemi neticede devleti içine düştüğü durumdan kurtarama-

mıştır. Devletin eski gücüne kavuşturulması

gayesiyle başlatılan

girişimler, Osmanlı Devletinin Tanzimatı ilanıyla doruk noktaya

ulaşmıştır. Fakat neticede Osmanlı Devleti yıkılmıştır. Tarihi mu-

hasebesi yapılan hadiselerde iyi yapılmayan tenkit veya tenkitler

neticesiz kalmak mecburiyetindedirler.

Bu gün Osmanlının varisi

olarak Anadolu topraklarında bir Türkiye Cumhuriyeti devleti bu-

lunmaktadır. Ancak intikal etmesi gereken mirasveya intikal eden

varisler ayrı ayrı tahlil edilmelidir kanaatini taşımaktayız.

79. Shaw, a.g.e., s. 78; Lewis, a.g.e., s. 85.

80. Shaw, a.g.e., s. 66-68.

8ı. Lewis, a.g.e., s. 91; Shaw, a.g.e., s. 70.

82. Lewis, a.g.e., s. 103; Turhan, a.g.e., s. 231-232.

83. Shaw, a.g.e., s. 79.



Document Outline

  • 00000001
  • 00000002
  • 00000003
  • 00000004
  • 00000005
  • 00000006
  • 00000007
  • 00000008
  • 00000009
  • 00000010
  • 00000011
  • 00000012
  • 00000013
  • 00000014
  • 00000015
  • 00000016
  • 00000017
  • 00000018
  • 00000019
  • 00000020
  • 00000021
  • 00000022

Yüklə 1,29 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə