A'dan Z'ye Felsefe



Yüklə 1,64 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə16/77
tarix20.01.2022
ölçüsü1,64 Mb.
#83020
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   77
A\'dan Z\'ye Felsefe - Alexander Moseley ( PDFDrive )

CİNSELLİK
Cinsellik üzerine dini, dünyevi, dolayısıyla felsefi geniş bir
yelpazeye yayılan düşünceler mevcuttur. Cinsel faaliyet,
ahlaki söylemde oldukça üst sıralarda yer alır. Denebilir ki,
bunun nedeni belirli cinsel davranışların sonuçlan konusunda
insanların kuşaklar boyunca geleneksel kurallar haline
getirdiği birtakım tabuların ortaya çıkmış olmasıdır.
Felsefenin bu kuralları incelemeye tabi tutması bunların
niteliklerini günyüzüne çıkarır; böy-lece cinselliğin amacı
(üreme, haz, siyasi kontrol), rızanın yaşı ve/veya doğası, çok
sayıda insanla cinsel ilişkiye girme, eşcinsellik, erotik veya
pornografik sanat veya medya gibi konularda tartışmaya
girebiliriz.
Felsefe ile cinselliğin ilişkisi söz konusu olduğunda,
başlangıçta ilk akla gelen etik meselelerdir. Belirli tür cinsel
faaliyetlere kurallar getirilmeli midir, getirilecekse bunun
temeli ne olmalıdır? Liberterler yetişkinlerin iradi fiillerine
müdahale edecek her tür yasak biçimini kınarlar. Bizi tabular
ve yasadışı kabul edilen birtakım fiiller üzerine düşünmeye


kışkırtırlar, mağduru olmayan suçlar olarak gördükleri fuhuş,
eşcinsellik ve pornografinin yasallaşması için çalışırlar.
Edebiyat, liberter (hatta sefahate düşkün) etiğin incelenmesi
için epeyce iyi bir kaynaktır. Örneğin, Nabokov’un Lolita
romanı yetişkinler ile çocuklar arasındaki cinsel ilişkilerin
önünde var olan bazı engellerin kaldırılmış olduğu bir
dünyayı edebi yönden inceleyen bir yapıtken, De Sade cinsel
edimler ile din üzerine kışkırtıcı düşünceler sergiler. Doğal
olarak, bu pozisyon yetişkin veya iradi kavramlarının anlamı
üzerinde düşünmeyi gerektirir. Sarhoş biri davranışlarından
sorumlu mudur, bunlardan dolayı suçlu görülebilir mi? Veya
masum kişiler üzerinde doğabilecek etkiler (Örneğin
televizyonda veya reklamlarda) ne ölçüde kısıt-
lanabilmelidir? Değişik politik eğilimlerden muhafazakârlar
cinsel davranışlar konusunda geleneksel töreleri vurgularlar,
çünkü bu tür kuralların belirli değerleri veya erdemleri öne
çıkardığını veya cinselliğin sonuçları konusunda çağlar boyu
biriken bilgeliği cisimleştirdiğini düşünürler. Bazı fiiller
mutlak bir anlamda ahlaka aykırı ve yasaklanmaları caiz gibi
görülür. Çünkü bunların bu fiilleri gerçekleştiren insanları
aşağıladığı varsayılır. Bazı davranışlardan ise kaçınılmalıdır
çünkü bunların söz konusu insanlar için ya da etkilenen
toplumun bütünü için zararlı sonuçlar doğurduğu söylenebilir.
Örneğin, çok sayıda insanla cinsel ilişkiye girmenin hastalık
getirdiği veya duygusal bakımdan dengesiz çocukların
doğmasına yol açtığı belirtilir.
Ama cinsellik felsefesi aynı zamanda davranışlarla ilgilenir.
Cinsellik alanına kayan davranışlar yelpazesi açıktır ki bir
dizi ince noktayı içerir ve çok karmaşıktır, dolayısıyla


felsefeciye çoğu zaman örtülü biçimlerde var olan şeyleri
açığa çıkarma fırsatI verir. Bu da hem cinsel davranışın hem
de siyasi ve estetik boyutlar içerir biçimde kimliğin analizini
mümkün kılar. Çıplak figür bir cinselliği temsil eder mi,
yoksa sadece ona bakan insanın çıplak figürü cinsel bir şey
olarak algılaması dolayısıyla mı o hale gelir? Bu tür
düşüncenin çeşitli biçimlerde sergilenmesinin politik olarak
incelenmesi, bizi aynı zamanda iktidar ile cinselliğin doğası
üzerinde durmaya sevk eder. Kadınlar politik olarak daha
zayıf olduklarından mı cinsel nesne olarak görülürler
yoksa politik zayıflık kadın figürünün sistemik kültürel
biçimde aşağılanmasından mı kaynaklanır?
Özgür bir dünyada yetişkinler arasında rızaya dayanan
ilişkiler nasıl oluşturulmalıdır? Evlilik veya tekeşlilik
kurumlan anlamlı mıdır, yoksa kimilerinin düşündüğü gibi
(ister heterosek-süel ister eşcinsel) uzun ilişkiler kurma
yönünde doğal bir biyolojik eğilim var mıdır ve bu tür
ilişkiler hem bireysel düzeyde, hem de bunun bir sonucu
olarak toplumsal düzeyde sağlık ve mutluluk getirdiği gibi
haz da sunar mı? Ve bu insan cinselliğini rasyonalist eleştiri
temelinde yeniden tanımlama çabalarını aşan bir şey midir?
Cinsellik felsefesinde sık görülen bir şey, vurgunun cinsel
edimin başlatılmasına veya cinsel arzuların
gerçekleştirilmesine yerleştirilmesidir. Bazen düşünce gebelik
ve doğuma yöneltilir ama sıklıkla, geleneksel çalışmalarda,
bu, kadınların tedbirsiz cinsel serbesti içeren davranışı
karşısında bir uyarı olarak ortaya çıkar. Feministler modern
doğum kontrol tekniklerinin ortaya çıkışını kadınlara cinsel
faaliyetten erkeklerle eşit biçimde zevk alma özgürlüğünü


getirdiğini memnuniyetle belirtirler. Ama belki burada gebe
kadının güzelliği ve doğal rolü ile çocuk doğurma fiili biraz
arka plana düşmüş olmaktadır. Cinsellik Ba-tı*da laik
bireycilik temelinde gelişirken, doğum ironik
biçimde kurumsallaşmış, hatta kamulaşmıştır, ama aynı
zamanda çarpıcı biçimde tıbbileşmiştir.
Dolayısıyla cinsellik felsefesinin bir bölümü, cinselliğin
başlatılması ve yaşanmasından bunun sonuçlarına kadar
uzanır ve cinsellik ve çocuk doğurma konusundaki değişik
alanları birara-ya getirir. Doğum, cinselliğin başlattığı üreme
döngüsünün tamamlanması olarak görülebilir.

Yüklə 1,64 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   77




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə