Unite 1=dil nedir


:Olumlu-olumsuz sözcüklerden oluşanlar: •Ben işten gelir gelmez dışarı çıktılar



Yüklə 238,32 Kb.
səhifə4/5
tarix04.11.2017
ölçüsü238,32 Kb.
#8508
1   2   3   4   5

7:Olumlu-olumsuz sözcüklerden oluşanlar: •Ben işten gelir gelmez dışarı çıktılar.

Biçimsel Oluşum Yönünden İkilemeler

1- Eksiz ikileme: Ses seda, estek köstek, gele gide, fıldır fıldır, kapış kapış…

2- Durum ekleriyle oluşturulan İkilemeler: İkide bir, kıyıda köşede, inceden inceye, surda burda, iğneden ipliğe...

3- "mi" edatıyla ikileme: Yaramaz mı yaramaz bir kızdı. Güzel mi güzel bir ev aldık. Zor mu zor bir işe başladık.

4- Ad tamlaması biçimli ikileme: Beterin beteri bir köye gittik. Yıllar yılı seni bekledim, belki dönersin diye. Neyin nesi, anlayamadım.

5- Bağlaçlı ikileme: Herkes bu yarışta koştu da koştu. Bu işin üstesinden ancak ve ancak sen gelebilirsin.

NOT=İkilemelerde geçen kelimelerin arasına herhangi bir noktalama işareti konulmaz ve araya başka bir kelime giremez.

Görevlerine Göre İkilemeler

Pazara araba araba sebze getirdiler. (sıfat) •Gide gele bizimle arkadaş oldu. (Zarf) •Gel zaman git zaman, herkes yaşananları öğrendi. (Zarf) •Şimdi tasını tarağını topla. (Nesne) •Bu haldeyken şuradan şuraya gidemem. (Dolaylı tümleç) •Genç kızın gözleri ışıl ısıldı. (Yüklem)



UNITE 10=TURKCEDE VURGU VE TONLAMA

Vurgu=Vurgu, konuşmayı tekdüzelikten kurtarmak için söze duygu ve ahenk katar.Vurgu bilerek ve yerinde yapılmadığı zaman konuşma doğallığını kaybeder ve konuşmacı bu durumdan dolayı gülünç duruma düşebilir. Türkçemizde dört tür vurgudan bahsedilebilir:

1- Kelime Vurgusu 2- Cümle Vurgusu

3- Mısra Vurgusu (Ahenk Vurgusu) 4- Şiddet Vurgusu

Kelime Vurgusu: Her kelimenin bir hecesi üzerinde mutlaka ses baskısı (vurgu) vardır. Ör: •“Heyecan” kelimesinde vurgu son hecededir.

2:Türkçede kural olarak vurgular son hece üzerindedir.İstisnalar hariç kelimeye ekleme yapıldıkça vurgu son heceye doğru kayar.Ör: •hece-- heceler-- hecelerde – hecelerdeki

3:Bazen vurgu sondan önceki hecelerden birine yapılır. Bu tür istisnaları aşağıda gösterelim:

*İlk heceye : İl, bölge, semt adları

İl : Ankara, Samsun, Erzurum, İzmir, Konya, Rize, Urfa,

Bölge : Akdeniz, Marmara, Ege, Karadeniz

Semt : Dikmen, Çankaya, Etlik, Bahçecik, Topkapı

*Ortadaki hecelerden birine: İl, bölge, semt adları.Ör: Erzincan, Edirne, Sakarya, Denizli

*Zarf ve bağlaçlarda ilk heceye.Ör: •Niçin, ancak, önce, sonra, ayrıca, yalnız, belki, henüz, ansızın, nasıl, hangi

*Türkçe kelimelerin aldığı bazı ekler vurguyu bir önceki heceye kaydırır. Bu ekler: “ ce, le, me/ma, se/sa, im/sin”.Ör: •“Sence, benimle, okuma, yazdırma, giderse, bilirsin”

4:Uzun seslerde istisna bir durum olarak vurgu uzatılan hece üzerinde görünür. Bu kelimeleri öğrenmek gerekir. Zira bu uzatmalar kelimelerin başında, ortasında veya sonunda olabilir. Bu kelimeler için genel bir kural yoktur.Ör: •Vurgu başta : kâtil, câhil, sâmi Vurgu ortada : teâmül, mukâbil, hazîne, mücâdele Vurgu sonda : ziyâ, katî, denî, zekî, hafî

5:“Ğ” ünsüzü bulunduğu hecede kendinden önce gelen ünlünün uzatılmasına yol açar. Aynı uzatma durumu “y” için de geçerlidir. Söz konusu uzatma, seslendirmede vurgu gibi yansımaktadır. (Yan yana iki ünlü uzatmayı belirtmek için kullanılmıştır.)Ör: •“Ğ” ünsüzü ile: yağmur= yaamur, öğretmen=ööretmen, öğle=ööle, ağabey=aabey, koğmak=koomak “Y” ünsüzü ile: böyle=bööle, söylemek=söölemek, öyle=ööle

6:Sert ve gürültülü çıkan bazı ünsüzler vurguyu bulundukları heceye taşırlar. Bunun için söz konusu ünsüzün hecenin son harfi olması gerekir.Bu ünsüzler “ç, k, p, r, ş, z”.Ör: •kaçtım, yokmuş, saptı, ordu, şaştı, ezdi

7:Abartı amacıyla kullanılan bazı heceler vurguyu kendi üzerlerine alırlar.Ör: •sımsıkı, koskoca, büsbüyük, büsbütün, bambaşka, binbir •Sımsıcak bir yuva, yemyeşil bir vadi, masmavi bir gök.

8:Birleşik kelimelerde vurgu ilk kelime üzerindedir.Ör: •Anadili, açıköğretim, gözyaşı, başıboş, kurusoğan vs.

9:Akrabalık isimlerinde vurgu genellikle ilk hece üzerindedir.Ör: Anne, baba, dayı, hala, teyze, abla vs.

10:Dil isimlerinde vurgu genellikle -ca, -ça, -ce, ça yapım ekinden önceki hecede bulunur. Ör: •Türkçe, Arapça, Farsça, Almanca, İngilizce vs.

DİPNOT=ARKADASLAR VURGU MADDELERI COK UZUN BU KADARINI YAZDIM YETER BENCE.:)

Cümle Vurgusu: Söz içinde, kelime ve kelime gruplarından daha büyük birlik cümledir. Cümlenin de kendisine bütünlük kazandıran bir vurgusu vardır. Buna “cümle vurgusu” denir. Özel bir amaçla vurgu yapılmıyorsa Türkçede cümle vurgusu yüklem üzerindedir.Ör: •Kar erkenden yağdı. •Bu hafta tiyatrolar perdelerini açıyor. •Kitap güzeldi.

***Kimi zaman vurgu, cümle içinde öne çıkarılarak özellikle belirtilmek istenen bir anlamı taşıyan kelime üzerine kaydırılır. Böyle olduğu zaman o kelime yükleme yaklaştırılır.Ör: •Ahmet çalışmaya yarın gelecek. (Başka zaman değil) •Yarın çalışmaya Ahmet gelecek. (Başkası değil) •Ahmet yarın çalışmaya gelecek. (Başka bir şey için değil)

***Cümle başında virgülle ayrılan özneler de kimi zaman vurguyu kendi üzerlerine çekerler.Ör: •Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken Sana uğurlar olsun ayrılıyor yolumuz. (F.N.Çamlıbel) •Başlamak, bir işi yarı yarıya başarmak demektir.

Mısra Vurgusu: Şiirlerde görülen kelime vurgusuna “mısra vurgusu” denir. Vurgu, mısralarda daha kuvvetle hissedilir. Ahengi sezdirmek için mısraların kimi heceleri üzerine baskı yapılarak okunur.Ör: •Dağda dolaşırken yakma kandili (Vurgular:Fersiz’ın –siz eki,Yakmakelımesı ve

Fersiz gözlerimi dağlama gurbet Ne kelımesı)

Ne söylemez akan suların dili

Sessizlik içinde çağlama gurbet

Şiddet Vurgusu:Cümlede kızgınlığı, sevinci, hiddeti, beğenmeyi ve uyarmayı ifade eden kimi kelimeler üzerine dikkati çekmek için daha baskılı söylenir. Bu tarz vurgulara “şiddet vurgusu” denir.Ör: •Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. (ATATÜRK) (Ey TurkGenclıgı vurgu)

Dönersem kahpeyim millet yolunda bir azîmetten. (N. Kemâl) (DonersemKahpeyım vurgu)



Zafer ırak mı? dedim; Aha diyordu. (Fazıl Hüsnü Dağlarca) (Aha vurgu)

UNITE 11=CUMLENIN ÖĞELERI

CUMLE=Bir fikri, bir duyguyu ve düşünceyi, bir oluş ve kılışı tam olarak bir hüküm hâlinde anlatan kelime veya kelime grubu olarak tanımlanmaktadır. Cümlenin ögeleri “Temel Ögeler” ve “Yardımcı Ögeler” olarak iki grupta incelenebilir.

Temel Ögeler

Yüklem:Cümledeki hareketi, olayı, işi, yargıyı bildiren, çekimli kelime veya kelime grubuna yüklem denilmektedir. Türkçede cümlenin en temel ögesi yüklemdir.Ör: •Seni görmedim. •Bugün hava güzel.

Yüklem eğer fiil soylu bir sözcükse ”fiil cümlesi”; isim soylu bir sözcükse “isim cümlesi” olarak adlandırılmaktadır.Ör: •Sen de bizimle geleceksin. (Fiil cümlesi) •Bu bizim arabamızdır. (İsim cümlesi)

Yüklemin sonda olduğu cümlelere “kurallı cümle”; yüklemin sondan başka bir yerde olduğu cümlelere ise “devrik cümle” denilmektedir.Ör: •Seni bir yerden tanıyorum. (Kurallı cümle) •Seni sevdim bir gül gibi. (Devrik cümle)

Özne:Yüklemde belirtilen işi yapan varlığa özne denilmektedir. Yükleme sorulacak “Kim?” ve “Ne?” soruları özneyi bulmamızı sağlamaktadır.Ör: •Ahmet bugün geldi. (Gelen kim?) •Açılan kapıdan soğuk hava girdi. (Giren ne?)

***Türkçede cümle içerisinde özne şu şekillerde kullanılmaktadır:

a) Gerçek Özne: Yüklemde belirtilen iş veya oluşu yapanın tam olarak söylenmesidir. Ör:Ahmetcamı kırdı.

b) Gizli Özne: Yüklemde bildirilen işi yapanın açık olarak söylenmemesidir.

Ör:Bütün ödevlerimi bitirdim. (Kim bitirdi? sorusunun cevabı cümle içerisinde yok. Ancak yüklemdeki I. tekil şahıs eki özneyi bildirmektedir.)

c) Sözde Özne: Yüklemde belirtilen işi yapmayan, yapılan işten etkilenen varlığın özne görevinde kullanılmasıdır. Aslında nesne görevinde olan bu sözcükler edilgen cümlelerde özne görevini üstlenmektedirler. Ör:Camkırıldı. (Bu cümlede kırma eylemini asıl yapan belli değildir. Cam sözde öznedir.)

Yardımcı Ögeler

Nesne:Cümlede öznenin yaptığı işten etkilenen varlığa “nesne” denir. Nesneyi bulmak için yükleme “Neyi? Kimi?” soruları veya özneyi bulduktan sonra “Ne?” sorusu sorulur. “Neyi? ve Kimi?” sorularının cevabı belirtili nesne, “Ne?” sorusunun cevabı ise belirtisiz nesneyi verir. Yani nesne görevinde kullanılan kelimenin nesne hâli eki olan “-i” ekini alıp almamasına göre nesneler “belirtisiz nesne” ve “belirtili nesne” olarak adlandırılmaktadır.Ör: •Ayşe ekmek almıştı. (Ayşe ne almıştı?) •Ali evi çok dağıtmıştı. (Ali neyi dağıtmıştı?) •Ben kitap okudum. (Belirtisiz nesne) •Ben kitabı okudum. (Belirtili nesne) •Babam eve balık aldı. (Belirtisiz nesne) •Babam balıkları akvaryumdan çıkardı. (Belirtili nesne)

Dolaylı Tümleç: Cümlede yüklemin anlamını çeşitli yönlerden tamamlayan ve kesinleştiren; yönelme (-e,-a), bulunma (-de,-da) ve ayrılma (-den, -dan) eklerinden biriyle veya bir edatla birlikte bulunan yalın veya grup hâlindeki ismin cümle bilgisindeki adı “dolaylı tümleç”tir. Yükleme sorulacak “nereye?,nerede? ve nereden?” sorularıyla cümledeki dolaylı tümleç bulunacaktır.Ör: •Tolga sinemaya gidiyordu. (Nereye gidiyordu?) •Babamla evde oturduk. (Nerede oturduk?) •Annem Ankara’dan gelmişti. (Nereden gelmişti?) •Bahçede oturuyorlar. (Nerede oturuyorlar?) •Çalışmaktan zarar gelmez. (Ne’den zarar gelmez?)

Zarf Tümleci:Cümlede yüklemin anlamını zaman, tarz, ölçü, yer, yön vb. bakımlardan daha belirgin duruma getiren, sınırlayan kelime veya kelime gruplarına zarf tümleci denilmektedir. Zarf tümleçleri “durum bildiren zarf tümleci”, “zaman bildiren zarf tümleci”, “miktar bildiren zarf tümleci”, “yer-yön bildiren zarf tümleci” olarak sınıflandırılmaktadır. Zarf tümlecini bulmak için yükleme “nasıl?”, “ne zaman?”, “ne kadar?” ve “nereye?” soruları sorulmalıdır.Ör: •Kardeşim koşarak geldi. (Nasıl geldi?) •Babam sabah eve varmış olur. (Ne zaman varmış olur?) •Seni çok seviyorum. (Ne kadar seviyorum?) •Ayla yukarı çıktı. (Nereye çıktı?) •Hemen şimdi götüreceksin. (Ne zaman?) •Bana dargın gibi bakıyor. (Nasıl bakıyor?) •Bugün çok mu çok yoruldum. (Ne kadar?)

NOT=Hâl eklerini almamış hâlde bulunan içeri, dışarı, yukarı, aşağı gibi kelimeler yer-yön bildiren zarf tümleci olurlar. Bu kelimeler hâl eklerinden birini alırsa dolaylı tümleç olurlar.ÖR: Ali ağaçtan aşağı indi. (Zarf Tümleci) , Ali ağaçtan aşağıya inmeye çalışıyor. (Dolaylı Tümleç)

Öge

Karşılık Verdiği Sorular

ÖZNE

Kim?, Ne?

NESNE

Neyi?, Kimi?, Ne?, Kim?

DOLAYLI TÜMLEÇ

Kime?, Kimde?, Kimden?, Neye?, Neyde?, Neyden?, Nereye?, Nerede?, Nereden?

ZARF TÜMLECİ

Nasıl?, Ne zaman?, Ne kadar?, Niçin?, Neden?

UNITE 12=CUMLE CESITLERI 1

Yüklemin Türüne Göre Cümleler:Daha önceki ünitelerde öğrendiğimiz gibi Türkçede kelimeler isimler ve fiiller olarak ikiye ayrılmıştı. Cümlede yüklem görevinde kullanılan kelimenin türüne göre cümleler de “fiil cümlesi” ve “isim cümlesi” olarak iki gruba ayrılmaktadır.

Fiil Cümlesi:Yüklemi çekimli bir fiil olan cümleye “fiil cümlesi” denilmektedir. Yüklem görevinde kullanılan kelime fiil soyludur ve iş, oluş hareket anlamı bildirir. Fiillerin en önemli özelliği olumlu ve olumsuz şekillere girebilmesidir.

***Bir cümlenin fiil cümlesi olup olmadığını anlamanın en kolay yolu yüklemi olumsuz hâle getirmektir. Eğer yüklem olumsuzluk eki “-ma, -me” ile olumsuz hâle getirilebiliyorsa cümle fiil cümlesidir.OrnegıN;•Bütün gece yağmurda dolaştım/dolaşmadım. •Seni sokakta koşarken gördüm/görmedim.



İsim Cümlesi:Yüklemi “imek” ek fiili ile fiilleştirilmiş isim soyundan bir kelime olan cümlelere “isim cümlesi” denir. İsim cümlelerinin en önemli özelliği olumsuzluk ekleriyle olumsuz hâle dönüştürülememeleridir.

Ornegın; Nazım Erol, okul müdürümüzdü. (“Okul müdürümüz” ad tamlaması, ek eylem alıp yüklem olmuştur.)

Tarık Buğra, Cumhuriyet Dönemi Türk romanının doruk isimlerindendir. (“Cumhuriyet Dönemi Türk romanının doruk isimleri” zincirleme ad tamlaması “-dir” ek eylemini alarak yüklem olmuştur.)

Yaya kaldırımı tenha idi. (“Tenha” sıfatı ek eylem alarak adlaşmış ve yüklem olmuştur.)

*****İsim cümleleri olumsuzluk eki yerine “değil” sözcüğü ile olumsuz şekle dönüştürülür.Ornegın;

•Bugün hava güzel. / Bugün hava güzel değil.

•Akdeniz bölgesi sıcaktır. / Akdeniz bölgesi sıcak değildir.

*****Eylemsi (fiilimsi)lerin, ek eylem alarak temel yüklem olduğu cümleler isim cümlesidir.Ornegın;•Amacımız ödül almaktır. •Şaşkınlığının nedeni burayı ilk kez görmesiymiş. •İnsanın en aptalı, karşısındakileri aptal sanandır. •Yarım elma, gönül alma(dır.)

Yüklemin Yerine Göre Cümleler:Türkçenin Grameri isimli eserinde Tahsin Banguoğlu Türkçede standart söz diziminin, özne + zarf tümleci + dolaylı tümleç + nesne + yüklemşeklinde olması gerektiğini belirtmiştir. Ancak Türkçenin, cümlede vurgulanmak istenen ögenin yükleme yaklaştırılması veya cümleye farklı bir ahenk ve anlatım özelliği katabilmek için yüklemin yerinin değiştirilebilmesi gibi bir özelliği bulunmaktadır.Ornegın;

•Anam bir yaz gecesi doğurmuş beni burada,

Bu çamlıkta söylemiş son sözlerini babam;

Şu karşıki bayırda verdim kuzuyu kurda,

Suna'nın başka köye gelin gittiği akşam.

Cümlede ögelerin sıralanışının nasıl bir anlam değişmesine sebep olduğunu şu cümlelerde açıkça görebiliriz:

Örnegın;•Ben bugün bu işi yapmadım. •Ben bu işi bugün yapmadım. •Bugün bu işi ben yapmadım.

Ögelerinin dizilişine veya yüklemin yerine göre cümleleri “kurallı”, “devrik” ve “eksiltili” olmak üzere üç gruba ayırabiliriz.



Kurallı Cümle:Yüklemin sonda yer aldığı cümle çeşidine “kurallı cümle” denilmektedir.Örnrgın;

•Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı. Bir dakika araba yerinde durakladı.



Devrik Cümle:Yüklemin cümle içerisinde sondan başka bir yerde kullanıldığı cümleler devrik cümle olarak adlandırılmaktadır. Yüklemden sonra tek bir sözcük bile olsa cümle devriktir.Örnegın;

•Bütün gün düşündüm yalnızlığımı ve çaresizliğimi •Karda gezip izini belli etmeyen bir tilkidir o. •Boş değil ettiğin niyaz. •Hâlden bilmiyor kimseler.



***Birleşik fiillerde ad soylu sözcüğün asıl eylemi anlatan “yardımcı eylem”den sonra kullanılması da devriklikoluşturur.Örnegın;•Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda!

***Deyimleşmiş birleşik fiillerde sözcük sırasının değiştirilmesi de devriklikoluşturur.Örnegın;

•İlacını geciktirirsek babaannem keser iflahımızı.



Eksiltili (Kesik) Cümle:Yüklemi kullanılmadığı hâlde yargı bildiren cümlelerdir. Eksiltili cümleler iyi kurulmak ve yerinde kullanılmak şartıyla anlatıma güç kazandırır, özlülüksağlar.Örnegın;•Düğün el ile, harman yel ile. (yapılır) •Dar günümde el uzattığınız için teşekkürler. (ederim) •Her yerde yaz ve göz yaşı, her yerde sonbahar. (var) •İbadet de gizli, kabahat de. (gizli)

***Karşılıklı konuşmalarda da eksiltili yapılar sıklıkla kullanılır:•Bunun karşılığında ondan ne aldın? •Hiçbir şey. (almadım)

ÖRNEKLER=•Yıl 1919… Mayıs’ın 19’u… (Yıl 1919’du. Mayıs’ın 19’uydu.)

•Saçları bir demet altın başak… (Saçları bir demet altın başaktı.)

UNITE 13=CUMLE CESITLERI 2

Anlamına Göre Cümleler

Olumlu Cümle:Yargının gerçekleştiğini bildiren cümleler, olumludur. Bu cümlelerin yüklemi varlık, olma veya bulunma bildirir.Örnk;•Ahmet sınavı kazandı. Gerçek belirince yalan ortadan kalkar.

***Biçimce olumsuz görünen bazı cümleler anlam bakımından olumludur.Örnek;•Nasıl cevap vereceğini bilmiyor değildi.(=biliyordu)

***Cümlede iki olumsuz unsurun bulunması cümlenin anlamını olumlu yapar.Örnrk;•Bana neden böyle davrandığını anlamıyor değilim. (=anlıyorum)

***Yapı bakımından olumsuz bazı cümleler soru yoluyla olumlu bir anlam kazanabilir.Örnek;•Seninle gelmez olur muyum? (=gelirim) •Bana yalvaran sen değil miydin? (=sendin)



Olumsuz Cümle:Yargının gerçekleşmediğini, yapılmadığını bildiren cümleler, anlam bakımından olumsuzdur. Fiilden fiil yapan –ma-, -me- olumsuzluk eki, “değil” edatı ve “yok” kelimesi cümleleri olumsuz yapan unsurlardır.Örnek;•Bundan sonra kimseyi kandırmayacak. •Ben değilim seni bütün gün bekleyen. •Seninle aramda bir mesele yok.

***Biçimce olumlu olan bazı cümleler soru ekiyle olumsuz bir anlam kazanabilir.Örnek;•Seni unutmak mümkün mü? (Mümkün değil.) •Babamın yanında hiç sigara içebilir miyim? (İçemem.)



***Ne......ne bağlama edatıyla kurulan cümleler de anlam bakımından olumsuzdur. Cümlede bu unsur varsa yüklem mutlaka olumlu olmalıdır.Örnek;

•“Ne hasta bekler sabahı

Ne taze ölüyü mezar

Ne de şeytan, bir günahı

Seni beklediğim kadar.” (EN SEVDIGIM VE EN ANLAMLI SIIR BNM ICIN ) 

Soru Cümlesi:Herhangi bir şeyi öğrenmek için soru unsurlarıyla kurulan cümleler, soru cümlesidir. Soru cümleleri genellikle, soru eki mı (mi, mu, mü) ile yapılır. Ayrıca hani, hangi, kim, kaç, nasıl, ne, neden, niçin gibi soru sıfatı, zarfı ya da zamiri ile de soru cümleleri kurulur. Soru cümlesi olumlu veya olumsuz olabilir.Örnek;•Doktor içeride mi? •Hangi konuyu anlamadınız? •Niçin bu kadar geç kaldınız?

Cümlede soru eki hangi kelimeden sonra gelirse onu sorar.Örnek;•Mehmet dün seni aradı mı? •Mehmet dün seni mi aradı? •Mehmet mi dün seni aradı?

Soru cümleleri “olumlu soru” ve “olumsuz soru” olmak üzere ikiye ayrılır.Örnek;•Bizimle gelir misin? (Olumlu soru) •Ödevlerini yapmadı mı? (Olumsuz soru)

****Biçim yönünden soru cümlesi gibi görünen; ancak soru sorup yanıt almak amacıyla kurulmamış cümleler de vardır. Bunlara “sözde soru cümlesi” denir.Örnek;•A çocuk ben sana demedim mi! •Cenazeye mi düğüne mi gidiyoruz, bu ne böyle!

Yapısına Göre Cümleler:Cümlede yapı; cümlede yer alan yargı sayısı, bu yargıların bildiriliş biçimi, birbiriyle ilgisi gibi özelliklerle ilgilidir. Türkçede çekimli eylemler, ek eylemle çekimlenmiş ad soylu sözcükler ve öbekler, eylemsiler “yargı” anlamı taşır. Bir cümlenin yapısı; bunların cümledeki sayısı, birlikte kullanılışları, birbirlerine göre durumlarına bakılarak belirlenir.

Basit Cümle:Tek yüklemi bulunan, tek yargı bildiren cümleler yapı bakımından basit cümledir. Basit cümleyi belirleyen tek yüklemin, tek yargının bulunmasıdır.Basit cümleler hem isim hem de fiil cümlesi olabilir.Türkçede cümleler genellikle basit yapılıdır

Örnegın;•İki yanlış bir doğru etmez. •Akıllı düşman, akılsız dosttan yeğdir. •Güneş balçıkla sıvanmaz. •O gün hava parçalı bulutluydu.



****Yapısında isim-fiil, sıfat-fiil, zarf-fiil veya bu tür kelimelerden yapılmış kelime grupları bulunan cümleler, bu unsurlar bağımsız yargı bildirmedikleri için, yapı bakımından basit cümle sayılırlar.Örnek;Bu kadar işi tek başına yapmak zor olabilir. (İsim-fiil) •Erken kalkan yol alır. (Sıfat-fiil) •Evin yanından koşarak geçti. (Zarf-fiil)

Birleşik Cümle:Temel yargıyı taşıyan “temel cümlecik” ile yan yargıları taşıyan “yan Cümlecik/ler”den oluşan, böylece, birden fazla yargı içeren cümlelere, birleşik cümle denir. Temel cümle asıl yargıyı bildirir ve genellikle cümlenin sonunda yer alır.“Yan cümlecikler”, eylemsiler ve onların aldığı ögelerden oluşur. Yan cümlecik, temel cümleciği çeşitli yönlerden açıklar, tamamlar, temel yükleme göre öge görevi üstlenir.Beş çeşit birleşik cümle vardır:

1. Şartlı Birleşik Cümle=Bu yapıdaki cümlede şart kipini taşıyan yardımcı cümle önce, temel cümle sonra gelir. Şart cümlesi temel cümleyi genellikle şart, zaman, sebep, benzetme gibi anlamlarla tamamlar ve temel cümlenin zarfı olur.Örnek;•Görevlerini yerine getirirsen herhangi bir sorun çıkmaz. •Beni ne kadar erken ararsan sana o kadar yardımcı olabilirim. •“Artık demir almak günü gelmişse zamandan Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.”

2. Ki’li Birleşik Cümle=“ki” bağlacıyla yapılan birleşik cümledir. Yani yan cümlenin, temel cümleye “ki” bağlacıyla bağlandığı cümlelerdir. “Ki” bağlacı, çekimli bir fiilden sonra gelince bağlaç olur. Bu cümlelerde “ki”ye kadar olan kısım asıl unsur; “ki”den sonraki kısım yardımcı unsurdur. Bu sıralanış Türkçeye aykırıdır. Ki bağlacı çıkarılınca cümle Türkçedeki sıralanışa uyar.Örnek:

•Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini. (Gözlerimin rengini unuttuğunu duydum.)

•Öyle insanlar vardır ki, nasıl yaşadıklarını tahmin bile edemezsin. (Nasıl yaşadıklarını tahmin bile edemeyeceğin insanlar vardır.)

****Ki’den önceki unsurun isim olması hâlinde “ki”, yardımcı cümleyi asıl cümleye bağlamaz, asıl cümlenin yüklemini onun isim unsuruna bağlar. Böyle cümlelerde söylenmese de anlamda bir değişiklik olmaz.ÖrNEK:•Limon ki, bol vitaminli bir meyvedir, kışın yetişir. (Limon bol vitaminli bir meyvedir, kışın yetişir. / Bol vitaminli bir meyve olan limon kışın yetişir.)

•Bal ki, en tatlıdır, kaşıkla yersen mide bulandırır. (Bal çok tatlı olmasına rağmen kaşıkla yendiği takdirde mide bulandırır.)

3. İç içe birleşik cümle=Tam yargı bildiren bir cümlenin, temel cümlenin içine öge olarak girdiği cümledir. Araya giren cümle, temel cümledeki anlamı tamamlayan yardımcı cümle olarak nesne veya diğer unsurlardan birinin parçası olur.ÖRENEK:•Edebiyat öğretmeni: “İçinizde ‘Han Duvarları’nı okuyan var mı?” dedi.

•Hayır, o değil, şu uzun boylu adam, dedi.

Bu adam zengindir, diyebilmek için bin şahit gerekir.

4. Girişik birleşik cümle=Yan cümlecikleri fiilimsilerle oluşan birleşik cümlelerdir. Yan cümlecikler temel cümlede öge olarak görev alır.ÖRNEK:•Dostu ağırlamak düşmanı ağırlamaktan çok zordur. •Balığın ağa girdiğini görünce küreklere asılın. •Koç olacak kuzu kuyruğundan bellidir.

5. “mi”li birleşik cümle=“mi” (mı, mu, mü) soru edatı, soru anlamını yitirdiğinde ardından kullanıldığı eylem de tam yargı bildiremez; ulaç (bağ eylem) gibi görev yapar ve yan cümle oluşturur.ÖRNEK:

•Şu tepeyi de aştınız mı Balcılar’dasınız. (Şu tepeyi aşınca/ aşar aşmaz…)

•O şiiri gördüm mü okumadan geçemiyorum. (O şiiri görünce/ gördüğüm zaman…)



Yüklə 238,32 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə