88
Grafik 3. İşgücü miktarına göre sıralı grafik
Kaynak: OECD. Veriler tarafımızdan derlenmiştir.
Türkiye, OECD ülkeleri içerisinde 30 milyonluk
nüfusuyla önemli işgücü potansiyeline sahip ül-
kelerden biridir. 18 milyonluk OECD ortalaması
dikkate alındığında bu durum daha da bariz şekil-
de ortaya çıkmaktadır. Sıralamada ABD, Japonya,
Meksika, Almanya ve İngiltere’nin ardından gel-
mektedir. Türkiye açısından işgücü potansiyelinin
bu verilerin çok daha üzerinde olduğu tartışmasız
bir gerçektir. Çünkü mevcut veriler, fiili işgü-
cünü yansıtmadığı gibi bizzat TÜİK tarafından
OECD’ye sunulan veriler olduğu anımsanmalıdır.
Bu anlamda, korelasyon analizi sonucu Türkiye’nin
dahil olduğu 34 OECD ülkesinde istihdam, işsizlik
ve işgücü değişkenleri arasındaki ilişkiler ve buna
ilişkin dağılım (saçılma) grafikleri aşağıdaki şekil-
de ortaya çıkmaktadır (Tablo 2).
Tablo 2. istihdam, işsizlik ve işgücü miktarı arasındaki bulgular
İstihdam %
İşsizlik %
İşgücüMiktarı
(Bin kişi)
İstihdam %
Pearson Correlation
1
Sig. (2-tailed)
N
34
İşsizlik %
Pearson Correlation
-,670**
1
Sig. (2-tailed)
,000
N
34
34
İşgücü Miktarı (Bin kişi)
Pearson Correlation
-,069
-,145
1
Sig. (2-tailed)
,699
,413
N
34
34
34
**ilişki düzeyi 0,01 düzeyinde anlamlıdır.
Türkiye’de İşsizlik ve İstihdam Görünümü: İşsizlik Sadece İşsizlik midir?
Finans Politik & Ekonomik Yorumlar 2017 Cilt: 54 Sayı: 634
89
Grafik 4. İstihdam ve işsizlik değerleri arasındaki dağılım grafiği
Grafik 5. İşgücü ve istihdam değerleri arasındaki dağılım
grafiği
34 ülkenin istihdam ve işsizlik değerleri arasında
-0,67 negatif yönlü yüksek düzeyde anlamlı bir
ilişki bulunmuştur (r=-0,670,p=0,001,p<0.01). Bu
durum 34 OECD ülkesinin istihdam oranı artarken
işsizlik oranının düşme eğiliminde olduğunu gös-
termektedir. Bu ilişki önemlidir ve tesadüfi değil-
dir (Tablo 2).
İstihdam ve iş gücü miktarı arasındaki ilişki katsa-
yısı -0,069 dir (r=-0,069,p=0,699, p>0.05). İlişki-
nin yönü negatif olsa bile ilişki miktarı sıfıra çok
yakın değerde olması sebebiyle 34 ülkenin istih-
dam oranı ile işgücü miktarı arasında anlamlı bir
ilişki yoktur (Tablo 2).
Grafik 6. İşgücü ve işsizlik değerleri arasındaki dağılım grafiği
M. NAR
90
Şekil 1. İşgücünün temel yapısı
Kaynak: TÜİK
İşsizlik oranı ve işgücü miktarı arasında -0,145
negatif yönlü çok düşük düzeyde bir ilişki olduğu
gözlenmiştir. 34 ülkenin işsizlik oranı artarken, iş-
gücü miktarı da artmaktadır. Ancak bulunan ilişki
anlamlı değildir (r=-0,145,p=0,413,p>0.05). Diğer
bir ifade ile işsizlik oranındaki değişim işgücü ora-
nına etki etmemektedir (Tablo 2).
İkinci olarak, 15 yaş üzeri olup son üç ay içinde iş
arama kanallarından en az birini kullanarak iş ara-
yanlar ve 15 gün içinde
işbaşı yapmaya hazır olan
kişiler işsiz olarak kabul edilmektedir (Şekil 1).
Yani TÜİK, iş aramayıp çalışmaya hazır olanları
(Not seeking a job but available to start), iş bulma
ümidi olmayanları (Discouraged), diğer kategori
kapsamındakileri (Other), mevsimlik çalışanları,
ev işleriyle meşgul ev kadınlarını, eğitim öğretim
faaliyetlerinde yer alan öğrencileri, bir irat sahibi
olanları ve emeklilik gibi nedenlerle iş aramayıp
ancak işbaşı yapmaya hazır olduğunu belirten ki-
şileri işgücüne dahil etmeyip işsizlik hesaplamala-
rına katmamaktadır.
Ardından TÜİK, 2014-Şubat döneminden itibaren
işsizlik hesaplamalarında kullanılan iş arama sü-
resini “3 ay yerine”, Eurostat kriteri olan 4 haf-
talık dönem (aylık dönem) ile değiştirdiğini ifade
etmiştir. Böylece, işsizlik hesaplamalarında ulus-
lararası uygulama farklılıklarının giderileceğini ve
uluslararası karşılaştırmalarda da uygun ortamın
sağlanacağını dile getirmiştir (PLFR, 2016; TÜİK,
2007; TÜİK, 2015a). Bu tarihten itibaren resmi
anlamda işsiz, iş arama kanallarından en az biri-
ni son 4 hafta içinde kullananlar ile 2 hafta içinde
işbaşı yapmaya hazır olanları kapsayacak şekilde
yeniden düzenlenmiştir. İş arama kanallarını son
bir ayda kullanmayanlar ise işsiz tanımlamasından
çıkarılmıştır.
Şöyle ki iş arama kanalları; toplantılara katılma,
sosyal ağları kullanma, iş kurumlarına müracaat,
internet linklerini kullanma, işe alma siteleri, iş-
verenlere doğrudan müracaat, mezun ağlarına baş-
vuru, danışmanlık ajansları, telefon görüşmeleri,
radyo ilanları ve gazete ilanları gibi yöntemlerden
oluşmaktadır. İşsiz kalan ya da yeni işe başlaya-
cak birinin bu kanallarla ilgili bilgi sahibi olma-
sı zaten 4 haftadan fazla sürmektedir. Türkiye’de
eğitim seviyesi veya piyasa şeffaflığının Avrupa
standartlarında olmadığı dikkate alındığında 4
haftalık (1 aylık) sürenin anlamsızlığı ortadadır.
Dolayısıyla, işsizlik önlemek isteniyorsa fiilen
ne kadar insana iş bulunması gerektiğinin doğru
tespit edilmesi gerekmektedir. Bunun için de fiili
işsizlik oranı gerçek işsizliğin en temel göstergesi
olmaktadır (Forbes, 2017; İktisatlılar Vakfı, 2017,
Profit, 2000).
Grafik 7’de, Türkiye’deki işsizlik oranlarının ay-
lık bazda değişimi gösterilmektedir. İşsizlik ve-
rilerinin hesaplanmasında: İşsizlik Oranı= son 4
haftada iş arayan ve 2 haftada işe başlayabilecek
olanlar / Toplam işgücü oranı (Eğilmez, 2017)
şeklinde basit bir hesaplamayla bulunabilmekte-
dir. Buna göre, örneğin Nisan 2016’ya ait işsiz-
lik oranına ulaşabilmek için değerlerin formülize
edilmesi yeterli olmaktadır. TÜİK işsizlik verileri-
ne göre, Türkiye’de 15 ve daha yukarı yaşta bulu-
nan 58.558.000 kişi mevcuttur. Ancak bu sayının
27.638.000’i istihdam edilmektedir. Bu rakama
2 milyon 824 bin kişi yani TÜİK’e göre işsiz sa-
yılanlar, diğer bir ifadeyle son bir ayda iş arayan
ve 15 günde işe başlayabilecek durumda olanlar
da ilave edildiğinde toplam işgücü miktarı (labo-
ur force) 29 milyon kişiye ulaşmaktadır. İşsizlik
oranı=(2.8/29)X100=9.6 olarak hesaplanmakta ve
resmi rakamlara göre işsizlik oranı Nisan-2016
da grafikte de görüleceği üzere % 9.6 olmaktadır.
Neticede hesaplamaya sadece son bir ay içerisinde
iş arama kanallarından en az birini kullananlar ile
Türkiye’de İşsizlik ve İstihdam Görünümü: İşsizlik Sadece İşsizlik midir?