T. C. İStanbul 13. AĞIr ceza mahkemesi


Duruşmaya saat 13:00’e kadar ara verildi



Yüklə 0,97 Mb.
səhifə3/7
tarix14.06.2018
ölçüsü0,97 Mb.
#48492
1   2   3   4   5   6   7

Duruşmaya saat 13:00’e kadar ara verildi.

Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.

Gizli Tanık Poyraz tanık odasında daha önceki son ortam ve şekilde huzura alındı.

Doğrudan soru sorma işlemine devam olundu.

Mahkeme Başkanı: "Buyurun. Mikrofonu uzatalım Boğaç Kaan Beye.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan söz istedi verildi: “Siz ifadenizde vermiş olduğunuz yani söylemiş olduğunuz şeyleri aynı bu şekilde duydunuz değil mi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Savcı Beye ifade verdiğinizde buraya yazılan şeyleri duymuş olduğunuzu iddia ettiğiniz insanlardan ifade verdiğiniz şekilde duydunuz değil mi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Yani diyorsunuz ki ben.”

Gizli Tanık Poyraz: “Daha içeriği var ben şimdi canlı olarak anlattım. Ama ispat.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Ben bu soruya efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Bir dakika, bir dakika. Buyurun devam edin.”

Gizli Tanık Poyraz: “İspatlayamadığım için ifademde böyle böyle olmuş dedim. Ama şimdi yüz yüze geldik. Canlı olarak çünkü ispatlayamıyorum bak şimdi nasıl ispatlayamam Boğaç. Şimdi Varis Küçük, Önder Ercan, Mecnun Odyakmaz, Zafer Salman gelip de benim bu ifademi doğrulamaz burada. Doğrular mı? Doğrulamaz. Öyle bir şeyleri yok.”

Mahkeme Başkanı: "Yani bu ifadenin şahitleri onlar mı diyorsunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Onlar yani üst Peker grubunun ben dahil kalburüstü 1. kurmay insanları bende bunların içine dahilim yani.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam.”

Gizli Tanık Poyraz: “Peker’in kurmayları.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Efendim sorularımı bitiriyorum yalnızca şunu söylemek istiyorum. Ben bu davadan dolayı burada yargılanmıyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam, tamam.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Aynı zamanda, aynı zamanda.”

Mahkeme Başkanı: "Hakkınızdaki iddialar belli, soracağınız bir şey var mı tanığa?”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Hayır bir, bir cümle bir şey söyleyebilir miyim?”

Mahkeme Başkanı: "Hayır onları daha sonra sorarsınız.”

Sanık Boğaç Kaan Murathan: “Bizi itibarsızlaştırmak için üstümüzde delil olmayan konuları veya yapmadığım, olmadığım bir konuyu bu şekilde söyleyip sizin gözünüzde başka türlü göstermeye çalışıldığını söylemek istiyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam efendim o, onlar daha sonra değerlendirilecek. Tamam anlaşıldı buyurun. Buyurun Sedat Bey.”

Sanık Sedat Peker söz istedi verildi: “Saygıdeğer Başkanım eğer müsaade ederseniz huzura gelip 2 gündür şahsımla ilgili yazılı 30 sayfa bir ifade var, sözlü olarak da bir o kadar beyanlarda bulunuldu. Eğer uygun gördüğünüz takdirde huzura gelip bu konularla ilgili açıklama yapmak istemekteyim. Kanuna faydalı olmak açısından, davaya katkı sağlamak açısından müsaade eder misiniz?”

Mahkeme Başkanı: "Efendim o açıklamanızı daha sonra yaparsınız. Tanığın tamamlansın beyanı alınan beyanı. Beyanı alınsın daha sonra değerlendirme yaparsınız. Soru soracağınız bir şey var mı tanığa?”

Sanık Sedat Peker: “Efendim söz bugün verecekseniz ben soru sormak için istemiyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Efendim bugün olur daha sonra olur yani tanığın beyanı tamamlansın alınması, daha sonra beyanda bulunursunuz. Yani sorunuz var mı tanığa.”

Sanık Sedat Peker: “Efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Şahide sorunuz var mı?”

Sanık Sedat Peker: “Bir şey arz edebilir miyim? Gizli Tanık buradan ayrıldıktan sonra başka bir zaman bana söz hakkı verseniz de bunun karşılığı olmayacaktır söylediğim şeyin.”

Mahkeme Başkanı: "Efendim tanık şu an huzurda soracağınız bir şey varsa sorabilirsiniz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sayın Başkanım, Sayın Başkanım söz almak istiyorum ben.”

Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sayın Sedat Peker hiç rahat ol ne zaman o şeyi yaptığın zaman devlet bana ne zaman gel dediği zaman yine aynı bu sandalyeye oturacağım hiç merak etme.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam. Soru sorunuz yoksa oturtacağım.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım sorularım var tabi ki var efendim. 50 tane insan her şey….”

Mahkeme Başkanı: " E buyurun sorun.”

Sanık Sedat Peker: “Müsaade ederseniz oraya gelip orada sorabilir miyim efendim?”

Mahkeme Başkanı: "Buyurun, buyurun gelin.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım, sizde takdir edersiniz ki, ismim bu gizli tanık ifadesinde birçok olayda birçok kez uzun kereler söylendi. Benim diğer gizli tanıklar gibi sorularım haliyle bu kadar olmayıp biraz çok olacaktır. O yüzden dolayı lütfen bana sabır göstermenizi arz ediyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Estağfurullah sorular kısa olsun ve çok olabilir ama tekrar olmasın.”

Sanık Sedat Peker: “Evet tekrar olmayacaktır efendim. Ancak dediğim gibi 30 sayfa yazılı bir o kadar da sözlü beyanlarda bulunuldu. Her şeyden önce çocukluk arkadaşım olan insanların ölümüyle ilgili direk olarak suçlandığım için önce onlara, sonra ailelerine karşı burada bir şeref bir onur sorumluluğum var.”

Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”

Sanık Sedat Peker: “Ben soruları mahkemeniz vasıtasıyla sorup mahkemeniz vasıtasıyla cevap almak istiyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım, şimdi önce şuradan başlamak istiyorum bir mektup gönderilmiş tarafımdan. Mektubu havaalanında okumuş. Gizli tanık bunu kendisi anlattı. Daha sonra mektubun yırtılıp atıldığı söyleniliyor. Şimdi bildiğimiz kadarıyla tanık koruma şube müdürlüğü diye bir birim oluşturuldu. Buradaki polislerin işi, görevi bu. Şimdi yıllardır ben yargılanırım, yıllardır bu konuları bilirim diyen gizli tanık benim tarafımdan, benim el yazımla yollamış mektubu bu davanın kaderini değiştireceğini bilebilecek kadar bu konuların içindedir. Soruyorum efendim. Neden her dakika polislere nereye gittiğini söylediği halde bulunduğu benim tarafımdan gönderildiğini iddia ettiği kişilerle görüşmeye giderken neden polislere haber verip oraya getirmeyip mektubu götürmemiş, yani suçüstü yaptırmamıştır.”

Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sayın Başkanım, ben gereken birimlere haberimi verdim, ben kanunsuz iş yapmadım. Bu işte kararımı verip kellemi koyduktan sonra.”

Mahkeme Başkanı: "Şimdi.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben, ben o görüşmeye giderken gelen İsmet Yılmaz’a gerekli tedbirlerimi söyledim. Dedim ki, bu işin sonu kötü. Benim dediğim yeğenim senin adını soyadını artı dedim telefon görüşmelerini hepsini dedim biliyor. Ben dedim Diyarbakır’dan geliyorum. Benim yeğenimde burada görevli dedim. Ben Diyarbakır’dayım sen gelemezsin. Havaalanına.”

