Microsoft Word BÄ°LÄ°msel eksen 20++



Yüklə 4,84 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə12/52
tarix26.10.2018
ölçüsü4,84 Mb.
#75726
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   52

Bilimsel Eksen-Sicientific Axis-Научный Меридиан/Yıl-Year-Год 2017/Sayı-Number-Число 20
 
 
30
ğin kokusu hâlâ burnumda tüter. Cumartesi günleri Pazar kurulurdu. Günlük taze 
balık, taze yerli sebze de burada satılırdı. Bizim berber de burada idi. Saçımız biraz 
uzayınca, babam elimize 10ar kuruş verir, Dinçer’le beni berberimize gönderirdi. O 
da “üç numara” ile traş eder, “sıhhatler olsun!” derdi.  
Beykoz Çayırı ve Ulu Çınarlar: 
Beykoz Çayırı, Boğaziçi’nin bir Cenneti gibiydi. Çayırın içinde çift sıra dikil-
miş,  birkaç  yüz, ulu  ulu  çınarların  her  biri  bir  tarihi anlatıyordu.  Kim  bilir  hangi 
sultan ve şehzâde doğunca, onun anısına dikilmişlerdi. Öyleleri vardı ki birkaç kişi 
el  ele  tutuşsa  onun  belini  kuşatamazlardı.  Pazar  günleri  tâ  Fâtih’lerden  buraya 
gelirler, piknik yaparlardı. Şimdilerde bu tarihî çayırın özelliği kalmış mı bilemiyo-
rum… 
Orta Çeşme: 
Orta Çeşme, Beykoz Çayırının orta yerinde yer alan tarihî bir çeşmeden dolayı 
bu  adı  alıyordu.  O  zamanlar  çok  sakin,  bir  sayfiye  yeri  gibiydi.  Buradan  Tokat-
köy’e, Yuşa Tepesi’ne, Akbaba ve Dereseki köylerine ulaşılıyordu.  
Beykoz Deri Kundura Fabrikası: 
Deri Kundura Fabrikası, Atatürk’ün kurduğu “Sümerbank” şirketinin bir kuru-
luşu idi. Her sabah fabrikanın sireninden çıkan düdük seslerinden saatin kaç oldu-
ğunu öğrenirdik. Bizim mahalleden de beş altı “amca” bu fabrikada çalışırdı. Ah-
met amca, Hayri ağabey de buradan emekli olmuşlardı. Yıllar sonra, ne hikmetse, 
Beykoz  Deri  Kundura  Fabrikası  da  kapatıldı;  Türk  ekonomisinin  bir  kolu  tarihin 
derinliklerine gömüldü. 
Geleneksel Sünnet Düğünleri: 
Deri Kundura Fabrikasının spora da katkısı vardı. “Beykoz Spor Kulübü”nün 
finansörü fabrika idi. Fabrikanın karşısında yer alan sahada maçlar da yapılırdı.  
Her yıl, futbol sahasının etrafı kapatılarak, fabrikanın düzenlediği bir “gelenek-
sel sünnet düğünü” yapılırdı. Sahanın bir ucuna sahne kurulur, bu sahnede zamanın 
Hamiyet  Yüceses,  Perihan  Altındağ,  Müzeyyen  Senar  gibi  ses  sanatçıları  ile 
İsmail Dümbüllü gibi komedyenler yer alırlardı. Pek çok fakir ailenin çocukları-
nın sünnet edildiği bu düğünleri hatırlayan kaç kişi vardır acaba!  
Beykoz Kasrı: 
Yalıköy’den (eski) Deri Kundura Fabrikasına giderken, Ahmet Mithat Efendi 
İlkokulundan sonra, Osmanlı döneminden kalan bir “Kasr” olduğunu kaç Beykozlu 
bilir? Eğer denizden bu sahili geçiyorsanız o Kasr’ın tarihî yapısını görebilirsiniz. 
Bir  zamanların  Osmanlı  sultan  ve  şehzadelerine  hizmet  etmiş  olan  Kasr’ın  Türk 
halkına tanıtılması ve tarihî yapısının kitaplaştırılması gerekir. 
Beykoz Kestane Ormanı: 
Beykoz’un etrafı tabiî ormanlar ve koruluklar ile çevrili idi. Kaymak Dondu-
ran, Avram Paşa Korusu, Akbaba Köyü, Dereseki, Tokatköy yemyeşil idi. Kay-
mak  Donduran  bir  mesire yeri  idi.  6  Mayıstaki  Hıdırellez  günlerinde  bir  mahalle 


Bilimsel Eksen-Sicientific Axis-Научный Меридиан/Yıl-Year-Год 2017/Sayı-Number-Число 20
 
 
31
halkı burada toplanır, hem “Hıdırrellez Şenlikleri”ni kutlar, hem de bir mahallenin 
dostluğunu  canlı  tutarlardı.  Her  aile  çoluk  çocuk  bu  şenliklere  katılır,  börekler, 
köfteler, kaynamış yumurtalarla Kaymak Donduran’da olurlardı.  
Kaymak Donduran’ın içinde yer alan “kestane ormanı” da bizim ziyaret yeri-
mizdi. Sonbaharda olgunlaşıp yerlere dökülen “kuzu kestaneleri”ni toplayarak eve 
götürür, kaynatarak ya da ateşte közleyerek yerdik. Şimdilerde bu kestane ormanı 
kaldı mı acaba?  
Kaymak  Donduran’ın  içinde  yer  alan  mis  kokulu,  tarihî  “Ihlamur”  ağaçlarını 
unutmamak gerekir. 
Akbaba ve Dereseki Köyleri: 
Beykoz’a bağlı iki çok güzel köy vardı. Akbaba Köyüne birkaç kez gitmiştik. 
Yemyeşil, sebzecilik yapılan bir yerdi. Dereseki Köyünde de “Karakulak” adlı bir 
kaynak suyu vardı.  
Beykoz Spor Kulübü ve Yüzme Yarışları: 
Beykoz Spor Kulübü, 1950li yılarda çok başarılı idi. Futbol, yüzme, futa bö-
lümleri  vardı.  Yüzme  derslerini  “Nihat”  adlı  bir  hocamız  veriyordu.  Kulübün 
önündeki  yüzme  parkurunda  kulaç  atma,  ayak  vurma,  kurbağalama  gibi  dersler 
alıp yarışlara hazırlanırdık.  
Beykoz’un oynadığı mahallî lig maçlarına bir vapur dolusu Beykozlu ile bera-
ber  gider,  kale  arkasındaki  yerimizde  oyuncularımızı  desteklerdik.  Bir  keresinde, 
yanlışlıkla  bizim  tarafa  geçmiş  rakip  takımın  bir  seyircisini  iyice  patakladıklarını 
hatırlıyorum.  O  zamanlar  Beykoz  futbol  takımı  hem  meşhur,  hem  de  güçlü  idi. 
“SARI-SİYAH” formasını ben de yüzme takımında kullanmıştım. 
Beykoz-Paşabahçe-Üsküdar yolu: 
Beykoz’dan  Üsküdar  yönüne  kalkan  belediye  otobüslerinin  sayısı  çok  azdı. 
Sanırım  saat  başında  kalkan  otobüsler  Paşabahçe-Çubuklu-Kanlıca-Kandilli-
Anadoluhisarı-Küçüksu-Beylerbeyi-Çengelköyü-Vaniköy-Üsküdar  yolunu  izler-
lerdi. Biz çocuklar Beykoz Kulübünün yanındaki çınarların yanından denize girer, 
üşüdüğümüz zaman sudan çıkarak asfalta uzanarak ısınırdık. Yoldan geçen otobüs 
ve araç sayısı çok az olduğu için pek rahatsız olmazdık.  
Çubuklu’da küçük çaplı cam atölyeleri vardı. Bir de “doğal kaynak su” çeşme-
si şırıl şırıl akardı. O yıllarda Beykoz’a karadan ulaşan başka yol yoktu. 
Küçüksu çayırı o zamanlar Beykoz çayırından sonra en güzel mesire yeriydi. 
Pazar  günleri  eğlence  için  bütün  İstanbul’dan  aileler  gelirdi.  Beykoz’dan  Küçük-
su’ya 20-30 kadar bisiklet getirilir, gençlere kiraya verilirdi. Bazı haftalar ben de o 
bisikletlerden  birisine  biner  Küçüksu’ya  kadar  pedal  basardım.  Akşama  da  yine 
bisikleti Beykoz’a geri götürürdük. İşte böyle bisiklete binme işini “bedavaya geti-
rirdik”. 
 
 


Yüklə 4,84 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   52




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə