41
yaranır. 1995-ci ildə Rimma Ortabay ilə Ahiya Biciri hazırla-
dığı “Kalay ulu Appanın izin izlay” (Kalay oğlu Appanın izi
ilə) adı kitabı Çerkassı şəhərində çap olunur.
Nəticə
1881-ci ildə knyaz Urusbiyev Qafqazda jırçılıq sənətinin
iflasa uğradığını və zamanla tamamilə unudulacağını təəssüf
hissi ilə qeyd edirdi. Amma onun proqnozları özünü doğrult-
mamış, XX əsrdə də qaraçay-malkar xalq ədəbiyyatının jırçılar
tərəfindən ifası və daşınması söyləyicilik ənənəsinin nəinki ara-
dan qalxacağından, hətta zamanla özünün daha yüksək inkişaf
mərhələsinə qədəm qoyacağıdan xəbər verir.
QAYNAQLAR:
1.
Мамиева И. В.. Институт эпического сказительства
на Северном Кавказе: универсалии и этноспецифика //
Известия СОИГСИ, № 8 (47), 2012, с. 61-79
2.
Остряков П. Народная литература кабардинцев и
ее образцы // «Вестник Европы», кн.8, 1879
3.
Урусбиев С. Сказания о нартских богатырях у та-
тар-горцев Пятигорского округа Терской области //
СМОМПК, 1881, вып. 1, отд. 2, с. 1-42
4.
Танеев С.И. О музыке горских татар // Вестник
Европы, том 1 кн.1, 1886
Afet Hashimi
KARACHAY-MALKAR EPIC STORYTELLERS:
JIRCHI
Summary: In article the history of institute of the kara-
chay-malkar storytellers are investigated. Art of an epic tellers
42
of the Caucasian people is studied in a foreshortening of the
analysis of poetic heritage of certain national storytellers of
Karachay-malkar, called jirchi. In historical aspect the history
of studying and fixing national jirchi in the pre-revolutionary
periodical press is considered. Articles of Ostryakov, Urus-
biyev and other authors about this subject of the XIX century
are analyzed.
Key words: karachay, malkar, jirchi, storytellers
Афет Гашими
КАРАЧАЕВО-БАЛКАРСКИЕ ЭПИЧЕСКИЕ
СКАЗИТЕЛИ: ЖЫРЧЫ
Резюме: В статье исследуется история института
сказительства Карачаево-Балкарии. Искусство эпического
сказывания Кавказских народов изучается в ракурсе ана-
лиза поэтического наследия отдельных народных скази-
телей карачаево-балкарии, называемые жырчы. В исто-
рическом аспекте рассмотрена история изучения и фик-
сации народных жырчы в дореволюционной периодике.
Анализируются статьи по этой тематике Острякова, Урус-
биева и других авторов XIX века.
Ключевые слова: карачаи, балкары, жырчы, скази-
тели, сказительство
43
Ali YAMAN
Abant İzzet Baysal Universiteti(Türkiyə)
Doç. Dr.
ayaman@yahoo.com
GEÇMIŞTEN BUGÜNE
KIZILBAŞ-ALEVILER’DE DEDELIK KURUMU
VE AŞIKLIK (OZANLIK) İŞLEVİ
Özet: Dedelik kurumu Aleviliğin en temel kurumların-
dan birisi olarak yüzyıllardır önemli işlevler görmüş bulunmak-
tadır. Dede ailelerinin oluşturduğu bu yapı Alevi geleneksel
yaşamında Ocakzadelik olarak bilinmiştir ve Anadolu’daki
Alevileri yüzyıllarca dış dünyaya karşı koruyan ve toplumsal
organizasyonunun düzenlenmesini ve yaşanan topluluk içi so-
runların çözümünü üstlenen, dinsel, eğitsel, hukuki, sosyal
hatta tıbbi rollere de sahip olmuştur. Bu bakımdan Aleviliğin
anlaşılabilmesi bakımından önemli bir konuma sahiptir. Son
20-30 yıldır artan Alevilik araştırmalarına paralel olarak, De-
delik kurumu ve ocaklarla ilgili yayınlarda da artış yaşandığı
görülmektedir. Yine de kırsal alanda sözlü geleneğe dayalı ya-
pısı nedeniyle Dedelik Kurumuyla ilgili çalışmaların nispeten
sınırlı düzeyde kaldığı söylenmelidir.
Dedelik kurumu dinsel boyutunun da ötesinde pek çok
işleviyle, aşıklık geleneği ile de ilişkilidir. Dedelerin bir bö-
lümü halk arasında aşıklık işlevlerini de üstlenmişlerdir. Dede-
lik, pirlik özelliğine de sahip, Aşıklık bu anlamda kutsal bir
niteliğe de bürünmüş olmakta, Pir Sultan Abdal, Kul Himmet,
Kul Hüseyin gibi hem aşıklık hem de Dedelik işlevlerini
44
sürdüren ulu önderler ve ozanlar, Aleviler arasında efsanevi
özellikler kazanmışlardır.
Bu bildiride ilk olarak Alevilik ve Alevilik’te Dedelik
Kurumunun yerinin ne olduğu üzerinde durulacak, işlevleri ve
nitelikleri, tarihsel süreç içerisinde Dedelik Kurumunun nasıl
dönüştüğü ve Aşıklık geleneği ile ilişkileri de kısaca ince-
lenmeye çalışılacaktır.
Anahtar kelimeler: Aşıklık geleneği, alevilik, dedelik
kurumu
Dede Sözcüğü ve Kullanımı
“Dede” sözcüğü, Oğuzca kökenli olup, edebi Türkçe’de
“baba, dede, ced, ihtiyar, amca ve dayı” anlamlarında kulla-
nılmıştır. Dede sözcüğünün, Orta Asya’da yaşayan Türk top-
luluklarında halka yol gösteren tecrübeli ve bilgili kişiler için
kullanılan “ata” ve “baba” sözcükleriyle aynı anlamda fakat
daha sonraki dönemlerde; Anadolu’da ise ilk zamanlardan iti-
baren kullanıldığı söylenebilir. (Bu konuda Bkz.: Mansuroğlu,
1993: 506; Taeschner, 1965: 199) Büyük halk sufisi Hoca Ah-
med Yesevi’nin çağından başlamak üzere Anadolu’ya gelme-
leri öncesinde ve sonrasında Türklerin arasında, Arslan Baba,
Hakim Ata, Mansur Ata, Çoban Ata, Dede Korkut, Ürgeç
Dede, Baba Maçin, Baba Tahir, Baba Merendi, Barak Baba,
Dede Balı, Dede Garkın gibi tanınmış şahsiyetlerin varlığı, bu
ünvanların yaygınlığını göstermektedir. (A. Yaman, 1996: 41-
42) “Dede” ünvanı da tıpkı “ata” ve “baba” ünvanları gibi
saygı ifadesi olarak yaygın bir şekilde kullanılmıştır. Demek ki
“dede” sözcüğü zamanla Anadolu’da “ata” ve “baba” sözcük-
leri gibi ulusal efsane kahramanları ve din uluları için kullanılır
hale gelmiş ve yaygın bir şekilde kullanılmıştır. Bu konuda
Barkan’ın “Kolonizatör Türk Dervişleri” adlı çalışmasında
Dostları ilə paylaş: |