ye bildirme fırsatı bulurlar. Milletvekillerinin yürütme
üyelerini ve yürütme-
nin politikasını komiteler aracılığıyla denetlemelerine ve etkilemelerine
“Kongre yönetimi” denmektedir.
38
Başkanlık sisteminde Başkanın aynı zamanda partisinin üyesi olmaya de-
vam etmesi tarafsızlık ve bağımsızlık ilkesini zedeler nitelikte değerlendirile-
bilir. Fakat A.B.D.’de bu sakıncayı giderebilecek ölçüde, parti ile ilgili konu-
lar açısından Başkan’dan çok, Başkan yardımcısının yetkili olduğu ve ilgilen-
diği görülebilir. Kaldı ki, halkın çoğunluk oyuyla seçilmiş; sembolik değil ak-
tif yetkiler üstlenen bir Başkandan söz etsek de, yine A.B.D.’de olduğu gibi
Başkanın yetkilerinin de yasalarla ve Anayasa ile sınırlı olduğu hatırlanmalıdır.
Bu rejimde yasama ve yürütmenin karşılıklı etkileşimi sınırlı olduğundan,
siyasi krizlerin sistem içinde çözülmesi zorlaşabilir; her problemde seçime
gitmeyi güçlü kılabilir. Seçime gidilse bile, kazananın her şeyi elde etmesi
(winner takes all), kaybedenin ise siyasi mücadeleden tamamen dışlanması or-
taya çıkabilir.
39
Bu durumun önüne, Başkanlık ve parlamento üyeleri seçimle-
rinin farklı zamanlarda yapılmasıyla geçilebilir.
Böylece Parlamentoda diğer
parti üyeleri de çoğunlukta olabilir. Seçimin aynı anda yapılması durumunda
ise bu durumun önüne geçmek çok da kolay olmayacaktır. Nitekim parlamen-
to ile Başkanın farklı partilerden olması durumunda sistemin çok da fazla tı-
kanmayacağı düşünülebilir. A.B.D.’de Başkan Clinton döneminde de görül-
düğü gibi, özellikle Başkan’ın yetkilerinin sınırlanmasına dair düzenlemeleri
hem Başkan’ın hem de Parlamento’nun desteklediği görülmektedir.
Başkanlık sistemine dair en büyük siyasi güçlük ise, Meclis çoğunluğu ile
Başkanın aynı partiden olmaması durumunda ortaya çıkar. Bu iki organ arasın-
da bu farklılıktan dolayı uyuşmazlık çıkabilir. Her şeyden önemlisi, bu iki or-
gan birbirinin varlığına son veremediğinden, bu uyuşmazlığa rağmen birarada
devam etmek durumunda kalabilirler.
5. Başkanlık Sistemini Güçlü ve İstikrarlı Kılan Faktörler
Başkanlık sisteminde yasama organı parlamenter rejime nazaran çok daha
etkili olmaktadır. Kanun ve bütçe yapma yetkisi münhasıran Meclistedir. Hat-
ta bu iki yetki dolayısıyla Başkan adeta Meclise muhtaç kılınmaktadır. Zira
Başkan da programını uygulamak için kanuna ve bütçeye ihtiyaç duymaktadır.
Parlamenter sistemde ise, Meclis bu iki yetkiye sahip olsa da, asıl yetkili yü-
rütme organı olarak karşımıza çıkmaktadır. Kanun tasarılarında, kanun hük-
münde kararnamelerde ve neredeyse tüm mali konularda hükümet etkili ol-
maktadır.
Başkanlık rejiminde, yürütme tam yetkili olarak, ama işlerliği olan bir şe-
TÜRK‹YE’N‹N GELECEK S‹YAS‹ S‹STEM TERC‹H‹
49
38
Rushton, Political Oversight of Arts Councils: A Comparison of Canada and the United Sta-
tes, s. 158; M. M. Streş Tsina, Institutional Conditions for Creating Government Agencies
in Russia and the United States, Russian Politics and Law, Vol. 43, No. 4, 2005, s. 29.
