Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ



Yüklə 1,36 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə62/70
tarix12.10.2018
ölçüsü1,36 Mb.
#73162
1   ...   58   59   60   61   62   63   64   65   ...   70

151 
evlilik  dışı  çocukların  sayısının  artmasına  neden  olduğu  gerekçesiyle,
595
  26.09.1963 
tarih  ve  338  sayılı  Kanun  ile  yürürlükten  kaldırılıncaya  kadar  uygulanmıştır.  Daha 
sonra  4.2.2011  tarihinde  resmi  gazetede  yayınlanarak,  1.10.2011  tarihi  itibariyle 
yürürlüğe  giren  6100  sayılı  HMK  ile  ise  sulh  teşebbüsünün  tarafların  serbestçe 
tasarruf edebilecekleri davalarda yeniden uygulamaya konulduğu söylenebilir. 
1.10.2011  tarihi  itibariyle  yürürlüğe  giren  6100  sayılı  HMK  Md.  137 
gereğince:    “Dilekçelerin  karşılıklı  verilmesinden  sonra  ön  inceleme  yapılır. 
Mahkeme  ön  incelemede;  dava  şartlarını  ve  ilk  itirazları  inceler,  uyuşmazlık 
konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve 
delillerin  toplanması  için  gereken  işlemleri  yapar,  tarafların  üzerinde  serbestçe 
tasarruf  edebileceği  davalarda  onları  sulhe
596
  teşvik  eder  ve  bu  hususları  tutanağa 
geçirir. 
Ön  inceleme  tamamlanmadan  ve  gerekli  kararlar  alınmadan  tahkikata 
geçilemez ve tahkikat için duruşma günü verilemez.” 
Maddenin  gerekçesinde
597
  ise  “
Birinci  fıkra,  ön  incelemenin  kapsamını 
belirlemektedir.  Ön  incelemede  hangi  işlemlerin  yapılacağı  açıklanmıştır.  Bunlar, 
usule ilişkin hususlarla, tahkikata hazırlık işlemleri, tarafların delillerini sunmaları ve 
toplanması için gerekli işlemlerdir. Bu aşamanın önemli bir amacı da tarafları ‘sulh’e 
ve  özünde  ‘sulh’ü  hedefleyen  bir  kurum  olan  arabuluculuğa  gitmeye  teşvik  etmek; 
böylelikle onlar arasında bir anlaşma sağlanmasına uygun ortamı yaratmak suretiyle, 
uyuşmazlığın  daha  ileriki  aşamalara  gitmeden  çözüme  kavuşturulmasını 
gerçekleştirmektir. İkinci fıkra ile uygulamadaki eski alışkanlıkların devam etmesinin 
kesin olarak önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Ön inceleme işlemleri tamamlanmadan 
ve  bu  konuda  gerekli  kararlar  verilmeden  tahkikata  başlanamaz  ve  tahkikat  için 
duruşma  günü  tespit  edilemez.  Bu  fıkra,  ön  inceleme  aşamasının  işlevini  yerine 
                                                           
595
   Önder, s. 1044.
 
596
   22.06.2012  tarihinde  Resmi  Gazetede  yayımlanan  6325  sayılı  Hukuk  Uyuşmazlıklarında 
Arabuluculuk  Kanunu  (HUAK)’nun  “Değiştirilen  Hükümler”  başlıklı  35.  maddesinin  ikinci 
fıkrası gereğince HMK’nin 137. maddesinin birinci fıkrasına “sulhe” ibaresinden sonra gelmek 
üzere  “veya  arabuluculuğa”  ibaresi  eklenmiş,  bu  değişikliğin  yayım  tarihinden  itibaren  1  yıl 
sonra yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.   
597
   THS şerhi (http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=10155(erişim tarihi: 27.01.2013)).
 


152 
getirmesi  ve  beklenen  sonucu  gerçekleştirmesi  için  açık  bir  emri  içermektedir.  Bu 
safhada tanık dinleme, belge inceleme, bilirkişi görüşü alma, keşif  yapma ve  yemin 
teklif  etme  gibi  tahkikat  işlemleri  yapılamaz.  Bu  açık  Kanun  hükmüne  aykırı 
davranış, hâkimin sorumluluğunu gerektirir.” denilmiştir. 
HMK  m.137-142  hükümleri  arasında  düzenlenen  “ön  inceleme”,  HMK’  nun 
yeni  getirdiği  en önemli  müesseselerin  başında  yer almaktadır.
598
  Kanun  koyucu  bu 
hüküm  sayesinde,  hâkimlerin  önlerine  gelen  uyuşmazlık  dosyasını  (dilekçelerin 
tamamlanmasından  sonra)  okumasını  ve  tahkikatı  ona  göre  belirlemesini 
amaçlamıştır.  Bu  aşamanın  önemli  bir  amacı  da  tarafları  sulhe  ve  özünde  sulhü 
hedefleyen  bir  kurum  olan  arabuluculuğa  gitmeye  teşvik  etmek;  böylelikle  onlar 
arasında  bir  anlaşma  sağlanmasına  uygun  ortamı  yaratmak  suretiyle,  uyuşmazlığın 
daha ileriki aşamalara gitmeden çözüme kavuşturulmasını gerçekleştirmektir.
599
 
HMK’nin ön inceleme başlıklı 140. maddesinde göre de hâkim, ön inceleme 
duruşmasında,  dava  şartları  ve  ilk  itirazlar  hakkında  karar  verebilmek  için  gerekli 
görürse  tarafları  dinler;  daha  sonra,  tarafların  iddia  ve  savunmaları  çerçevesinde, 
anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit eder. Uyuşmazlık konularının 
tespitinden  sonra  hâkim,  tarafları  sulhe
600
  teşvik  eder;  bu  konuda  sonuç  alınacağı 
kanaatine varırsa, bir defaya mahsus olmak üzere yeni bir duruşma günü tayin eder. 
Ön  inceleme  duruşmasının  sonunda,  tarafların  sulh  faaliyetinden  bir  sonuç  alıp 
almadıkları,  sonuç  alamadıkları  takdirde  anlaşamadıkları  hususların  nelerden  ibaret 
olduğu  tutanakla  tespit  edilir.  Bu  tutanağın  altı,  duruşmada  hazır  bulunan  taraflarca 
imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür. 
 
                                                           
598
   Yılmaz, 
Ejder: 
“Yeni 
Hukuk 
Muhakemeleri 
Kanunu 
İle 
Getirilen 
Değişiklikler”,(http://www.muglabarosu.org.tr/upload/UserUpload/file/hmkyenilikler.pdf)(Değiş
iklik-er), s. 27.
 
599
   Pekcanıtez/ Atalay/ Özekes, s. 377. 
 
600
   22.06.2012  tarihinde  Resmi  Gazetede  yayımlanan  6325  sayılı  Hukuk  Uyuşmazlıklarında 
Arabuluculuk  Kanunu  (HUAK)’nun  “Değiştirilen  Hükümler”  başlıklı  35.  maddesinin  ikinci 
fıkrası  gereğince  HMK’nin  140.  maddesinin  ikinci  fıkrasına  “sulhe”  ibaresinden  sonra  gelmek 
üzere “veya arabuluculuğa ibaresi eklenmiş, bu değişikliğin yayım tarihinden itibaren 1 yıl sonra 
yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.   
 


153 
Bu  maddede  düzenlenen  “ön  inceleme  oturumu”nun  işlerliğinin 
sağlanabilmesi  ve  özellikle  tarafların  sulhe  veya  arabuluculuğa  özendirilmesi  için; 
hâkim  bu  aşamada  tarafların  iddia  ve  savunmaları  çerçevesinde  önüne  gelen 
uyuşmazlık  hakkında  objektif  olarak  hukukî  açıklamalarda  bulunabilmeli,  tarafların 
avukatı  bulunması  halinde  onları  Avukatlık  K.  m.35/A  hükmünün
601
 
işletilebilmelerine  özendirmeli  ve  hâkimin  bu  davranışının,  hâkimi  red  sebebi 
olmayacağı Kanuna yazılmalıdır.
602
 
Uyuşmazlıkların  sulh  yoluyla  çözümlenmesinin;  ön  plânda  taraflar  ve  geri 
plânda da toplumsal barış açısından büyük önem taşıdığı muhakkaktır. Ancak bugüne 
kadarki  uygulamada  sulh,  çeşitli  nedenlerle  istisnaî  haller  olarak  karşımıza 
çıkmaktadır.  Bunun  nedenlerinin  başında,  hâkimlerin  (iş  çokluğuna  bağlı  olarak) 
zamanlarının  darlığı,  yapacakları  girişimin  hâkimi  red  sebebi  oluşturabileceği 
çekincesi ile bu konuda bilgi ve deneyim eksikliği gibi nedenler gelmektedir.
603
 
Oysa günümüzde alternatif uyuşmazlık çözümü açısından, gelişmiş ülkelerde 
uyuşmazlıkların  uzlaşma  (sulh)  yoluyla  çözümlenmesi  üzerinde  önemli  bir  şekilde 
durulmaktadır.
604
 
Yukarıda  değinilen  hükümlerle  “sulh  teşebbüsü”nün  AMK’deki  düzenleme 
yanında artık HMK’de de düzenleme altına alınmış olduğu; üstelik AMK’nin hakime 
takdir hakkı tanıyan lafzına rağmen; HMK’nin tarafların üzerinde serbestçe tasarruf 
edebileceği  davalarda  sulhe  teşvik  konusunda  hakimi  zorladığı,  onu  hukuki  yönden 
sorumlu  tutarak,    aksine  davranışa  ise  ön  inceleme  aşamasının  tamamlanmış 
                                                           
601
   Avukatlık  Kanunu  md.  35/A:  “Avukatlar  dava  açılmadan  veya  dava  açılmış  olup  da  henüz 
duruşma başlamadan önce kendilerine intikal eden iş ve davalarda, tarafların kendi iradeleriyle 
istem sonucu elde edebilecekleri konulara inhisar etmek kaydıyla, müvekkilleriyle birlikte karşı 
tarafı  uzlaşmaya  davet  edebilirler.  Karşı  taraf  bu  davete  icabet  eder  ve  uzlaşma  sağlanırsa, 
uzlaşma konusunu, yerini, tarihini, karşılıklı yerine getirmeleri gereken hususları içeren tutanak, 
avukatlar ile müvekkilleri tarafından birlikte imza altına alınır. Bu tutanaklar 09/06/1932 tarihli 
ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesi anlamında ilam niteliğindedir.”
 
602
   Yılmaz, (Değişiklikler), s. 24.
 
603
   Ayrıntılı bilgi için bkz. Filiz, Orhan ve Diğerleri: “Türkiye’de Aile Mahkemeleri Uygulaması ve 
Uygulamanın  Değerlendirilmesi”,  Başbakanlık  Aile  ve  Sosyal  Araştırmalar  Genel  Müdürlüğü, 
Ankara 2009, s. 98 vd. 
 
604
   Ayrıntılı  bilgi  için  bkz.  Filiz  ve  diğerleri,  s.  90;  .  Özbek,  Mustafa:  Avrupa  Konseyi  Bakanlar 
Komitesinin  “Aile  Arabulucuğu”  Konulu  Tavsiye  Kararı,  Dokuz  Eylül  Üniversitesi  Hukuk 
Fakültesi Dergisi Cilt : 7, Sayı : 2, 2005, s. 81, 87. 


Yüklə 1,36 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   58   59   60   61   62   63   64   65   ...   70




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə