119
Lokman TAŞKESENLİOĞLU
______________________________________________
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 2/3 2013 s. 96-132, TÜRKİYE
International Journal of Turkish Literature Culture Education Volume 2/3 2013 p. 96-132, TURKEY
Toplumun kadınlara bakışı ise çocuklarda olduğu gibi bugünden çok da farklı değildir.
Bugün “kaşık düşmanı” denilen eş, o dönemde de “Gavur Gızı” diye adlandırılmıştır:
Bilmem ne çare eyleyim, ay Molla Nesreddin!
Çerletdi lap meni bizim övret, gâvur gızı!
On beş, on altı, belke de on yeddi il olur
Vardır menim evimde bu külfet, gâvur gızı!
Üç-dört uşag doğub, gocalıb, dişleri düşüb
Bir kâftara dönübdü bu nikbet, gavur gızı!
73
Vefak
â
r kadınların bu şekilde aşağılanması yetmezmiş gibi çocukların da çok küçük
yaşlarda evlendirilip erlere eş yapılmasını da Sâbir, onların ağzından “Goyma Geldi” şiirinde
eleştirmektedir:
Dudkeş kimi bir papag başında,
Ağ tükleri bellidir gaşında,
Gerçi gocadır -babam yaşında,
Amma sorağandı, goyma geldi!
Kirdarı yamandı goyma geldi!
İyrenmişem ağzının suyundan,
Getran gohusu gelir bûyundan,
Lap doğrusu gorhmuşam huyundan,
Bir ef'i ilandı, goyma geldi!
Kirdarı yamandı, goyma geldi!
74
Bir küçük kızın babası yaşında biriyle evlendirildiğinde onu hortlak ve yılan gibi
görmesi elbette doğaldır. Şiirlerinin bu kadar etkileyici olmasında bu gerçekçiliğinin payı da
elbette büyüktür.
“Uşagdır” şiirinde de sağa sola söven on bir yaşındaki çocuğuna cesaret veren, iyi bir
şey yapıyormuş gibi sevinen, “edep de neymiş” diyen bir annenin eleştirisi vardır:
Ay başı batası daşdı kişi, dinme uşagdır uşağım!
Ne edeb vahtıdı, goy söysün, ufagdır uşağım!
Atavun gôru üçün, boşda bu tifli başına!
Keyfine deyme, söye ya sene, ya gardaşına.
İndice indice ancag yetir on bir yaşına,
Ağlı kesmir, hele bir körpe uşagdır uşağım!
Ne edeb vahtıdı, goy söysün, ufagdır uşağım!
75
72
“Uşaglara” - SABİR, M. E. (1962). Hophopname. Bakü. hz. Abbas ZAMANOV. s. 36.
73
“Gavur Gızı” - SABİR, M. E. (1962). Hophopname. Bakü. hz. Abbas ZAMANOV. s. 136.
74
“Goyma Geldi” - SABİR, M. E. (1962). Hophopname. Bakü. hz. Abbas ZAMANOV. s. 142.
75
“Uşagdır” - SABİR, M. E. (1962). Hophopname. Bakü. hz. Abbas ZAMANOV. s. 144.
120
Lokman TAŞKESENLİOĞLU
______________________________________________
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 2/3 2013 s. 96-132, TÜRKİYE
International Journal of Turkish Literature Culture Education Volume 2/3 2013 p. 96-132, TURKEY
Zaten asıl söylemek istediği de budur. Ahlaklı, çalışkan, akıllı çocuklar yetiştirmek için
önce annelerin bu konuda duyarlı davranması gerektiğini söyler. Ama devrin özellikleri ve
kadınların durumu da düşünülünce onların da bu durumda başka bir şey yapmaları beklenemez.
“Dilber”, “Nedamet ve Şikâyet”, “Elmli ve Elmsiz Ana”, “Analar Bezeyi” gibi pek çok
şiirinde buna benzer tespitlerde bulunmuş, halkı bu konuda aydınlatmaya çalışmıştır.
2.3.4.
İslam Coğrafyası
Sâbir’in yaşadığı dönem genel itibarıyla oldukça karışıktır. Tüm Türk ve İslam
coğrafyasında halk, yabancı güçlerin tehdidiyle karşı karşıyadır. Ruslar, Orta Asya ve
Kafkasya’daki Türklerin üzerine kâbus gibi çökmüşken, Osmanlı Devleti’nin durumu da içler
acısıdır. II. Meşrutiyetle beraber güçlenen İttihat ve Terakkiciler rejimi değiştirme hareketlerine
başlamış, devlet otoritesi bölünmüş, bunu fırsat olarak gören Avrupalı güçler, Türk topraklarını
işgale başlamıştır. 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Cezayir, 1912 yılında da Fas,
Fransızlar ve İspanyollar tarafından işgal edilmiştir. Yani Kuzey Afrika’da durum aynıdır.
Arabistan’da ise Orta Asya Türk hanlıklarındaki duruma benzer bir durum vardır. Ruslar
Türklerin gücünü kırabilmek için onları hanlıklara bölüp bazılarını desteklerken; Arabistan’da
İngilizler, hem diğer Araplara hem de Osmanlı Devleti’ne yüzyıllardır zararlar veren Vahabileri
destekleyerek tüm Arabistan’ı terör eylemleriyle sürekli kaosa sürüklemiştir.
Azerbaycan’da ise düşman tek değildir. Kuzey Azerbaycan’a Rusya, Güney
Azerbaycan’a ise İran göz koymuştur. Azerbaycan için 1826’da savaşa giren bu iki devlet,
1828’de Türkmençay Antlaşması’yla Azerbaycan’ı ikiye bölen devletlerdir. Güney Azerbaycan,
İran zulmü altında o dönemden itibaren inlemeye başlamışken; Kuzey Azerbaycan’da yani
Sâbir’in memleketinde yavaş yavaş uyanışlar başlamıştır. Bu uyanışın temelinde Mirze Feteli
Ahundzade gibi aydınlar varken daha sonra halk ve diğer aydınlar arasında yayılmasında en
etkili olan ışık, elbette ki Celil Memmedguluzade’li ve Mirze Elekber Sâbir’li “Molla
Nasreddin” dergisidir.
Sâbir, bilinçli bir aydın olarak tüm Müslümanların ve Türklerin sıkıntılarını kendi
sıkıntısı kabul etmiş, halkın zulüm gördüğü her yerde
,
her durumda zalimleri eleştirmiş,
kurtuluş yolları önermiştir.
Türk tarihinin en acıklı olaylarından, en talihsiz karşılaşmalarından Timur - Yıldırım
Han; Şah İsmail - Sultan Selim savaşından, Harzemlerden, Türklerin birbirine zarar verdiği pek
çok hadiseden “Fahriye” adlı şiirinde şöyle bahsediyor:
Bir vegt dehi Garagoyun, Ağgoyun oldug,
Azerbaycan'a hem de Anatolu'ya doldug,
Ol gedr gırıb birbirimizden ki yoruldug,
Gırdıgca yoruldug ve yoruldugca gırıldıg.