Zabit ve Kumandan ile Hasb-ı Hâl



Yüklə 4,74 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə31/31
tarix14.05.2018
ölçüsü4,74 Kb.
#43494
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   31

148
barış zamanında, her şeyi üstten sormayalım.
Herhangi bir şeyi yapmak için, daima üstten emir
gelmesini beklemeyelim. Birçok şey vardır ki yapılması
bizim rütbemizin sınırları, yetkisi dâhilindedir.
Yapacağımız işlerin çoğunluğunu da bunlar teşkil eder.
Üstten izin alınmasını icap ettiren şeyler pak azdır.
Daha da azaltılması bizim elimizdedir. 
Kendiliğinden harekete ne kadar gönüllü ve bu
özelliğimizle ne kadar övünürsek yetkilerimizin
çerçevesini o kadar genişletebilir. 
Yapılacak işin her şeyden önce ve mutlaka kendi
kararımızla emrimizle hayata geçirilmesini sağlamaya
çalışmalıyız. Değerlendirme yapıp üste müracaat
zorunluluğu kesinlikle ortaya çıkmadıkça
kararımızdan, icramızdan dönmemeliyiz. Böylece hem
harp için gayet lüzumlu bir hasleti kazanmış hem
işlerimizi hızla görmüş, üstlerimizi de boş yere meşgul
etmemiş oluruz. 
Bizde yerleşen boş inanışlardan birisi de şifahi
emirlere güvenmemek, itibar etmemektir. Emrin mutlaka
yazılı olması şart değildir. Emirlerin harpte yazılmasının
sebebi, daha çok emirleri uygulayacakların doğru
anlamalarını sağlamak, harp ceridelerine geçirilmek
üzere içeriğinin kaydedilmesini temin içindir. Bizde ise
bu gerçek başka türlü anlaşılmaktadır. Emirlerin
Zabit ve Kumandan


149
uygulanmasından doğabilecek sakıncalardan korumak,
söz konusu sakıncaların emri verene ait olduğunu
somut şekilde belgelemek üzere, elde bir delil olsun diye
düşünülüyor. Oysa böyle düşünmekle, yerine getirilen
emrin sonucu zararlı olduğu takdirde, verdiği emri inkâr
edeceği, değiştireceği endişesiyle üstlerin hakkında
güvensizlik beslendiği anlaşılır. 
Üstlere karşı böyle düşünmek kesinlikle doğru
değildir. Şifahi emir alındığında doğru anlaşılıp
anlaşılmadığını görmek için, emirler alınır alınmaz
emire karşı tekrar edilmelidir. Ordumuzda, emir tekrar
etmek hususu yavaş yavaş sadece erlerden istenmeye
başlanmıştır. Hâlbuki bunu, bir tümgeneral bir
korgenerale karşı yapmalı ve alışkanlık hâline
gelmelidir. Amir de her durumda verdiği emrin tekrarını
istemelidir. 
Bu uygulamadan, emri alanın, emri anlama
kabiliyetinin olduğunu düşüncesine varmak yanlıştır.
Amaç doğru, sağlıklı icrayı temindir. Bu durumda da
hiç kimsenin onuruna dokunmaz. Emri verenle alan ne
kadar büyük rütbeli olursa olsun, emri verenin yanlış
verebilmesi veya emri alanın yanlış anlayabilmesi her
zaman imkânsız olmadığından, bu tekrar sayesinde
emir verilmesi ve alınmasında şüpheye, tereddüde yer
kalmaz. 
Zabit ve Kumandan


150
Uzun emirler, unutulmamaları için kısaca
yazılabilirler. Hiçbir zaman da amirin imzasıyla
mührüyle bitmesi şartı yoktur. Amirler de bu hususta
astlarına güven vermelidirler. Mesela, şifahi emirle
yapılmış ve sonucunda sorumluluk doğurmuş herhangi
bir görev hakkında, verdiği emirden bilgisinin
olmadığını söylemeye veya değiştirmeye yeltenmek
şöyle dursun, o netice astın emri değiştirmiş
olmasından kaynaklansa bile, üste yakışan,
sorumluluğu kendi üzerine alıp astını rahatlatmalıdır.
Böylelikle astlar, sorumluluk isteyen görevlere girişmek
niteliğini kazanma fırsatını, gücünü bulurlar. 
Üstlerinin sorumluluğu üstlendiği, hatta kendi
sorumluluklarını bile kısmen kendi üzerine aldığını
gören astlar, bu cesareti örnek alırlar. Üstlerine daha
büyük bir saygıyla, itaatle bağlanır. Böyle üstler,
astlarını etkilerler. Zaten herhangi bir sorumluluğun
üstesinden gelmek astlardan çok üstler için kolaydır. 
Sorumluluk, öyle bir hâldir ki kendisinden
kaçındıkça yaklaşır. İnsan, onun üzerine yürüdükçe de
kendinden uzaklaştığını görür. Sorumlu olmamak
endişesiyle herhangi bir iş görmekten kaçınan, bu
tereddütle düşüne düşüne hiçbir iş yapamayıp kendini
başarısızlığa terk edip fırsatları harcayan kişi,
yağmurdan kaçanın doluya tutulması gibi büyük bir
sorumluluğa kendini teslim eder. 
Zabit ve Kumandan


151
Seferiye Kanunu
Madde 38: Harpte kararlılıkla hareket, öncelikli şarttır.
En küçük erden en büyük komutana kadar her asker,
kayıtsızlığın ve ihmalin tedbir alınırken yapılacak
yanlışlığa göre daha çok sorumluluk doğuracağına
hiçbir zaman aklından çıkarmamalıdır. 
Süvari Talimnamesi
Madde 399: Başkomutanın niyetine amacına uygun
olarak hareket edebilmek için, süvari komutanına
kendi askerini kullanmasında hareket serbestisi
verilmelidir. Süvari komutanı hiçbir zaman emir
beklemeden sorumluluğu üstlenmeye hazır şekilde,
müdahale için fırsattan yararlanmalıdır.
Şüpheli durumlarda “en cesaretli teşebbüs çoğunlukla
en iyi teşebbüstür” temel kuralı hareketin rehberi kabul
edilmelidir. Hareketsizlik, fırsatı harcamak, tedbirlerde
icraattaki hatadan daha büyük bir yanlış olduğuna
bütün komutanların inanmaları, maiyetlerine de
inandırmaları lazımdır. 
Piyade Talimnamesi
Madde 304: İhmalin, müsamahaların, vasıtaların
seçiminde hataya kapılmaktan daha büyük suç
olacağını bütün komutanların her zaman düşünmesi,
ast komutanların zihnine yerleştirmesi gerekir.
Zabit ve Kumandan


152
Bu maddelerin değerlendirilmesinden şu kesinlikle
anlaşılır: Hiçbir şey yapmamaktansa hatalı bir iş
yapmak daha kârlı ve daha makbuldür. Atıl ve
hareketsiz durmak mutlak surette zararlıdır ve
sorumluluk ister. Sonucu bilinmese de herhangi bir
icraya girişmenin başarıyla bitmesi büyük ihtimaldir.
Böyle faal davranıldıkça meleke kazanılır, maharette
ileri gidilir ve hataya düşme ihtimali de gittikçe azalır.
Her neye mal olursa olsun, çok düşünmeyip mutlaka
hızlı karar verip icraya savaşmak lazımdır. 
1866 Prusya-Avusturya seferinde, 27 Haziranda
Avusturyalılara taarruz eden 2’nci Prusya Tümeni
7’nci Alayı başarısız olmuş, 1’inci ve 2’nci Taburları
perişan hâlde geriye çekilirken, düşman yeniden
taarruza başlamış, bu durumu gören ihtiyattaki 3’üncü
Tabur komutanı hiçbir emir almadan ve almayı
beklemeden taburunun üç bölüğünü birden hemen
harp hattına sevk edip düşmanı durdurmuş, geriye
çekilen diğer taburların yeniden taarruza geçmelerini
sağlamış, tümenin sol kanadının hezimetini
önlemiştir. 
Piyade Talimnamesi 
Madde 350: Hücumda başarı sağlanıp düşman
uzaklaştırılırsa zapt edilen mevziye,
kullanılabilecekten fazla asker yığmak hatadır.
Zabit ve Kumandan


153
Gerideki kısımlar, başka şekilde kullanılmak için
zamanında durdurulmalıdır. Bu konuda, adı geçen
kısımların komutanları, ekseriya kendi başlarına iş
görmeye mecbur olurlar.
Hücumda başarı sağlanmasında, gerideki kısım
komutanlarının Talimname’deki gibi hareket
bağımsızlığı, başarı elde edilemediğinde daha sıkı bir
şekilde lazımdır. Bu önemli görevin ifasında istenilen
niteliklere sahip olan Alman tabur komutanı binbaşı,
tam zamanında işe koyulmakla, tümenin sol kanadını
hezimetten kurtarıyor. Eğer binbaşı, bu hareketi için
mutlaka üstlerinden emir bekleseydi veya ihtiyatta diye
muharebenin genel gidişi hakkında bir görüşü
olmasaydı yaptığı hareketin zamanının geldiğini takdir
etmeseydi kısa sürede kendi taburu da geriye çekilen
diğer taburlara katılmak zorunda bulunacaktı. Bu
suretle kendisi de emirle hareket eden, yetkilerinin
sınırını fark edemeyen, kısır bir varlık olup kalırdı. 
Binbaşı; bir başkomutan kadar, muharebenin
seyrini, durumunu takipten geri durmamış, kendisine
ne zaman, nasıl bir fırsat çıktığında işe karışacak
zamanı tayin için fiziki olduğu gibi fikren de devamlı
hazır bulunduğunu, bu hareketiyle ispatlamıştır. 
Zabit ve Kumandan


154
Balkan Harbi’nin ikinci döneminin başlarında,
ihtiyattaki bazı tabur komutanlarının hâllerini, Alman
binbaşının hareketiyle karşılaştırınca oradaki farkın,
Almanların zaferiyle bizim yenilgimiz kadar veya bunlar
arasındaki fark kadar olduğu apaçık görülür. 
Bizim tabur komutanları, ihtiyattaki takımların
başında sıradan bir tabur personeli gibi, hiçbir takibe
ve düşünmeye mecburiyetleri yokmuşçasına, neticeye
ve kendilerine gelecek emre hazır, kaderlerine razı bir
hâlde bekliyorlardı. Cephane taşıyanlar, geri dönenler
vesaire devamlı gidip geliyorlardı. Bunlardan harbin
seyrine dair bilgi alınabilirdi. Dürbünle izlenebileceği
gibi bazı noktalara gözcü subay yerleştirilerek
muharebe hakkında anı anına bilgi almak
zorundaydılar. 
Alman binbaşı, emrin gelmesini bekleseydi emir
alamazdı. Kendisine emir verecek alay ve tugay
komutanları vurulmuşlardı. Vurulmasalardı da kim bilir
nerede olacaklardı. Büyük ihtimalle harp sahasına,
tabur komutanından daha yakın bulunmayacaklardı. O
hâlde bu taburun hareketinin lüzumuna dair haberin
önce geriye, sonra buradan tekrar tabura emri alana
kadar ne kadar zaman geçeceği ne büyük fırsatın
heba olacağı üzerinde düşünülmelidir. 
Zabit ve Kumandan


155
Piyade Talimnamesi 
Madde 455: Geriden emir gelinceye kadar durum
kolayca değişebilir. Tam zamanında icraatta bulunmak,
çoğunlukla kendiliğinden bir karar alınmasıyla
mümkündür. Bununla beraber, muharebe görevlerini
başkomutanın fikrine göre ifa etmelerinin gerekeceğini
ast birlikler hatırdan çıkarmamalıdırlar. 
Zamanımızdaki harpler, mademki geniş bir
cephede, dağınık tertip ve düzende icra ediliyor o
hâlde, bu geniş harp bölgesinin her noktasına üstlerin
nüfuz etmesi imkânsızdır. Herkes kendi görüş ve
icraatı çerçevesinde görmeye, gördüğüne göre de
kendi başına çekinmeden hareket etmek zorundadır.
Bu da el birliğini, hareket ortaklığını meydana getirir.
Zafer böyle kazanılır, fırsatlar harcanmamış olur. 
Bu bağımsız icraat sırasında, yanlış hareketler
ortaya çıkabilir. Bundan doğacak zararın hareketsizliğin
yanında, hiç seviyesinde olduğunu, icap edecek
sorumluluğun atıl ve hareketsiz kalmaya oranla pek az
olduğunu yukarıda geçen maddeler açıkça ispat
ediyor. Bir komutan, bir subay emirsiz ve bağımsız
hareket yüzünden sorgulanırsa övünmelidir. Bağımsız
harekette hata yapılmış olabilir. Sorumluluk doğurması
da olağandır. 
Zabit ve Kumandan


156
Astları kendiliklerinden hareket edebilmeye
alıştırmak için her yaptığını hoş görmek de doğru
olamaz. Astlar, sorumluluk endişesi taşıyacaklar ki
yanlış hareketten kaçınması mümkün olabilsin. Zaten
sorumluluk kaygısı bulunmazsa böyle hareketin bir
şerefi, fazileti kalmaz. Astların hareketlerindeki
serbestliğin şekli, icra sınırları aşağıda açıklanacaktır. 
Şimdiki harpler, değil subaylardan ve
komutanlardan, hatta erlerden dahi hareket serbestisi
istiyor. Konuyla ilgili olarak şu ana kadar geçen
maddelerde değinilmektedir. 
Seferiye Kanunu
Madde 25: Askerlerin kendiliklerinden düşünüp
hareket etmeye alıştırılmaları fazlasıyla önem taşır.
Kendiliğinden hareket kabiliyet ve göreve sadakat
sayesinde askerler, amirlerinin kontrolü dışında
olduklarında bile, görevlerini en iyi şekilde yerine
getirirler.
Muharipler arasında erden bu kadar şahsi tedbir
istenirse teğmenden mareşale kadar sıralı bütün
subayların düşünmeye, sonuç olarak verilecek karara
göre kendi kendine harekete ne derece mecbur
oldukları açığa çıkar. Düşünülecek şey, düşmanı
yenmek için nasıl hareket etmeği tespitten başka bir
Zabit ve Kumandan


157
şey değildir. Genel harekâtta astların hareketlerinde
bağımsız ve serbest olmaları zaruri ise de üstlerin
emirleri de tamamen göz ardı edilemeyeceğinden
dolayı, söz konusu serbestliğin üstlerin emirleriyle
birleştirilmesi durumu çok önemli bir meseledir. 
Kuşkusuz astların kendiliklerinden hareket etmede
şahsi kararlarının bir sınırı olmalıdır. Bunu belirlemek
gerekir. Önce emirler hakkındaki maddeleri görelim. 
Seferiye Kanunu 
Madde 49: Emirlerin, astın amaca ulaşmak için
kendiliğinden hareket edebilmek üzere bilmesi gereken
maddelerin hepsini kapsaması, bunun dışında bir şey
içermemesi genel kuraldır. 
Piyade Talimnamesi 
Madde 275: Büyük komutanlar, kendilerince
emredilmesi gereken hususlardan fazla şeyleri
emretmemelidirler. Ayrıntılara müdahaleden kaçınıp
icraat için seçilip alınacak tedbirler konusunu ast
komutanlara bırakmalıdır.
Aynı konuyu kapsayıp bir diğerini açıklayan iki
maddeden şu anlaşılıyor. Hareket tarzı hakkında
üstten emir almış olmak bile astı serbest hareketten
istediği gibi icra vasıtalarını seçmekten alıkoyamaz.
Üst astına kendisinin yapacağı bütün işlerin nasıl
Zabit ve Kumandan


158
yürütüleceğini ayrıntılarıyla söylemeyecektir. İcra
tarzının seçimi, hareket istikametinin belirlenmesi
hususunda astın tercihi saklı kalacaktır. 
Büyük komutanların emirleri hakkında yazılan şu
maddeler, daha ast komutanlarınkiler hakkında da
aynıdır. Sadece genişliği azdır. Mesela: 
Piyade Talimnamesi 
Madde 456: Muharebede bütün birliklerin aynı
yöntemleri kullanmalarına hiçbir değer, önem
verilmemelidir. Her komutan sorumluluğu üstlenerek
münasip, elverişli yöntemi bizzat seçmelidir. 
Denmesi, bölük komutanının bile tabur
komutanından emir aldıktan sonra tertibat alınması
hususunda durumun icabına göre serbest bulunması
demektir. 
Gerek üstünden emir alan gerekse durum icabı
kendiliğinden harekete geçen astların hareketlerinin
üstün arzusuna uygun düşmesi, o harekâtın genel
durumu ihlal etmemesi konusuna değinmek gerekiyor.
İçinde bulunulan duruma, genel maksada dair ast
komutanların yeterli bilgileri olması lazımdır. Bunun
ihtiyaç derecesi üst makamlardan bildirilirse de asla yol
gösterecek asıl esas, pek az olan üst bilgisine
dayanarak genel durumu kavramada, astların kendi
Zabit ve Kumandan


159
yetenekleri, muhakeme güçleridir. Emir alan veya
almayan her birlik komutanı kendine düşen veya
düşebilecek görevleri tespit ve incelmek için sürekli fikir
yürütmeye, bunu yapabilmek üzere de gerekli bilgiyi
toplamak zorundadır ki zamanı geldiğinde, önceden
düşünüp ihtimal verdiği icra şeklini aynen veya
değiştirerek tatbikte başarılı olabilsin.
İşte şu yorumlar esnasında ve sonuç itibariyle
girişeceği icraat sırasında astın en çok düşüneceği
şey, kendi hareketinin genel hareketi sekteye
uğratacak bir sonuca varmaması, bundan yarar yerine
zarar doğmamasıdır. Bu noktada doğru karar vermesi,
astı sorumluluktan kurtaracağı gibi, orduya da faydası
olur, kendi de şeref kazanır. Şu maddeler, bizim sınırları
belirlememizde dayanak teşkil ederler. 
Piyade Talimnamesi 
Madde 276: Ast komutanların bağımsız hareketleri,
keyfî davranış hâline bürünmemelidir. Lüzumlu sınırlar
çerçevesinde her komutanın bağımsız faaliyeti, harpte
büyük başarıların temelidir. 
Madde 304: ... Lakin bu meziyet, geneli dikkate
almayıp keyfî kararlar vermek, alınan emirlere
tamamen uygun hareket etmemek, itaat yerine bilgiçlik
taslamak şeklinde düşünülmemelidir. 
Zabit ve Kumandan


160
Üstlerin, vasıta yokluğundan veya icra yerinde
bulunamamaktan dolayı, durumu yeterince fark
edemediğine dair astlarda kanaat oluşursa korkusuzca
muharebeye girmekten korkmaz yahut herhangi bir
emrin icrasından önce durum değişmişse böyle
hâllerde verilen emirleri ya hiç uygulamamak ya da
gerekli değişiklik yaparak uygulamak, üste de bu
hususu bildirmek astın görevlerindendir. 
Emrin icra edilmemesindeki sorumluluk, tamamen
asta aittir. Sorumluluktan çekinmemek niteliğine sahip
bir komutan, muharebenin neticesini şüpheli gördüğü
yerde dahi birliğini tereddüt etmeden muharebeye
sokmaktan çekinmez. 
Topçu Talimnamesi 
Madde 275: ... Lakin bu meziyet, geneli dikkate almadan
keyfî kararlar vermek yahut verilen emirlere yeterli
özenle uygun hareket etmemek ve bilgiçliği itaatin yerine
koymak olarak anlaşılırsa yanlış olur. Bununla beraber,
ast görevi veren üstün, durumu tam olarak
anlayamadığına veya verilen emrin icrası, durumun
değişmesi yüzünden mümkün olmayacağına inanırsa,
bu durumda emirler icra etmemek, bunu da üstlere
bildirmek astın görevidir. Emri takip etmemekten,
uygulanmamaktan meydana gelecek sorumluluk
Zabit ve Kumandan


161
tamamen asta aittir. Sorumluluk üstlenmeyi seven bir
komutan, birliğini muharebenin sonucunun şüpheli
olduğu yerde de....
Görülüyor ki ast, aldığı emri körü körüne, noktası
noktasına yapmak zorunda değildir. Astlara verilen
yetki çok büyüktür. Ast; her görevde üstün her emrini
olduğu gibi, başka hiçbir şey düşünmeden icra edecek
olursa başarının temelini teşkil eden kendiliğinden iş
görme ortadan kalkar ve genel maksada hizmet fikri
de ihmal edilmiş olur. Ast, üstün verdiği emirden, onun
amacının ne olduğunu, emir aynen icra edilirse amaca
ulaşılıp ulaşılamayacağını düşünecektir. Ast, bir
kaldıraç kullanılarak hareket ettirilen makine değildir.
Kendisi düşünmeli fakat bilgiçlik taslamamalıdır. 
Talimname, asta bazı hâllerde, üstün emrinin icra
edilmemesi veya değiştirilerek icrası yetkisini bile
veriyor, hatta görevleri arasında kabul ediyor. Astan,
bu noktadaki değiştirerek yaptığı icranın sonucunun iyi
veya kötü olmasından sorumluluğu bakımından, o da
bu icraatı ihtiyatla ve çekinerek yapmalıdır. Buradaki
hareket sınırı kesinlikle tespit edilip çizilemez. İçinde
bulunulan durum, bunu ortaya koyacaktır ki o da
sonsuz derecede çeşitlidir. Yalnız her komutan ve
subay bu önemli noktaları bilmelidir.
Zabit ve Kumandan


162
Hatasız bir hareket, kabul edilen ve güzel bir
kaynaşma, çok sayıda görev ifasıyla ve tecrübeyle elde
edilecektir. Üstlerin, bu noktada tesirleri çok fazladır. 
Her emri harfiyen yapmak mantıksızlığını tutanlar,
ortaya çıkan örnekleri tartışarak inceleyerek fikirlerini
düzeltme yoluna gidilmelidir. Şahsi fikrini her şeyde
öne çıkaranların aşırı davranışları da ılımlı seviyeye
getirilmelidir. Bunun için barış zamanında birçok fırsat
ortaya çıkacaktır.
Kendiliğinden iş görmeyi ileri götürenlerin önünü,
birdenbire kesmek hiç doğru değildir. Astlarla üstler
arasında bu mesele, her zaman için bir sınav teşkil
etmelidir. Bu maddeler üzerinde çok çalışmak lazımdır.
Söz konusu maddelerin değerlendirilmesinden
sonra akla gelen diğer bir husus, durumun
değişmesinden dolayı verilen emrin icra
edilememesidir. İşte bu hâl, astların emir beklemeden
hareketlerini icra etmelerini zorunlu kılar. Emir verildiği
anda, durum henüz değişmemişti. Yapılacak görev,
emirde istenenden ibaretti. Emrin alınmasına kadar
geçen sürede meydana gelen değişiklikten dolayı, icra
edilememesi mecburiyetinin doğuşu fırsatı
harcamaktan, başarıyı elde edememekten başka bir
şey olamaz. Eğer ast, emrin yazıldığı saatteki hâli
Zabit ve Kumandan


163
biliyor durum daha değişmeden üstün vereceği emri
iyice anlayıp hemen icraya koşarsa emrin daha sonra
sonuçsuz kalması tehlikesi ortadan kalkar. Ast, burada
hata yapmış olsa dahi bekleyip sonunda icrası
mümkün olmayacak emir almaktan, sonuç itibariyle
hiçbir şey yapamamaktan daha iyidir.
Bu bölümün esas maksadı, her komutanda işte bu
kendiliğinden iş görme hasletinin mecburen elde
edilmesi meselesidir. 
Zabit ve Kumandan

Yüklə 4,74 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   31




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə