85
KUR
e-ba-ni
KUR
e-ba-ni-ú-ki-e-di a-bi-li-du-bi
13
Yazıt 5-b :
Çeviri
Sarduri der ki: Aynı yıl içinde üçüncü kere (?) sefere çıktım, (bu sefer ise)
Eriahi Ülkesi’ne karşı.
Ülkeyi ele geçirdim, şehirleri yakıp, yıktım.
Ülkeyi tahrip ettim. Biainili Ülkesi’ne erkek (ve) kadınları sürgün ettim.
Kaleler yaptırdım (ve) Ülke’yi benim Ülke’me kattım
14
.
Yazıt 6-a (resim 26): Kil Tablet : Yukarı Anzaf Kalesi’nden
Transkripsiyon Ön yüz
I
un ? –ka-nu-a-di 30 GIŠ.GAG.TI : 1 BAN
I
nu-ru-bi-e-di
30 GIŠ.GAG.TI : 1 BAN
MEŠ
I
úruadidi
22 GIŠ.GAG.TI : 1 GIŠ.BAN
I
a-ri-lu-tu-qu
30 GIŠ.GAG.[T]I
I
hú-úš-tú-ú 20 GIŠ.GAG.TI : 1 GIŠ.BAN
I
ú-ru-u-e-da-a-di 20 GIŠ.GAG.TI :
I
ur
4
-di-i
Dip kısım
20 GIŠ.GAG.TI : 1 GIŠ.BAN
I
nu-d[u]
20 GIŠ.GAG.TI : 1 GIŠ.BAN
I
e-ri-ú-qu-ú
Arka yüz
13
Melikişvili
1960, yz: 155a ; Melikişvili 1971, 78
14
Melikişvili 1971, 78 ; Payne 1995, 98
87
i-ni É.GAL
ba-du-si-e ši-di-iš-tú-ni
KUR
e-i-du-ru-ka-i
I
Ru-sa-a-še a-li
NA4
qar-bi ma-nu ú-i gi-i iš-ti-ni
ši-da-ú-ri i-e-še e-’a É.BÁRA
e-‘a É.GAL
ba-du-si-i-e ši-di-iš-tú-ú-bi (boşluk)
GIŠ
ul-di
GIŠ
za-a-ri šú-ú-hi te-ru-ú-bi URU
šú-ú-hi
iš-ti-ni ši-di-ištú-ú-bi tar-gi-ni-li ar-ni-ú-ši-ni-li
iš-ti-ni za-du-bi te-ru-bi ti-ni
I
Ru-sa-hi-ni-li
d
Hal-di-ni-ni al-su-i-ši-ni
I
Ru-sa-a-ni
I
Ar-giš-te-hi
LUGÁL DAN-NU LUGÁL
al-su-i-ni
LUGÁL
KUR
bi-a-i-na-ú-e a-lu-si
URU
tu-uš-pa-e URU
I
Ru-sa-a-še a-li a-lu-še ti-ni-ni tú-li-e ma-a-si
ti-ni te-li-e tú-ri-ni-ni
d
Hal-di-še
d
IM-še
d
UTU-še
17
.
Yazıt 7-b :
Çeviri
Haldi’nin kudreti sayesinde, Argişti oğlu Rusa, bu kaleyi Eiduru dağı
önünde mükemmel bir şekilde inşa etti. Rusa söyler :
Kayalara
, burada (daha önce) hiç bir şey inşa edilmemişti.
Ben bir tapınak ve bir kaleyi mükemmelce inşa ettim.
Ben yeni üzüm bağları, meyve bahçeleri ve yeni bir şehir (yerleşim)
burada kurdum. Burada güçlü başarılar yaptım.
17
M.Salvini, The İnscriptions of Ayanis (Rusahinili Eiduru=kai)
Cuneiform and Hieroglyphic, Ayanis I. 251, 252
88
Haldi’nin kudreti sayesinde (Ben) Argişti oğlu Rusa, kudretli kral,
büyük kral, Biainili topraklarının kralı, Tuşpa Kenti’nin efendisi
Rusa söyler : Her kim benim adımı silerse (ve) (kendi)
ismini koyarsa,
Haldi, Fırtına tanrısı (ve) güneş tanrısı onu yok etsinler
18
.
18
M.Salvini,
The İnscriptions of Ayanis (Rusahinili Eiduru=kai)
Cuneiform and Hieroglyphic, Ayanis I. 2001, 251, 252
89
7. SONUÇ
Urartular ilk kez Assur yazılı belgelerinde
Uruatri halkları olarak
tanımlanmaktadırlar. Uruatri ve diğer Erken Demir Çağ Halkları, M. Ö. 13. yüzyıl
başlarından
itibaren Beylikler; M.Ö. 9. yüzyıl ortalarından 6. yüzyıl başlarına kadar ise
Eski Yakındoğu’nun en önemli krallıklarından birini “Urartu Krallığı’nı” kuran halklar
olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Sınırlarını Başkent Tuşpa (Van)’dan; Hazar Denizine;
Sevan Gölünden Elazığ Malatya’ya kadar genişleten Urartu Krallığı,
mimari ve sanatta
da önemli gelişmeler kaydetmişlerdir.
Doğu Anadolu Bölgesine tarihinin en parlak dönemlerini yaşatan Urartuların
tarihleri, kültür ve dillerinin anlaşılmasına yönelik çalışmalar yaklaşık 200 yıldır farklı
birçok bilim adamı tarafından gerçekleştirilmektedir.
Söz konusu çalışmalar sonucunda, Urartu Dili; bulunan yazılı belgeler sayesinde
tanınmaya başlayınca, bu dilin Hurri Dili ile olan yakın ilişkisi ortaya çıkarılmıştır.
Urartu ve Hurri Dilleri arasındaki en yakın benzerlik her iki dilin de ergatif yapıya sahip
olmasıydı.
Ergatiflik
bir kasus; yani ismin hallerinden biridir. Türkçe’de karşılığı olmayan
bu hal Hurri ve Urartu Dilleri ile bazı Kafkas Dilleri’nde transitif (geçişli) fillerle
yapılan cümlelerin öznelerinin içinde bulunduğu haldir. Urartuca ve Hurrice genetik
olarak değerlendirildiğinde bu diller arasındaki ilişkinin Teyze-Yiğen boyutunda olduğu
ve her iki dilin Proto Doğu Kafkas Dil Ailesi içinde ayrı bir daldan oluştuğu fikirleri
mevcuttur.
Urartular, Akad orijini olan çivi yazısının
Yeni Assur versiyonunu
kullanmışlardır. Bu yazı sistemi hece sesleri, ideogram ve determinatiflerden
oluşmaktaydı. Urartu yazıtlarının büyük bir bölümü, andezit bazalt ve kireçtaşı gibi
taşlar üzerine tekdüze bir şekilde yazılmışlardır.
Urartu’ya ait kısa yazıtlar, gelenikle branz eserler üzerinde krali ve tanrısal
mülkiyetlerin teşhis edimesi ve birçok pithos çömlek üzerinde kapasitelerini gösteren