Yalancı Şairin Gözüyle Yalana Bakış
TAED
51* 149
Sen dahı iy saltanat da‟vî kılan
Cehd it da‟vî ki olmaya yalan (Ahmedi, s. 461).
(Ey saltanatı olduğunu iddia eden kişi, çalış da davan yalan olmasın.)
Girmesün câna „adû efsâne ile koynuña
„Âşık-ı sâdık geçer ammâ sakın yalan çıkar (Atâyî, s. 248, G. 71).
(Ey sevgili, düşman yalan söyleyerek koynuna girmesin. Sakın! Sâdık âşık geçinir ama
yalan çıkar.)
Dediler bî-haberler bâğ-i cennet kûyuña benzer
Haber verdi baña andan gelen âdem yalandır bu (Fuzuli, s. 246, G. 236).
(Habersiz olanlar “senin köyün cennete benzer” dediler. Cennetten gelen Ādem bana
bunun yalan olduğunu söyledi.).
Şair mugâlata-ı maneviye sanatıyla beyti daha farklı açıklamaya meydan vermektedir.
“Andan gelen âdem” ile cennetten gelen Âdem (a.s.) ve sevgilinin köyünden gelen birisi
anlamlarına gelebilir. Her hâlükârda sevgilinin köyünün cennete benzetilmesine mukabil,
cennetten güzel olduğunu öne sürmektedir.
10.
Devlet, Saltanat:
Haşmet, Külliyatında Donanma nazırı sıfatıyla kandilleri teftiş eden zatın latifesini
naklederken, samimi itirafına yer verir:
“Ben bu kevkebe-i debdebe-i kâzibem ile kırk seneden mütecâvizdir ki zügürdlük
âteşine cânımı yakıyorum da sen donanma-yı hümâyûnda beş kanâdîl ziyâde yakmaga kâdir
olamadıñ mı?” (Haşmet, s. 444).
Düşüñ miydi ya hayâl miyidi ol na‟îm-i nâz
Devlet didükleri degül ise yalan kanı (Şeyhi s. 40, tr 5-III).
(O varlık içinde nazlı büyüyen (talih) rüyan mı yoksa hayalin miydi? Devlet dedikleri
yalan değilse, yalan nedir!)
Devlet bahârı ayşına aldanma kim bu nûş
Bir baldır ki illet-i nîş-i belâ imiş (Ahmed Paşa, s. 68, t.1-I).
(Devlet baharı içkisine aldanma. Bu içki, bela zehrinin sebebi olan bir bal gibi görünür.)
150
* TAED
51
Saadet KARAKÖSE
Şair devleti bahara ve içkiye benzeterek insan dimağı üzerndeki etkisini vurgulamaktadır.
İkbâle verme kalbini kim bî-bekâdır ol
Görmez misin ki kalbi onun lâ-bekâ imiş (Ahmed Paşa, s. 68, t. 1-I).
(Kalıcı olmayan ikbale gönlünü verme. Onun varlığının geçici olduğunu görmez
misin?)
Cân-ı „azize Mısr vücûdunda rûzigâr
Şerbet yerine sundugı zehr-i fenâ imiş (Ahmed Paşa, s. 68, t. 1-I).
(Zamanın Mısır bedeninde azizin canına şerbet diye sunduğu yokluğun zehri imiş.) Hz.
Yusuf kıssasına telmih yapılarak Mısır azizinin ölümü devletin yalan olduğuna örnek
verilmiştir. Şerbet ile zehir arasındaki tezat, devletin zahirdeki yüzünün şerbet, batındaki
yüzünün zehir olduğunu anlatmaktadır.
Âdeme bir zevk kalur bu dünyede bir yahşi ad
Saltanat bâkî kalur dirlerise bu yalandır (Cem Sultan, s. 34, K. 9).
(Bu dünyada insanın yanına bir yaşadığı zevk ve bıraktığı iyi adı kalır. “Saltanat sürekli
kalır” derlerse bu yalandır.)
Cihânun izzet ü ikbâlini efsâne bil Yahyâ
Yolundan kalma kim „âkil o yalan ile eglenmez (Ş. Yahya, s. 173, G. 148).
(Ey Yahya, dünyanın ululuk ve ikbalini efsane say. Yolundan uzaklaşma; akıllı olan
kimse bu yalan ile oyalanmaz.).
Dil-tîregân-ı câhıñ inanma dürûgına
Zinhâr gitme giceler âteş fürûgına (Nevres-i Kadîm, s. 202, G. 124).
(Makamın gönlü karalarının yalanına inanma. Sakın geceleri ateş ışığına gitme.).
Saltanat didükleri ancak cihân gavgâsıdur
Olmaya baht u sa„âdet dünyede vahdet gibi (Muhibbî, s. 763, G. 2627).
(Saltanat dedikleri ancak dünya kavgasından ibarettir. Dünyada birlik gibi baht ve
mutluluk yoktur.)
Yalancı Şairin Gözüyle Yalana Bakış
TAED
51* 151
11.
Güzellik:
Sâkî zamân-ı hüsnün için bir piyâle sun
Bir vakt ola ki diyesin ol bir zamân imiş (Ahmed Paşa, s. 63, G. 26).
(Ey saki, güzellik çağının hatırı için bir şarap sun. Bir zaman gelecek “o da bir zaman
içinmiş” diyeceksin.)
Serseri Neyzen‟in aklınla kulak ver sözüne
Girmemiştir bu ahvalim bu bedayi gözüne
Cehlinin kudreti baktırmadı kendi özüne
Pir olur saki-i gül-çehre bakılmaz yüzüne
Hak olur pir-i mugan zemzeme-i dem de geçer (Neyzen Tevfik, Türk Klasikleri, C. 11-
45).
(Serseri Neyzen‟in sözüne aklınla kulak ver. Benim bu hâlim onun güzel gözüne
çarpmadı. Bilgisizliğinin gücü kendi özüne baktırmadı. Gül yüzlü saki yaşlanır, yüzüne
bakılmaz olur. Yaşlı meyhaneci toprak olur; içki nağmeleri de biter.
12.
Umut:
Emeller aldatıp avutmuş beni
Mehtaplı geceler uyutmuş beni
Sevdiğim çehreler unutmuş beni
Bana hiç birinin yokmuş vefası [Rıza Tevfik Bölükbaşı, Beste Şerif İçli, makam
kürdilihicazkar (www.inleyennagmeler.com) ].
Baña inanmaz ümîd-i visâle düşdügüme
Vefâya va„de ider itmez o yalan bu yalan (Tokatlı Kânî 257,G.139).
(O vuslat umuduna düştüğüm konusunda bana inanmaz. Bağlılığa söz verir vermez “o
yalan bu yalan”, der.)
13.
Çok Söz:
Ya anun hüsnidür sâdık ya andan artugı kâzib
Ya anun vechidür bâkî ya anun gayridür fâni/Nâmûsî (Canpolat,1982, s. 9).
(Onun güzelliği gerçektir; ondan başkası yalandır. Onun yüzü kalıcı, ondan başkası
geçicidir.)
Dostları ilə paylaş: |