Mahkeme Başkanı: "Şimdi bunları anlattınız gizli tanık mesele şu, Sedat Peker’in ken… size mektup gönderdiğinden bahsediyorsunuz. O mektubu aldığınızı polislere haber verdiniz mi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Ben polislere görüşme….”

Mahkeme Başkanı: "O mektup konusundan bahsettiniz mi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Mektubu ben polise dedim ki ben bu mektup gelmiş mektup Kağıthane’de. Ben dedim bu mektubu yani bu görüşmeyi yapmam lazım. Yapmasam benim dedim tamamen işim tehlikeye giriyor. Ben dedim bu görüşmeyi yapacağım. Nitekim gittim görüşmeye herkesin de haberi var.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam.”

Gizli Tanık Poyraz: “Orada da imha edildi kendi de el yazısıyla Serdal Akça’yı, Serdal Akça denilen müdürü ben ne biliyordum kendisi yazmış mektubu.”

Mahkeme Başkanı: "Şimdi mektubu niye vermediniz polise?”

Gizli Tanık Poyraz: “Kendi Sedat Peker oraya özellikle beyan ediyor. Diyor ki oku oku iyice oku Hacı diye iyice oku oku diyor. Mektubu getiren arkadaş imha edecek. O arkadaşta zaten kendisi okuyor. En sonda benim dedim ki ver ben okuyayım dedim. Kendim elime yazısına baktım aynı yazı. El yazısı. Sonra şey yaptıktan sonra dedi ki bir de dedi sana zarfı var. Ben o parayı onların bana kazmış olduğu kuyuya göre kendimi rahat hareket edeyim diye aldım. O parayı da göndermenin niyeti Hacı bara gider pavyona gider beni bu sandalyeye oturtmadan önce dertleri koparmak artı.”

Mahkeme Başkanı: "Yani size gelen mektupta okunduktan sonra imha edileceği yazıldığı için mi mektup imha edildi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam. Anladım.”

Gizli Tanık Poyraz: “Artı mektupta bana iş kuracağını Haziranda benim dinlenileceğimi, Haziranda tahliye olup bana güzel bir iş kuracağımı, rahat edeceğimi bizzat beyan ediyor.”

Mahkeme Başkanı: "Ne dedi darbe mi olacağını dedi, darbe mi olacak dedi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Hayır iş kuracağını.”

Mahkeme Başkanı: "İş kuracak dedi evet.”

Gizli Tanık Poyraz: “Yani ben ifademi değiştirirsem polis zoruyla artı bana burayı öyle tarif ediyor ki diyor ki mektubunda Hacı diyor bak diyor biz eski dostuz, eski günlerin hatırına diyor. Hakim yedek yani bir hakim gelecek diyor. Hakim odaya gelmeden konuşma diyor. Polisler seni dışarı çıkarır diyor. Ama diyor polisten de korkma eskisi gibi değil diyor. Tamam hastasın rahatsızsın diyor ama diyor özellikle de orada defalarca beyan ediyor. Sakın diyor Veli Küçük’ten bahsetme diyor bana. Bunu özellikle. İş kuracağını arada 250 bin dolar rakamı var mı yok mu ben Sedat Peker’e soruyorum.”

Mahkeme Başkanı: "Mektubun içerisinde mi yazıyordu o 250 bin dolar?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet bende ben 2. şey 2. görüşmemde dedim ki bu iş böyle kolay değil ben çakıp saklan… siz dedim o İsmet Yılmaz’a diyorum ki bunlar diyorum ben tanık değilim diyorum böyle üstüne bas…. Çünkü zaman kazanmak istiyorum. Efendim bende kendi canımı sağlama almak istiyorum. Bu ifadeyi vermek istiyordum ölmeden önce. Şimdi hiç fark etmiyor. Dedim ki o zaman dedim benim bir yerlere gidip saklanmam lazım siz böyle gizli tanık gizli tanık emniyet benim peşime düşer dedim bunlara. Yani bende kendime göre onları uyarıyorum onlar nasıl beni şey yapıyorsa bu da dedim öyle şey bir rakam değil. Havaalanında İsmet rakamı söyle dedi rakamı bekliyorlar. Ben 200 bin dolar dedim. Oradan İsmet ayrıldı ben bindim uçağa Diyarbakır’a gittim. İsmet beni aradı tamam mı dedi okey diyor musun? Kağıthane’ye gitmiş ben dedim ki İsmet dedim hesapladım dedim benim kaçıp saklanmam bir şeyler yapmam bu iş dedim 500 bin liraya çıkıyor bu da 250 bin liraya tekabül eder. Sedat Peker telefonda şeyde mektubunda Hacı benimle pazarlık yapma biz eski dostuz, eski günlerin hatırına Veli Küçük’ten bahsetme, param ne kadar param varsa yarısı senindir diye yazdı mı yazmadı mı?”

Mahkeme Başkanı: "Buyurun. Buyurun sorarak devam edin. Buyurun.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım kurbanlık, kurban bayramından önce kurban alıp satmıyoruz ki elini uzat şu kadar da anlaşalım. Bir kere eğer gizli tanığın bu beyanını doğru kabul edeceksek gizli tanıklarla ilgili görevli polis memurlarının hakkında mahkemenizin saygısızlığı kabul etmeyin suç duyurusunda bulunması gerekmektedir.”

Mahkeme Başkanı: "Efendim sorularınıza devam edin daha sonra bunlar değerlendirilecek. Yani tanığın beyanının doğru olup olmadığı konusunda herhangi bir kararımız şu anda yok.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: "Daha sonra değerlendirilecek. Siz sorularınızı sorun. Lütfen sorunuzu sorun.”

Sanık Sedat Peker: “Evet efendim. Ancak sorumun cevabı.”

Mahkeme Başkanı: "Efendim suç duyurusunda bulunma talebi sırası değil daha sonra talepte bulunursunuz. Tanığa sorular sorun.”

Sanık Sedat Peker: “Talepte bulunmuyorum efendim. Sorumun cevabı sadece bu değil. Ben eğer ki polislere söylediyse böyle bir görüşmeye gidiyorum diye. Mektup gelmiş Sedat Peker’den diye polislerin o an orada olması gerekiyor anla…”

Mahkeme Başkanı: "Tamam efendim tamam anlaşıldı. Siz sorunuzu sorun, buyurun. Diğer başka bir soruya geçelim.”

Sanık Sedat Peker: “Tabi efendim. Saygıdeğer Başkanım, Kelebek operasyonu kapsamında gözaltına alındığını söylüyor gizli tanık. Ayrıca bürosunda ruhsatsız silah, tahsil edilmek amaçlı çek senetlerin olduğunu, belli bir miktar oranda esrar olduğunu anlatıyor. Şimdi Kelebek kapsamı dosyasında normal beni tanıyan insanlar dahi birkaç normal telefon konuşmasından dolayı örgüt üyeliğinden dava açılmışken bu kadar tahsil edilecek çekler, kendi beyanı silah, uyuşturucu olduğu halde bu davanın iddianamesine kendisi neden dahil edilmemiştir?”

Mahkeme Başkanı: "Bu savcının bilebileceği takipsizlik kararında ne yazıyorsa orada bir gerekçe yazılmıştır. O gerekçeye bakmak lazım.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım.”

Gizli Tanık Poyraz: “O onu da cevaplamak istiyorum Sayın Başkanım müsaade ederseniz.”

Mahkeme Başkanı: "Bir dakika. Buyurun, buyurun.”

Gizli Tanık Poyraz: “Sayın Sedat Peker sen beni iyi biliyorsun bende seni iyi biliyorum Hacı Turan şubede kaburgasını kırdırır ama sorguda fındıktan, cevizden bahseder. Ben kendi rızamla olmasaydı Allah’a büyük söylemiyorum kralı bu kelimeleri benden alamazdı. O kaburgaları yine kırdırırdım yine vermezdim. Bunu sende biliyorsun sana reis diyen Süleyman Başgör asayiş şubenin müdürü bana bilet aldı ben Ankara’da otobüsten in geri İstanbul’a İstanbul’u yasakladı bana. Sen benim sorgularda ne şeyler şey yaptığımı biliyorsun beraber alındık.”

Sanık Sedat Peker: “Bilmiyorum ben bilmiyorum. Sizin anlattığınız şeyleri ben bilmiyorum. Birazdan maddi delillerle anlatacağım. Bir de basın mensubu.”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim.”

Sanık Sedat Peker: “Arkadaşlar isminizin ne olduğunu öğrendi, devamlı bunu tekrarlamanıza gerek yok. Saygıdeğer Başkanım biz gizli tanık diyoruz o kendi ismini söylüyor. Lütfen film gibi bu bir durum oluyor ortada.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam efendim belli yani açık, açık kimliği belli ancak yayın yasaklı anlaşıldı. Şimdi efendim.”

Sanık Sedat Peker: “E o zaman bizde açık kimliğini söyleyelim efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Konu dışına taşmayalım. Soru şuydu gizli tanık; sizin hakkınızda takipsizlik kararı verildi mi Kelebek operasyonuyla ilgili olarak, niçin verildi onu biliyor musunuz?”

Gizli Tanık Poyraz: “Valla 13. ağırın savcısı ben orada yığıldım kaldım tekrar beni Haseki hastanesine götürdüler. Ben hastanedeyken savcı bırakmış beni. O savcının bileceği bir iş efendim. 13. ağırda bilemem ki.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam, tamam anlaşıldı buyurun.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım, gizli tanık ifadesinde anlatımlarına bir mektupla başlanıyor işte bir telefon görüşmesiyle rahmetli Tolga Atalay Peker’i telefonla aradığında kendisi ifadesinden söylüyorum soruyu kendi ifadesinden soracağım Başkanım. Diyor ki, abi adını söylüyor benim diyor kalemim kırıldı. Beni içeri bir odaya aldılar. Belimden de silahımı aldılar. Zannediyorum beni biraz sonra infaz edecekler. Abi diyor biz başta Behçet Cantürk olmak üzere Sapanca bölgesine atılan faili meçhul cinayetleri gerçekleştirdik. Bunlar bizim teşkilatın işi. Ben bizzat bunlarda görev aldım. Ayrıca Halim Kırnap, Eyüp İlhan, Zarif İlhan ve birkaç tane daha isim sayarak bunların öldürülmesi de bizim teşkilatın işi abi sende kendine dikkat et seninde başına böyle bir şey gelebilir diyor. Daha sonra telefonu kapattıktan sonra gizli tanık yarım saat sonra 1 saat sonra bir haber alıyor. Deniyor ki, Tolga Peker kazayla öldü. Sorumu soruyorum Başkanım. Kendisi bu işlerin içerisinde çok uzun yılardır var olduğunu söylüyor. Bir kişi öldürülmek için silahı alınıp bir odaya koyulursa acaba eline telefon verip sağı solu arasın diye kendisine cep telefonu verilir mi soruyorum kendisi bu işleri çok iyi bilen biri olarak cevaplasın efendim. Öyle olduğunu söylüyor.”

Gizli Tanık Poyraz: “Tolga, cevap veriyorum efendim. Tolga Peker senin manevi kardeşin. Soy ismini alan Tolga Peker benim bildiğim Tolga Peker öyle Peker ki öyle Tolga ki Atilla Peker içeri girdiğinde Atilla, Murat Tok bunu bana söyledi. Atilla Peker’e fazla konuşma kellen masada deyip kafasını masaya koyan bir arkadaş. Öyle bir kardeş.”

Sanık Sedat Peker: “Sorumun cevabı bu değil Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: "Yani bir dakika. Bu Tolga Peker o sizin. Bir dakika.”

Gizli Tanık Poyraz: “Yani diyor ki efendim telefonla diyor sağa solu jandarma kuvvetinden filan niye yardım istememiş.”

Sanık Sedat Peker: “Hayır o değil sorum o değil.”

Mahkeme Başkanı: "Bir dakika efendim bir dakika. Gizli tanık soru şu; Tolga Peker o sıkışık durumunda yani öldürüleceğini anladığı durumda size nasıl olup da telefon açmış bilginiz var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yanında telefon benim Sedat Peker ile samimiyetliğimden ötürü Sedat Peker Vedat Kadıoğlu’nun da kalemini kırdı ben kendisine yalvara yakara Vedat Kadıoğlu’nu Kadıköy evlendirme dairesinde Mecnun’un nikah salonunda kendisini affettirdim. Bunu Tolga’da biliyor.”

Sanık Sedat Peker: “Hayır böyle bir şey olmadı.”

Gizli Tanık Poyraz: “Ondan sonra Antalya’da.”

Sanık Sedat Peker: “Ayrıca sorumun cevabını almadım efendim.”

Gizli Tanık Poyraz: “Seneler sonra Antalya’da öldürüldü.”

Mahkeme Başkanı: "Evet.”

Gizli Tanık Poyraz: “Yani Sedat Peker’e benim sözümün geçeceğini Tolga biliyor.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: "Şimdi bir dakika sorunun cevabı o değil. Sorunun cevabı, sorunuz şu şekildeydi. Tolga Peker sizi nasıl olup da aradı? Size bu sözleri söyledi. Daha sonra yarım saat sonra da mesaj gelmiş öldürüleceğini söyledi diyorsunuz.”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim cevabını aslında ben veriyorum. Diyorum ki Tolga Peker benim Sedat Peker ile çok samimi olduğumu bildiği için yani bir devlet kurumuna ona buna telefon açmayacağı.”

Mahkeme Başkanı: "Soru, soru, soru sizi, sizi niçin aradı değil. Yani telefonu bulup nasıl fırsat bulup sizi aradı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Telefon yanında.”

Mahkeme Başkanı: "Yanında başkaları yok muymuş?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yok yalnız.”

Sanık Sedat Peker: “Efendim sorumu tekrar edebilir miyim?”

Gizli Tanık Poyraz: “Dışarıdan kapısı ki… dışarıdan kapım kilitli dedi abi dedi.”

Mahkeme Başkanı: "Buyurun.”

Sanık Sedat Peker: “Kendi ifadesinde ve sözlü beyanında tekrar ediyor. Diyor ki; abi belimden silahımı aldılar. Beni bir odaya kilitlediler. İnfaz edecekler deyip açıklamalarını yapıyor. Belinden silahı alınarak bir odaya öldürmek için konulan bir insanın üzerinde cep telefonunu hiçbir kimse bırakır mı? Kendisi bu işlerde çok eski olduğunu, bir ismi olduğunu söylüyor. Bunun cevabını kendisinin vermesini istiyoruz efendim?”

Gizli Tanık Poyraz: “Cep telefonu bırakılmaz. Gayrimeşruda bir iş adamını kaldırırsan cep telefonunu şununu bununu alırsın. Tolga Peker’i suçlama suçla yani atılan suçtan ötürü Tolga Peker kurulu bir çocuktu. Telefonunu almaya zaten otele yerleştirildikten sonra, sonra 1, 2 kişi geliyor Tolga’ya diyorlar ki reisin talimatı var silahını alacağız. O da buyurun diyor. Zaten bana telefonunda da ölümünü bile bile biliyor yani öldürülecek orada. Ben nasıl şimdi basa basa diyorum ki bu işin finalinde beni öldürecekler, Tolga Peker’de biliyor. Ben ölümünü bile bile nasıl yüzümü açtırdıysam Tolga Peker’de benim gibi benim kafada olan bir insan ölümünü bile bile orada üstünde kapı kilitli zaten.”

Sanık Sedat Peker: “Gizli tanık siz ifade eder misiniz efendim sorabilir miyim? Ben diyor ki gururlu bir insan telefonunu vermez demeye getiriyor.”

Gizli Tanık Poyraz: “Vermez demiyorum alma alınmadı alınma alınmaz yani onun.”

Sanık Sedat Peker: “O zaman silahı niye alındı?”

Mahkeme Başkanı: "Bir dakika bir dakika bir dakika efendim bir dakika. Gizli tanık sizin savcılıkta vermiş olduğunuz dizi 244’deki bu konudaki ifadenizi okuyorum. Şöyle demişsiniz. Tolga bunun üzerine Murat’ı bırakmış, Murat’ta o haliyle Sedat Peker’in yanına gitmiş ve olayları daha fazla abartarak Sedat Peker’e anlatmış. Sedat Peker’de orada Tolga’nın kalemini kırdığını ancak bu olayı kendisinin üstlenmesi gerektiğini ve kaza süsü verilerek kendisinin çok az bir cezayla kurtulacağını söylemiş.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet doğrudur.”

Mahkeme Başkanı: "Daha sonra da daha sonra Sedat Peker Tolga’ya 15, 20 gün hiçbir şey olmamış gibi davranmış. Bu süre sonrasında Sedat, Tolga’ya kendisini tatile göndereceğini ve Datça’da bir otel ayarladığını söyleyerek parasını verip tatile göndermiş. Arkasından da Atilla Peker ve Murat Tok’u aynı yere göndermiş. Tolga Datça’ya varıp otelde odasına yerleştikten sonra orada bulunan birileri Tolga’nın yanına gelerek silahını almışlar ve bu işin buraya kadar.”

Gizli Tanık Poyraz: “Selçuk.”

Mahkeme Başkanı: "Olduğunu dışarıya çıkmaması gerektiğini Sedat Peker’i kastederek reisin gelip görüşeceğini kendisi ile bizzat konuşacağını söylemişler. Kapıyı kilitlemişler.”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet bunu da yapan Selçuk Şeker, Peker’in Ege tarafı Datça tarafındaki Ege tarafında çarpışarak diskoda vurulan arkadaş. İsmi de Selçuk Şeker. Aynı ifadem dediğim gibidir efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Kapıyı kilitlemişler diyorsunuz. İçeride kimse yok muymuş yani bulunduğu yerde?”

Gizli Tanık Poyraz: “İçeride Tolga, Tolga’yı yalnız bırakıyorlar efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Niye yalnız bırakmışlar yani içeride birileri yok muymuş?”

Sanık Sedat Peker: “Efendim telefonu niye bırakılmış?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yok yok yalnız.”

Mahkeme Başkanı: "Peki cep telefonu içeride miymiş acaba?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet.”

Mahkeme Başkanı: "Yani Tolga’yı cep telefonu ile birlikte aynı odada kitli bırakmışlar öyle mi?”

Gizli Tanık Poyraz: “Evet. “

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım takdir edersiniz ki, televizyon dizisi izleyen insanlar bile bilir ki bir insana bir şey yapılacağı zaman üzerinde cep telefonu bırakılmaz. Kendisinin anlattığı profesyonel bir örgütten bahsediyor.”

Mahkeme Başkanı: "Bir dakika bir dakika siz Tolga’ya sordunuz mu beni nasıl aradınız falan diye cep telefonunu nereden buldun diye sordunuz mu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Efendim sormama gerek yok zaten aradı ben bir sefer başladım Peker’i aramaya telefona da Gaffar Kandemir çıkıyor. Ben Gaffar Kandemir’e ille reisle görüşeceğim ille reisle görüşeceğim diye görüşmedi telefona çıkmadı.”

Mahkeme Başkanı: "Şimdi onlar, onlar ayrı konu da Tolga Peker’e sordunuz mu yalnız mısınız odada başka biri var mı diye herhangi bir konuşma geçti mi aranızda?”

Gizli Tanık Poyraz: “Yok öyle bir şey geçmedi.”

Mahkeme Başkanı: "Geçmedi. Nasıl oldu nasıl anladınız Tolga’nın odada yalnız olduğunu?”

Gizli Tanık Poyraz: “Böyle aynı benim olduğum gibi abi geldim buraya tatile diye ama buraya gelince iş değişti böyle böyle oldu. Selçuk Şeker zaten ondan sonra o olayla ilgilendi. Odaya oturduktan sonra işte reis gelecek böyle böyle görüşecek silahını bir zahmet ver. Zaten (1 kelime anlaşılamadı) cigaralık Tolga başlıyor işte kim reise Sedat Peker’e sözü geçer belki de benden başka, başka kişileri de aradı ona Peker’e yakın kişileri. Aramış olabilir onu bilemem ama.”

Mahkeme Başkanı: "Peki, peki.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım.”

Mahkeme Başkanı: "Bir dakika. Bulunduğu oda kaçıncı kattaymış bilginiz var mı?”

Gizli Tanık Poyraz: “Onu bilmiyorum efendim.”

Mahkeme Başkanı: "Yani kaçma imkanı yok muymuş Tolga’nın size telefon açabiliyor o sırada kaçamaz mıymış?”

Gizli Tanık Poyraz: “Tolga Peker kaçmaz efendim, kafasına silahı da dayasan kaçmaz.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam buyurun.”

Sanık Sedat Peker: “Saygıdeğer Başkanım haklı olarak vaktiniz değerli. Bana diyorsunuz ki soruları net olarak sor, net olarak cevap al. Ben soru soruyorum anlatılan şeylerin hiçbiri benim cevabım değil. Birçok şey anlatılıyor, birçok isim söyleniliyor, birçok kargaşa. Ben bu işleri bilirim babamın adı Osman benim adım falan ama neticede cevap.”

Mahkeme Başkanı: "Efendim sizin sorularınıza yardımı olacak soruları soruyoruz. Yani telefon nasıl aradığını, nasıl başkasının olup olmadığını soruyoruz.”

Sanık Sedat Peker: “Başkanım özür dilerim ben sizi tenzih ederim ben öyle bir niyetle söylemedim. Sorunun cevabını alamadığımı söylüyorum birçok şey anlatılmış gibi oluyor ama bir cevap yok ortada.”

Mahkeme Başkanı: "Tamam. Başka sorunuzu alalım.”

Sanık Sedat Peker: “Efendim şimdi rahmetli Tolga Peker diyor ya Behçet Cantürk dahil birçok kişiyi biz öldürdük. Bizim teşkilatın işi. Bu ilk verilen 28 sayfa ifadenin ana teması bu. Diğer olan olaylar bu konunun yanındaki yan garnitürler. Dosyada baktığında ana olay bu faili meçhul cinayetler. Bu sefer ifade huzura gelip verilen ifadeye baktığımız zaman görüyoruz ki, Ayhan Çarkın’ın ifadeleri ile bu cinayetleri kimlerin savcı Hakan Yüksel’in çalışmasıyla kimlerin hangi şartlarda, nasıl işlediği net, açık, şüpheye yer olmadan bütün herkes tarafından öğreniliyor. Şimdi soruyorum efendim. Failleri belli, kimler tarafından öldürüldüğü belli olan bu cinayetlerin bizim tarafımızdan yapılmış olabileceğini halen daha düşünüyor mu? Sorumun devamı şu şekilde efendim. Eğer böyle bir şey düşünmüyorsa bu söylemiş olduğu şeylerle bu insanlarla aramızda doğabilecek veya ileride bizim yakınlarımızın onların yakınları ile doğabilecek sorunlara zemin hazırlamak için mi böyle bir ifade verilmiştir?”


Yüklə 0,97 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©www.genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə