İMÂm ali (A. S) R sûresi Rahman, Rahim Allah'ın Adıyla "Şüphesiz biz, sana Kevser'i verdik. Şu hâlde Rabbin için namaz kıl ve tekbir alırken, namazda ellerini boğazına kadar kaldır. Doğrusu asıl soyu kesik olan, sana kin duyandır



Yüklə 238,23 Kb.
səhifə11/56
tarix01.08.2018
ölçüsü238,23 Kb.
#59922
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   56

45- İMÂM ALİ'nin (A.S) İHLASI


151- Emirü'l-Müminin (a.s): "(Allah'ım,) ateşinden korktuğum ve cennetine tamah ettiğim için sana kulluk etmedim. Sadece seni ibâdet ve kulluğa lâyık gördüğüm için sana ibâdet ettim…"171[171]

152- Hz. Ali (a.s) hakkında yine şöyle rivâyet edilmiştir:

"Hendek savaşında Hz. Ali (a.s) Amr b. Abdeved'e galip geldiğinde ona darbe vurmadan bir müddet bekledi. Olaya şahit olan bazıları bu durumu yadırgayınca Hüzeyfe Hz. Ali'yi (a.s) savunmaya yeltendi. Bunu gören Allah Resulü (s.a.a) 'Dur ey Hüzeyfe, Ali'nin kendisi neden beklediğini açıklayacaktır' buyurdu. Sonra Hz. Ali (a.s) Amr'ı öldürüp geri dönünce Allah Resulü (s.a.a) niye beklediğinin sebebini sorunca, Hz. Ali (a.s) şu cevabı verdi: "Adam benim anneme küfretti ve yüzüme tükürdü. (Öfkelendiğim için) onu kendi nefsimin hazzı için öldüreceğimden korktum; bundan dolayı onu kendi haline bıraktım ki gazabım dinmiş olsun. Ardından onu (sırf) Allah rızâsı için öldürdüm."172[172]

46- İMÂM ALİ'NİN (A.S) NAMAZDA HER ŞEYDEN KOPMASI


153- Rivâyet edildiğine göre Uhud Savaşı'nda Hz. Ali'nin (a.s) ayağına çıkarılması çok zor olan bir ok saplandı. Resulullah (s.a.a), Hz. Ali namaza durduğunda okun çıkarılmasını emretti. Namazdan sonra okun çıkarıldığını gören Hz. Ali (a.s) bunun farkında olmadığını söyledi.173[173]

imâm ali'nin (a.s) ahlâkı ve sireti

47- İMÂM ALİ'NİN (A.S) ALLAH'A TEVEKKÜLÜNDEKİ İHLASI


154- Senetli bir şekilde İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s) şöyle nakledilmiştir:

"Hz. Ali'nin (a.s) hizmetçisi Kamber, onu çok seviyordu. Ali (a.s) dışarıya çıktığında, Kanber de elinde kılıç onun ardından çıkardı. Hz. Ali (a.s) bir gece onu görünce şöyle buyurdu: 'Ey Kanber ne oluyor sana?' Kanber: 'Ey Emire'l-Müminin, sizin arkanızdan yürümek için geldim' deyince, şöyle buyurdu: 'Yazıklar olsun sana, beni gök ehlinden mi koruyacaksın, yer ehlinden mi?' Kanber 'yer eh-linden' dedi. Bunun üzerine şöyle buyurdu: 'Şüphesiz yer ehli, Allah'ın izni olmadan bana hiçbir şey yapamazlar; dön geriye dön."174[174]


48- İMÂM ALİ'NİN (A.S) GÜZEL AHLÂKI


155- Bir gün Emirü'l-Müminin (a.s) bir hizmetçisini birkaç kere çağırdı; ama o cevap vermedi, İmâm (a.s) (onu bulmak için) dışarıya çıktığında onu evin kapısında buldu ve "Neden bana cevap vermedin?" diye sordu; "Tembellik ve halsizlikten cevap vermedim; ayrıca beni cezalandırmayacağınızdan da emindim." Bu cevabı duyan Ali (a.s) şöyle buyurdu: "Allah'a hamd olsun ki beni yaratıklarının, kendilerini emniyette gördükleri kimselerden karar kılmıştır." Ardından köleye hitaben "hadi git artık, sen, Allah rızâsı için azatsın!"175[175]

156- İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s) şöyle nakledilmiştir:

"Emirü'l-Müminin (a.s), bir gün zimmî176[176] bir kâfirle yol arkadaşı oldu. Zimmî, İmâm'a (a.s) 'Ey Allah'ın kulu, nereye gidiyorsun' diye sorunca, 'Kûfe'ye' buyurdu. Yollarının birbirinden ayrıldığı noktaya geldiklerinde, İmâm (a.s) onun gittiği istikamette yürümeye devam etti. Zimmî 'Hani sen Kûfe'ye gideceğini söylemiştin?' deyince, İmâm (a.s) 'Evet, doğrudur' dedi. Adam, 'O zaman yanlış istikamete gidiyorsun' dedi. İmâm (a.s) 'Hayır dedi, yolu biliyorum!' 'Peki, neden benim gittiğim yöne döndünüz?' dedi zimmî adam. İmâm (a.s) şöyle devam etti: 'İyi bir yol arkadaşlığının adabından birisi de ayrılış sırasında yolcunun arkadaşıyla bir miktar yürüyüp onu uğurlamasıdır. Bizim Peygamber'imiz (s.a.a) bize böyle emretmiştir.' Zimmî şaşırarak şöyle dedi: 'Bunu gerçekten Peygamber'iniz mi söylemiş?' İmâm (a.s) 'Evet' buyurdu. Zimmî adam bu durumu ve bu sözleri duyup görünce, şöyle dedi: 'Hiç şüphesiz, bunu yapanın (bu işi) değerli amellerindendir (güzel ahlakındandır); ben şehâdet ediyorum ki senin dinindeyim artık!' kısacası Emirü'l-Müminin Ali'nin (a.s) de kim olduğunu anlayınca adam Müslüman oldu."177[177]

49- İMÂM ALİ'NİN (A.S) TEVAZUSU


157- İmâm Ali'nin (a.s) dostları ve arkadaşlarından olan, Sa'saa b. Sûhân ve diğer bazıları İmâm (a.s) hakkında şöyle demişlerdir: "O bizim aramızda, bizden birisi gibiydi. Oldukça yumuşak ve mütevazı idi ve herkesi kendine cezp ediyordu. (Buna rağmen) biz elleri bağlı başında kılıç sallanan bir esir gibi ondan çekiniyorduk.178[178]

158- Yine şöyle rivâyet edilmiştir: "Hz. Ali (a.s) bizzat pazara giderdi; hurma, un, tuz ve benzer eşyayı bazen elbisesinde bazen de elinde, (evine) taşırdı ve şöyle derdi: 'Ailenin ihtiyacı olan şeyleri, onlara taşımak kâmil insanın kemalinden bir şey eksilmez."179[179]

159- İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s) şöyle rivâyet edilmiştir:

"Emirü'l-Müminin (a.s) (bir gün) bir bineğe bindiği hâlde ashabının arasına çıktı. Onlar İmâm'ın (a.s) arkasından yürümeye başladılar; bunu gören Ali (a.s) onlara dönüp 'Bir ihtiyacınız mı var?' diye sordu. 'Hayır, ya Emire'l-Müminin' dediler; 'Ancak seninle birlikte yürümek hoşumuza gidiyor.' Bunu üzerine şöyle buyurdu: 'Dağılın gidin. Hiç şüphesiz yaya birisinin binen birisiyle yürümesi, b.nen kimsenin bozulmasına ve yaya kimsenin zilletine yol açar…"180[180]


50- İMÂM ALİ'NİN (A.S) TAHAMMÜLÜ


160- Resulullah (s.a.a): "Ali tahammül açısından insanların en üstünüdür."181[181]

161- İbn Abbâs Resulullah'tan (s.a.a) nakletmiştir; bu-yurdu: "Eğer tahammül bir insan şeklini alsaydı, Ali olurdu."182[182]


51- İMÂM ALİ'NİN (A.S) SABRI


162- Hz. Ali (a.s), hilâfetin elinden alınması ve bu konudaki tavrı hakkında okuduğu meşhur "Şıkşıkıyye" hutbesinin bir bölümünde şöyle buyurmuştur:

"…Düşündüm; kesilmiş elimle hamle mi edeyim; yoksa bu kapkaranlık körlüğe sabır mı edeyim? Hem de öylesine bir körlük ki ihtiyarları tamamıyla yıpratır; çocuğu kocaltır; inanan da Rabbine ulaşıncaya dek bu zulmette zahmet çeker. Gördüm ki sabretmek daha doğru; sabrettim; ettim ama gözümde diken vardı, boğazımda kemik; mirâsımın yağmalandığını görüyordum…"183[183]

163- Hz. Ali'den (a.s) nakledilmiştir; Resulullah (s.a.a) buyurdu:

"Ya Ali, insanlar ahirete meyilsizleşip dünyaya yöneldiğinde, miras malını sınır tanımaz bir şekilde yediklerinde ve malı bir yığma tutkusu ve hırsıyla yediklerinde, Allah'ın dinini aldatma vesilesi haline getirdiklerinde ve Allah'ın malını elden ele (haksız yere) dolaştırdıklarında ne yapacaksın?!"

Ben, "Ya Resulallah dedim, onları ve yaptıklarını bırakıp Allah'ın ve Resulü'nün (bana) seçtiğini ve ahiret yurdunu seçerim. Allah'ın meşiyyetiyle sana kavuşuncaya kadar dünya musibetleri ve arzularına karşı sabrederim."

Bunun üzerine Resulullah (s.a.a) "Doğru söyledin ya Ali" buyurdu ve şöyle dua etti: "Allah'ım, bunları Ali'ye nasip buyur."184[184]



Yüklə 238,23 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   56




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə