A'dan Z'ye Felsefe



Yüklə 1,64 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə24/77
tarix20.01.2022
ölçüsü1,64 Mb.
#83020
1   ...   20   21   22   23   24   25   26   27   ...   77
A\'dan Z\'ye Felsefe - Alexander Moseley ( PDFDrive )

Güzelliği hissetmek, bu duyguyu nasıl hissettiğimizi
anlamaktan daha iyi bir şeydir. (Santayana, The Sense of
Beauty, 31)
Yalnız, güzelliği hissettiğimde, bunu kendimi işin içine hiç
sokmadan ve tefekkür yönlü bir tavırla mı yapmalıyım yoksa
doğabilecek duygulara kendimi bırakmalı mıyım? Örneğin,
yakınımdaki bir nesneye bakıyorum. Baktığım şey seyyar bir
at barınağı: Tamamen pratik amaçlar için yapılmış, ahşap bir
nesne; küp biçiminde, ortası kabarık bir çatısı var, giriş kapısı
açık. Bu nesnede göze hoş gelen herhangi bir şey var mı? İlk
bakışta yok. Ama nesneyi algılama tarzımı değiştirir ve bu
nesnenin bir eski zini çizeceğim, sonra da bir tablo yapacağım
diye düşünürsem, o zaman göze daha hoş görünür hale
getirebilirim. Bu anlamda, konu dışı, insana zevk vermeyen
şeyleri çıkarıyor muyum, atlar için konulmuş olaıı parmaklığı
veya su kovasını görmezlikten mi geliyorum? İlle öyle olması
gerekmez. Çünkü onlar üzerinde de aynı şekilde çalışabilirim,
onları da estetik nesneler olarak görebilirim. Peki, burada
değişmekte olan şey ne? Algımı değiştirip bir “potansiyel
sanat yapıtı” gördüğüme göre, estetik olanın, estetik olmayan
bir bakıştan estetik olan bir bakışa doğru bir değişim
gerektiren zihinsel bir süreç olduğunu söylemek ilk
akla gelecek şey olurdu. Aynen bir sayı dizisine yalnızca bir
sayı dizisi olarak, yani 2,5, 10,17,26,37... olarak bakmak ya
da bir matematik kalıp olarak, n üssü 2+1 olarak bakmak gibi.
Öte yandan, acaba gözden geçirmekte olduğum nesnelerde
aslında baştan beri var olan bir şeyler mi var ki bir kez odak
noktamı değiştirince, eğitimle öğrenilebilecek bir tutum
değişikliğini benimsediğimde bunu algılayabiliyorum?


Sıradan bir söz, “güzellik bakanın gözündedir”, sizin güzel
gördüğünüzün benim gözüme çirkin görünebileceğini
hatırlatır bize. Eğer konuşma orada sona ererse yazık olur,
çünkü felsefi bir nokta atlanmış olur. Sorabilir miyim,
bakmakta olduğum bu nesnede güzel bulduğunuz nedir? O
nesnede, benim de takdir edebileceğim bir şey var mı, yoksa
sadece nesneye sanki sizin gözlerinizden bakıyormuşum gibi
bakmayı mı öğreneceğim, yani sizin yargınıza temel olan
kriterleri mi uyguluyor olacağım? Ki sonradan “ah işte,
arkadaşım bunu kuşkusuz güzel bulurdu” diyebileyim. Ama
öznellik daha da öte taleplerde bulunur: Eğer “bu çalışma
bana hüzün dolu geliyor” derseniz, bu cümledeki “ben” daha
iddialı bir önerme yapmak amacıyla (“bu parça hüzün dolu”)
atılabilir; bu da özel olarak sizin hissettiğinizden çok daha
ilginçtir. Artık elimizde üzerinde çalışılabilecek bir şey var.
Resmin hangi yanı hüzün dolu hale getiriyor onu?
Ne var ki, burada gerçekten de kişisel çağrışımlar rol oynuyor
olabilir. Başka insanlar bunun neşe dolu bir parça olduğunu
ileri sürebilirler. Bu durumda yargı haklı olarak özneldir.
Örneğin, “A’yı güzel buluyorum” dersem, seçimimin arka
planında yatan çevresel, kültürel, psikolojik, rasyonel
unsurlara referans yapıyor olabilirim. Bunun anlamı güzelliği
oluşturan şeylerin takdir edilebilmesi için öznelliğin kritik bir
önem taşıyor olduğudur. Siz de benimle yeterince benzer bir
hayat yaşamışsanız, aynı kitapları okumuşsanız, benim
bakmış olduğum tablolara, binalara, heykellere, insanlara
bakmışsanız, çok genel bir anlamda siz de benim gibi
düşüneceksinizdir. Öte yandan, siz benimle aynı fikirde
değilseniz, şu “güzellik bakanın gözündedir” teorisi uyarınca,


bu durum yalnızca sizin kendi tarihçenizde ve halihazırdaki
güzellik algılayış çerçevenizin benimkinden farklı olduğunu
kabul etmek olarak yorumlanabilir. Öyleyse, özneler arası
ortak kanılar bilimsel olarak test edilebilirdir. Benzer
geçmişlerden gelen ve benzer eğitime maruz kalmış insanlar
güzellik konusunda benzer beğeniler mi ifade ederler? Ama
öyle olsa bile, bu, güzelliğin nesnel olduğunu mu gösterir
yoksa toplumsal etkenlerin etkisinin oldukça güçlü olduğunu
mu?
Alternatif olarak, acaba A, nesnel olarak tanımlanabilecek
birtakım kendine özgü nitelikler (biçimi, şekli, simetrisi,
rengi, dengesi, ahengi vs.) dolayısıyla mı güzeldir? Zihnin,
belirli biçimleri güzelliğe sahip olarak algılayacak biçimde
evrilmiş olduğu ileri sürülebilir. Bunların algılama yoluyla
tanınması (mekânın veya zamanın akışının tanınmasına
benzer biçimde), başka hayvanların paylaşmadığı bir
duygusal tepki yaratabilir. Daha eski bir gelenek, güzelliğin
kaynağının ilahi olan veya hakikat veya iyilik olduğunu
düşünürdü. Bütün teoriler benzer biçimde şu sorunu yaratır:
Güzel şeylerle karşılaştığım zaman, sanki âşık olduğumu bilir
gibi, bunların güzel olduğunu hemen anlayacak mıyım yoksa
asgari bir eğitime vc gözlem kapasitemin sıradan günlük
şeylerin ötesine uzanmasına ihtiyacım olacak mı?

Yüklə 1,64 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   20   21   22   23   24   25   26   27   ...   77




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə