154
sayılamayacağı ve tahkikat aşamasına geçilemeyeceği sonucunu bağladığı
söylenebilir. Bu bağlamda HMK’nin kaleme alınış tarzına benzer şekilde AMK’de de
yeni bir düzenlemeye gidilmesi uygun olabilir.
AMK Md. 7’de düzenlenen “uyuşmazlıkların sulh yoluyla çözümlemesi”
kavramı HMK Md. 313-315’te düzenlenen sulh kavramıyla karıştırılabilir. Medeni
Usul Hukuku kapsamında, sulh, görülmekte olan bir davanın taraflarının, karşılıklı
anlaşma ile dava konusu uyuşmazlığa son vermeleridir. Uygulamada genellikle,
davacı talep sonucunun bir kısmından feragat eder; davalı da bir kısmını kabul eder
ve böylece sulh (anlaşması) meydana gelir.
605
HUMK’da ayrı bir müessese olarak
düzenlenmeyen sulhe ilişkin olarak HMK Md. 313-315 yeni hükümler getirilmiştir.
606
Buna göre sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı
kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış
oldukları bir sözleşmedir. Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf
edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir. Dava konusunun
dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir ve şarta bağlı olarak da
yapılabilir. Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Sulh, ilgili
bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.
AMK m.7’de düzenlenen uyuşmalıkların sulh yoluyla çözümlenmesi, evlilik
birliğinin korunması sağlayan bir araç niteliği taşımaktayken, Medeni Usul
yargılamasında uygulanan sulh kurumu ise ihtilafın sonuçlandırılmasına ilişkin bir
amaç niteliğindedir. Uyuşmazlıkların sulh yoluyla çözümü bir prosedürü ifade
ederken,
sulh ise, bu prosedür sonucunda elde edilen sonucu ifade eder.
607
HMK Md. 313-315’de düzenlendiği üzere taraflar aralarındaki uyuşmazlığı
kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda sözleşme
yapabilirler. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh
sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer
605
Kuru/Arslan/Yılmaz s. 623.
606
“Sulh” HUMK’de düzenleme altına alınmamış olsa da o dönem doktrinde kabul edilmiş bir
kavramdı. Ayrıca HUMK’un 63, 151, 213, 513–515 maddelerinde de “sulh”dan söz
edilmekteydi. Ayrıntılı bilgi için bkz. Önen, s. 19.
607
Ercan, İbrahim: ”Aile Mahkemesinde Uyuşmazlıkların Sulh Yoluyla Çözümlenmesi”, Prof. Dr.
Yavuz Alangoya İçin Armağan, İstanbul 2007, s. 85.