Down sendromlu çocuklarda motor geliŞİMİ ve müdahalesi



Yüklə 119 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə21/103
tarix22.03.2018
ölçüsü119 Kb.
#33175
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   103

54
3.4.3  Sonuçlar
paternlerinin gelişimi arasındaki tutarlılıkla ilgili bir anlayışı 
içermemekteydi. Tedavi, bireysel terapi amaçları baz alınarak 
yapıldı ve kalifiye fizyoterapistler tarafından sürdürüldü. 
Bu durumda; spesifik motor programlardaki amaçların limitli 
olduğu gibi bir sonuca varılabilir. Sonuçta DS’lu çocukların motor 
problemlerine yeterince odaklanmış bir araştırma 
bulunmamaktadır. Bu problemlerin yapısı, NDT metodunu en 
uygun görünen yöntem yapmıştır ancak bazı adaptasyonlar 
gerektirmiştir. Henderson (1985) DS’lu çocukların problemlerine 
ilişkin bir hipotez geliştirilmesini; Gibson & Harris (1988) 
müdahale programlarındaki problemlerle ilgili bilgilerin 
tamamlanmasını önermiştir. 
12 müdahale çalışmasının hedef grupları, motor becerileri 
geliştirme sürecindeki engelli küçük çocuklardan oluşuyordu. Bu 
yüzden, sonuçların geçici bir eğitim etkisini mi ifade ettiği yoksa 
tedavi edilen çocuğun gelişiminin kalite ve işlevselliğine yapısal 
olarak katkıda mı bulunduğunun bilinmesi çok önemlidir. Genel 
stimülasyon programlarıyla (tablo 3.1), Brinkworth (1972) hafif 
pozitif ve istatistik olarak belli olmayan kısa dönem 
etkilerin olduğunu iddia etmiş; Hayden&Dmitriev de (1975) 
pozitif etkileri olduğunu belirtmişlerdir. Aronson&Fallström (1977) 
hareket yeteneği (lokomosyon) alanında pozitif bir kısa dönem 
etkisi olduğunu ama 1 yıl sonra bu etkinin yapısal olmadığının 
anlaşıldığını ifade etmişlerdir. Hanson &Schwarz (1978) ve 
Clunies-Ross (1979) göreceli minör pozitif kısa dönem etkisi 
olduğunu tanımlamışlardır. Piper&Pless (1980) azalan bir 
motor skor olduğunu rapor etmişler. Sharav&Shlomo’nun (1986) 
çalışması 18 aya kadar, azaldığı farkedilebilir bir gelişimsel eğilim 
olduğunu göstermiştir. Sonuç olarak, Cunningham (1987) 
uygulanan stimülasyonun süresi için pozitif bir etki olduğunu ama 
genelleştirilmiş bir etkisi olmadığını tanımlamıştır.
Bu yüzden, kaba motor beceri alanındaki sonuçlar, çok çeşitli 
ama esas olarak hafif pozitiftir. Motor beceri alanında herhangi 
bir olumlu etki varsa da, bunun yapısal ve gelişimsel bir katkıdan 
dolayı olduğu net değildir. Spesifik motor programlar kaba motor 
beceri alanında pozitif kısa dönem etkilerin olduğunu göstermiştir 
(tablo 3.2). Harris’in araştırmasında (1981a; 1981b) bu sonuç, 
Bayley Bebek Gelişimi Ölçeği ve Peabody Gelişimsel Motor Ölçeği 
skorlarından belli olmamakta ama, bireysel olarak tayin edilmiş 


55
3.4.4  Değerlendirme Ölçümü
amaçların skorlarından belli olmaktadır. Connolly ve diğerleri 
(1980;1984; 1993) kaba ve ince motor beceriler alanında umut 
kırıcı uzun dönem etkileri olduğunu rapor etmişlerdir. Spesifik 
motor programlar da DS’lu çocukların motor gelişimi üzerinde 
açıkça bir fayda göstermemişlerdir ama kısa dönem etkileri, 
genel stimülasyon programlarından daha pozitif bir genel manzara 
sunmuştur. 
Sunulan sonuçların anlamı, bunların hangi biçimde elde edildiğine 
bağlıdır. Gibson & Harris (1988) erken müdahalenin DS’lu 
çocukların gelişimi üzerindeki sonuçlarının metodolojik 
problemlerden dolayı kafa karıştırıcı olduğu sonucuna 
varmışlardır. Yukarıdakilerle bağlantılı olarak, kullanılan ölçüm 
araçlarına ve değerlendirme kontrolüne ilişkin eleştirinin anlamlı 
noktaları vardır. 
Tartışılan 12 müdahale araştırma çalışmasında, toplamda 17 adet 
güvenilir ölçüm aracı kullanılmıştır. Sadece Hanson&Schawarz’ın 
çalışmasında (1978) müdahale ölçümünün güvenilirliği açık 
değildir. 3 müdahale çalışmasında Gesell Motor Gelişim 
Çizelgesi, Griffiths’in Gelişim Ölçeği, Stanford-Binet ve Bayley 
Bebek Gelişimi Ölçeği kullanılmış; buna ek olarak ölçümler diğer 
13 ölçüm aracı ile yapılmıştır (tablo 3.1 ve 3.2). Bu çeşitlilikteki 
araçlardan birinin, DS’lu küçük çocukların motor davranışlarının 
kaydı için özellikle uygun bulunduğu gibi bir sonuç çıkarılabilir. 
Aynı zamanda açıkça ortada ki, müdahalenin etkisini ölçmek için 
sağlıklı normal çocuklarda standardize edilmiş gelişimsel ölçekler 
kullanılmıştır. Eiper ve Azen (1978) DS’lu çocuklar için Bayley 
Bebek Gelişimi Ölçeğini tavsiye etmişlerdir. Ancak diğer yazarlar, 
bu çocukların hayatlarının ilk yılındaki gelişimsel katsayılarındaki 
düşüşü, ölçüm aracının yapısına bağlamışlardır (Sharav&Shlomo, 
1986; Dyer ve diğerleri, 1990). Bu evrede test öğeleri, genellikle 
motor beceriler ve DS’lu çocukların hipotoniden negatif etkilenmiş 
seviyeleri üzerine kurulur. Engelsiz çocuklarla karşılaştırıldıklarında 
DS’lu çocuklar, Bayley Bebek Gelişimi Ölçeği’nin birkaç öğesini 
değişik bir gelişimsel sırada gerçekleştirirler (Dyer ve diğerleri, 
1990). Buna ek olarak araştırmacılar böyle gelişimsel testlerin 
DS’lu çocukların spesifik motor problemlerini ortaya koymadığına 
karar vermişlerdir. Van Empelen (1992), günümüzde uygulanan 
pediatrik fizyoterapide kullanılan ölçüm araçlarının, hareketin 
kalitesini değerlendirmede yetersiz olduğunu belirtmiştir. 


56
NDT metoduyla uygulanan müdahalenin sonucu olarak gelişimsel 
ilerleme, Bayley Bebek Gelişimi Ölçeği ve Peabody Gelişimsel 
Motor Ölçeği’nin hassasiyeti olmadığı için kaydedilememiştir 
(Harris, 1981a; 1981b). Bu yüzden gerekli olan, sendroma özel iyi 
bir ölçüm aracının geliştirilmesi, bu sayede motor becerilerin 
kalitesinin seviyesi ve bunlardaki değişikliklerin 
ölçümlenebilmesidir. Müdahalenin sonuçlarının güvenilir şekilde 
test edilmesi gerekir. Ancak yeterli bir ölçüm cihazının halihazırda 
olmadığı gözlenmektedir. Harris’in (1980) örneğini takip ederek; 
bir çocuğun motor gelişimine ışık tutacak testin yönetimiyle elde 
edilen sonuçtan, sırasal olarak klasifiye edilmiş bir dizi temel 
motor becerinin gelişimine ilişkin seviyenin tanımlanabiliyor olması 
gerekir. Postür ya da hareketin kapsamı ve DS’lu çocuğun gelişim 
sürecinin bireysel yapısı burada çalıştırma gücü olmalıdır. Üstelik, 
böyle bir ölçüm aracının olmaması, yukarıda açıklanan sonuçların 
sadece göreceli değerler olduğu anlamına gelir. 
Bazı yazarlar kısmen etik endişelerden dolayı, bir kontrol grubu 
kullanmayı tercih etmemişlerdir. Sağlıklı çocuklar için standardize 
edilmiş gelişimsel testlerin normları ya da spesifik bir grup DS’lu 
çocuğu baz alan gelişimsel normlar referans olarak kullanılmıştır 
(Fishler ve diğerleri, 1964, Dicks-Mireaux, 1972). Normal 
çocuklarla karşılaştırma, çarpık bir manzaranın oluşmasına 
neden olmuş çünkü spesifik problemler belirtilmemiştir (Dyer ve 
diğerleri, 1990). Bunun yanında, DS’lu çocukların farklı gelişimi 
görmezden gelinmiştir. DS’lu çocuklar için normların kullanılması 
gerçekleşmemiştir çünkü düzgün, evrensel olarak uygulanabilir, 
standardize edilmiş normlar mevcut değildir (Gibson&Fields, 
1984). Harris (1980) pratik bir bakış açısından bakıldığında, saf 
deneysel araştırma için gerekli olan eşdeğer deneysel ve kontrol 
gruplarının kurulmasının DS’lu çocuklar için mümkün olmadığını 
belirtmiştir. Bunun sebebi bu çocukların motor problemlerinin 
karmaşıklığından kaynaklanır. 
Hipotoninin derecesi, tonus bozukluğunun bireysel çeşitliliği, 
zihinsel seviye, sosyal geçmiş, sıkça rastlanan kalp bozuklukları 
ve solunum yetmezliği gibi genel sağlık problemleri değişkenlerin 
çeşitliliğini gösterir. Harris’in (1980) yanıtı, tek denekli tasarımı 
(n=1) bir araştırma metodu olarak kullanmaktır. Kalite amaçlı 
araştırma çalışmaları kapsamında, tedavi edilen her çocuğun 
kendi referans sistemini oluşturduğu bir zaman serisi bir olasılık 
olabilir. 


Yüklə 119 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   103




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə