Manu kanunnamesi’ne göre hinduiZM



Yüklə 0,79 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə45/46
tarix22.10.2018
ölçüsü0,79 Mb.
#75422
1   ...   38   39   40   41   42   43   44   45   46
    Bu səhifədəki naviqasiya:
  • SONUÇ

     
                                                                                                                                                         98 
 
Ya da belki gene doğar bu kişi, gerçeğe yönelmişlerin evinde 
Ancak düşmek öyle uygun bir yere, yeryüzünde nasip olmaz herkese” 
372
 
 
Birûni tenasühün Hinduizm’deki yerine ve önemine şu  şekilde işaret 
etmektedir: “ Allah’tan başka ilah yoktur ve Muhammet onun peygamberidir demek 
İslam, teslis Hıristiyanlık, cumartesi gününe saygı Yahudiler için ne ise, ruh göçüde 
Hinduizm için odur. Hindularda buna inanmayanı Hindu kabul etmezler.” 
373
  
 
Birûni’ye göre insanların doğuştan eşit olduğunu üstünlük derecesinin ancak 
Allah’a yakınlık ve takva derecesine göre değiştiğine inanan İslam dini ile onları 
sınıflara ayırıp doğuştan üstünlük ya da alçaklık atfeden Hinduizm’in uzlaşması 
önünde çok büyük bir engel olarak görür. Yazarın ona itirazı ise karma ile kast 
arasındaki ilişkiyi kuramadığı yönündedir. Karma kişinin önceki hayatında ne kadar 
iyi bir insan ve dindar oluşuna göre sonraki hayatında dünyaya ne ya da kim 
olacağını belirler. Doğuştan geldiği sanılan bu üstünlük durumu aslında önceki 
hayatın bir sonucudur. Dolayısıyla Hinduizm’de de üstünlük aslında dindar ve iyi bir 
insan olmak ile ilişkilidir. Karma inancı sayesinde kişinin şuanda yaşadığı hayatı ve 
çektiği sıkıntıları açıklamak kolaylaşacaktır. Çünkü görünüşe göre o, bütün dinler 
için büyük ve aşılmaz bir problem olan teodiseye mantıklı ve kabul edilebilir bir 
açıklama getirmeye çalışmıştır. 
 
Ancak burada yazara ve karmanın kötülük problemini tamamen ortadan 
kaldırdığını iddia eden görüşe yöneltilebilecek eleştiri karmanın en başta neye göre 
belirlendiğidir. Bu nokta karmayı teodiseye deva olarak gören yaklaşımın zayıf 
noktasıdır. Kişiler şuan ki hayatlarını önceki hayatlarındaki karmanın sonucuna göre 
yaşıyorlarsa ilk karma neye göre belirlenmiştir? Karma şuan ki eşitsizliği 
açıklayabilse bile ilk baştaki eşitsizliği açıklayamamaktadır. Karma ve tenasühün 
akli ispatı mümkün olmamasına rağmen bütün Hindular bu inancı 
benimsemektedirler. 
 
                                                           
372
 Gita, VI, 41, 42. 
373
 A. Sharma, s. 42. 


     
                                                                                                                                                         99 
 
Kast sistemin işlemesini sağlayan psikolojik temelinin yanında, onun esas 
dayanağı dinidir. Bu da kast sisteminin karma-reenkarnasyon inancı ile olan ilişkisi 
ile ilgilidir.  
 
Hinduların kast sistemini katı kurallarına rağmen benimsemelerinin altında 
yatan gerçek neden karma ve tenasüh inancına olan kesin imanlarıdır. Kişiler içinde 
bulundukları kasttan, onun kurallarından, kısaca sahip oldukları hayattan memnun 
olmasalar bile bu durumun önceki hayatlarında işledikleri suçların bir sonucu 
olduğunu düşünerek kastlarını kabullenmektedirler. Dahası karma ve kast insanların 
elini kolunu bağlayarak onları içinde doğarak tabi üyesi oldukları hayat tarzına ve 
onun kurallarına çaresizce uymaya mahkûm etmektedirler. Çünkü kasta karşı 
çıkmanın cezası dünyevi bir şey değildir. Sistemin kurallarını yerine getirmeyen 
Hindu o karşı çıktığı sistemin daha alt bir tabakasında doğmakla tehdit edilmektedir. 
Aynı  şekilde daha üst bir kasta çıkmak isteyen kişinin de yapabileceği tek şey 
mevcudun en iyi şekilde muhafazasını sağlamaktır.                    
 
Manusmriti kastın gereklerinin yerine getirilmesini isterken sürekli karmaya 
gönderme yapar ve kurallara uymayan kimsenin sonraki hayatında bunun cezasını 
çekeceğini söyler. Eserde hiçbir yerde kasta aykırı davranan kimse tanrının 
sevgisinden uzaklaşmak gibi bir şeyle tehdit edilmez. Yapılan uyarılar daima 
karmaya dayandırılır. 
 
Karma ve tenasüh’ e olan inanç Hint düşünce dünyasında bu kadar sağlam ve 
köklü olmasaydı  şüphesiz kast sistemi uzun asırlar boyu yaşama imkânı 
bulmayacaktı. En azından insanlar üzerinde bu kadar güçlü bir etkiye sahip 
olamayacağı kesindir. Ama insanların yeniden doğacaklarına ve bunun şuan ki 
kastının gereklerini en iyi şekilde yerine getirmesine göre olacağına inanan çoğu 
Hindu kastını kabul etme eğilimindedir. Bu sebeple karma ve tenasüh fikrinin 
olmadığı dönemde Hint kast sisteminin en azından bugünkü hali ile var olma ihtimali 
düşüktür. 
 


     
                                                                                                                                                         100 
 
SONUÇ 
 
 
Bizim bu araştırmayı yaparken amacımız Hinduizm’in temel kaynaklarından 
biri olan Manusmriti’yi ele almak, böylece Hinduizm’i de tanımaktı. Hinduizm’i 
genel olarak tanıtma noktasında Manusmriti’nin çok yararlı bir eser olduğunu 
gördük. Çünkü Manusmriti âlemin yaratılışından tanrıya, Hindu sosyal hayatının en 
önemli kurumu sayılabilecek kast sisteminden günlük helal ve haramlara, hayatın 
evrelerinden, temiz ve pis maddelere kadar dinin insana, topluma, evrene ve 
maddeye bakış açısını yansıtacak birçok konuyu ele almaktadır. 
 
Hinduizm’in yazılı bir amentüsü, kurucu ya da peygamberi yoktur. Bu din, 
belli bir kutsal kitap ve peygamber üzerine yoğunlaşmaz. Ortak kabul edilen inanç 
esasları vardır ancak bunlar çok farklı biçimlerde yorumlanmaktadır. Diğer yandan 
yazılı olarak ifade edilmese dahi, en azından bu din mensupları tarafından Hindu 
olarak tanımlanabilmek için bazı temel öğretileri kabul etmek gerekir. Nitekim Gandi 
gibi bazıları Hindu sayılabilmek için gerekli olduğunu düşündükleri inanç esaslarını 
belirtmişlerdir. 
 
 
Neredeyse her Hindu’nun en önemli kabullerinden biri Vedaların önemi ve 
doğruluğudur. Bu eserleri sudra ve paryaların okumasına kesinlikle izin verilmez. 
Manusmriti Vedaları dinin ilk kaynağı olarak sunmuş ve öğrenilmesine çok büyük 
bir önem vermiştir. Hayatın, gençlik dönemini kapsayan öğrencilik evresinde kişiden 
beklenen en önemli görev, dinin diğer esaslarının yanında bu metinleri öğrenmesidir. 
Vedaları  okumak  ilk  üç  kastın ortak göreviyken rahipler onları aynı zamanda 
ezberlemeli ve öğretmelidirler. Tanrının onlara verdiği en önemli görev bu metinleri 
öğrenmek ve öğretmek, Vedaların okunduğu kurban törenlerini yönetmektir. 
Brahmanların otoritelerinin en önemli kaynağı dinin bu en temel metinlerini öğretme 
ve açıklama yetkisini ellerinde bulundurmalarıdır. Onlar Vedaları öğrendikleri zaman 
dinin en önemli hazinesini koruyan kimseler olarak övülürken, bu konuda gevşeklik 
gösterdiklerinde değerlerini kaybetmekte ve eser tarafından tenkit edilmektedirler. 
Yani brahmanların doğuştan getirdikleri üstünlüklerini devam ettirmeleri, Vedaları 


Yüklə 0,79 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   38   39   40   41   42   43   44   45   46




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə