Bu yüzyılı batılılar ‘bilimsel devrim’ yüzyılları olarak adlandırmaktadır. Ancak bu deyim daha çok 17. yy için geçerlidir



Yüklə 446 b.
səhifə5/18
tarix13.12.2017
ölçüsü446 b.
#15308
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   18

Schmidt-Cassegrain Teleskopları:

  • Schmidt-Cassegrain Teleskopları:





Çağdaş astronominin kurucusu sayılan Kepler 1571 yılında Almanya'nın güneyinde bulunan Weil'da doğdu. Çocukluğunda çok hasta olmasından dolayı ellerinde ve gözlerinde kalıcı bozukluk olmuştu. Buna rağmen Tübingen Üniversitesi'ne girdi ve öğrenim gördü. 1591'de yüksek lisans derecesi aldı. Graz'da matematik profesörlüğü yaptı.

  • Çağdaş astronominin kurucusu sayılan Kepler 1571 yılında Almanya'nın güneyinde bulunan Weil'da doğdu. Çocukluğunda çok hasta olmasından dolayı ellerinde ve gözlerinde kalıcı bozukluk olmuştu. Buna rağmen Tübingen Üniversitesi'ne girdi ve öğrenim gördü. 1591'de yüksek lisans derecesi aldı. Graz'da matematik profesörlüğü yaptı.



Bu dönemde yazdığı Mysteriumcosmographicum (Evrenin Gizleri, 1596) adlı yapıtında açıkladığı gezegen sistemiyle ünlü astronomlar arasına katıldı. Linz'de kaldığı 14 yıl içinde iki kitap yazan Kepler, burada üçüncü yasasını keşfetti.

  • Bu dönemde yazdığı Mysteriumcosmographicum (Evrenin Gizleri, 1596) adlı yapıtında açıkladığı gezegen sistemiyle ünlü astronomlar arasına katıldı. Linz'de kaldığı 14 yıl içinde iki kitap yazan Kepler, burada üçüncü yasasını keşfetti.



1. yasası: Bütün gezegenler, odaklarından birinde Güneş'in bulunduğu elips biçimli yörüngeler üzerinde hareket eder.

  • 1. yasası: Bütün gezegenler, odaklarından birinde Güneş'in bulunduğu elips biçimli yörüngeler üzerinde hareket eder.

  • 2. yasası: Bir gezegeni Güneş'e bağlayan doğru parçası eşit zaman aralıklarında eşit alanlar tarar.

  • 3. yasası: Gezengenlerin dolanım sürelerinin karesi ile Güneş'e olan uzaklıklarının küpünün oranı tüm gezegenler için aynıdır.





Bütün ilk ve ortaçağ boyunca, Dünya’nın evrenin merkezi olduğu varsayıldı. Buna karşı çıkan ilk isim görüşlerini ölüm döşeğinde yayınlatmayı başaran Polonyalı papaz ve bilim adamı NicolausCopernicıus (1473-1543) oldu (MikolajKopernik).

  • Bütün ilk ve ortaçağ boyunca, Dünya’nın evrenin merkezi olduğu varsayıldı. Buna karşı çıkan ilk isim görüşlerini ölüm döşeğinde yayınlatmayı başaran Polonyalı papaz ve bilim adamı NicolausCopernicıus (1473-1543) oldu (MikolajKopernik).

  • 17.yüzyıla gelindiğinde bilim adamları ikiye ayrılmıştı. Bir bölümü din ve ilk çağ Yunan filozoflarının etkisi altında hala Dünya merkezli evreni, bir kısmı da Güneş merkezli evreni savunuyordu.



Kepler ikinciler arasındaydı. Ne var ki, Güneş merkezli evreni savunanlar o tarihte bilinen altı gezegenin (Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter ve Satürn) hareketlerindeki bazı düzensizlikleri açıklayamıyorlardı. Platon felsefesi ve Pisagor matematiğinin etkisiyle evrende varolduğuna inandığı matematiksel uyumu göstermeye çalışmıştır.

  • Kepler ikinciler arasındaydı. Ne var ki, Güneş merkezli evreni savunanlar o tarihte bilinen altı gezegenin (Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter ve Satürn) hareketlerindeki bazı düzensizlikleri açıklayamıyorlardı. Platon felsefesi ve Pisagor matematiğinin etkisiyle evrende varolduğuna inandığı matematiksel uyumu göstermeye çalışmıştır.



Descartes bu yöntemini dört kuralla temellendirmiştir.

  • Descartes bu yöntemini dört kuralla temellendirmiştir.

  • 1-Apaçıklık Kuralı: Doğruluğu apaçık bilinmeyen hiçbir şeyi doğru olarak kabul etmemek, yani acele yargılara varmaktan ve ön yargılara saplanmaktan çekinmek, yargılarda ancak kendilerinden kuşkulanılmayacak derecede açık ve seçik olarak kavranılan şeyleri bulundurmak.



Bu yöntemin esası, sağlam bir nokta buluncaya kadar sezişle apaçık olarak kavranılamayan her şeyden kuşku duymaktır. Bu yönüyle kuşkucuların yöntemlerinden tamamen farklı olan yöntemsel kuşkuculuk, Descartes'ın deyimiyle, gerçeği, yani kayayı bulmak için gevşek toprak ve kumu atmak amacına dayanır. Böylece elde edilen bilgi artık kendisinden kuşku duyulmayan, apaçık olarak kavranılan, doğruluğuna güvenilen bilgi olacaktır.

  • Bu yöntemin esası, sağlam bir nokta buluncaya kadar sezişle apaçık olarak kavranılamayan her şeyden kuşku duymaktır. Bu yönüyle kuşkucuların yöntemlerinden tamamen farklı olan yöntemsel kuşkuculuk, Descartes'ın deyimiyle, gerçeği, yani kayayı bulmak için gevşek toprak ve kumu atmak amacına dayanır. Böylece elde edilen bilgi artık kendisinden kuşku duyulmayan, apaçık olarak kavranılan, doğruluğuna güvenilen bilgi olacaktır.



2-Analiz Kuralı: Bu kural incelenecek problemlerden her birini, olanaklar ölçüsünde ve daha iyi çözümlemek için gerektiği kadar parçalara ayırmayı belirtir, yani karmaşık ve karanlık olan önermelerden, basamak basamak daha yalın önermelere inmek ve daha sonra bu yalın önermelerden başlayarak daha karmaşıkların bilgisini elde etmektir.

  • 2-Analiz Kuralı: Bu kural incelenecek problemlerden her birini, olanaklar ölçüsünde ve daha iyi çözümlemek için gerektiği kadar parçalara ayırmayı belirtir, yani karmaşık ve karanlık olan önermelerden, basamak basamak daha yalın önermelere inmek ve daha sonra bu yalın önermelerden başlayarak daha karmaşıkların bilgisini elde etmektir.


  • Yüklə 446 b.

    Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   18




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə