İLETİŞİM FAKÜLTESİ DERGİSİ/ Yazı Tura Filmi Örneğinde Türk Sinemasında
‘Saydam Nihilizm ve Anlam’
71
doğrultuda
‘üstinsan’,
yeryüzünün
anlamıdır. İnsan, hayvan ile üstinsan arasına
gerilmiş bir iptir ve insanı büyük yapan,
onun bir amaç değil, bir köprü olmasıdır;
insanın sevilebilecek yanı, bir öteye-geçiş ve
bir batış olmasıdır (Nietzsche,2005:17). Yani
insan, ancak üstinsana doğru ilerleyerek
kendini yitirebilir ve ‘esas olan’a ulaşabilir.
Nietzsche, üstinsanın ortaya çıkabilmesi için
toplumda kaosun olması gerektiğini ve akıl,
adalet, erdem, din gibi tüm değerlerin,
değerlerini
kaybetmesi
gerektiğini
söylemektedir.
Nietzsche’nin
özellikle
Hristiyanlık değerlerine karşıtlığı burada
keskinleşir. Ona göre, insan yeryüzüne sadık
kalmalı ve yerüstü umutlardan söz edenlere
inanmamalıdır. Nietzsche, ‘Tanrı öldü’
diyerek (2005:326), din de dahil olmak üzere
her alanda bilinen değerlerin anlamını
çoktan yitirdiğini, ancak insanların hala
bunu
görmekten
uzak
olduğunu
savunmaktadır.
Nietzsche’nin
bireye
yönelik
gerçekleşmesini istediği şey, herkesi tek bir
düzeye indirgeyen ve sıradanlaştıran sürü
ahlakının üzerine çıkılarak, daha yüksek bir
insan tipinin oluşmasıdır. Böyle Söyledi
Zerdüşt
kitabında
Nietzsche,
yaşamın
Zerdüşt’e verdiği sırrın ‚Ben kendini sürekli
olarak
aşması
gerekenim‛
dediğini
söylemektedir
(2005:131).
Zerdüşt’ün
yaşamdan öğrendiği, yaşamdaki her şeyin
tekrarlanarak yineleneceğidir. Bu nedenle
‚iyinin ve kötünün yaratıcısı olmak isteyen;
sahiden, önce bir yok edici olmalıdır ve
değerleri
paramparça
etmelidir‛
(Nietzsche,2005:132). Böyle Söyledi Zerdüşt,
her şeyin yerle bir edilmesiyle gelecek olan
üstinsan kavramının tanımlandığı metindir.
Bireyler, değerleri yeniden değerlendirmek
ve eskiyi yıkarak yeni değerler yaratma
gücünü göstererek üstinsanın gelmesini
sağlayabilir. Üstinsan, nihilizm aracılığıyla,
her türlü bağdan kurtulmuş, değerleri
tersine çevirmiş, onları yeniden yorumlamış
ve yaşama evet diyen birey olacaktır. Bu
nedenle nihilizmi yaşayan insan, ancak
yıktıktan sonra yaratabilir.
Nietzsche’ye göre nihilizm, psikolojik bir
ruh hali olarak ortaya çıkmak zorundadır;
nihilizm, hastalıklı bir ara ruh durumunu
ifade eder (2002b:28). Psikolojik ruh halinin
birincil aşamasında, ‚Nihilizm gücün uzun
süre
boşa
harcanmasının
bilincidir,
‘boşunalığın’
kahrıdır,
güvensizliktir,
insanın kendini herhangi bir şekilde
dinlendirmesi için kendini herhangi bir şeyle
yatıştırmaya
fırsat
bulamamasıdır‛
(Nietzsche,
2002b,26).
İnsan
varlığı
anlamdan yoksundur ve insan, kendisini çok
uzun süre aldatılmış gibi hisseder.
Nietzsche’ye göre, yaşadığı 19. Yüzyılın
toplumunda ciddi bir yozlaşma (decadence)
vardır. Ancak bu yozlaşma, onun anladığı
anlamdaki
nihilizmin
bir
parçasıdır.
Nietzsche nihilizmin birden çok tanımını
yaparken, kelimenin anlamını, ‘En üst
değerlerin değersizleşmesi’ olarak açıklar
(2002b:23). Nihilizmin hedefi yoktur ve
‘Niçin?’ sorusuna da bir yanıt verilebilmiş
değildir. Yozlaşmanın en önemli nedeniyse,
Hristiyan ahlakına karşı duyulan kuşkudur.
Nietzsche,
yozlaşmanın
ardından
yok
oluşun ve onun ardından gelecek olan tekrar
varolmanın peşindedir. Yozlaşmanın ortaya
çıkışı, hayatın doğması ve ilerlemesi kadar
zorunludur ve onu ortadan kaldırmak
insanın elinde değildir (Nietzsche,2002b:38).
Ona göre, nihilizmin ön şekli olarak
‚Karamsarlık, artık hiçbir yozlaşmaya yol
açmaz‛
(2002a:93).
Bu
nedenle
Schopenhauer’ın karamsar tutumunu terk
etmektedir. Nietzsche’ye göre, ‚Nihilizm bir
sebep
değildir,
tersine
decadence’nin
mantığıdır‛
(2002b:40).
Bu
noktadan
İLETİŞİM FAKÜLTESİ DERGİSİ/ Yazı Tura Filmi Örneğinde Türk Sinemasında
‘Saydam Nihilizm ve Anlam’
72
hareketle, nihilizm aşamasında da daima
kalmanın olanaklı olmadığını, nihilizmin bir
geçiş evresi olduğunu söylemek doğru
olacaktır.
Bireyin toplum içindeki durumunu tartışan
Nietzsche,
insan
evrimini
inceleyen
Darwin’e
karşı
eleştirel
tavırla
yaklaşmaktadır. Ona göre, doğal seçim, daha
iyi
olan,
güçlü
örneklerin
yararına
işlememektedir. Aksine yok olanlar daha iyi
örneklerdir, yaşamı sürdürenler ise ortalama
olanlardır. Çünkü en iyi örnekler kuraldışı
olanlardır ve çoğunluk, iyi örnekten daha
düşük değerde olsa da, korku ve sürü
içgüdülerinin etkisiyle bir araya toplanır,
bunun sonucu olarak en iyi örnekler
zayıfmış
gibi
bırakılır
(Akt.Copleston,1998:171). Bununla birlikte,
iyi örneklerin önüne yüksek değerler
konmasıyla onların daha iyiye yükselmeleri
sağlanmalı,
ortalama
olanlar
ise
önemsenmemelidir. ‚Sıradan çoğunluk bir
araya geldiğinde güçlü olsa bile, Nietzsche
için
yükselen
yaşamı
temsil
etmez‛
(Copleston,1998:172).
Nietzsche birey ve toplum düşünceleri
doğrultusunda,
gerçek
ve
varoluş
kavramlarını da irdelemektedir. Ona göre,
‘gerçek oluşumu’nu sağlayan belirtiler,
varolmayışın, hiçliğin belirtileridir. ‘Gerçek
dünya’, yadsımadan kaynaklanan dünya
üzerine kurulmuştur:Gerçek gözle görülür
dünya, ahlaksal-görsel bir sapmadır. Kişiler,
‘başka’ ‘daha iyi’ bir yaşamın düşsel
kuruntularıyla,
yaşamın
öcünü
alırlar
(Nietzsche,2002a:33-34). Artık bir yanılsama
döneminden bahsedilebilir, çünkü insan,
gerçek
dünyayı
tüketmiştir.
Nietzsche
‚Hangi dünya kalmış artık?‛ diye sorar,
ardından yanıtı da kendisi verir; ‚Yoksa
görünen mi? Oysa değil. Biz gerçek dünya
ile bu görüneni de tükettik artık‛ (2002a:36).
Gerçek dünyanın tüketilmişliği, gerçeklik
kavramının
da
sonunu
getirmiştir.
Gerçekliğin olmadığı dünyada yapılabilecek
şey ise, kişinin kendini ‘yeniden’ yaratmak
zorunda oluşudur.
Friedrich
Nietzsche’nin
birey-toplum-
varoluş ve nihilizm üzerine düşünceleri, Batı
modernizmine
yönelen
eleştirileri
doğrultusunda, kendisinden yıllar sonra
ortaya çıkan postmodernist tartışmalara da
önemli bir kaynak olmuştur.
Baudrillard’ın
‘Saydam
Nihilizm’
Kavramı
Tüm
değerlerin
değersizleşmesinin
ardından
yıkımın gelmesiyle, nihilizm
tamamlanacak
ve
yeni
değerler
oluşturulacaktır.
O
halde,
yukarıda
belirtildiği
gibi,
nihilist
olanda
da
kalınamayacağı açıktır. Friedrich Nietzsche,
nihilizmin sona ereceğini öngörmüştür.
Nietzsche, Ecce Homo adlı eserinde, ‚Şimdi
size beni yitirip kendinizi bulmanızı salık
veriyorum;
ve
ancak
hepiniz
beni
yadsıdığınızda
size
geri
döneceğim‛
demektedir (2004:15). Buradaki tavrı, bir
nihilist olarak tanımladığı kendisinin de
‘yitirilmesi’
gerektiği,
değerlerinin
değersizleştirilmesi,
ardından,
yeni
değerlerin oluşturulmasıyla, yapıtlarıyla,
kendisinin tekrar keşfedilmesidir.
Nietzsche’nin, yeni değerlerin konularak
nihilizmin sonunun geleceği düşüncesi
gerçekleşmemiştir,
aksine,
günümüzün
düşünürlerine
göre,
nihilizm
biçim
değiştirmiş
olarak
devam
etmektedir.
Değişen nihilizm, Fransız kuramcı Jean
Baudrillard’ın Simulakrlar ve Simülasyon
kitabında, ilgi çekici bir yorumla karşımıza
çıkmaktadır.
Baudrillard,
nihilizmin
günümüzde, eski anlamına sahip olmadığını