5941 Sayılı Çek Kanunu’nda Düzenlenen İdari ve Cezai Yaptırımlar / Ş. DEMİR
226
Ankara Barosu Dergisi 2013/ 1
HAKEML
İ
olmuştur. 3167 sayılı Kanun 20.12.2009 tarihinde 5941 sayılı Kanun’la yürür-
lükten kaldırıncaya kadar dört kez değişikliğe uğramıştır. Neticede 3167 sayılı
Kanun’un yürürlükten kaldırılmasında uygulamada yaşanan sorunlar etkili
olmuştur
[3]
.
Günümüzdeki duruma geçiş niteliğinde hükümler içeren 5941 sayılı
Kanun’un da karşılıksız çek suçundaki tırmanışa engel olamayacağı ortaya
çıkınca, 6273 sayılı Kanunla
[4]
değişikliğe gidilmiştir. Değişiklikten önce karşı-
lıksız çek bir suç olarak değerlendirilmekte ve keşideci karşılıksız çıkan her çek
yaprağı için adli para cezasıyla cezalandırılmaktaydı. Verilen adli para cezasının
ödenmemesi durumunda ise para cezası zorlama hapsine dönüşüyordu
[5]
. Deği-
şiklikle birlikte cezai hükümlerin Anayasa m. 13, m. 38/8 ve m. 48/1’e aykırı
olduğu, borcunu ödemeyene adli para cezası vermenin hiçbir anlamı olmadığı
yönündeki eleştiriler doğrultusunda, çekin karşılığının çıkmaması halinde keşi-
decinin cezai sorumluluğu kaldırılmış, yerine AB ülkelerinde olduğu gibi idari
yaptırım niteliğindeki çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı yaptırımları
getirilmiştir
[6]
. Fakat bu durum istemeden de olsa borçlunun haklarının ala-
caklıdan daha çok korunmasına yol açmıştır
[7]
. Ahde vefanın bir ahlaki değer
olarak önemini koruduğu toplumlar açısından yeterli olabilecek idari yaptırımlar,
borcunu üstlenme ahlakı sarsılmış Türk ticari hayatına uymadığı için Türkiye’de
borcunu ödememeyi alışkanlık haline getirenler adeta Hintlilerin kutsal ineği
gibi dokunulmaz hale gelmiştir. Bu bakımdan çekin karşılığının ödenmemesi,
sadece hukuki bir sorun değil, aynı zamanda sosyolojik bir sorundur
[8]
.
5941sayılı Kanunda 6273 sayılı Kanunla yapılan değişiklik, idari yaptı-
rımın uygulanması açısından gerçek ve tüzel kişi ayrımı yapması bakımından
da önemlidir. Buna göre tüzel kişiliğin çekinin karşılıksız çıkması halinde, çek
[3]
Öztan, s. 309; Şen/Malbeleği, s. 11; Can, s. 191-192; Bahtiyar, s. 159-161; Kırca, İsmail:
5941 Sayılı Çek Kanunu (Konferans 22 Ocak 2010), Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma
Enstitüsü, Ankara 2010, s. 5-6; Kahyaoğlu, s. 140; Özbek, s. 7-8; Narbay, Şafak: “5941
Sayılı Çek Kanununun Getirdiği Bazı Yenilikler ve Bunların Değerlendirilmesi”, Terazi
Hukuk Dergisi Mart 2010 S. 43, s. 65-67; Günay/Günay, s. 325; Donay, Süheyl: “Yeni
Çek Kanunu Hakkında Görüşler”, Kazancı Hakemli Hukuk Dergisi 2010 Mart–Nisan S.
67, 68, s. 172-173; Ağar, agm.; Kayançiçek, Murat: “5941 Sayılı Çek Kanunu’na İlişkin
Eleştiriler ve Değişiklik Önerileri (Uygulama Ve Doktrin)”, Türkiye Adalet Akademisi
Dergisi, C. 1, Yıl: 3, S. 8, s. 261.
[4]
RG. 03.02.2012, 28193.
[5]
Öztan, s. 312; Şen/Malbeleği, s. 7-8, 12; Can, s. 192; Kırca, s. 23 vd.; Bilgen, Mahmut:
Uygulamada Kambiyo Senetleri (Poliçe, Bono, Çek), Ankara 2010, s. 340 vd.; Ağar/
Sandal s. 90-101; Kahyaoğlu, s. 143-144; Özbek, s. 8; Helvacı, Mehmet: “Çek Kanunu
Tasarısı’nın Genel Olarak Değerlendirilmesi” , Prof. Dr. Reha Poroy’un Anısına Armağan,
Ankara 2009, s. 234 vd.; Günay/Günay, s. 336 vd.; Donay, s. 174 vd.; Ağar, agm.
[6]
Ağar, agm.; Büyükbaş, s. 311, 313.
[7]
Öztan, s. 309.
[8]
Kahyaoğlu, s. 140-141.
5941 Sayılı Çek Kanunu’nda Düzenlenen İdari ve Cezai Yaptırımlar / Ş. DEMİR
227
2013/ 1 Ankara Barosu Dergisi
HAKEML
İ
düzenleme ve çek hesabı açma yasağı yaptırımları sadece tüzel kişiye uygula-
nacak, tüzel kişinin temsilcisine uygulanmayacaktır. ÇK’ndaki karşılıksız çek
dışındaki bazı fiiller de cezai sorumluluktan çıkarılarak, birer idari yaptırıma
dönüştürülmüştür
[9]
. İnceleme konumuz ÇK’nunda düzenlenen cezai ve idari
yaptırımlar olduğundan, bu çalışma kapsamında karşılıksız çekin TTK ve ban-
kalar açısından oluşturduğu hukuki neticelere değinilmeyecektir
[10]
. Çalışmada
sırasıyla karşılıksız çek fiilinin unsurları, fiilin sorumlusu, uygulanacak yaptırım
ve talep hakkı sahibinin Cumhuriyet savcılığına yaptığı başvuru üzerine uygu-
lama bulacak usulî hükümler incelenecek, 6273 sayılı Kanunla değişik 5941
sayılı ÇK’nun getirdiği yenilikler üzerinde durulacak, son olarak çekte sahtecilik
ve tahrifat suçlarının TCK’nunda karşılık geldiği hükümlere değinilecektir.
I. 5941 Sayılı Çek Kanunu’nda Düzenlenen
İdari Yaptırımlar ve Suç Tipleri
A. Genel Olarak
01.02.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6273 sayılı yasa ile 5941 sayılı
ÇK’nda ciddi değişikliklere gidilmiştir. Bu değişikliklerden en önemlisi, ÇK
m. 5’te çekin karşılığının hesapta bulundurulmaması suçunun yaptırımı olarak
düzenlenen adli para cezasının kaldırılması, bunun yerine idari bir müeyyide
olarak düzenlenen çek düzenleme ve çek hesabı açma yasaklarının getirilmesi
ve böylece karşılıksız fiiline bağlanan yaptırımın idari yaptırıma dönüştürül-
mesidir. Şüphesiz yapılan değişikliklerin uygulamada ve düzenlenen fiillerin
nitelenmesinde büyük etkileri olmuştur. Artık karşılıksız çek düzenlemek
ceza hukuku kapsamında bir suç olmaktan çıkmıştır. Bunun sonucu olarak
düzenlenen fiilin ceza hukuku ve ceza usul hukuku terimleriyle ifade edilmesi
olanağı da kalmamıştır
[11]
.
Değişiklikle birlikte çekin karşılığının hesapta bulundurulmaması gibi özü
itibariyle bir özel hukuk uyuşmazlığı olan konuda, cezai yaptırım öngörülerek
alacağın bir nevi kişilerin özgürlükleriyle garanti altına alınmasına yönelik
uygulamaya son verilmiştir. Bu sayede uygulamanın Anayasa m. 13, m. 38/8
ve aynı nitelikteki AİHS 4 nolu protokol m. 1 hükümlerine aykırı olduğu
yönündeki yoğun eleştiriler, kanun koyucu nezdinde karşılığını bulmuştur.
[9]
Öztan, s. 312; Şen/Malbeleği, s. 7-8, 12.
[10] Bu hususta ayrıntılı değerlendirme için bkz. Öztan, s. 305 vd.; Pulaşlı, Hasan: Kıymetli
evrak Hukukunun Esasları, 3. B. Ankara 2013, s. 323 vd.; Poroy, Reha/Tekinalp, Ünal:
Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 16. B. İstanbul 2005, s. 282 vd.; Bahtiyar, s. 149 vd.;
Can, s. 140 vd.; Kendigelen, Abuzer: Çek Hukuku, 4. B. İstanbul 2007, s. 292 vd.
[11] Pulaşlı, s. 333; Öztan, s. 309; Şen/Malbeleği, s. 15; Ağar, agm.