Microsoft Word broca'nin beyn\335- carl sagan 05 02 2014. doc



Yüklə 307,73 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə8/10
tarix17.04.2018
ölçüsü307,73 Kb.
#38962
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10

 

15 


www.ozetkitap.com 

 

 



hiç farkında olmadan gezegen araştırmalarının altın çağına girdik, bu açık bir gerçek.  nsanlık 

tarihindeki  birçok  benzer  vakada  olduğu  gibi  keşifler  yoluyla  ufuklar  açılması,  beraberinde 

kültürel ve sanatsal açılımları getirecektir. 

 

GELECEK 

B RAZ DAHA HIZLI YÜRÜR MÜSÜN? 

“Biraz daha hızlı yürür müsün?” dedi mezgit salyangoza. 

“Hemen peşimizde bir domuzbalığı var ve kuyruğuma basıyor.” 

LEV S CARROLL-Alice Harikalar Diyarında 

NSANLIK TAR H N N büyük bir bölümü boyunca bacaklarımız bizi ne kadar hızlı 

götürebiliyorsa  o  hızla  hareket  edebildik;  uzun  bir  yolculuk  boyunca  saatte  sadece  birkaç 

kilometre  yol  alabildik.  Büyük  yolculuklar  gerçekleştirildi,  ama  çok  uzun  sürdü.  Örneğin 

20.000  veya    30.000  yıl  önce  insanlar  Bering  Boğazını  geçerek  ilk  kez  Amerika  kıtasına 

girdiler ve  yavaş  yavaş ilerleyerek Güney Amerika’nın güneydeki en uç  kısmına, Tierra del 

Fuego’ya,  Charles  Darwin’in  meşhur  HMS  Beagle  yolculuğu  sırasında  onlara  rastladığı 

noktaya ulaştılar. 

nsanları hızlı yolculuk yapmaya iten birincil neden, mezgit balığının yakınmasının da 

hatırlattığı gibi, herhalde düşmanlardan ve yırtıcı hayvanlardan kaçmak veya düşmanların ve 

avın peşine düşmek olmalıydı.  

Birkaç  bin  sene  önce  önemli  bir  keşif  yapıldı:  nsan  atı  evcilleştirdi  ve  sırtına  bindi. 

Atın  sırtına  binmek  çok  tuhaf  bir  fikirdir,  çünkü  at,  sırtına  insan  binsin  diye  evrim 

geçirmemiştir.  At  teknolojisiyle  saate  15  ile  30  kilometrelik  bir  yol  kat  edebilir.  Otomobil 

motorlarını sınıflandırmada kullandığımız “beygir gücü” teriminin de  açıkça gösterdiği gibi 

at teknolojisini terk edeli çok olmadı.  

Biz  insanlar  ulaşım  için  milyonlarca  yıl  boyunca  bacaklarımızı,  binlerce  yıl  atları, 

yüzyıldan  az  bir  zamandır  içten  patlamalı  motorları  ve  sadece  birkaç  on  yıllık  bir  dönem 

boyunca da roketleri kullandık. 

letişim  hızıyla  ulaşım  hızı  bir  zamanlar  aynıydı.  Günümüzde  ise  durum  farklı. 

Telefon ve radyo yoluyla iletişim artık ışık hızıyla –saniyede 300.000 km ile- gerçekleşiyor. 

Bu  sadece  gelişmedeki  en  son  aşamalardan  biri  değil,  bu  gelişimin  son  aşaması,  Çünkü 

Einstein’ın Özel  zafiyet Teorisinden bildiğimiz kadarıyla evren öyle bir yapıdadır ki, hiçbir 

maddesel cisim veya bilgi ışık hızından daha hızlı iletilemez. 

FOS L YAKITLARIN giderek azalması yüzünden, içten patlamalı motorlarla çalışan 

otomobiller tahminimce sadece birkaç on yıllık bir dönem daha bizimle olacaklar. Gelecekte 

ulaşım  farklı  olmak  zorunda.  Buhar,  güneş  enerjisi  veya  yakıt  hücreleriyle  veya  elektrikle 

çalışan,  çok  az  çevre  kirliliği  yaratan  ve  kullanıcının  kolayca  uyum  sağlayabileceği  bir 

teknoloji kullanan, hem konforlu hem de yeterince süratli kara taşıtları hayal edebiliriz. 

Önümüzdeki  yirmi  otuz  sene  içerisinde  Dünya’daki  uygulamalar  için  kullanılan 

nükleer füzyon reaktörlerinin geliştirilmesiyle füzyon uzay motorlarında da ilerleme olacaktır. 

DENEYSEL ASTROF Z K hızlı gelişiyor. En geç yirmi otuz sene içersinde yıldızlar 

arası  ortamda  doğrudan  deneysel  araştırmalar  yapıldığını  göreceğiz:  Gündurgunun  –güneş 

rüzgarının egemenliği altındaki bölge ile yıldızlar arası plazmanın egemenliği altındaki bölge 

arasındakalan  alanın  sınırlarının  Dünya’dan  yaklaşık  100  astronomik  birim  uzaklığında 

olduğu tahmin ediliyor. (Şimdi, eğer sadece bir tane bölgesel güneş sistemi kuasarı ve birde 

küçük  kara  delik  –öyle  kocaman  değil,  sadece  bebek  bir  kara  delik-  olsa,  yerinde  gözlem  

yapabilen  uzay  araçlarının  ölçümleriyle  modern  astrofizikteki  varsayımların  büyük 

birbölümünü kontrol edebilirdik. 



 

16 


www.ozetkitap.com 

 

 



Geçmişteki  deneyler  sayesinde  varlığımız  yargılara  dayanarak,gelecekteki  her 

deneysel  uzay  araçlı  astrofizik  girişiminin  şu  sonuçlara  ulaşacağını  söyleyebiliriz:  (1) 

Astrofizikçilerin  önemli  bir  bölümü  tamamen  haklıdır;  (2)  uzay  aracından  sonuçlar  gelene 

kadar hiç kimse haklı grubun hangisi olduğunda bir fikir birliğine varamaz; (3) araçtan gelen 

sonuçlarla ortaya tamamen yeni ve bir o kadar şaşırtıcı temel problemler çıkar. 

 

ROBOTLARI SAVUNMAK 

LK  KEZ  Çek  yazar  Karel  Capek    tarafından  kullanılan  “robot”  sözcüğü  Slav 

dillerindeki  “işçi”  sözcüğünden  türetilmiştir.  Ancak  burada  insan  işçi  değil,  makine  işçi 

kastedilmektedir.  Robotlar,  özellikle  uzaydaki  robotlar,  basında  ekseriyetle  alaycı  bir 

yaklaşıma maruz kalmıştır. Basında çıkan haberlerde, Apollo 11’in son iniş ayarlarını yapmak 

için insan varlığının şart olduğunu, aksi takdirde Ay’a ilk insanlı inişin felaketle sonuçlanmış 

olacağını; Mars yüzeyine indirilecek bir robotun Dünya’daki jeologlara göndermek amacıyla 

örnek  toplama  işini  asla  astronotlar  kadar  zekice  yapamayacağını;  ve  Skylab  güneşliğini 

makinelerin asla insanlar gibi tamir edemeyeceğini okuyoruz. 

Ancak  bütün  bu  kıyaslamaların,  doğal  olarak,  insanlar  tarafından  yazıldığını  da 

görüyoruz.  Merak  ediyorum,  acaba  bütün  bu  yargılara  ufak  bir  böbürlenme,  insan 

ş

ovenizmden küçük bir kırıntı bulaşmış olabilir mi? 



Her  insan–yeri  geldiğinde  bağımsız  karar  verebilen  ve  kendi  ortamını  kontrol 

edebilen-  mükemmel  bir  şekilde  yapılmış,  şaşırtıcı  derecede  yalın  ve  kendi  kendine  hareket 

edebilen bir bilgisayardır. Ve eski bir fıkrada anlatıldığı gibi, bu bilgisayarlar vasıfsız işçilerce 

imal  edilebilirler.  Gelgelelim  insanların  bazı  görevleri  üstlenebilmesini  engelleyen  ciddi 

eksiklikleri  vardır.  Büyük  bir  koruma  olmaksızın  insanların    okyanusların  dibinde,  Venüs 

yüzeyinde,  Jupiter’in  iç  kesimlerinde  hatta  uzun  uzay  görevlerinde  kullanılması  doğal 

yapılarına aykırıdır. Skylab’da makinelerin yapamayacağı tek ilginç şey muhtemelen, uzayda 

aylar  boyunca  kalan  insanlar  gibi  ciddi  bir  kalsiyum  ve  fosfor  kaybına  uğramaktadır  ki  bu, 

sıfır yerçekimli ortamlarda 6-9 ay veya daha uzun sürecek görevlerin insanı yıkıma uğratacağı 

gibi  bir  sonuç  ortaya  çıkarmaktadır.  Oysa  minimum  süreli  bir  yıldızlar  arası  yolculuk  tipik 

olarak bir veya iki sene sürebilmektedir.  

Bizler  insana  verdiğimiz  yüksek  değerden  ötürü  onları  yüksek  risk  taşıyan  görevlere 

göndermeye  istekli  değiliz.  Eğer  insanları  egzotik  ortamlara  göndereceksek  onların 

yiyeceğini,  havasını,  suyunu,  eğlencelik  ihtiyaçlarını,  yol  arkadaşlarını  da  göndermek 

zorundayız.  Oysa  makineler    karmaşık  hayat  destek  ünitelerine,  eğlenceye,  yol  arkadaşına 

ihtiyaç  duymaz  ve  henüz  makineleri  dönüşü  olmayan  görevlere  veya  intihar  görevlerine 

gönderme konusunda ciddi bir ahlaki çekince de hissetmiyoruz. 

Satrançta  hala  insanların  üstün  olması  karşısında  (ekseriyetle  sesli  bir  oh    çekişiyle 

beraber) makinelerin küçümsendiğini duyuyorum. Bu bana, dama oynayan köpeğin başarıları 

karşısında  duyulan  şaşkınlığı  anlatan  o  eski  fıkrayı  anımsatıyor.  Köpeğin  sahibinin  cevabı 

ş

öyle: “Yok canım, o kadar da büyük bir şey değil ki. Üç oyundan ikisini kaybediyor.” 



Satranç oynamak strateji, ileri görüşlülük, analitik yeti, çok sayıda değişkeni birbiriyle 

ilişkilendirebilme  ve  deneyimden  öğrenebilmeyi  gerektirir.  Bunlar,  işi  bebek  bakmak  ve 

köpek  gezdirmekten  ibaret  olanlar  kadar  keşif  ve  araştırma  yapanlar  için  de  mükemmel 

vasıflardır. 

Yapay  zekanın  gelecek  kuşaktaki  örneklerini  düşünürken,  kendi  kendini  kontrol 

edebilenlerle uzaktan kumanda edilen robotları ayırt etmek önemlidir. Kendi kendini kontrol 

edebilen  bir  robotun  zeka  ünitesi  kendi  içindedir;  uzaktan  kumanda  edilen  bir  robotun  zeka 

ünitesi ise başka bir yerdedir ve bu robotun başarılı bir şekilde çalışması kendisiyle uzaktaki 

merkez bilgisayar arasındaki yakın iletişime bağlıdır. Görüldüğü kadarıyla yakın gelecek için  

 



Yüklə 307,73 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə