GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
318
Sevgi şudur ki:
Seven sevdiğinin karşısında yok olacak.
Sevilen sevende var olacak.
Bunu da işte Allah idrak versin, Allah bildirsin. En büyük sır, esrar
bizdedir; ama o esrarı çözmek lazım, o esrarı bilmek lazım.
O esrarı nasıl çözeceğiz, o esrarı nasıl bileceğiz?
İlim ile amel ile keramet ile olmaz o. Ama bunlarsız da olmaz.
İlim de olacak amel de olacak. Fakat tasavvuf; ilmin dörtte bir payı
ve bir payının da dörtte birini istiyor.
Mesela, ilim, amel, ihlas değil mi? İlim lazım, amel lazım, bir de
ihlâs lazım. İşte tasavvufu olmazsa bir insanın ilmi olur, ameli olur
ama ihlâsı olmaz. İhlâsı olmayan ilim, ihlâsı olmayan amel zayi
olabilir, boşuna gidebilir.
O bir dalı da ne?
İlim dörttür, dörde ayrılıyor:
Tefsir ilmi; Kur'anı Kerim'in tefsiri yani.
Hadis ilmi,
Kelam ilmi,
Bir de fıkıh ilmi.
Fıkıh ilminin bir dalını istiyor tasavvuf, olacak, diyor.
O bir dalı da ne?
Her Müslüman’ın üzerine farz-ı ayın olan nedir?
Dini ilmihalini bilmek.
Yani onun üzerine verilen vazife olarak namaz, oruç ve almış
olduğu kulluk görevi nedir?
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
319
Günahlar, sevaplar, helaller, haramlar, bunları bilmek. Bunların
teferruatını bilemez ki. Lazım olanları bilecek. Bir dalı için de “sen
fıkıh âlimi ol da fıkıhtan vaaz et”, değil, “ibadetini sıhhatli yap”.
Demek bir insan ibadetini sıhhatli yapmayı bilecek. Bilmeden
yaparsa o ibadet sıhhatli değildir, sağlıklı değildir. Bilerek yaparsa
sağlıklıdır, sıhhatlidir, bunu istiyor.
Çünkü bakın şeriat, tarikat, hakikat, marifet var. Şeriat birinci
basamak. Birinci basamağa basmadan sen ikinci basamağa
geçemezsin. Tarikat ikinci basamak. Hakikat üçüncü basamak.
Marifet dördüncü basamak. Allah şeriatı, tarikatı, hakikati, marifeti
insanlara halk etmiş. Ama o şeriatı, tarikatı, hakikati bilmek de
Allah'ın ayrı bir ihsanıdır. Bilmek Allah'ın ihsanıdır ama yaşamak
da bunun sa'yıdır. Eğer yaşamazsa Allah'ın ihsanını zayi' etmiş
olur.
Allah ne buyuruyor? “Ben kuluma vermiş olduğum nimetin kulum
kıymetini bilirse onun nimetini arttırırım, yükseltirim, büyütürüm;
kıymetini bilmezse elinden alırım
7
”. Öyleyse bu tasavvuf da
Allah'ın bir ihsanıdır.
Şeyhim benim sultân imiş
Hak'tan bize ihsân imiş
Cân derdine dermân imiş
Ama bunun ihsan olduğunu bilir de bunun kıymetini bilirse Allah
büyütecek, bilmezse elinden alacak.
Tarikata girmekle hepsi hakikate ulaşamazlar.
İnsanların tarikata girmekten maksat tarikatı anlamak, yaşamak,
hakikate ulaşmak.
Hakikate ulaşırsa insan küçük varlık iken büyük varlık olur.
Kendisindeki sırlar da aşikâr olur.
7 İbrahim 14:7
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
320
(Allaaaah)
Allah doyursun, Allah cemalinden kandırsın, tecelli zatından
kandırsın, zatının nurundan kandırsın, Habibinin nurundan
kandırsın, velayet nurundan kandırsın.
Bunları daha da iyi anlayacak olursak; velayet nuru esma nurudur.
Habibinin nuru sıfat nurudur. Allah'ın isimleri var ya, bin bir ismi.
Allah'ın sıfatları var ya, sekiz sıfatı. Ama zatı tekdir.
(Canım kurban olsun)
Ben de sana kurban olayım, ben de size kurban olayım.
Evet, efendiler bunlar bizim hakkımızdır, hak edersek hakkımızdır;
hak etmediysek hakkımız değil. Sıfat nuru, zat nuru, Allah'ın
nurları ancak Allah'ın kulları bu nurlara ulaşıyorlar. Allah'ın nurları
aşikâr olsun diye, bu nurlar bilinsin diye, bu nurlar aşikâr olsun
diye, Allah insanları halk etmiş. İnsanlarda bu nurlar tecelli eder.
Hiçbir varlıkta tecelli etmez. Hepsi yok olup gidecek insanlar yok
olmayacak. İnsanlar yalnız âlem değiştiriyorlar.
Ne olur âlem değiştiren insanlar? Burada işte kâinatı aydınlatan
güneşin altında yaşıyoruz. Gecesi gündüzü, sefası cefası bu kadar
nimetler görüyor yaşıyor. Ama ahirette bunları hep kaybedecek.
Bunlardan daha çok iyisini elde edecek. Bunlardan hiçbirini elde
edemezse mahrum kalacak.
Ahiret hayatı dünya hayatından çok lükstür.
Ahiret hayatı dünya hayatından çok aşağıdır.
Dünyada çok aşağı, çok sıkıntılı, çok bunaltı, çok darlık, sefillik
çeken hastalık olsun, yokluk olsun, ne kadar olursa olsun ahiret
hayatını kazanamazsa, daha da darlık, daha da sıkıntılı, daha da
perişan olur.
Ama eğer ahireti kazanırsa; dünyada Paris Paris derler. Paris'in ne
olduğunu bilmiyor ya. Paris'teki hayat ahiretteki hayatın zerresi
kadar demek değildir.
Ama insan ahirette külfetten kurtulur. Dünyada külfet var.
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
321
Külfet ne demek?
Bilen için; hazır bir şeyi, şuradaki hazır bir şeyi, önüne almak
külfettir. Ne kadar zengin olursa olsun, ne kadar varlıklı olursa
olsun, bir şeyi düşünmek, bir şeyi hazırlayıp, yiyecek, giyecek,
getirmek külfettir.
Külfet bu dünyada var. Ahirette böyle bir külfet yok ki. Ahirette
her şey mevcut, hiçbir şey düşünülmüyor. Hiçbir işlem yok, hepsi
hazırlanmış.
Ama âşıklar için bunlar da bir şey demek değil. Âşıklar ne yapacak
bunları.
Ne demiş âşık?
Ne edeceğim cennetin süsünü püsünü, zevkini sefasını ne
edeceğim? Ne buyurmuş?
Sensin benim canım canı
Sensiz kararım yokturur
Sensiz hiçbir kararım yoktur.
Sensin benim canım canı
Sensiz kararım yokturur
Cennette sen olmazsan
Vallah nazarım yokturur
Yemin ediyor cenneti istemem diye. Sen olmazsan cennete de
girmek istemem, diyor.
Kim diyor bunu?
Âşık diyor, Allah'a âşık olan diyor.
Cennete âşık olan zaten cenneti istiyor, cenneti kazanmak istiyor.
Ama cenneti hiç istemeyen, cennet hiç gönlüne, aklına gelmiyor.
Acaba Allah'ın rızasını kazanacağım mı? Allah'ın cemalini
göreceğim mi?
Dostları ilə paylaş: |