İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi, sy. 9, 2007, s. 37-70



Yüklə 0,66 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə7/14
tarix19.10.2018
ölçüsü0,66 Mb.
#75123
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   14

Cihad Şiddete Referans Olabilir mi? 

 

 



49

Nefis de insanı Allâh yolundan saptırır ve Allâh yolundan sapanlara ise 

şiddetli azap vardır.

72

 O zaman nefsi arzuladığı  şeylerden mahrum etmek 



kurtuluşa götürecek ve azaptan kurtaracak yoldur.

73

 Nefsi kötü arzulardan 



menetmek ise onunla cihaddır. 

Görüldüğü üzere Müslümanı Allâh yolundan döndürmeye çalışan üç 

düşman vardır ve bunlara karşı uygun araçlarla savunmada bulunmak Allâh 

yolunda cihaddır.  İlk müfessirlerden Mukâtil b.  Süleyman’a  göre  ise  bu 

araçlar, az önce geçtiği üzere söz, silah ve ameldir. 

 

III- Cihâd Hasen li-Gayrihî’dir 

Hanefî usülcüler, emirleri özü itibariyle yani bizzat kendisindeki bir 

manadan dolayı güzel (hasen bi-nefsih) ve bir başka sebeple güzel (hasen li-

gayrih) olmak üzere ikiye ayırmışlardır. Bunların da kendi içinde kategorileri 

vardır. Ancak bunlar doğrudan konumuzu ilgilendirmediği için üzerinde 

durulmayacak ve cihâd’ın bu kategoriler arasındaki yeri ve nasıl bir zihniyeti 

yansıttığı tespite çalışılmakla yetinilecektir. Bu alimlere göre cihâd, doğrudan 

doğruya özü itibariyle değil bir başka manadan dolayı güzeldir. Bunun 

pratikteki sonucu onu güzel kılan mana ortadan kalktığında kendisinin de 

kalkmış olmasıdır. Bunu şöyle bir örnekle daha açık hale getirmek 

mümkündür. Cuma namazı için koşmak/çaba sarfetmek (sa‘y) özü 

itibariyle/bizatihi değil Cuma namazına vasıta olmasından dolayı güzeldir. 

Seferde olmak gibi Cuma namazının farz olma hükmü ortadan kalktığında 

sa‘y hükmü de kalkar. Keza suçun bulunmadığında cezanın bulunmaması da 

örnek olarak zikredilebilir. Cihad da kafirlerin şerrini defetmenin ve hak dini 

yüceltmenin vasıtası olduğundan güzeldir. Eğer ortada düşmanlık yoksa 

cihadı gerekli kılan bir sebep de yoktur. Hanefî usulcüler ortak bir dille 

cihâdın özü itibariyle güzel sayılamayacağını şu ifadeyle izah ederler:  

 

ِﻓ ٍﻦﺴﺤِﺑ ﺲﻴﹶﻟ ﻪﻧﹶﺄِﻠﹶﻓ ﺩﺎﻬِﺠﹾﻟﺍ ﺎﻣﹶﺃ



 ﺪﹶﻗﻭ ﻒﻴﹶﻛ ﻦﺴﺣ ﻚِﻟﹶﺫ ﻲِﻓ ﺲﻴﹶﻟﻭ ِﻩِﺩﺎﹶﻠِﺑ ﺐﻳِﺮﺨﺗﻭ ﻰﹶﻟﺎﻌﺗ ِﻪﱠﻠﻟﺍ ِﺩﺎﺒِﻋ ﺐﻳِﺬﻌﺗ ﻪﻧﹶﺄِﻟ ؛ ِﻪِﻌﺿﻭ ﻲ

 ﻡﺎﹶﻠﺴﻟﺍ ِﻪﻴﹶﻠﻋ ﹶﻝﺎﹶﻗ

 }

 ﺏﺮﻟﺍ ﹶﻥﺎﻴﻨﺑ ﻡﺪﻫ ﻦﻣ ﹲﻥﻮﻌﹾﻠﻣ ﺏﺮﻟﺍ ﹸﻥﺎﻴﻨﺑ ﻲِﻣﺩﺂﹾﻟﺍ

{ 

 

 



“Cihâd bizatihi güzel olduğu için emrolunmuş değildir. Çünkü cihad 

Allâh’ın kullarına azap/acı çektirmeyi ve köylerin-kentlerin tahribini 

beraberinde getirmektedir. Bunda ise bir güzellik sözkonusu olamaz. Hz. 

Peygamber’in “Âdemoğlu Allah’ın şaheser yapıtıdır. Allah’ın diktiği bu yapıtı 

                                                           

72

 Sâd (38), 26. 



73

 Nâzi‘ât (79), 40-41. 




Prof. Dr. Saffet KÖSE 

 

 



50 

yıkan ise mel‘ûndur

” şeklindeki hadisi

74

 ortadayken ” cihâdın güzel olduğu 



nasıl söylenebilir ki!”

75

  



Bu ifadeler Müslümanların cihadın savaş boyutunu merkeze alarak 

dünyayı şekillendirmek istedikleri yönündeki bir takım iddialara gerçekçi bir 

cevap olarak oldukça önemlidir. Hatta zikri geçen hadis mevsuk hadis 

eserlerinde yer almasa bile hakim zihniyeti yansıtması açısından oldukça 

değerlidir.  

Bunun yanında Hanefî usulcüler cihadın sebeplerinden birisi olarak 

kâfirin küfrünü de zikrederler. Mesela Abdülazîz el-Buhârî (ö.730/1330) şöyle 

der: “Cihâd ancak kâfirin küfrü sayesinde güzel olmuştur. Çünkü kâfir 



Allâh’a ve Müslümanlara düşman olmuştur. Bundan dolayı kâfirleri yok 

etmek, hak dini güçlendirmek ve yüceltmek için cihad meşru kılınmıştır.

76



 

Buradaki ifadelerden de açıkça anlaşılacağı üzere sadece kâfir olma daha 

açık bir ifadeyle Müslüman olmama savaşın sebebi olarak zikredilmemiştir. 

Burada küfrün zikredilmesinin sebebi İslam’ın geldiği andan itibaren küfrün, 

Müslümanlara karşı düşmanlığın ayrılmaz bir parçası ve saldırının itici gücü 

olmasıdır. Mesela Hıristiyan dünyası ilk dönemlerden itibaren kendi 

dışındakileri  İslam geldikten sonra da Müslümanları heretik/sapkın kabul 

ederek kendi hak dinlerine! döndürünceye kadar savaşılması gereken 

unsurlar olarak görmüşler ve Hıristiyan olmamayı savaşın sebebi 

saymışlardır. Az ileride cihadın en fazla üzerinde durulan savaş boyutu ele 

alınırken savaşın sebepleri üzerinde durulacaktır. 

Burada kesin olarak şunu da belirtmek gerekir ki bilinçli bir Müslüman 

açısından savaş  çıkarmak ve bu esnada Müslüman olmayan birçok insanı 

öldürmek onları, Müslüman olmaları her zaman imkan dahilinde bulunan 

ömürlerinden mahrum etme bir başka ifadeyle İslama girme şanslarını 

ortadan kaldırma anlamı taşıması açısından da tasvibe şayan bir şey değildir.           

 

IV- Cihâd Bir Din Savaşı Değildir 

Özellikle batılı müelliflerde cihâdın bir din savaşı olduğu fikri 

hakimdir.

  Mesela Henri Masse,  ‘savaş, insanları hakiki imana getirmek 

maksadıyla başlamışsa adaletli kabul edilirdi

77



  şeklinde bir iddiada 

bulunmaktadır. Bu tür iddiaların arka planında Roma hukukundan (bellum 

justum) uyarlanan Hıristiyanlıktaki  haklı/adil savaş (just war) anlayışı ile 

Yahudilikteki  kutsal savaş inancının etkisi görülmektedir. Nitekim Macid 

                                                           

74

 Bu hadise muteber kaynaklarda rastlanılamamıştır. 



75

 Serahsî, el-Usûl (nşr. Ebü’l-Vefâ el-Efgânî), Haydarâbâd 1372’den ofset İstanbul 1984, I, 60-63; Pezdevî, Kenzü’l-vusûl 

(Keşfü’l-esrâr ile), Beyrut 1417/1997, I, 393-406; Abdülazîz el-Buhârî, Keşfü’l-esrâr, Beyrut 1417/1997, I, 393-406; 

Nizâmüddîn eş-Şâşî, el-Usûl (nşr. Muhamed Ekrem en-Nedvî), Beyrut 2000, s. 109-111; Sadruşşerî‘a, et-Tavdîh, Kahire, 

ts. (Subeyh), I, 374-378; Teftâzânî, et-Telvîh, Kahire, ts. (Subeyh), I, 374-378; İbn Emîri’l-Hâc, et-Takrîr ve’t-tahbîr, Bulak 

1316, II, 101-103. 

76

 Keşfü’l-esrâr, I, 404. 



77

 İslam, s. 74. 




Yüklə 0,66 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   14




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə