Aşk ve Gurur



Yüklə 1,64 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə5/12
tarix22.01.2022
ölçüsü1,64 Mb.
#83041
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12
Aşk ve Gurur - Jane Austen ( PDFDrive )

*Üzerine kumaş gerilerek nakış işlemeye yarayan kasnak. 

"Ben de öyle," dedi Bayan Caroline Bingley.

Elizabeth,  Darcy'ye  dönerek,  "Şu  halde,  siz  bir  hanımı

becerikli  sayabilmek  için  ondan  çok  şey  bekliyorsunuz

demektir," diye düşüncesini belirtti.

"Evet, gerçekten de çok şey beklerim."

"A,  tabii,"  diye  bağırdı,  Darcy'nin  gönüllü  yardımcısı

Caroline.  "Genellikle  rastlananların  üstünde  yetenekli

olmayanlar  tam  yetenekli  sayılamaz.  Bir  kadın  bu  tanıma

layık olmak için müziği, notayı, resmi, dansı, modern dilleri

çok iyi bilmeli ve her şeyden önce, halinde ve yürüyüşünde,

sesinin  tonunda,  konuşmasında  ve  ifadesinde  de  bir  başkalık

olmalıdır,  yoksa  bu  deyimi  ancak  yan  yarıya  hak  etmiş

sayılır."

"Bütün  bunları  kendinde  topladıktan  sonra  da,  bu

özelliklere çok okuyarak daha önemli bir şey; yani kültürünü

artırmayı katmalı," dedi Darcy.



Elizabeth,  'Tanıdığınız  yetenekli  bayanların  yarım

düzineyi  geçmemesine  artık  şaşmıyorum,"  dedi.  "Aksine

bütün  bu  özelliklere  sahip  bir  kadın  tanımanıza  hayret

ediyorum."  "Hemcinslerinize  karşı  bu  kadar  insafsız

mısınız?"

"Ben  böyle  bir  kadın  görmedim.  Tarif  ettiğiniz  gibi  bir

yetenek,  zevk,  ifade  ve  zarifliğin  tek  bir  kişide  birleştiğine

doğrusu hiç rastlamadım."

Elizabeth'in  kuşkusundaki  haksızlığa  hem  Bayan  Hurst,

hem de Bayan Caroline Bingley isyan ettiler. Her ikisi de bu

tarife uyan birçok kadın tanıdıklarını ileri sürdüler. Bu sırada

Bay Hurst oyunu takip etmediklerinden şikâyet ederek, onları

sessizliğe  davet  etti.  Böylelikle  konuşma  sona  erdi  ve  çok

geçmeden Elizabeth odadan çıktı.

Kapı  Elizabeth'in  arkasından  kapanır  kapanmaz  Bayan

Caroline  Bingley,  "Eliza  Bennet  da  kendi  cinslerini

kötüleyerek erkeklerin gözüne girmeye çalışan genç kızlardan

biri!"  dedi.  "Diyebilirim  ki  bu  plan  birçok  erkekte  başarılı

olur; ama bence saçma bir yöntem ve çok bayağı bir hile."

"Kuşkusuz,"  dedi  bu  sözlerin  başlıca  muhatabı  olan

Darcy,  "Bayanların  erkekleri  avlamak  için  tenezzül  ettikleri

bütün  çareler  bayağıdır.  Kurnazlık  içeren  her  şey  bayağıdır."

Bu cevap Bayan Caroline Bingley'de bu konuya devam etme

hevesi  bırakmadı.  Elizabeth  kız  kardeşinin  durumunun  daha

da  kötüleştiğini  ve  onu  yalnız  bırakamayacağını  söylemek

için  tekrar  yanlarına  geldi.  Bingley,  Bay  Jones'un  derhal

çağrılmasında  ısrar  etti.  Kız  kardeşleri  ise  köy  hekimlerinin

önerilerinin  pek  etkili  olmayacağını  ileri  sürerek  Londra'dan




tanınmış  bir  doktorun  olabildiğince  çabuk  getirilmesini

önerdiler.  Elizabeth  buna  gerek  görmedi;  ama  Bingley'nin

teklifini  reddetmedi.  Bayan  Jane  Bennet'ın  durumunda

iyileşme görülmezse Bay Jones'un sabah erkenden çağırılması

kararlaştırıldı. Bingley oldukça endişelenmişti. Kız kardeşleri

de son derece üzgün olduklarını söylyorlardı. Yine de, akşam

yemeğinden  sonra  üzüntülerini  düet  yaparak  gidermeye

çalıştılar.  Bingley  ise  hastaya  ve  kız  kardeşine  olabildiğince

özen gösterilmesi için kâhya kadına emirler vermekten başka

üzüntüsünü hafifletecek çare bulamadı.



IX

Elizabeth  gecenin  büyük  bir  kısmını  ablasının  odasında

geçirdi. Ertesi sabah erkenden hizmetçi kızla, Jane'in sağlığını

sorduran  Bay  Bingley'ye  ve  az  sonra  da  Bingley'nin

kardeşlerinin  misafiri  olan  iki  zarif  bayana  iyi  sayılabilecek

haberler  gönderebildiği  için  memnundu.  Ama  gene  de

annesinin  gelip  Jane'i  görmesi  ve  durumu  hakkında  karar

vermesi için Longbourn'a bir mektup gönderilmesini rica etti.

Mektup  derhal  gönderildi  ve  içerdiği  istek  de  hemen

yerine  getirildi.  Bayan  Bennet,  yanında  iki  küçük  kızıyla

kahvaltıdan az sonra Netherfield'e vardı.

Jane'i  belirgin  bir  tehlike  içinde  görseydi  Bayan  Bennet

kederlenecekti;  ama  hastalığın  telaş  edilecek  kadar  ağır

olmadığını  görerek  memnun  olduktan  sonra,  iyileşmesi

Netherfield'den  ayrılması  demek  olduğundan  kızının  çabuk

iyileşmesini istemedi. Bu nedenle kızının eve dönme isteğini

bile  dinlemedi.  Bayan  Bennet  ile  hemen  aynı  anda  gelen

eczacı da eve dönme isteğine sıcak bakmıyordu. Jane ile biraz




oturduktan  sonra  Bayan  Caroline  Bingley'nin  gelip

kendilerini  davet  etmesi  üzerine  anne  ile  üç  kızı  kahvaltı

salonuna indiler. Bingley, onları karşılarken Bayan Bennet'ın

büyük kızını tahmin ettiğinden de kötü bir durumda bulmamış

olmasını  umduğunu  söyledi.  "Doğrusunu  isterseniz  ağır

buldum,"  diye  yanıtladı  Bayan  Bennet.  "Bay  Jones  şimdilik

onu  yerinden  kıpırdatmamanızı  söylüyor.  Nezaketinizden  bir

süre daha yararlanmak zorunda kalacağız."

Bingley,  "Eve  götürmek  mi?"  dedi.  "Aklınıza  bile

getirmeyin.  Eminim  kız  kardeşim  de  bunun  sözünü

ettirmeyecektir."

"Bayan  Jane  Bennet  bizde  kaldığı  sürece  olabildiğince

özen  görecektir,"  dedi  Caroline  Bingley  soğuk  bir  nezaketle,

"bundan emin olabilirsiniz, efendim."

Bayan Bennet bol keseden teşekkür etti.

"Böyle  iyi  dostlarımız  olmasaydı  Jane'in  hali  ne  olurdu,

bilemiyorum.  Çünkü  çok  hasta  olduğu  ve  acı  çektiği  halde,

her  zaman  olduğu  gibi,  gerçekten  büyük  bir  dayanma  gücü

gösteriyor.  Tartışmasız  dünyanın  en  iyi  huylu  kızıdır.  Öbür

kızlarıma  hep  söylerim,  Jane'in  tırnağının  ucu  bile

olamazsınız  diye.  Bu  salon  çok  şirin  Bay  Bingley,  şu  çakıllı

yolun manzarası da çok güzel. Sanırım ülkede Netherfield'in

bir eşi daha yoktur. Burasını kısa bir süre için kiraladınız, ama

umarım hemencecik bırakıp gitmeye kalkışmazsınız."

"Ben  her  işimi  hemencecik  yaparım,"  diye  yanıtladı

Bingley.  "Onun  için  eğer  Netherfield'i  terk  etmeye  karar




verirsem  beş  dakikada  çıkıp  giderim.  Ama  şimdilik  kendimi

buraya tamamen yerleşmiş sayıyorum."

"Ben de öyle tahmin ediyordum," dedi Elizabeth.

Bingley  ona  dönerek  merakla,  "Demek  beni  anlamaya

başlıyorsunuz,  öyle  mi?"  diye  sordu.  "Ya,  evet.  Sizi  çok  iyi

anlıyorum."

"Bunu  bir  iltifat  olarak  kabul  etmek  isterdim,  ama

korkarım  bu  kadar  kolay  anlaşılır  olmak  hiç  hoş  bir  şey

değil."

"Sizce böyle olabilir. Ama bundan, sizinkinden daha derin

ve anlaşılması güç bir kişinin, daha az veya daha çok saygın

olduğu anlamı çıkarılamaz."

"Lizzy!"  diye  bağırdı  annesi.  "Nerede  olduğunu  unutma;

burada da evdeki'gibi ileri geri konuşma."

Bingley,  "Sizin  karakter  okuma  merakınız  olduğunu

bilmiyordum.  Çok  eğlenceli  bir  iş  olsa  gerek,"  diye  devam

etti.

"Evet. Ama insanı en çok eğlendiren de, anlaşılması güç



karakterleri analiz etmektir. Hiç değilse böyle bir üstünlükleri

var."


Darcy,  "Genellikle  taşrada  pek  az  analiz  edilecek  konu

bulunabilir,"  dedi.  'Taşrada  insan  çok  dar  ve  tekdüze  bir

topluluk içindedir."



"Gelgeldim insanlar zamanla o kadar çok değişiyorlar ki;

her zaman gözlemlenecek yeni bir şey bulunuyor."

Darcy'nin  taşradan  böyle  söz  etmesine  alınan  Bayan

Bennet,  "Gerçekten  de  öyle,"  diyerek  kızının  sözünü

onayladı.  "Taşrada  da  şehirde  rastlanan  olayların  olduğuna

inanabilirsiniz." 

Herkes 

şaşırmıştı. 

Darcy 

bir 


an

Bayan  Bennet'ın  yüzüne  baktıktan  sonra  sessizce  başını

çevirdi.  Ona  karşı  tam  bir  zafer  kazandığını  sanan  Bayan

Bennet  zaferin  tadını  daha  da  çıkartmak  için,  "Bana

sorarsanız, mağazalanyla eğlence yerleri bir yana, Londra'nın

taşradan  üstün  olan  bir  yanını  göremiyorum.  Taşra  çok  daha

hoştur. Öyle değil mi, Bay Bingley?"

Bingley,  "Taşrada  olduğum  zaman  kente  dönmek

istemiyorum," diye yanıtladı. "Şehirde bulunduğum zaman da

hemen  aynı  şey  oluyor.  İkisinin  de  iyi  yönleri  var.  Ben

hangisinde yaşarsam yaşayayım mutlu olabilirim."

Bayan  Bennet,  "İyi  huylusunuz  da  onun  için,"  dedikten

sonra Darcy'ye bakarak, "Ama bana öyle geliyor ki bu bayın

gözünde  taşranın  değeri  yok,"  diye  ekledi.  Annesinin  sözleri

üzerine 

kıpkırmızı 

kesilen 

Elizabeth, 

"Kesinlikle

yanılıyorsunuz  anneciğim,"  dedi.  "Bay  Darcy'yi  tamamıyla

yanlış  anladınız.  Taşrada  şehirdeki  kadar  değişik  kimselere

rastlanmaz  dedi  ki;  bunun  doğru  olduğunu  siz  de  kabul

edersiniz."  'Tabii,  şekerim,  rastlanır  diyen  yok  ki.  Ama

buralarda  çok  insanla  tanışılamadığı  konusuna  gelince,  bu

saçmalık!  Bizimkinden  daha  geniş  bir  çevre  çok  az  bulunur.

Yirmi dört aile bir araya geldiğimizi bilirim."




Bingley'in  gülmesine,  ancak  Elizabeth'e  duyduğu  saygı

engel  oldu.  Ama  kız  kardeşi,  onun  kadar  ince  değildi  ve

anlamlı  bir  gülümseme  ile  gözlerini  Darcy'ye  çevirdi.

Elizabeth, sırf annesinin düşüncelerini konudan uzaklaştırmak

için,  kendisi  ayrıldığından  beri  Charlotte  Lucas'ın

Longbourn'a gelip gelmediğini sordu.

Annesi,  "Evet,"  dedi.  "Dün  babası  ile  uğradı.  Şu  Sir

William  ne  hoş  bir  adam,  değil  mi  Bay  Bingley?  O  kadar

modern, o kadar kibar, o kadar doğal ki! Her zaman herkesle

konuşacak  bir  konu  bulur.  Ben  görgü  diye  buna  derim.

Kendilerini  bir  şey  sanıp  da  ağızlarını  hiç  açmayanlar  görgü

konusunda tamamen yanılıyorlar."

"Charlotte yemeği sizinle mi yedi?"

"Hayır,  eve  dönmekte  ısrar  etti.  Galiba  elmalı  turta

yapacaklarmış  da  onun  başında  durması  gerekiyormuş.  Bay

Bingfey,  kendi  hesabıma,  ben  her  zaman  üzerlerine  düşen

işleri yapmasını bilen hizmetçiler kullanırım; benim kızlarım

bambaşka yetişmiştir. Ama kuşkusuz herkes kendi işini kendi

bilir. İnanın Lucas'lann kızları çok iyidir. Ama yazık ki, güzel

değiller!  Hoş  ben  Charlotte'u  çok  çirkin  bulmuyorum.  Ama

belki de çok iyi dostuz da ondan." Bingley, "Çok hoş bir genç

bayana benziyor," dedi.

"A,  tabii,  ama  çok  güzel  olduğu  söylenemez.  Leydi

Lucas'ın  kendisi  bunu  kaç  kere  söylemiş  ve  Jane  gibi  güzel

bir kızım var diye beni kıskandığını bile itiraf etmiştir. Kendi

çocuğumu  övmek  hoşuma  gitmez,  ama  doğrusu,  Jane  kadar

güzel bir kıza da pek az rastlanır. Ben belki biraz duygularıma

kapılıyorum, ama herkes öyle diyor. Daha on beş yaşındayken




Londra'da  kardeşim  Gardiner'ların  evinde  oturan  bir  bay,

Jane'e  öyle  âşık  olmuştu  ki,  eşim,  bu  bayın  biz  oradan

ayrılmadan  önce  ona  evlenme  teklif  edeceğinden  emindi.

Ama  nedense  böyle  bir  teklif  yapmadı.  Belki  de  Jane'in  çok

genç olduğunu düşündü. Yine de, Jane için şiirler yazdı, hem

de güzel şeyler."

"Bir aşk da böyle bitti!" diye mırıldandı Elizabeth sinirleri

biraz gerilmiş olarak. "Bana kalırsa aynı şekilde sönüp giden

çok  aşk  vardır.  Şiirin  aşkı  kapı  dışarı  kaçırdığını  acaba  ilk

önce kim keşfetti?"

Darcy, "Ben öteden beri şiiri aşkın gıdası sayarım," dedi.

"Saf, derin, sağlıklı bir aşk için belki. Zaten güçlü olan bir

şeyi, her şey besler. Ama eğer bu hafif, zayıf bir tür eğilimse,

benim  görüşüme  göre,  güzel  bir  sone  onu  açlıktan  öldürür."

Darcy  ses  çıkarmadan  gülümsedi.  Bunu  izleyen  genel

sessizlik,  annesi  gene  bir  pot  kıracak  korkusuyla  Elizabeth'i

titretti.  Konuşmak  istiyor,  ama  söyleyecek  söz  bulamıyordu;

kısa  bir  sessizlikten  sonra  Bayan  Bennet,  Jane'den  başka  bir

de  Lizzy'nin  verdiği  rahatsızlık  için  özür  dileyerek,  Jane'e

gösterdiği  nezaketten  dolayı  Bay  Bingley'ye  tekrar  teşekkür

etti.  Bay  Bingley  içten  bir  nezaketle  cevap  verdi  ve  kız

kardeşini de nazik olmaya ve duruma uygun sözler söylemeye

zorladı.  Bayan  Caroline  Bingley  rolünü  yapma  konusunda

doğrusu hiç de gönüllü değildi; ama Bayan Bennet durumdan

hoşnuttu  ve  biraz  sonra  da  arabasını  çağırttı.  Bu  işaret

üzerine  en  küçük  kızı  hemen  ortaya  atıldı.  İki  kardeş

geldiklerinden beri hep birbirleriyle fısıldaşmışlar ve sonunda

en  küçük  kızın  Bay  Bingley'ye,  Netherfield'e  ilk  geldiği

zamanlarda  bir  balo  düzenlemeye  söz  vermiş  olduğunu



hatırlatmaya karar vermişlerdi. Lydia on beş yaşında, gürbüz,

teni güzel, yüz hatları yumuşak bir kızdı; annesinin en sevgili

kızıydı.  Bu  sevgi  yüzünden  çok  küçük  yaşta  sosyeteye

karışmıştı. Genç bir vahşi hayvan gibi neşe ve hayat doluydu

ve kendine güvenirdi. Güzel ziyafetleri ve kendisinin cesaret

verici  tavırları  sayesinde  subayların  ona  gösterdikleri  ilgi,

özgüvenini  artırmıştı.  Sonuçta  kendini  Bay  Bingley  ile

balölconusunu  konuşacak  düzeyde  görüyordu.  Bu  nedenle

damdan düşer gibi ona sözünü hatırlattı ve bu sözünü yerine

getirmezse  dünyanın  en  büyük  ayıbını  işlemiş  olacağını

söyledi.

Bu  ani  saldırıya  Bay  Bingley'nin  verdiği  cevap  Bayan

Bennet'm  kulağını  müzik  gibi  okşadı:  "Sizi  temin  ederim,

sözümde durmaya hazırım; ablanız iyileşir iyileşmez, lütfedip

gününü de siz belirlersiniz. Ama herhalde o hastayken baloya

gidip  dans  etmek  istemezsiniz."  Lydia  bu  yanıttan  hoşnut

kaldığını bildirdi. "A, tabii, Jane'in iyileşmesini beklemek çok

daha  iyi  olur;  hem  o  zamana  kadar  Yüzbaşı  Carter  da

Meryton'a dönmüş olur. Sizin balonuzdan sonra onların da bir

balo  vermelerinde  ısrar  edeceğim.  Eğer  yapmazsa  çok  ayıp

olacağını Albay Foster'a söyleyeceğim."

Böylece Bayan Bennet ile kızları gittiler.

Elizabeth,  evin  hanımlarıyla  Bay  Darcy'yi,  kendisi  ve

yakınlarının  tavır  ve  hareketleri  hakkında  rahat  fikir

yürütebilsinler  diye  onlan  baş  başa  bırakarak  hemen  Jane'in

yanına  döndü.  Ne  var  ki  Bayan  Caroline  Bingley'nin  güzel

gözler  hakkındaki  bütün  imalarına  rağmen  iki  kız  kardeş

Darcy'yi  Elizabeth'i  çekiştirme  konusunda  kendileriyle  birlik

olması için ikna edemediler.



O  gün  de  aşağı  yukarı  bir  önceki  gün  gibi  geçti.  Bayan

Hurst  ile  Bayan  Caroline  Bingley  sabahın  birkaç  saatini,

yavaş  olmakla  beraber  gitgide  iyileşen  hastanın  yanında

geçirdiler; akşam üzeri salonda Elizabeth onlara katıldı.

Nedense  akşam  oyun  masası  kurulmamıştı.  Bay  Darcy

mektup  yazıyor,  Bayan  Caroline  Bingley  de  yanına  oturmuş

onu  seyrediyor  ve  kız  kardeşine  selam  yollama  bahanesiyle

sık  genç  adamın  dikkatini  dağıtıyordu.  Bay  Hurst  ile  Bay

Bingley piket* oynuyor, Bayan Hurst de onları seyrediyordu.

Elizabeth  eline  bir  nakış  almıştı  ve  Darcy  ile  Bayan

Caroline  Bingley'nin  arasında  geçenlerle  eğleniyordu.  Genç

kızın  genç  adamın  el  yazısı,  satırlarının  düzgünlüğü  ve

mektubunun  uzunluğu  hakkındaki  övgülü  sözleri  ve  bu

takdirlerin tam bir kayıtsızlıkla karşılanışı, Elizabeth'in Bayan

Caroline  Bingley  ve  Darcy  hakkındaki  görüşleriyle  uygun

düşen tuhaf bir manzara oluşturuyordu.




Yüklə 1,64 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   12




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə