77
Türkiye‟nin küreselleĢme temelli sürdürülebilir büyüme performansı,
bölgesel politik ekonomi dengelerinde referans ülke niteliğine katkı sağlayarak
Türkiye‟nin “ticaret devleti” potansiyelini arttırmıĢtır.
45
Bu sayede Türkiye,
bölgenin ikinci en büyük nüfusuna sahip ülke olmasının yanında, en büyük
ekonomiye sahip Ortadoğu ülkesi konumundadır (bk. Tablo 4). Ayrıca ekono-
mik dinamizm, Türkiye‟nin Ortadoğu halkları açısından aynı zamanda bir cazi-
be merkezi haline gelmesine katkı sağlayan bir “yumuĢak güç” unsuruna dö-
nüĢmüĢtür. Örneğin, TESEV‟in yaptığı kamuoyu araĢtırmasına göre Türki-
ye‟nin bir model olabileceğini söyleyen katılımcıların yüzde 32‟si Türkiye‟nin
demokrasisini, yüzde 25‟i de ekonomisini ön plana çıkarmaktadır.
46
Lübnanlı
siyasetçi el Ahdab da bu durumu Ģu Ģekilde ifade etmektedir;
“Bizim açımızdan Türkiye çok önemli iç gelişmeler kaydetti, çünkü
bir kişi, insanların daha yüksek yaşam standartlarına, daha fazla bir
GSMH’ye ve daha iyi ekonomiye sahip olabildiğini görebiliyor.”
47
Tablo 4. Türkiye‟nin “Bölgesel Güç” Potansiyeli (BaĢlıca Maddi
Unsurlar, 2010)
Nüfus
/milyon
Nüfus yaĢ
kompozisyonu
(16-64 yaĢ,
toplam içinde
yüzde)
GSYĠH
(milyar
dolar)
KiĢi baĢına
GSYĠH
(SGP, dolar)
Ġnsani
kalkınma
indeksi
Küresel
rekabet
indeksi
Mısır
81,1
63,4
219
5.840
0,62
81
Ġsrail
7,6
62,3
217
28.292
0,872
24
Ġran
74
71,8
357
11.891
0,702
69
Türkiye
73
67,1
735
13.359
0,679
61
Kaynak: TÜİK
KarĢılıklı bağımlılık teorileri çerçevesinde ekonomik geniĢlemenin
Türkiye‟nin Ortadoğu‟da bölgesel güç olma potansiyeline üç kanaldan katkı
sağlaması beklenir. Ġlk olarak, artan ticari bağlantılar iliĢkilerde ortak çıkar
alanlarının geniĢlemesine imkân sağlayarak, bölgesel sorunların çözülmesinde
ekonomik kazanç dinamiğinin “pratik bir el” olarak kullanılması yönünde bir
motivasyon ortaya çıkarabilir. Bu sayede “yüksek politika” (high politics) alanı
tabir edilen konularda sorunlar ilk elde çözülemese bile, “düĢük politika” (low
45
Kemal KiriĢçi, “The Transformation of Turkish Foreign Policy: The Rise of the Trading
State”,
New Perspectives on Turkey, Sayı 40, 2009, ss. 29-57; Mustafa Kutlay, “Economy as the
„Practical Hand‟ of „New Turkish Foreign Policy‟: A Political Economy Explanation”, Insight
Turkey, Cilt 13, Sayı 1, 2011, ss. 67-89.
46
Mensur Akgün ve Sabiha Gündoğar, Ortadoğu’da Türkiye Algısı 2011, TESEV, Ġstanbul,
2012.
47
Yazarların Lübnanlı siyasetçi Misbah el Ahdab ile mülakatı, 27 Ekim 2011, Ankara.
78
politics) alanlarında artan iĢ birliği mekanizmalarıyla iletiĢim kanalları açık
tutulabilir.
48
Ġkincisi, devlet-dıĢı aktörlerin etkinliğinin artması, karĢılıklı iliĢki-
lerin bürokratik mekanizmaların tüketiciliğinden ve siyaset sarkacının aĢırı
salınımından kurtarması beklenir. Üçüncüsü, neo-fonksiyonalist teorilerin de
vurguladığı biçimde ikili iliĢkilerde artan bağlantı sayısı ve maddi refah artıĢı
beklentisi ticaret avantajına sahip ülkenin diğer(ler)i üzerinde, yumuĢak güç
unsurlarını projekte edebilmesi ve ilgili diğer aktörün tercihlerini etkileyebil-
mesi açısından yeni mekanizmaların devreye sokulmasını mümkün hale getire-
bilir.
49
Bu Ģekilde Ayoob‟un belirttiği gibi süreç içinde bölge aktörleri arasında
“ortak çıkar” algısının da katkısıyla “bölgesel cemaat” kimliğinin içselleĢtiril-
mesi ve Hurrell‟in tabiriyle “kognitif bölgesellik” nosyonunun yerleĢmesine
zemin hazırlaması söz konusu olabilir.
50
2001 krizinden sonraki süreçte özellik-
le Arap Baharının bölgesel fay hatlarını tetiklediği döneme kadarki sürede yu-
karıda çerçevesi çizilen politik ekonomi dinamikleri Türkiye‟nin Ortado-
ğu‟daki aktörlük iddiasına katkı sağlamıĢtır. Türkiye‟nin geçirdiği iç politik
ekonomi dinamiklerine ek olarak küresel sistemdeki dönüĢüm de Ortado-
ğu‟daki ticaret ve yatırım potansiyelini olumlu etkilemiĢ, Ortadoğu‟da bölge-
selleĢmenin derinliği artmıĢtır.
51
Bu kapsamda, Türkiye‟nin hedefi, Davutoğlu
tarafından komĢu ülkelerin lokomotif önemi olan Türk ekonomisi ile bütün-
leĢmesi olarak belirtilmiĢtir.
52
Türkiye açısından da Ortadoğu alternatif pazarlar
arasında önemi artan bir bölgeye dönüĢmüĢtür. 2002-2010 döneminde Ortado-
ğu ile olan ihracatının Türkiye‟nin toplam ihracatı içindeki payı yüzde 6‟dan
yüzde 16‟ya yükselmiĢ, Ortadoğu ile toplam ticaret hacmi ise 3,9 milyar dolar-
dan 23,6 milyar dolara çıkmıĢtır. Türkiye, Ortadoğu ülkeleriyle toplam ticare-
tinde büyük bir ticaret fazlası vermeyi baĢarmıĢ, bu dönemde ihracatı 2,2 mil-
yar dolardan 18 milyar dolara yükselmilĢtir.(bk.Tablo.5.1. ve 5.2.)
48
Robert O. Keohane ve Joseph S. Nye., “An Introduction,” içinde Robert O. Keohane ve Joseph
S. Nye (eds.),
Transnational Relations and World Politics, Harvard University Press,
Massachusetts, 1973.
49
Neo-fonksiyonalist teoride bu durum “niyet edilmeyen sonuçlar” (unintended consequences)
Ģeklinde izah edilmektedir. Konuya iliĢkin Ernst Haas‟ın öncü çalıĢması için bk. Ernst B. Haas,
The Uniting of Europe: Political, Social, and Economic Forces 1950-1957, Stanford University
Press, Stanford, 1968. Ernst Haas‟ın yaklaĢımının kapsamlı bir incelemesi için bk. Philippe C.
Schmitter, “Ernst B. Haas and the Legacy of Neofunctionalism”, Journal of European Public
Policy, Cilt 12, Sayı 2, 2005, ss. 255-272.
50
“Bölgesel cemaat” kavramı için bk. Mohammed Ayoob, “From Regional System to Regional
Society: Exploring Key Variables in the Construction of Regional Order”,
Australian Journal of
International Affairs, Cilt 53, Sayı 3, 1999, ss. 247-260. “Kognitif bölgesellik” kavramı için bk.
Andrew Hurrell, “Regionalism in Theoretical Perspective”, içinde Louise Fawcett ve Andrew
Hurrell (ed.), Regionalism in World Politics, Oxford University Press, New York, 1995.
51
Bu noktada birçok ülke Türkiye ile ekonomik iliĢkilerini daha ileri boyutlara taĢıma arzusunu
ortaya koymuĢtur. Suriye, Ürdün ve Lübnan bu kapsamda değerlendirilebilir. Sedat Laçiner,
“Ortadoğu Kapıları Açılırken: Gül‟ün Ürdün Ziyareti, USAK Stratejik Gündem, 2 Aralık 2009.
52
Bk. dipnot 34.