Mart-nisan2011 doc
MUSTAFA V. KOÇ: “AFRİKA’DA YAŞANANLAR DİKKATLE İZLENMELİ”
Yüklə 0,51 Mb.
|
- Bu səhifədəki naviqasiya:
- TURGAY DURAK “BİR OLMAK TEMASI BAYİLERİMİZLE İLİŞKİMİZİ TARİF EDİYOR”
- SEÇİM DÖNEMİNDE EKONOMİMİZ BÜYÜMEYE DEVAM EDECEK”
- GELECEĞİN İŞ DÜNYASI’NA NASIL HAZIRLANMALI
- SORUMLU, ZORUNLU VE MUKTEDİRİZ!
- KRİZ DEĞİL, DEVRİMSEL UYANIŞ!
- MIŞ-MİŞ’LER VE GİBİ’CİLİK OUT!
- ÜLKEM İÇİN’İN KAHRAMANLARI “Ülkem İçin” Projesi 2010 yılını başarıyla kapatırken, bu başarıda büyük pay sahibi olan Topluluk şirketleri ve Ülkem İçin Elçileri de ödüllendirildi.
- Gurur Tablomuz
- Demir Export Koç Finans Mogaz
- Setur Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi Divan
- Katron Otokar Tanı
- Ark İnşaat Ford Koçtaş Promena TAT Tohumculuk
- Harranova Koç Üniversitesi RAM Dış Ticaret
MUSTAFA V. KOÇ: “AFRİKA’DA YAŞANANLAR DİKKATLE İZLENMELİ” Başarılı bir 2010 yılı geçiren Türkiye’nin Afrika’da yaşanan olaylardan olumsuz etkilenebileceğinin sinyalini veren Mustafa V. Koç sözlerini şöyle sürdürdü: “BRİC ülkeleri olarak adlandırılan ve hızla gelişen ülkeler olarak sayılan Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’e, henüz “büyüyen piyasalar” olarak tanımlanan Türkiye, Endonezya, Güney Kore ve Meksika’nın eklenmesi konuşuluyor. Türkiye’nin tam da böyle bir konumlandırma içine girdiği bir dönemde Kuzey Afrika’da yaşananların dikkatle izlenmesi gerektiği kanaatindeyiz. Tunus’ta başlayarak bölgeye adım adım yayılan, haftalardır Mısır’da devam eden ve Yemen’e sıçrayan bir dizi gelişmenin başka ülkelere de sıçrayacağı tahmin ediliyor. Bu gelişmeler ekonomik anlamda özellikle petrol fiyatlarının artmasına neden olurken, uzun vadede ise bölgede yeni aktörlerin ortaya çıkacağını gösteriyor. Türkiye, Mısır ve Tunus’a yılda 3 milyar dolar civarında ihracat yapıyor. Bunun yanı sıra petrol ithalatçısı olan Türkiye’nin artabilecek petrol fiyatlarından olumsuz etkileneceği açık.” Mustafa Koç, Kuzey Afrika’da yaşanacak ve olası sorunları ortaya çıkaracak gelişmeler neticesinde Türkiye’nin daha az zarar görmesi için ise reçeteyi şöyle verdi: “Olumlu olabilecek gelişmeleri de gözden kaçırmamak gerekiyor. Ortadoğu’daki en büyük ve en hızlı büyüyen ekonomi olarak Türkiye’nin, bölgede yeni ortaya çıkacak hükümetler için alternatif modeller sunmada belirleyici bir rol oynayacağı söyleniyor. Bu da Türkiye’nin bölgesindeki konumunu daha da güçlendirecek bir faktör olarak karşımıza çıkıyor.”
Mustafa V. Koç’un ardından bir konuşma yapan Koç Holding CEO’su Turgay Durak ise Bir Olmak temasının önemiyle konuşmasına başladı. “Bizler büyük bir aileyiz ve tüm başarılarımızın arkasında bir olmanın, birlik olmanın gücü ve motivasyonu var.” diyerek Koç Topluluğu için bayilerin önemine vurgu yapan Durak, Vehbi Koç’un bayilere verdiği önemi bir gelenek olarak bugün sürdürdüklerini söyledi. Anadolu Buluşmaları toplantılarının, Koç Topluluğu’nun vizyonunun bayiler tarafından sahiplenilmesinde ve onlardan alınan geri bildirimlerle iş stratejilerinin şekillenmesinde daima belirleyici olduğuna dikkat çeken Durak, sağlıklı bir analiz yapılabilmesi için geçmiş yılın iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Bu kapsamda 2010 yılında dünyanın ekonomik görünümünü kısaca özetleyen Durak, Avrupa’da yaşanan sıkıntıda Almanya’nın diğer ülkelere göre daha başarılı bir grafik çizdiğini belirtti. Gelişmekte olan ülkelerin bu sınavda daha başarılı çıktığını anlatan CEO Turgay Durak, bunun sebebini ise şöyle açıkladı: “Hiç kuşkusuz bunda gelişmekte olan ülkelerin küresel kriz öncesinde gerçekleştirdikleri yapısal reformların ve dinamik iç piyasalarının önemli bir rolü var.” Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda Türkiye’nin bir başarı öyküsü yazdığına değinen Durak sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye ekonomisi 2001 krizinin ardından kesintisiz bir büyüme sürecine girdi. Küresel krizin etkilerinin sert biçimde hissedildiği 2008’e kadar yılda ortalama yüzde 6,8 büyüdü. 2010 büyüme rakamları henüz kesinleşmemekle birlikte yüzde 8 civarında bekleniyor. Ekonomimizde büyüme trendinin oturmuş olduğunu, her krizin ardından kısa sürede toparlanıp büyümenin başladığını söyleyebiliriz.” “SEÇİM DÖNEMİNDE EKONOMİMİZ BÜYÜMEYE DEVAM EDECEK” 2011’in Haziran ayında gerçekleşecek genel seçimlerde yapılacak harcamalarla ekonominin biraz daha büyüme eğilimine yöneleceğini anlatan Turgay Durak, ancak bu iyimser havaya rağmen dış piyasalarda yaşanacak dalgalanmalara karşı da hazırlıklı olunması gerektiğini vurguladı. Durak bunu da “Temkinli bir iyimserlik” olarak adlandırdı. 2010 yılında başarılı operasyonel ve finansal sonuçlar elde edildiğini vurgulayan CEO Turgay Durak, hem iç hem de dış pazarda gerçekleştirilen başarılı faaliyetler ve izlenen yolun bunda en büyük paya sahip olduğunu söyledi. Durak bu başarıyı da şu rakamlarla açıkladı: “Bu yıl ülkemizde gerçekleştirdiğimiz toplam 2 milyar TL yatırım ve yarattığımız 5 bin yeni istihdamla ciddi bir fark yarattık, doğrudan istihdamımız 73 bin kişiye ulaştı. Yurt dışı gelirlerimiz yüzde 26 artışla 11.5 milyar dolar seviyesine ulaştı. Türkiye’nin toplam ihracatının yaklaşık yüzde 10’unu Koç şirketleri gerçekleştirdi. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda Bileşik 100 Endeksi dolar bazında yüzde 21 arttı. Koç Holding’in piyasa değeri yüzde 65 arttı.” CEO Turgay Durak bu genel açıklamaların yanı sıra Topluluk çatısı altındaki şirketlerin 2010 yılı faaliyetlerini ve 2011 yılı hedeflerini de bayilerle paylaştı. Turgay Durak’ın sunumunun ardından ise soru-cevap bölümüne geçildi. Ali Poyrazoğlu’nun sahne almasıyla renklenen Anadolu Buluşmaları akşam gerçekleşen gala yemeği ile sona erdi.
Geleceğin iş dünyasına hazırlanmak için her şeyden önce “gelecek”, “yönetmek” ve “liderlik”le ilgili algı, tarif ve bilgileri değiştirmek gerekir. Öyle bir dönüşüm dönemindeyiz ki neredeyse önceye dair kafalarımızda oluşmuş bütün kalıplara format atılması gerekiyor. Son 20-30 yılda, bilgisayar, internet ve mobil teknolojilerin iş ve yaşam uygulamalarımızda neden olduğu değişimlerle “kurumsallaşma” ve “küreselleşme” dediğimiz düzeneklerin içine girdik. Tüm gayretimizle standartlar, süreçler oluşturduk. “Bir şey dünyanın bir yerinde nasıl oluyorsa, yapılıyorsa; dünyanın her yerinde de aynen öyle yapılabilir, yapılmalı’’ iddiasını uygulamaya çalıştık. Hepimiz kurumsal-küresel standartlardan türemiş modellerle işlerimizi, hayatlarımızı yönetebiliriz zannettik. Aynı şeyleri yer, giyer, hisseder hâle geldik. Benzer evlerde oturup, tıpatıp aynı kübik ofislerde birbirimizden çok bilgisayarlarla çalışıp, her şeyi Google’dan öğrenebiliriz sanıp, dört çeker arabamızı da altımıza çekip, mutlu oluruz sandık. Ve 2008’de duvara tosladık. Daha doğrusu bunların iyi ve doğru bir şey olduğunu tüm dünyaya ihraç etmeye çalışan sistemler artık, patladı ve iflas etti. SORUMLU, ZORUNLU VE MUKTEDİRİZ! Ondan sonrası zaten çorap söküğü gibi geldi. Takkeler düştü keller, internette, siber alemde fotoğraf, yazı hatta video olarak, üstelik de 3D, anında göründü. Hiçbir şey gizlenemez, manipüle edilemez hâle geldi. İnsanları standartlaştıralım, işleri daha hızlı, daha çok ve 7/24 yapalım diye kullanılmaya çalışılan internet ve mobil uygulamalar, sosyal medyayı yaratınca işler çığırından çıktı. Nano ve genetik teknolojilerde kat edilen mesafe, sosyal medya ile somutlaşan dijitalleşme süreci ve gelecekte neler yapılabileceğini daha net kestiriyor olmak; insanlığa bugüne kadar hiç olmadığı kadar kudret ama aynı zamanda da müthiş sorumluluk yükledi. Fütürizm; daha iyi bir gelecek için temel bakış açısı, yaklaşım ve felsefe hâline geldi.
Bir anlamada hepimizin gözlerindeki perde kalktı. Birbirimizin aklını, bilgisini paylaştıkça doğru bildiğimiz şeylerin aslında hiç de öyle olmadığının, her şeyin sorgulanabileceğinin ve sorgulanması gerektiğinin farkına vardık. Özellikle son 20 yılı; “petrol bitecek, enerjisiz kalacak, yok olacağız!” diye petrol-silah tacirlerinin oyunlarına figüran olarak, korku içinde yaşadık. Ve bu hızlı paylaşım ve farkındalıkla keşfettik ki aslında güneş, rüzgar, yer altı-üstü sular, her şey enerji kaynağı ve sonsuz! Bu bile tek başına devrimsel bir uyanış! Son iki yıldır tüm dünyaca, finansal-ekonomik kriz geçirdiğimizi zannedip, aslında aklımızı, bilgimizi, teknolojiyi ve duyguları; bir de tabii dünya kaynaklarını yararlı kullanmak gibi bir sorumluluk taşıdığımızın bilincine kazanmaya başladık. MIŞ-MİŞ’LER VE GİBİ’CİLİK OUT! Kısacası, artık her birey, kurum ve toplum daha akıllı. Kandırmak zor! Öyleymiş, böyleymiş, gibiymiş’leri yutturmak ya da öteki-yabancı demek imkansız! Soruveririz Google’a, yazıveririz sosyal paylaşım platformlarından birine ya da bloglara, istemediğimiz kadar yanıt, bilgi, katkı, ispat, örnek geliverir. Hem de 1-2 dakikada. Birkaç saatte… Bakınız Wikileaks… Bu gerçekler tüm iş yapış, yaşam, paylaşım modellerinin yeniden düşünülüp, tasarlanmasını gerektiriyor. Ululaştırmanın, zannetmenin, zannettirmenin, tahminlere göre yönetmenin, yönlendirmenin sonunu getiriyor. Yeni çağda, herkese ve herşeye erişilebilir duygusu, durumu belirleyici olacak, bu belli… İş dünyası bir an önce bu yeni gerçek ve yeni normallere, hiç de alışık olmadığı değer setlerine göre yeniden ve çok hızlı düşünme, planlama ve uygulama sürecine girmeli. Bundan böyle, kimse ve hiçbir kurum için “hazır, başarı-kazanç garantili” paketler, planlar yok! Herkes, her kurum ve toplum; kendi ‘daha iyi bir gelecek’ planlarını bulmak zorunda! Özellikle iş dünyası; alışkanlıklarını yeni çağın gerekliliklerine göre baştan aşağı değiştirmesi gerektiğini kabul etmeli. Daha doğrusu yeniden bir küratör gibi temel değerlerini belirleyip, onlara sıkı sıkı sarılarak, üzerine koyacaklarını tekrar, daha iyi bir gelecek için düzenlemeli, yeni vizyon, ürün, hizmet ve hayatlar tasarlamalı. Tabii sürdürülebilir, uygulanabilir olanlarını... Ufuk Tarhan ÜLKEM İÇİN’İN KAHRAMANLARI “Ülkem İçin” Projesi 2010 yılını başarıyla kapatırken, bu başarıda büyük pay sahibi olan Topluluk şirketleri ve Ülkem İçin Elçileri de ödüllendirildi. Koç Topluluğu çatısı altındaki çalışanlar, bayiler ve tedarikçiler arasında gelenek hâline gelen sosyal sorumluluk olgusunu daha da pekiştirmek ve ülke çapında yaygınlaştırmak için hayata geçirilen “Ülkem İçin” Projesi 2010 yılını da başarıyla tamamladı. Düzenli kan bağışçılığının hedeflendiği 2010 yılı uygulamasında yılsonu itibariyle 32 bin 498 kişiye ulaşıldı ve 32 bin 580 ünite kan bağışı sağlandı. Bu başarıda en büyük pay şüphesiz 81 ilde “Ülkem İçin” Projesine odaklanan 46 şirket ve 128 koordinatör bayinin oldu. ONLAR GÖNÜLLERİN ŞAMPİYONU 24. ÜDYT’de gerçekleştirilen ödül töreninde 2010 yılı boyunca il uygulamalarında öne çıkanlar ve başarılı şirketler ödüllendirildi. Ancak böylesine büyük bir gönüllük hareketinde şüphesiz tüm katkı sağlayanlar birer şampiyondu. İl uygulamasında, tüm illerin çalışmaları; • Sağlanan bağış miktarı, • Kampanyaya destek olan bayii sayısı • Yerel idarelerle işbirliği, • Projenin il içindeki iletişimi ve • Kampanya sayısı kriterleri temelinde değerlendirilerek şampiyonlar belirlendi. Bu yıl şampiyon olan il, “Tokat”. Ancak Tokat ile birlikte Kızılay’a çok büyük bir katkı sağlayan bir il daha var… Kan bağışı rakamı bazında birinci sırada gelen “İzmir” de toplam 45 kampanya gerçekleştirdi. Böylece Tokat Ülkem İçin Elçisi Arçelik bayii Kadim Durmaz ve İzmir Ülkem İçin Elçileri Arçelik bayii Engin Soy ve Birmot İzmir’den Mürsel Yakut iki ayrı alanda birinci oldular. Bu yılki uygulamayı çok başarılı bir şekilde yürütmelerinden dolayı seçim yapmayı çok zorlayan iller oldu. Gösterdikleri içten çaba, büyük gönüllülük ve elde ettikleri başarı ile dikkat çekenler, Adıyaman Arçelik Bayii İlhan Subaşı, Amasya Arçelik bayii Murat Emin Özkök, Hatay Ford bayii Osman Ovalı, Burdur Arçelik bayii Hasan Ali Daldal, Giresun Beko bayii Seyit Atar, Zonguldak Arçelik bayii Ayşen Orhan ve Manisa Arçelik bayii Mehmet Yumrukaya oldu. Şirketler sıralamasında ise belirleyici kriter, kan bağışlayan çalışan sayısının toplam çalışan sayısına oranıydı. Bu kritere göre birinci olan Düzey, toplam 381 çalışan sayısında, 427 ünite kan bağışlayarak yüzde 112 oranı ile destek verdi. Düzey’in yanı sıra diğer Topluluk şirketleri de projeye büyük katkı sağlayarak şirket içi farklı ve etkili iletişim alanlarını kullandılar. Böylece proje bilinirliğini daha da yaydılar. Bu şirketlerden Arçelik, Ford, Tüpraş ve Tofaş en büyük bağışçı sayılarına ulaşırken, Türk Traktör, Yapı Kredi Bankası ve Aygaz ise şirket içinde farklı iletişim çalışmalarıyla ön plana çıktılar
“ÜLKEM İÇİN” 2010 UYGULAMASINA KATILAN ŞİRKETLERİMİZ
Yüklə 0,51 Mb. Dostları ilə paylaş:
|