92 • TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
Gurbet gez-, gurbet el, güçücekten, güleç yüz, güllen-, gün vur- madde başlarõna
verilen anlamlar eksiktir, yanlõşlar vardõr. “Güdem” kelimesi metinde (195/4)
“giden” olarak düzeltilmelidir.
439- 697. sayfada güzel, güzün, ham demir sözcüklerine verilen anlamlar yan-
lõştõr veya eksiktir. “Doğru” anlamõ verilen “hak” kelimesinde (427/4) “Tanrõ”
karşõlõğõ olan yerler vardõr. Bunun tam tersi olarak “Allah” manasõ verilen
“Hak”ta da “doğru, gerçek” anlamõnda olan “hak” kelimeleri verilmiştir: 451/4,
454/2. Geçtiği yer olarak verilen 340/3, 434/4’te “Hak” kelimesi yoktur. “Ham”
kelimesi için I. anlam olarak 14/1’de kelimeye rastlanamamõştõr.
440- 698. sayfada ilk iki kelime aynõ madde altõnda verilmeliydi. Hamd, ha-
nedân, haramî, harc, haren, harman, harmandalõ, hasbihâl, hasret git- madde başlarõ-
na verilen anlamlar yanlõştõr. Burada “haramî” kelimesi üzerinde durmak icap
edecektir. Kelimeye “yol kesici, eşkõya” anlamlarõ verilmiş. 122/1, 123/1, 127/3
gibi kelimenin geçtiği yerlerde anlamõn “gönül çalan” gibi olmasõ gerekir.
441- 699. sayfada “hatõp dilli”ye eksik anlam verilmiş, “hatun” kelimesi
“hâtun” şekliyle yanlõş yazõlmõş; hay hayda ol-, haydan hay ol- madde başlarõna
yanlõş anlam verilmiştir. Sayõn Sakaoğlu “hecin”e ve “hergiz” ile “hergiz ol-” a
verdiği anlamlarla büyük bir bilim ve sözlük cinayeti işlemiştir. Kelimeler için
herhangi bir sözlüğe bakmak yeterliydi. Yazar “hecin”e “at” “hergiz” kelimesi-
ne de “her zaman, daima” anlamlarõnõ vermiş, yani saçmalamõş. “Hecin” bir deve
çeşididir, “hergiz”in anlamõ ise “asla, katiyen” olarak düzeltilmelidir.
442- 700. sayfada hõrõzmalõ ve höşmerim kelimelerine yanlõş anlam verilmiş-
tir. Hõrka 255/4, hiçbir daha 41/1, hoca 484/1 gibi madde başlarõ gönderme yapõ-
lan dörtlüklerde bulunamamõştõr.
443- 701. sayfada õra-, õrast gel-, õrgan- ve õşõlaş- kelimelerine verilen anlam-
larda yanlõşlõk ve eksiklik vardõr. Ayrõca “õrgan-” kelimesinin “õgran-” şekli de
vardõr. Sözlüğe alõnmasõ gerekirdi (118/4).
444- 702. sayfada “İçel” kelimesi gösterilen yerde bulunamamõştõr. İftihar ey-
le-, ihsan, iki başlõ, ilen, ilet-, ilikliyon madde başlarõna verilen anlamlar ya yanlõş
ya da eksiktir.
445- 703. sayfada imdat, imana gel-, inam, inkâr ol-, intizar, irenk al-, isnâd et-
kelimelerine eksik veya yanlõş anlam verilmiş. “İnen” kelimesi geçtiği yerde
kendisinden önceki kelimeyle aşağõdaki dizede görüleceği gibi
Yiğidin başõna yazõnan gelir
şeklinde birleştirilmeliydi. (421/4)
TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ •
93
446-704. sayfada kada, kadanalayõm, kadife, kâfir kelimelerinin anlamlarõnõn da
kontrole ve düzeltilmeye ihtiyacõ vardõr.
Kada (333/4),
kâdir (237/4),
kâfir
(363/3) kelimeleri gösterilen yerlerde bulunamamõştõr. “Değer, kõymet” anlamõ
verilen kadir/kadr kelimesi yazarõn bizi gönderdiği 337/4’te her şeye gücü yeten
(Allah) anlamõndadõr.
447- 705. sayfadaki “kahpe” kelimesi için verilen II. anlam 114/3’te zina e-
den kadõn anlamõnda kullanõlmõş, 398/3’te de kelimeye rastlanamamõştõr. Bu
sayfada kahpe felek, kahr et-, kahrõn, kalasõn, kalayõm kalan, kalõcak (incenin zõddõ
kalõn ile karõşmamasõ için), kalõrõk, kamu, kan yaş kelimeleri anlam açõsõndan dü-
zeltilmelidir. Kak- ve kakõ- kelimeleri söz konusu dörtlüklerde bulunamamõştõr.
Ayrõca sözlüğün bu sayfasõnda kalan (yörede söylenişi galan) kelimesini de
madde başõ olarak görmek isterdik (galan/kalan: artõk, bundan sonra, ondan
sonra anlamlarõnda kullanõlmaktadõr).
448- Saçmalõklarla dolu bir 706. sayfa ile karşõ karşõya bulunuyoruz: kanlõ
kinli, kâr et-, kâr etme-, kâr eyle-, karar-, karõn sökülmesi, kasd, kaşlarõ yaya gel- ve
katar kelimeleri anlam açõsõndan düzeltilmelidir. Meselâ “kasd” kelimesine ya-
zar “iyi niyet göstermeme” anlamõnõ vermiş. 157/2’de maksat anlamõnda, diğer
verilen yerlerde de “kötü niyet, öldürme niyeti” anlamlarõnda kullanõlmõş.
“Kaşlarõ yaya gel-” fiiline gelince; Sakaoğlu “kaşlara özel bir şekil vererek yürü-
mek” şeklinde mana vermiş. Edebiyattan, sanattan anlayan, daha doğrusu ede-
biyatõmõzda kaş-kirpik ilişkisini bilen bir bilim adamõ bu hatayõ yapmaz.
Öyleyse biz doğru olanõ vererek yanlõşõnõ düzeltelim: “Kaşlarõ yaya gel-”: Kaş-
larõ artõk ok atacak duruma gelmek, âşõğõ yaralayacak duruma gelmek (sevgili-
nin büyüdüğüne işaret). Aynõ sayfada “kargõ” kelimesi için gönderilen 483/3’te
söz konusu kelime kullanõlmamõştõr. “Katsal” sözcüğü de sözlük sõrasõnda de-
ğildir.
449- 707. sayfada katõ I, kavil kur-, kavl ü karar, kavşõram, kazaya ko-, kem keli-
melerinin anlamlarõ yanlõştõr, düzeltilmeye ihtiyaç vardõr. Meselâ: “Kavşõram”
kelimesine “kavuşturmak” denilmiş. “Kem” kelimesi için “kötü insan” anlamõ
verilmiş. Hâlbuki gönderilen yerlerin tamamõnda kelime, olmasõ gerektiği gibi
sadece “kötü” anlamõnda kullanõlmõş. “Katõ I” 113/4’te bulunamamõştõr.
450- Diğer sayfalardan farksõz olan bir 708. sayfa ile karşõlaşmaktayõz. Bu
sayfada da keman III, kemha, kemha biç-, kend’özüm, kerem, kerâmet, kesil-, kõna-, kõv,
kõya kõya bak- şeklindeki madde başlarõnõn anlamlarõnda ve bazõlarõnõn da yazõ-
lõşlarõnda yanlõşlõklar görülmektedir. Meselâ: “Kemha” sözcüğüne “bir tür kadõn
giyeceği” denilmiş. “Kemha” kelimesinin yazar tarafõndan “kumaş” anlamõnda
olduğu tespit edilememiş. Bir de “kõna-” kelimesi vardõr ki, anlamõ açõsõndan,
kelimenin tespit edilişi açõsõndan büyük bir hataya düşülmüş. “Kõna-” için veri-