39
Yazıcı, Başkanlık ve Yarı-Başkanlık Sistemleri: Türkiye İçin Bir Değerlendirme, s. 111,112.
kilde vatandaşın bilgisi dahilinde çalışabilmektedir. Milletvekillerinin bakan-
lık beklentisi olmadığından, endişeden uzak bir şekilde Meclis de kendi varlı-
ğını hissettirebilecektir.
A.B.D.’de seçim sistemi olarak iki parti sistemi uygulanmaktadır. Tek tur-
lu çoğunluk sistemi, üçüncü partilere çok da şans bırakmamaktadır. Yerel dü-
zeyde başka partiler bulunsa da, ülke düzeyinde iki parti bulunmaktadır. Bu si-
yasi partilerin de grup kararı kavramının yerleşmediği, parti disiplini açısından
esnek bir yapılanmada oldukları söylenebilir. Şu an Türkiye’nin de içinde bu-
lunduğu çok partili sistemde ise, koalisyon hükümetleri de söz konusu olabil-
mektedir. Bu koalisyon hükümetlerinin başarısızlığında istikrarsızlığın yanı sı-
ra partilerin sorumluluklarını birbirlerine yüklemeleri de söz konusu olabil-
mektedir. İki partili sistemlerde ise, başarısız parti sorumluluktan kaçamamak-
tadır.
İki parti sistemi, çok partili sistemlerdeki hükümet krizlerini ve istikrarsız-
lıkları engellemektedir. Bu sistemde, siyasi istikrar ve siyasi sorumluluk açık
olarak anlaşılır.
40
Örneğin, A.B.D.’de parti adayları ön seçimle belirlenmekte-
dir. A.B.D.’ye özgü bir şekilde, halk bu ön seçimde adayları doğrudan belirle-
mektedir. Ön seçimde adayın halk tarafından seçimiyle, aday kendini halka
karşı daha sorumlu hissetmektedir.
41
A.B.D.’de genelde parti yerine adaya oy
verilmesi anlayışı ve disiplinsiz kadro partilerinin olduğu iki partili sistem be-
nimsendiğinden, Başkan ve Kongre’nin çoğunluğunun farklı partilerden ol-
ması bir sorun yaratmamaktadır. Bazı durumlarda Kongre üyeleri, diğer parti
adayını dahi desteklemektedirler.
Hesap sorabilirlik, başkanlık rejiminin güçlü yanlarından biri olarak değer-
lendirilebilir. Zira halk, yürütme tek kişide toplandığı için kimden hesap sora-
cağını bilir. Parlamenter ve yarı başkanlık rejiminde olduğu gibi, Başkanın so-
rumluluktan kurtulması mümkün değildir. Ayrıca başkanlık rejiminde seçmen
oy verdiği Başkanın seçildiği 4 veya 5 yıl için görevde kalacağını bilir. Parla-
menter rejimde, özellikle tek partinin iktidarda olmadığı dönemlerde, hangi
partilerin koalisyon kuracakları ve partinin kimi başbakan olarak göstereceği
önceden bilinmeyebilir. Tüm bu hususlar başkanlık sistemindeki istikrarı va-
tandaş açısından da güvenceli kılmaktadır.
42
6. Başkanlık Sisteminin Türkiye Açısından Uygulanabilirliği
Türkiye’de şu anda nisbi temsil seçim sistemi uygulanmakta ve adayları
YASAMA DERG‹S‹
•
25
50
40
Maurice Duverger, Siyasal Rejimler, Sosyal Yayınlar, 1986, s. 41, 42.
41
Allen Hicken, Heather Stoll, Electoral Rules and the Size of the Prize: How Political Insti-
tutions Shape Presidential Party Systems, The Journal of Politics, Vol. 70, No. 4, 2008, s.
1123.
42
Steven G. Calabresi, The Virtues of Presidential Government: Why Professor Ackerman Is
Wrong to Prefer the German to the U.S. Constitution, Constitutional Commentary, Vol. 18,
2001, 58-60.