TüRKİye büYÜk millet mecliSİ



Yüklə 3,61 Mb.
səhifə3/54
tarix26.08.2018
ölçüsü3,61 Mb.
#64465
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   54

Gerekçe:

Toplumun temelini aile oluşturmaktadır. Aile; evlilik ve kan bağına dayanan anne, baba ve çocuklardan oluşan en küçük sosyal yapıdır. Aile bireylerinin huzurlu bir ortamda iyi yetiştirilmesi toplum için hayati önem taşımaktadır. Çünkü ailenin huzuru ve mutluluğu bire bir olarak toplumsal hayatı etkilemektedir.

Ailenin oluşumunu sağlayan evlilik kurumunun son yıllarda, hızla artan ekonomik ve sosyal nedenlerden kaynaklı olarak ciddi zarar gördüğü tespitleri neticesinde, boşanmaların da hızla arttığı görülmektedir. Topluma birey yetiştiren ailede yaşanan sorunların, yarının bireyleri, ebeveyn olacak çocuklara bire bir yansıdığı ve silsile yoluyla da toplumu ciddi bir biçimde etkilediği görülmektedir.

Boşanma bir aile mirası gibi, ailelerde çocuklara aktarılmaktadır. Ebeveynleri boşanan çiftlerde boşanma oranı yüksek iken ebeveynleri boşanmamış ailelerde bu oran çok daha düşük kalmaktadır. Ayrıca ebeveynleri boşanmış çiftlerin; kişisel problemlerinin olması, kolayca öfkelenmek, kıskanç olmak, para yönetimi becerilerinin düşük olması, aldatmak gibi sorunları, ebeveynleri boşanmamış çiftlere göre boşanma ihtimallerini iki kat artırmaktadır.

Boşanan çiftlerin de ekonomik sıkıntı, çevre baskısı, çocuğuna özlem, taciz, aile baskısı, ruhsal ve duygusal çöküntü, ev ve kendi işlerini yapmada sıkıntı gibi sorunlar yaşadıkları kendi ifadelerinden de anlaşılmaktadır. Çocuklarda ise; kendini boşanma sebebi olarak görme, anne-babanın boşanmasından utanç duyma, yaşam alanlarında meydana gelen değişikliklerden dolayı öfke ve kaygılanma, diğer ebeveyne özlem, okul başarısının düşüşü, kötü alışkanlıklar edinme, içe kapanma, isyankarlık, arkadaşlık ilişkilerinin bozulması gibi sorunlara yol açmaktadır. Ayrılan ailelerin çocuklarında eğitim alma süreleri de uzamaktadır. Ders başarı oranlarındaki azalma ile birlikte eğitimlerini yarıda bırakma oranları da yüksektir. Anti-sosyal, agresif ve suç içeren davranışlar boşanmış ailelerin çocuklarında daha fazla görülmektedir. İleri yaşlarda ise evlilikle ilgili ciddi kaygılar taşımaktadırlar. Madde bağımlısı olma oranları yüksektir, fiziksel gelişimleri ve sağlıkları normalin altındadır.

Çocuğun sağlıklı bir birey olarak topluma kazandırabilmesi için anne ve babanın birlikte olduğu bir aile ortamına ihtiyaç vardır. Çünkü eksik bir ebeveynin yeri doldurulamamakta, parçalanmış ailelerin çocuklarında yeteneklerin gelişimi düşmekte ve yetişkin rolünü başarıyla benimseyememektedirler. Bu çocukların bireysel olarak iyi yetişmeleri bir yana geleceğimizin yetişkinleri olacakları için toplumun genel sağlığı açısından da çok önem arz etmektedirler. Birçok çalışma şunu göstermektedir ki; boşanmış aile çocuklarında akademik, davranışsal, psikolojik ve sosyal problemler görülme oranı boşanmamış ailelere göre daha yüksektir. Boşanmanın çocukların tüm yaşamı üzerine uzun dönemli çok olumsuz etkileri olmaktadır. Bu çocuklar sosyoekonomik durum, eğitim ve ilerideki evlilik kaliteleri açısından değerlendirildiğinde olumsuz yönde etkilendiklerini gösteren net sonuçlara ulaşılmaktadır. Bu etkiler tüm hayatı kapsamakta ve onları; düşük kazanç, düşük eğitim, düşük evlilik kalitesi, yüksek boşanma ihtimali, aile içi bağların zayıflaması ve düşük sübjektif iyilik hali gibi bir takım sonuçlar beklemektedir. Artan bu boşanma oranı toplumun geleceğinin de tehlike altında olduğunu göstermektedir.

Toplumdaki aile yapısının sağlam temeller üzerine oturtulabilmesi, evlilik kurumunun
güçlendirilmesi, toplumun temel taşı olan ailenin dağılmasının engellenerek sağlıklı nesiller
yetişmesine katkıda bulunmak amacıyla; boşanma olaylarının ve sebeplerinin araştırılması, alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi ı amacıyla Anayasanın 98. ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104. ve 105. Maddeleri gereğince bir Meclis Araştırması açılmasının yararlı olacağı görüşündeyiz.

4. Kocaeli Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet ve 21 Milletvekilinin, boşanan kadınların maruz kaldığı şiddet olaylarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis Araştırması açılmasına ilişkin önergesi. (10/9):



TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Türkiye'de boşanan kadınların maruz kaldığı ve ölümle sonuçlanan şiddet olaylarının araştırılması ile ilgili olarak; Anayasa'nın 98 inci ve içtüzüğümüzün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis Araştırma Komisyonu açılmasını saygılarımızla arz ederiz.



1)

Fatma KAPLAN HÜRRİYET

Kocaeli

2)

Mustafa Sezgin TANRIKULU

İstanbul

3)

Haydar AKAR

Kocaeli

4)

Mustafa Ali BALBAY

İzmir

5)

Devrim KÖK

Antalya

6)

Tanju ÖZCAN

Bolu

7)

Erdin BİRCAN

Edirne

8)

Mevlüt DUDU

Hatay

9)

Nurhayat ALTACA KAYIŞOĞLU

Bursa

10)

Seyit TORUN

Ordu

11)

Onursal ADIGÜZEL

İstanbul

12)

Mehmet TÜM

Balıkesir

13)

Aytun ÇIRAY

İzmir

14)

Bülent ÖZ

Çanakkale

15)

Gamze AKKUŞ İLGEZDİ

İstanbul

16)

İrfan BAKIR

Isparta

17)

Tahsin TARHAN

Kocaeli

18)

Mustafa AKAYDIN

Antalya

19)

Aylin NAZLIAKA

Ankara

20)

Ömer Süha ALDAN

Muğla

21)

Nurettin DEMİR

Muğla

22)

Muharrem ERKEK

Çanakkale

Gerekçe:

Boşanma, yasal, ekonomik, psikolojik, kültürel, toplumsal ve psikolojik nedenleri olan karmaşık bir sosyolojik olgudur.

Türkiye'de aile bağlarının sağlamlığı, evlilik kurumuna atfedilen değer ve buna bağlı evliliklerin ömür boyu sürmesi konusundaki toplumsal beklentiler, diğer yandan da boşanma sonrası yaşanan ekonomik, toplumsal ve psikolojik sorunlar aile birliğinin bozulmasını engellemektedir. Ancak aile birliğinin korunması sağlanmaya çalışılırken, kadının aile içerisinde durumuna göz yumulmaktadır. Kadına yönelik aile içi şiddet boşanma nedenlerinden birisidir.

Boşanmak, evlenmek gibi doğal bir haktır. Evlilikler de insan gibi, doğuyor, büyüyor, gelişiyor, yaşıyor ve iyi bakılırsa uzun ömürlü oluyor. Maalesef toplumumuz da, boşanmak başarısızlık; evliliği yürütmek başarı olarak görülüyor. Evli kalmak adına mutsuz bir evliliği yürütmek, insanları ölümcül hastalıklara kadar götürebiliyor. Kadın evliliğini bitirme kararını bir günden diğerine almıyor. Bir kadın kolay kolay boşanamıyor; kendine göre haklı nedenleri yoksa kurulu düzenini kolay kolay bozmuyor, yıkmıyor. Ancak boşanmaya karar verdiyse de, bu kararından kolay kolay vazgeçmiyor.

Toplumun boşanmış kadınlara yönelik bakış açısı kadının statüsü ile ilgili algıyı da bize yansıtıyor. Boşanmış, ya da ayrı yaşayan kadınlar şiddet boyutunda da dezavantajlı duruma düşüyor. Bu kadınlar aile bireyleri, boşandığı eşi, erkek arkadaşı gibi kişilerden şiddet görüyor. Bu kadınlar çok zor durumda. Boşanmış ya da eşinden ayrı yaşayan 4 kadından 3'ü şiddet görüyor.

Boşanmış kadınların kendi aileleri, ayrıldıkları eşleri ve de güvenlik güçleri de dahil olmak üzere toplumun diğer kesimleri tarafından taciz, şiddet ve istismara maruz kalmalarını her gün medya kanallarından izlemekteyiz. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre ülke genelinde 2014 yılında 294 kadın öldürüldü ve bu kadınların yüzde 28'i 25 yaş altındaydı. Kadınların çoğu 'Ya benimsin ya kara toprağın' mantıksızlığını maalesef kendisine mantık edinen; boşandığı veya boşanma aşamasında olduğu eşleri tarafından öldürüldü.

Toplumumuzda boşanan kadınların sürekli şiddete maruz kalmasının ve hatta öldürülmesinin önüne geçilebilmesi, kadınların boşanma sonrası şiddete maruz kalmasına ilişkin sebeplerin araştırılması ve alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi için 'Meclis Araştırma Komisyonu' kurulmasının birçok boşanmış kadının hayatını kurtaracağı kanaatindeyiz.

5. Adana Milletvekili Aydın Uslu Pehlivan ve 21 Milletvekilinin, kadına yönelik şiddetin boşanmalar üzerine etkisinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis Araştırması açılmasına ilişkin önergesi. (10/10):



TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Kadına yönelik ekonomik ve fiziksel şiddetin boşanmalar üzerindeki etkisini araştırmak devletin ve sosyal kurumların yapabileceklerini ortaya koymak ve çözüm yollarını tespit etmek için Anayasanın 98. ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğü'nün 104. ve 105. maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılmasını kaygılarımızla arz ederiz.



1)

Aydın USLUPEHLİVAN

Adana

2)

Gülay YEDEKCİ

İstanbul

3)

Mustafa Sezgin TANRIKULU

İstanbul

4)

Candan YÜCEER

Tekirdağ

5)

Yakup AKKAYA

İstanbul

6)

Devrim KÖK

Antalya

7)

Bülent KUŞOĞLU

Ankara

8)

Lale KARABIYIK

Bursa

9)

Gaye USLUER

Eskişehir

10)

Veli AĞBABA

Malatya

11)

Burcu KÖKSAL

Afyonkarahisar

12)

Okan GAYTANCIOĞLU

Edirne

13)

Gamze AKKUŞ İLGEZDİ

İstanbul

14)

Fatma KAPLAN HÜRRİYET

Kocaeli

15)

Eren ERDEM

İstanbul

16)

İrfan BAKIR

Isparta

17)

Hilmi YARAYICI

Hatay

18)

Mehmet GÖKER

Burdur

19)

Tahsin TARHAN

Kocaeli

20)

Öztürk YILMAZ

Ardahan

21)

Ahmet AKIN

Balıkesir

22)

İbrahim ÖZDİŞ

Adana

Gerekçe:

Aile, dünyanın en güçlü ve en sıcak birlikteliğidir. Aile yapısı ve değerleri güçlü olmayan hiçbir toplumun gerçekten güçlü olduğu ileri sürülemez. Boşanmaların artması ile birlikte toplum temelinden sarsılmaktadır. Parçalanmış aile gerçeği kadına karşı şiddetten çocukların sokağa düşmesine, madde bağımlılığına varıncaya kadar pek çok sorunu da beraberinde getirmektedir. Ne yazık ki, parçalanmış ailelerin asıl mağdurları kadınlar ve çocuklardır. Boşanmalar, çiftlerin yaşamlarını olumsuz etkiliyor olsa da, asıl olarak kadınların ve çocukların gelecek yaşantılarına yansıyan çok ciddi travmalara yol açmaktadır.

Ne yazık ki, ülkemizde evlenmelerde önemli bir değişim gözlenmezken, boşanmalarda çok ciddi artışlar yaşanmaktadır.2014 yılında evlenmeler bir önceki yıla göre yüzde 1 azalarak 599 bin 707 olarak gerçekleşirken boşanmalar bir önceki yıla göre yüzde 4.5 artarak 130 bin 913 rakamına ulaşmıştır. Boşanmaların yüzde 39.6'sı evliliğin ilk 5 yılı içinde gerçekleşmiştir.

Ayrımcılığa yol açan geleneksel yaklaşımlar sonucu erkeklerle eşit görülmemeleri nedeniyle kız çocukları erken yaşlarda evlendirilerek, başta eğitim olmak üzere pek çok olanak ve fırsattan mahrum kalmaktadırlar. Bu nedenle; ekonomik faaliyet alanında da birçok eşitsizliklerle karşı karşıya kalan kadınlar, aile reisliği mülkleri yönetme, iş kurma, üretmek ve yürütme gibi konularda erkeklerle eşit olamamaktadırlar.

Maalesef Türkiye'de kadına karşı şiddet dramatik bir artış göstermektedir. Kadın cinayetlerinin yüzde 47'sinin boşanmak üzere olunan koca ya da eski kocası tarafından işlenmektedir. Şiddet gören kadınların polis desteği alması ya da savcılığa başvurması fayda etmemektedir. Uzun yıllar kadın erkek eşitliği nasıl sağlanır diye düşündük ama kadınların yaşam hakkı ellerinden alınırsa eşitlik ikinci planda kalacaktır. Dolayısıyla daha önce kadınların yaşam hakkının ellerinden alınmasına engel olunması ve hükümet tarafından gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir.

Kadınlar daha çok eşlerinin onlara sunduğu maddi imkanları tek başına sağlayamayacağı korkusu, aile ve etraflarındaki çevre bunu nasıl karşılayacak tereddütleri, evlilikle ilgili beklentilerin gerçekleşmemesinden kaynaklı yaşadıkları hayal kırıklığı ve bir daha evlenemem korkusu, boşanmış bir kadın olarak evli olduğum kadar rahat hareket edemem korkusu ve buna benzer kaygılar yaşamakladırlar.

Hem sosyal nedenler hem de psikolojik yapısı nedeniyle boşanma kadını erkekten daha çok yıpratmaktadır. Toplumun boşanmış bir kadına ve erkeğe bakışı farklıdır. Çoğu /aman boşanmış bir kadın olmak toplum tarafından ayıplı bir etiket gibi algılanmakla ve sorgulanmaktadır. Bu durum kadın üzerinde baskı oluşturmaktadır.

Aile ile ilgili çalışmalar yapmak üzere Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kurulması, ,sözde birçok çalışmalar yapılıyor olmasına rağmen boşanmaların artmasına engel olunamaması manidardır.

AKP döneminde kadına şiddet çok farklı bir boyuta ulaşmıştır. Erkekler tarafından kadına şiddet hem artmış hem de işkence ederek uygulanmaya başlanmıştır. Cinayetlerin sayısı düşük gösterilerek iktidarın bundaki sorumluluğu örtbas edilmeye çalışılmıştır.

Bu gerekçelerle toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak, boşanma aşamasında ya da boşandıktan sonra kadının can güvenliğini sağlayacak önlemler almak, kadının maddi ve manevi anlamda tüm haklarını koruyan uygulamalar getirilmesi ve son yıllarda giderek artan boşanmaların nedenlerinin araştırılması amacıyla Anayasanın 98. ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü' nün 104. Ve 105. Maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılmasını saygılarımızla arz ederiz.

6. MHP Grubu adına Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ve Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın, boşanma olaylarının sebeplerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis Araştırması açılmasına ilişkin önergesi. (10/11):

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Toplumumuzun temel taşı olan aile müessesemizin güçlendirilmesi için, sosyo-kültürel alanda yaşanan yozlaşmanın aile üzerindeki etkileri, pek çok ailenin yıkımına yol açan ve gelecek nesillerimiz olan çocuklarımızın mağduriyetine neden olan boşanma hadiselerinin ve sebeplerinin araştırılarak gerekli önemlerin alınması amacıyla, Anayasa'nın 98'inci Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Meclis Araştırılması açılmasını arz ederim.



1)

Oktay VURAL

İzmir

2)

Erkan AKÇAY

Manisa

Gerekçe:

Milli ve manevi değerlerin geliştirilip korunmasında, milli bütünlüğün ve dayanışmanın pekiştirilmesinde aile müessesesi özel öneme sahiptir. Ülkemizde son yıllarda meydana gelen hızlı sosyo-kültürel değişmeler, ekonomik sıkıntılar, iç göçler sonucu nüfusun şehirlerde toplanması, günlük hayatın karmaşıklığı, tüketim kültürünün gelişmesi, bireysel menfaatlerin ön plana çıkartılması ile birlikte milli ve manevi değerleri zaafa uğraması toplumların temeli olan aile mefhumunu temelden sarmıştır.

Günümüzde Türk ailesini kuşatan sorun alanlarına bakıldığında boşanmanın ilk sırada yer aldığını görüyoruz. TÜİK verilerine göre; 2005 yılında 95 bin 895 olan boşanma ve 641 bin 241 olan evlenme sayısı son 10 yılda önemli değişim göstererek 2014 yılında boşanan çiftlerin sayısı 130 bin 913'e yükselmiş, evlenen çiftlerin sayısı ise 599 bin 704'e gerilemiştir.

Kuşkusuz boşanma sadece sayısal, istatiksel bir hadise olmayıp, psikolojik, sosyal ve ekonomik boyutlarıyla eş ve çocukların hayatlarını büyük oranda etkilemektedir. Boşanmadan en çok mağdur olanlar, boşanmanın ağırlığını en çok omuzlarında hissedenler de çocuklarımız olmaktadır.

Mahkeme kayıtları üzerinden boşanma nedenleri incelendiğinde en fazla payı "evlilik birliğinin sarsılması" almaktadır. Ancak geçimsizliğe iten nedenlerin temelinde sosyal, kültürel, ekonomik ve psikolojik birçok neden yatmaktadır.

Toplumun kanayan bir yarası olan parçalanmış aile çocukları madde bağımlılığı ve fuhuş tuzaklarının ana hedefleri haline gelmekte, parçalanan aile çocuklarının artması değerlerinden uzak, uyuşmuş, kendi değerlerine yabancılaşmış nesiller olarak karşımıza çıkmaktadır.

2011 yılında yayımlanan 633 sayılı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile "ailenin bütünlüğünü korunması, aile yapısının ve değerlerinin korunması, aile yapısını ve değerlerini tehdit eden sorunların ve bu sorunlara yol açan faktörlerin tespit edilmesi, bu sorunlara karşı çözüm önerilerinin geliştirilmesi, aile içi şiddet ve istismar, töre cinayetleri, intihar ve benzeri sorunların önlenmesi" gibi görevler Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına verilmiştir.

Ancak aradan yaklaşık 4 yıl geçmesine rağmen aile bütünlüğünü sağlayıcı, boşanma nedenlerini ortadan kaldırıcı ciddi bir çalışma yapılamamıştır. Hükümetinizce bu hususta "Evlilik öncesi Eğitim Programı" adı altından yapılan seminerler ise amaca ulaşmakta oldukça yetersiz ve sığ kalmaktadır.

Ülkemizde giderek sosyal bir sorun halinde gelen evlenme oranındaki azalış buna karşın aile içi şiddet ve beraberinde getirdiği boşanma oranlarındaki artış bizleri bu konuda daha duyarlı olmaya ve bu sorunların nedenlerini araştırmaya, çözüm önerileri geliştirmeye itmektedir.

Medeni Kanun başta olmak üzere uygulanmakta olan kanunlar (örneğin: Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin önlenmesine Dair '20 Mart 2012 tarih ve 28239 sayılı Kanun' ve diğer yönetmeliklerin yeniden gözden geçirilerek kendi toplumsal değerlerimize uygun hale getirilmesi gerekmektedir.

Aile birliğinin bozulmasının en önemli sebeplerinden biri de sosyo-kültürel alanda yaşanan yozlaşmanın her geçen gün toplumda kendini büyük oranda hissettirmesi, toplumdaki aidiyet duygularını giderek yok etmesidir. Bu nedenle günümüzde aile kurumu sadece boşanmalarla sarsılmamaktadır. Toplumun sosyo-kültürel alanında yaşanmaya başlayan yetersizlik, yoksunluk ve yoksullaşmanın etkisi ailenin varlığına yönelik bir tehdide dönüşmüş durumdadır.

Türk toplumunun aile yapısının sağlıklı işleyebilmesi, toplumun mirasının gelecek nesillere aktarılabilmesi için toplumun en küçük yapıtaşı olan ailenin sağlam temellere dayanması, evlilik kurumunun güçlenmesi, aile yapımızı derinden sarsan ve son zamanlarda giderek artan boşanma hadiselerinin ve sebeplerinin ele alınması, sosyo-kültürel alanda yaşanan yozlaşmanın aile üzerindeki etkileri ve bu konuda gerekli tedbirlerin tespiti için Anayasa'nın 98'inci Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca Meclis Araştırılması açılmasını arz ederim.

7. Aydın Milletvekili Deniz Depboylu ve 21 Milletvekilinin, boşanma olaylarının sebeplerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis Araştırması açılmasına ilişkin önergesi. (10/12):


Yüklə 3,61 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   54




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə